Dilin gerçekliği inşa etmesi, dilin semboller aracılığıyla gerçekliğin kendisini değil, onun bir yorumunu sunması anlamına gelir. Bu, şu şekilde gerçekleşir: 1. Sözcükler nesnelerin yerine geçer: Bir ağacı "ağaç" olarak adlandırdığımızda, bu sözcük ağacın fiziksel varlığının yerine geçer ve biz dünyayı bu semboller aracılığıyla kavrarız. 2. Gerçeklik ile dilsel kurgu arasında mesafe yaratır: Bu temsil, gerçekliği tam anlamıyla yansıtmaz; aksine, gerçeklik ile arasındaki bir kopukluk yaratır. 3. Anlamın bağlamsallığı: Dil, anlamı sadece kelimelerle değil, aynı zamanda bu kelimelerin dizilimiyle de belirler. Bu nedenle, dil sayesinde bireyler dünyayı nasıl algıladıklarını ve deneyimlediklerini şekillendirirler.