Felsefe

Gorgias, üç ana fikri savunan bir filozof ve sofisttir: 1. Hiçbir şey yoktur. 2. Var olsa bile bilinemez. 3. Bilinse bile başkalarına bildirilemez. Ayrıca, Gorgias retorik sanatının önemine vurgu yapar ve güzel konuşmanın, karşıdakini etkilemenin ikna etmekten daha önemli olduğunu savunur.

Giordano Bruno, evrenin sonsuzluğu ve Kopernik'in tezini savunması nedeniyle yakılmıştır. Bruno, Katolik Kilisesi'nin Engizisyon mahkemesinde sapkın ilan edilmiş ve dini inançlara aykırı görüşlerinden vazgeçmediği için 17 Şubat 1600'de Roma'da diri diri yakılarak idam edilmiştir.

“Festina lente” özdeyişi, Roma İmparatoru Augustus'a atfedilmektedir.

“Festina lente” özdeyişi, Roma İmparatoru Augustus'a atfedilmektedir.

"Man and Machine" iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Televizyon Dizisi: 1992 yapımı bir bilim kurgu dizisi olan "Mann & Machine", dedektif Bobby Mann ve robot ortağı Sgt. Eve Edison'un gelecekteki bir dünyada suç çözme maceralarını anlatır. 2. Felsefi Eser: 18. yüzyıl Fransız filozofu Julien Offray de La Mettrie'nin "Man a Machine" (Türkçe karşılığı: "Makine İnsan") adlı eseri, Descartes'ın hayvanların sadece otomat olduğu argümanını insanlara genişleterek, dualizmi ve ruhun madde dışı varlığını reddeder.

Geçmişi olan adam ve geçmişi olmayan adam kavramları farklı anlamlar taşır. 1. Geçmişi olan adam: Bu terim, kişinin kim olduğunu, nereden geldiğini ve geçmişte yaşadıklarını bildiği durumu ifade eder. 2. Geçmişi olmayan adam (The Bourne Identity): Bu, 2002 yapımı bir aksiyon, dram ve gerilim filmidir. Dolayısıyla, bu iki kavram aynı değildir.

"The 100" dizisi, yıkıcı bir nükleer kıyametten yaklaşık yüz yıl sonra Dünya'ya dönen uzay habitatı Ark'ta hayatta kalanları konu alır. Hikaye, şu şekilde gelişir: 97 yıl önce dünya üzerinde çıkan küresel nükleer savaşın ardından tüm insanlık yok olmuştur. Uydu yörüngelerinde kalan 12 farklı ülke istasyonu, radyasyon nedeniyle tehlikeli olan Dünya'da yeni bir düzen kurar. Kaynaklar tükenmeye başlayınca, Ark komutasında 100 genç mahkum Dünya'ya gönderilir. Mahkumlar, Dünya'daki yaşam ve olanaklar hakkında bilgi edinmek için gönderilir, ancak ölüm cezaları kaldırılır. Dünyaya gönderilen gençler, radyasyon dolu gezegende topluluk kurma mücadelesi verirken, savaş sonrası hayatta kalanlarla, yamyamlara ve dağ adamlarına karşı savaşır.

İşte bazı felsefi filmler: 1. The Matrix (1999) - Gerçeklik kavramını sorgulayan bir yapım. 2. Inception (2010) - Rüyalar ve bilinçaltı kavramlarını ele alan bir başyapıt. 3. Eternal Sunshine of the Spotless Mind (2004) - Aşk, bellek ve kimlik konularını irdeleyen bir film. 4. Fight Club (1999) - Tüketim odaklı toplumu ve bireyin kimlik arayışını eleştiren bir yapım. 5. The Truman Show (1998) - Gerçeklik ve özgür irade kavramlarını sorgulayan bir film. 6. Blade Runner (1982) - Bilim kurgu ve felsefenin kesiştiği bir yapım. 7. Memento (2000) - Hafıza ve kimlik kavramlarını benzersiz bir anlatım tarzıyla ele alan bir film. 8. Stalker (1979) - İnanç, arzu ve varoluşsal sorgulamaları ön plana çıkaran bir başyapıt. 9. The Seventh Seal (1957) - Varoluşsal kaygıları ve ölüm temasını işleyen bir klasik. 10. Waking Life (2001) - Animasyon ve felsefenin benzersiz bir bileşimini sunan bir film.

Six Feet Under dizisi, Los Angeles'ta bağımsız bir cenaze evi işleten işlevsiz bir ailenin hayatını anlatıyor. Dizide, ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgi, Fisher ailesinin evinde sınırlarını yitiriyor. Dizinin işlediği diğer konular arasında varoluş sorunları, cinsellik, kapitalizm, ilişkiler, felsefe, zaman ve sanat yer alıyor.

"Fatalist" adlı filmler iki farklı hikayeyi anlatmaktadır: 1. 2005 yapımı "Fatalist" filmi, Yaroslav Dobronravov tarafından yönetilmiştir ve Rusya ile ABD ortak yapımıdır. 2. 2009 yapımı "The Fatalist" filmi, João Botelho tarafından yönetilmiştir ve Portekiz ile Fransa ortak yapımıdır.

"Yaratılan" dizisi, insanlığın en temel sorularından biri olan "ölüm ve ötesi"ni irdelemektedir. Dizinin konusu, maceracı, asi ve heyecanlı genç bir tıp öğrencisi olan Ziya'nın hikayesini anlatmaktadır. Dizide, Ziya'nın bu yolculuğunda karşılaştığı alışılmadık doktor İhsan ile birlikte girdikleri gizli ve yasak bir deney, onları felaketin eşiğine getirecektir.

Rick and Morty dizisinin sevilme nedenleri şunlardır: 1. Derin Karakterler ve Hikaye: Rick ve Morty'nin karmaşık karakterleri ve aralarındaki dinamik, dizinin duygusal ve mizahi yönlerini oluşturur. 2. Bilim Kurgu ve Felsefi Temalar: Dizi, bilim kurgu unsurlarını kara mizah ve derin felsefi temalarla harmanlar, bu da izleyicilere düşündürücü bir deneyim sunar. 3. Popüler Kültür Göndermeleri: Sık sık popüler kültür, medya ve insan ilişkileri üzerine göndermeler yapması, dizinin izleyicilerle bağ kurmasını sağlar. 4. Çeşitli ve Yaratıcı Hikayeler: Her bölümde farklı evrenler ve durumlar işlenmesi, izleyicilere sürpriz dolu ve yenilikçi hikayeler sunar. 5. Yetişkinlere Yönelik İçerik: Şiddet, alkol ve uyuşturucu kullanımı gibi yetişkinlere yönelik temaları ele alması, dizinin sadece yetişkinler arasında popüler olmasını sağlar.

Felsefe, sosyal bilimlerde önemli bir yere sahiptir çünkü sosyal bilgilerin temelini oluşturur. Felsefe, sosyal bilimlere aşağıdaki şekillerde katkıda bulunur: Analitik ve eleştirel düşünme becerileri kazandırır. Etik, adalet, insan hakları gibi kavramlarla doğrudan ilişkilidir. Bilimsel gelişmelere yol gösterir.

Bengi Dönüş kavramı, Friedrich Nietzsche'nin "Böyle Buyurdu Zerdüşt" adlı kitabında detaylıca ele alınmıştır.

Antik kriz, genellikle Roma İmparatorluğu'nun 235-284 yılları arasında yaşadığı ve "Üçüncü Yüzyıl Krizi" olarak bilinen dönemi ifade eder. Krizin bazı özellikleri: Siyasi istikrarsızlık: İmparatorlar ortalama 2-3 yıl görevde kalabilmiş ve 20-25 kez imparator değişikliği olmuştur. Ekonomik buhran: Sikkelerin devalüasyonu ve yüksek enflasyon ekonomik istikrarı bozmuştur. Askeri anarşi: Lejyonlar ve praetor sınıfı, kendi imparatorlarını seçip suikaste uğratmıştır. Dış tehditler: Cermen kabileleri ve Sasaniler'in saldırıları imparatorluğu zayıflatmıştır. Bu kriz, Roma İmparatorluğu'nun neredeyse parçalanmanın eşiğine gelmesine neden olmuş, ancak Diocletianus'un reformlarıyla imparatorluk istikrara kavuşmuştur.

Cahit Arf, makinelerin düşünebileceğini ancak sadece düşünceyi taklit edebileceğini düşünüyordu. Arf'a göre, makineler belirli komutlarla sınırlı olan mekanik sistemlerdir ve insan beyninin öğrenme, adaptasyon ve yenilik üretme kapasitesi gibi karmaşık yeteneklere sahip değildir.

Gazzâlî, filozofları dinî ve epistemolojik gerekçelerle eleştirdi. Eleştirilerinin temel nedenleri: 1. Felsefi yöntemlerin yetersizliği: Gazzâlî, filozofların metafizik konularında mantık ve matematiği yanlış kullandıklarını, bu disiplinlerin karmaşık ve anlaşılmaz olduğunu savunuyordu. 2. Dinî inançlara muhalefet: Filozofların, özellikle İbn Sînâ ve Fârâbî gibi İslam filozoflarının, din ve inançları inkâr ettiklerini ve bunları uydurulmuş kanunlar olarak gördüklerini düşünüyordu. 3. Epistemolojik tutarsızlıklar: Gazzâlî'ye göre filozoflar, iddialarını kesin bilgiye değil, tahmine dayandırıyorlardı ve bu nedenle görüşleri çelişkiliydi. Bu eleştirilerle birlikte, Gazzâlî felsefeyi tamamen reddetmedi ve bazı filozofların, özellikle Sokrat, Hipokrat, Platon ve Aristo gibi, olgun akla ve birçok fazilete sahip olduklarını kabul etti.

Öğreti iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Bilimde ve felsefede: Bir görüşü sistem içinde belli bir anlayışa ve düşünceye dayalı olarak oluşturan ilke ve dogmalar bütünü, meslek, doktrin. 2. Toplumda: Herhangi bir alanda çığır açan bir düşünce adamının ortaya koyduğu görüşler ve ilkeler bütünü, doktrin.

Rölatif yaklaşım, görecilik olarak da bilinir ve bilgi, gerçeklik, değerler ve ahlaki standartlar gibi konularda mutlak ve evrensel doğruların var olmadığını savunan bir felsefi yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre, her şey bağlamına, kültüre ve bireysel deneyime bağlı olarak anlam kazanır.

Determinizm ve otodeterminizm arasındaki temel fark, insan özgürlüğü ve eylemlerin belirlenme şekli konusunda ortaya çıkar. Determinizm, her olayın önceden var olan nedenler tarafından belirlendiğini savunur. Otodeterminizm ise, insanın kendi kaderini tayin edebileceğini ve verdiği kararların kendi iç dünyası, değerleri ve arzuları tarafından belirlendiğini öne sürer.