EskiUygarlıklar

Urartular, başkenti Tuşpa (Van) olan tarihi bir krallıktır. Bazı özellikleri: Yönetim: Merkezi karakterli teokratik bir krallıktı. Askeri Yapı: Güçlü ordulara sahipti. Kültür ve Sanat: Çivi yazısı ve hiyeroglif kullanmış, taş, seramik ve metal işçiliği yapmışlardır. İnanç: Çok tanrılı bir dine inanıyorlardı. Altyapı: Su tesisleri ve kaleler inşa etmişlerdir. Urartu Krallığı, M.Ö. 6. yüzyılın başlarında, Medler ve İskitler'in saldırılarıyla zayıflayarak tarih sahnesinden çekilmiştir.

Saban, Sümer uygarlığına aittir. Sümerler, M.Ö. 4000-2000 yılları arasında Irak'ın güneyinde (Güney Mezopotamya) yaşamış ve sabanı icat ederek çiftçilere çeşitli saban türlerini nasıl kullanacaklarını açıklayan detaylı kılavuzlar hazırlamışlardır.

Kitapların ilk resmi, Mısır'da bulunan papirüs ruloları üzerinde yer almaktadır. Ayrıca, Mezopotamya'da M.Ö. 3. binyılda kil tabletler üzerine yazılan metinler de kitapların erken dönem örnekleri arasında yer alır. İlk kitabın tam olarak nerede bulunduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu bölgeler ilk yazılı belgelerin ortaya çıktığı yerler olarak kabul edilmektedir.

Mayalar, alfabesi olmayan bir yazı sistemi kullanmıştır. Mayalar tarafından kullanılan yazı sistemine ait sembollere "glif" adı verilir. Diego de Landa, Maya yazısını çözmeye çalışırken, Maya seslerine karşılık gelen sembolleri içeren bir "alfabe" türetmiştir, ancak bu aslında bir alfabe değil, Maya gliflerinin bir listesidir.

Lahmacunun ilk kim tarafından bulunduğu kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, lahmacunun kökeni Babilliler medeniyetine kadar dayanmaktadır. Lahmacun, tarih boyunca farklı mutfaklarda evrimleşmiş ve özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaygınlaşmıştır. Lahmacunun tam olarak nerede ve kim tarafından icat edildiğine dair net bir bilgi bulunmamakla birlikte, Orta Doğu kökenli bir yemek olduğu kabul edilmektedir.

Eski uygarlıkların yaşamlarına dair bilgi veren resim ve heykeller, mimari, dini ve günlük yaşam unsurlarını yansıtır. Bazı örnekler: Mezopotamya: Sümerler ve Babilliler, ziggurat adı verilen tapınaklar inşa etmişlerdir. Mısır: Piramitler, mezarlar ve tapınaklar, ölümsüzlüğü simgeleyen anıtsal yapılar olarak inşa edilmiştir. Yunan: İnsan formunun estetik ve idealize edilmiş bir şekilde temsil edildiği heykeller ve tapınaklar, Yunan sanatının önemli eserleridir. Roma: Yollar, köprüler, su kemerleri ve amfitiyatrolar gibi mühendislik harikaları, Roma mimarisinin ve yaşamının bir parçasıdır. Anadolu: Çatalhöyük'te bulunan resimler, insan ve hayvan figürlerini içeren erken dönem Anadolu sanatına örnektir. Ayrıca, Antik Yunan’da Olimpos Dağı’ndaki tanrıların güçleri ve zayıflıkları, Zeus’un baskınlığı ve Afrodit’in aşk tanrıçası olarak temsil edildiği heykellerle betimlenir.

Anadolu'nun en eski halkı Hatti'lerdir. Hatti halkı, yaklaşık M.Ö. 3000 yıllarının ortalarına doğru siyasi organizasyonlarını tamamlamış ve krallıklar ile beylikler halinde örgütlenmiştir.

Mardin'deki en eski uygarlık, Subari ve Hurri medeniyetlerine kadar uzanan yerleşim izleriyle belirlenmiştir. Ayrıca, Mardin'in insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biri olduğuna dair çeşitli efsaneler de bulunmaktadır. Örneğin, bazı Süryani ve Arap efsanelerine göre, cennetten kovulan Âdem ve Havva'nın ilk yerleştiği yerlerden biri Mardin olabilir. Mardin, tarih boyunca Sümerler, Akadlar, Mitani, Hititler, Asurlular, İskitler, Babil, Pers ve Makedonya gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

Diplomasinin ilk örnekleri arasında şunlar sayılabilir: Kadeş Antlaşması. Amarna Mektupları. Antik Yunan'daki diplomatik anlaşmalar. Hititler ve Eski Mısırlılar arasındaki mesaj, armağan, tahta çıkmaya ilişkin tebrik ve başsağlığı mektupları.

İlk mürekkebin ne zaman bulunduğuna dair farklı görüşler bulunmaktadır. MÖ 2500-2000 yılları. MÖ 4500. İlk mürekkep fabrikası ise 1818 yılında Fransız matbaacısı Pierre Lorilleux tarafından kurulmuştur.

Muşkilerin kökeni, yazılı kaynaklara göre Kafkasya'ya dayanmaktadır. Asur kaynaklarında iki farklı grup Muşki olarak adlandırılmıştır: 1. Doğulu Muşkiler: MÖ 12. ve 9. yüzyıllar arasında Murat Nehri ile Fırat arasında yaşamışlardır. 2. Batılı Muşkiler: MÖ 8. ve 7. yüzyıllar arasında Kapadokya ile Kilikya arasında yaşamışlardır. Bazı yazarlar, Muşkilerin Yunan kaynaklarında geçen Mosçoiler ile aynı halk olduğunu ve bir Gürcü halkı olduğunu iddia etmiştir. Ayrıca, İbrani kökenli rivayetlere göre, Muş adı, Asurlulardan kaçarak Muş yöresine gelen İbrani kabilelerinden biri tarafından verilmiştir.

Eski uygarlıklar tıp alanında çeşitli uygulamalar geliştirmişlerdir: Antik Mısır'da: Cerrahi ve travma tıbbı uygulanmıştır. Uzmanlaşmış doktorlar (göz doktoru, cerrah, diş doktoru, kadın hastalıkları doktoru) bulunmaktadır. İlaçlar kullanılmış, şifalı otlar ve droglar ilaç yapımında yer almıştır. Hijyen ve temizliğin önemi anlaşılmıştır. Hitit Tıbbı'nda: Droglara dayalı tıp uygulanmış, aynı zamanda din ve büyü ağırlıklı bir yaklaşım benimsenmiştir. Bulaşıcı hastalıkların bulunduğu kentlerin boşaltılması gibi önlemler alınmıştır. Bu uygarlıklar, tıp alanında yaptıkları çalışmalarla modern tıbbın temelini atmışlardır.

Göbeklitepe'nin çözülmesinin zor olmasının birkaç nedeni vardır: Yazılı belgelerin eksikliği. Sembolizm ve anlam. İnşa yöntemi. Gömülme nedeni.

Suriye'nin eski isimlerinden bazıları şunlardır: Bilad-ı Şam. Asurya. Amathlaahah (Yamhad) Krallığı. Mittanni Devleti. Ayrıca, Suriye adı Grekçe "Συρία (Suría)" kelimesinden latinceleştirilmiştir.

Çatalhöyük evlerinin kerpiçten yapılmasının birkaç nedeni vardır: Kolay erişilebilir malzemeler: Çatalhöyük döneminde kerpiç, pişmemiş kerpiç, ağaç ve kamış gibi malzemeler kolayca temin edilebiliyordu. Dayanıklılık: Kerpiç tuğlalar, güneşte kurutulduğunda belirli bir dayanıklılık kazanıyordu. İnşaat tekniği: O dönemdeki inşaat teknikleri, kerpiç tuğlaların kullanımını gerektiriyordu. Ayrıca, kerpiç kullanımı, sosyal eşitlik anlayışına da işaret edebilir; çünkü tüm evler benzer büyüklükte ve benzer şekilde inşa edilmiştir.

Eski uygarlıklar resim sanatını çeşitli amaçlarla kullanmışlardır: Mitolojik hikaye ve din anlatımı. Dini temalar. Av ritüelleri. Günlük yaşam ve doğa tasviri. Sanat ve dekorasyon. Ayrıca, resim sanatı, eski uygarlıkların düşünce dünyasını ve yaşam tarzlarını anlamamıza da yardımcı olur.

Hititler, Hint-Avrupa kökenli bir topluluk olarak kabul edilmektedir. Bilimsel çevrelerde, 1930’larda Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde ortaya atılan Türk Tarih Tezi’ne göre Hititler bir Türk medeniyetidir.

Eski uygarlıkların en önemli buluşları arasında şunlar sayılabilir: Tekerlek. Pusula. Matbaa. Yazı. Bu buluşlar, eski uygarlıkların hayatını ve sonraki dönemleri önemli ölçüde etkilemiştir.

Eski uygarlıklarda birden fazla sayı sistemi bulunmaktaydı. Bazı örnekler: Sümer Sayı Sistemi: 60 tabanlı bir sistemdir. Eski Mısır Sayı Sistemi: 10 tabanlı bir sistemdir. Maya Sayı Sistemi: 20 tabanlı bir sistemdir. Bu sistemler, farklı medeniyetlerin matematiksel ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirilmiştir.

Tarihte ilkleri kimin bulduğu hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, tarihte bazı ilklere dair bilgiler şu şekildedir: İlk Türk denizcisi: Emir Çaka Bey'dir. İlk barut, pusula, matbaa ve kağıt: İlk defa Çinliler kullanmıştır. İlk hiyeroglif (resim) yazısı: Mısırlılar bulmuştur. İlk para: Lidyalılar kullanmıştır. İlk yazılı kanunlar: Sümerlere aittir. İlk güneş yılı esaslı takvim: Mısırlılar kullanmıştır. İlk meclis: Hititler kurmuştur. İlk sosyal örgütlenme: Maden devrinde Mezopotamya'daki Sümerler tarafından gerçekleştirilmiştir. İlk yazılı anlaşma: Mısırlılar ile Hitililer arasında imzalanan Kadeş Anlaşması'dır.