DiniTerimler

Mendup, Arapça kökenli bir sözcük olup "teşvik edilen hal ve hareket" anlamına gelir. Dini bir terim olarak mendup, kesin olmayan bir tarzla yapılması istenen davranışları ifade eder. Bu davranışlar üç kategoriye ayrılır: Sünnet-i Müekkede: Dini vecibelerin tamamlayıcısı olan ve Hz. Peygamber'in bazen terk ettiği davranışlar. Sünnet-i Gayr-i Müekkede: Hz. Peygamber'in bazen yaptığı ibadet nevinden davranışlar. Sünnet-i Zevâid: Hz. Peygamber'in insan olarak yaptığı davranışlar. Mendubu işleyen sevap ve mükafata hak kazanır, terk eden ise kınanmaz.

Ulvi aşk, hidayet romanlarında anlatılan ve kabul gören aşk türüdür. Ulvi kelimesi, Arapça kökenli olup "yüce", "eşsiz ve benzersiz özellikler taşıyan" ve "gökle ilgili olan, semavi" anlamlarına gelir.

Abdal kelimesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşır: Tasavvuf terimi: Dünya ilgilerinden kurtularak kendisini Allah yoluna adayan ve "ricâlü'l-gayb" diye adlandırılan veliler topluluğu içinde yer alan sûfî veya erenler. Tarihî topluluk: Afganistan'da bir Türk kabilesi ve Anadolu'da göçebe bir topluluk. Diğer anlamlar: Gezgin, derviş; kıyafeti perişan ve dilenci kılıklı kişi.

İhtiyar kelimesi, yaşlı, kocamış olan, pir (kimse), genç karşıtı anlamlarına gelir. Ayrıca, cansız, sönük ve eski anlamlarında da kullanılır. Bir diğer kullanımı ise, baba veya anne anlamında teklifsiz konuşmada yer alır.

Dogma, bir otorite tarafından ortaya konulan, her türlü araştırma ve incelemeye kapalı olarak kabul ettirilmeye çalışılan görüş ve inanış anlamına gelir. Dogma kelimesi ayrıca şu anlamlara da gelir: doğruluğu gözden geçirilmeden kabul edilen bir doktrin veya ideolojinin temeli yapılan kör inanç; dini sistem; kesin söz veya fikir; kesin fikir; kaide. Dogma kavramı genellikle dinlerin mutlak gerçeklik olarak ileri sürdükleri ve bağlılarından tartışmasız inanılmasını istedikleri ilkeleri ifade eder. Ayrıca, felsefede çoğunluk tarafından kabul edilen yaygın görüş anlamında da kullanılır.

Tavafta şavt, Hacer-i Esved'in hizasından başlayarak Kâbe'nin etrafında bir defa dolaşmak anlamına gelir. Kemâl kelimesi ise tavaf bağlamında kullanılmamaktadır. Tavafın geçerli olması için en az dört şavt yapılması farz, yedi şavta tamamlanması ise vaciptir.

Manitou ve manito aynı değildir, ancak benzer anlamlara sahip iki farklı kelimedir. Manito, Ojibwe dilinde "ruh" veya "gizem" anlamına gelen bir terimdir ve genellikle doğal nesnelerin ruhlarını ifade etmek için kullanılır. Manitou ise Algonquian dilinde "ruh" veya "tanrı" anlamına gelen bir terimdir ve daha güçlü ruhları, yani tanrıları veya yaratıcı varlıkları ifade etmek için kullanılır. Bu iki kelime bazen birbirinin yerine kullanılsa da, farklı anlamlara sahip oldukları için dikkatli olunmalıdır.

Celse kelimesi, Arapça kökenli olup "oturma, oturum, oturuş şekli" anlamına gelir. Celse kelimesinin bazı kullanım alanları: Dini terim: Namazda, birinci secdeden doğrulduktan sonra ikinci secdeye varıncaya kadar geçen süre içinde bir müddet oturmak. Hukuki terim: Mahkemelerde, hakim, savcı ve avukatların eşliğinde bakılan davaların her bir oturumu.

Elve kelimesi, Osmanlıca bir terim olup "yemin etmek, kasem" anlamına gelir. Başka bir anlamı ise "zayıf kimse" veya "ahmak kimse" olarak belirtilmiştir. "Elve" kelimesinin "işe yarar" anlamında bir kullanımı bulunmamaktadır.

A.S. kısaltması iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Anonim Şirketi (A.Ş.). 2. İslam'da A.S..

KS kısaltmasının bazı anlamları: Kuddise sirruhu: Arapça bir tabir olup, "Allah onun sırrını mukaddes etsin, kutlu kılsın" anlamına gelir ve dine hizmet etmiş kişiler için kullanılır. Kill steal (öldürdüğünü çalmak): MMORPG oyunlarında, bir kişinin dövmeye başladığı yaratığa saldırıp deneyim, para veya drobu çalmak anlamına gelir. Anahtar kümesi veya anahtar sahne. Kayserispor veya Galatasaray. Kimsin sen. Counter Strike oyununda kullanılan bir terim.

Fey kelimesi, sözlükte "geri dönmek, şekil değiştirmek" ve "gölge" anlamlarına gelir. Terim olarak ise fey, İslam devletinde gayrimüslimlerden alınan vergileri ve savaşsız elde edilen malları ifade eder: Haraç ve cizye. Ticaret malları vergisi (uşûr). Savaşsız elde edilen topraklar. Fey gelirleri, devlet başkanı tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak zorundadır.

Uzak şehit ifadesi, doğrudan Kur'an-ı Kerim'de veya dini kaynaklarda yer almayan bir terimdir. Ancak "şehit" kavramı, genel olarak Allah yolunda canını feda eden kişi anlamına gelir. Bu bağlamda, "uzak şehit" ifadesi, belki de savaş veya cihat gibi belirli bir amaç uğruna uzakta iken hayatını kaybeden kişileri ima ediyor olabilir.

Taboo kelimesi, tabu anlamına gelir ve "yasak" veya "dokunulmaz" olarak tanımlanabilir. Tabu kavramı, sosyal geleneklerden veya duygusal tiksintiden kaynaklanan bir engelleme veya yasağı ifade eder. Ayrıca, "taboo" kelimesi şu anlamlara da gelebilir: Oyun: Belirli sözcükleri kullanmadan bir şeyler anlatmayı gerektiren bir oyun. Polinezya terimi: "Tapu" anlamına gelir ve bu, "yasaklanmış" anlamına gelir.

Heavenly Bodies oyunu, astronotların uzay yürüyüşü görevlerini simüle eden bir fizik oyunudur. Oyunda, uzay teleskoplarını birleştirmek, hassas güneş panellerini kurmak ve kozmik botanik araştırmaları yapmak gibi görevler bulunur. Ayrıca, 1984 yapımı Heavenly Bodies adlı bir Kanada-ABD dram filmi de bulunmaktadır.

NEMA kelimesi farklı alanlarda farklı anlamlara gelebilir: Ulusal Elektrik Üreticileri Birliği (National Electrical Manufacturers Association). İktisat terimi. Dini kavram. Nemalandırma ise, boşta duran ve kullanılabilir durumda olan belirli miktardaki bakiyenin faiz getirisi elde etmek üzere işletilmesi anlamına gelir.

Mele ve seyda arasındaki temel fark, eğitim ve unvan seviyeleridir. - Mele, genellikle medrese eğitimi almış, fıkıh ve şer'i ilimlerde yetkin olan kişiler için kullanılır. - Seyda ise, daha üst bir unvan olup, 12 ilmi tamamlamış, icazet almış ve fetva makamında olan zatlar için kullanılır. Özetle, her seyda bir melidir, ancak her meli seyda değildir.

Taat, Arapça kökenli bir kelime olup "ibadet etme" anlamına gelir. Taat kelimesi ayrıca şu anlamlara da gelir: Allâh’ın emirlerini yerine getirme; boyun eğme, emre uyma, itaat; takvâ, zühd. Taat kelimesi, "itâa-yutîu-itâat" masdarından alınmış bir isim masdardır. Taat kelimesi iki kısma ayrılır: 1. Allah'a itaat: İbâdetler ve muâmeleler konusunda Allah'ın emirlerine uymak ve yasaklarından kaçınmakla olur. 2. Kullara itaat: Yöneticilere, ana ve babaya, kocaya gerekli olan itaat gibi. Bir hadislerinde Hz. Peygamber "Allah'a isyanda tâat yoktur" buyurmuştur. Taat yaparken, Allah için niyet edilirse, ibadet yapılmış olur.

Nasr kelimesi, Arapça kökenli olup "yardım" ve "zafer" anlamlarına gelir. Nasr Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 110. suresidir ve üç ayetten oluşur.

Basîr kelimesi, "görmek, bilmek ve sezmek" anlamlarındaki "basar" kökünden türemiş bir sıfattır. Basîr kelimesinin bazı anlamları: gören, basîret sahibi olan; aydınlık ve karanlıkta küçük ve büyük her şeyi gören (Allah'ın sıfatı olarak); gizli ve açık her şeyi bilen; kalp gözüyle gören; kararmış, ekşi yüzlü ve katı yürekli kimse (mecazi anlam).