Dilbilgisi

Memento mori, Latince bir deyiş olup, Türkçede "ölümü hatırla", "öleceğini hatırla" veya "fani olduğunu hatırla" anlamlarına gelir. Bu ifade, insanlara ölümlü olduklarını hatırlatarak, hayatlarını daha anlamlı bir şekilde yaşamaları gerektiğini vurgular. Memento mori, sanat eserlerinde ve felsefi metinlerde sıkça kullanılır.

"Got", İngilizce'de "get" fiilinin ikinci hali olup, genellikle geçmiş zamanlı cümleler kurarken kullanılır. Kullanım alanlarından bazıları: Edinme veya elde etme: "She got a promotion at work" (İş yerinde terfi aldı). Varma veya ulaşma: "They got to Shanghai at around 10 in the morning" (Sabah saat 10 civarında Şanghay'a vardılar). Bir hale gelme: "I'm getting old" (Yaşlanıyorum). Ayrıca, "got it" ifadesi, "anladım, tamamdır" anlamında kullanılır.

Hayır, SOT ve SOTVE aynı değildir. SOT (Sound on Tape), televizyon haberlerinde ve prodüksiyonda "ses bandı üzerinde" anlamına gelir ve genellikle bir röportaj, VO (voice-over) veya doğal ses kaydını ifade eder. "SOTVE" ise belgelerde veya kaynaklarda rastlanmayan, bilinmeyen bir terimdir.

Türkçede dört dilek kipi vardır: 1. İstek kipi (-e, -a). 2. Dilek-koşul kipi (-se, -sa). 3. Gereklilik kipi (-meli, -malı). 4. Emir kipi (ek yok, sadece şahıs ekleri ile çekimlenir).

Tezahürün gücü, arzu edilen şeyleri var etmek için içsel yaratıcı enerji ve evrensel tamamlayıcılarla uyumlu bir ilişki kurmayı ifade eder. Tezahürün gücü şu konuları vurgular: Odaklanma: Net bir şekilde istenen şeyi belirlemek ve bu hedefe odaklanmak. Teslimiyet: Kontrolü bırakıp sürece güvenmek. Titreşim ve inanç: Evrenin, zihinsel düşüncelerden ziyade yayılan titreşime ve biyolojik duruma yanıt vermesi. Enerji ve uyum: Bedenin kendini nasıl hissettiğinin, istenen şeyle uyumun iyi bir göstergesi olması. Tezahür, sihir veya büyü değil, bir şeyin değişmesine veya bir oluş halinden başka bir hale geçmesine aracılık eden doğal bir prensip veya süreçtir.

Hayır, "hu" ve "hü" aynı değildir. Hu, Arapça bir zamir olup "o" anlamına gelir ve genellikle tasavvuf edebiyatında Allah'ı ifade etmek için kullanılır. Hü ise, "hu" kelimesinin bozulmuş hali olarak, eski Türkçe'de "cennet kuşu" anlamına gelen "huma" kelimesinden türemiş olabilir. Ayrıca, "hü" Alevi inancında Tanrı'nın niteliklerini ifade etmek ve evrendeki varlıkların Tanrı'nın yansımaları olduğu düşüncesini temsil etmek için kullanılır.

Muhtemel ve muhtemelen arasındaki fark şu şekildedir: Muhtemel: Sıfat olarak kullanılır ve gerçekleşmesi ihtimaller dahilinde olan anlamına gelir. Muhtemelen: Zarf olarak kullanılır ve kısa ya da uzun vadede gerçekleşmesi beklenen veya umulan anlamında kullanılır. Örnek cümleler: Muhtemel: Bu olaydan sonra işten ayrılması muhtemel. Muhtemelen: Bu yaz tatil için muhtemelen Aydın'a gideceğiz.

Bağlaç olan "ki" ayrı yazılır. Bazı ayrı yazılan "ki" örnekleri: bilmem ki; demek ki; kaldı ki; geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer. Kalıplaşmış bazı ifadelerde "ki" bitişik yazılır: belki; çünkü; hâlbuki; mademki; meğerki; oysaki; sanki. Şüphe ve pekiştirme göreviyle kullanılan "ki" de ayrı yazılır: Ders bitti, zil çaldı mı ki? Seni öyle göreceğim geldi ki.

Arz, bir mal veya hizmetin belirli bir fiyat ve zamanda piyasaya sunulan miktarıdır. Arzın bazı özellikleri: Ürünler için belirlenmiş bir fiyat listesi bulunmalıdır. Ürünlerin satışı ve fiyatlandırılması için belirlenmiş bir zaman aralığı olmalıdır. Ürünleri sunabilmek için bir piyasa bulunmalıdır. Arzı etkileyen bazı faktörler: üretim girdilerinin maliyetleri; teknolojik imkanlar; üretim kapasitesi ve kapasite kullanımı; rekabet koşulları; devlet politikaları. Arzın kullanıldığı bazı bağlamlar: Ekonomi: Üreticilerin belirli bir fiyat ve zamanda ne kadar ürün satmaya istekli olduklarını gösterir. Borsa: Belirli bir hisse senedinin satışa sunulan toplam miktarını ifade eder. Günlük dil: "Sunma", "takdim etme" veya "arz etme" anlamında da kullanılabilir.

Nasip kelimesi, Arapça kökenli olup, farklı anlamlara sahiptir: Bir kimsenin payına düşen şey, hisse, kısmet, talih, baht. Allah’ın bir kimse için önceden belirlediği mutluluk payı (dini literatürde). Günlük kazanç. Ayrıca, "nasip etmek" ifadesi, herhangi bir şeyin elde etmek istediği şeyi istemesi anlamına gelir.

Gerund ve infinitive arasındaki temel fark, kullanım amaçları ve yapılarıdır: Gerund: Fiile "-ing" eki eklenerek oluşturulur ve cümlede isim gibi kullanılır. Infinitive: "To" + fiilin temel haliyle oluşturulur ve eylemin amacını veya niyetini belirtir. Kullanım alanları: Gerund: Özne olarak: "Swimming is good for your health" (Yüzmek sağlığınız için iyidir). Fiilin nesnesi olarak: "I enjoy learning new things" (Yeni şeyler öğrenmekten hoşlanıyorum). Edatlardan sonra: "I have a book about traveling" (Seyahat etmekle ilgili bir kitabım var). Infinitive: Amaç belirten ifadelerle: "I went to the store to buy some milk" (Biraz süt almak için dükkana gittim). Bir fiilden sonra: "They decided to go on a trip" (Bir geziye gitmeye karar verdiler). Bir isimden sonra: "His decision to leave was unexpected" (Ayrılma kararı beklenmedikti). Bazı fiiller sadece gerund veya sadece infinitive ile kullanılabilir, bazıları ise her ikisini de alabilir ancak anlam değişikliği olabilir.

Nispet kelimesi, Türk Dil Kurumu'na göre dört farklı anlama gelir: 1. Oran. 2. Bağıntı, ilgi, ilinti. 3. Kıskandırmak ya da üzmek için yapılan iş. 4. Birini üzmek için veya inat olsun diye yapılan iş. Ayrıca, halk arasında kullanılan bir anlam olarak "gösteriş yapma, böbürlenme" anlamında da kullanılabilir.

7dak.com sitesi Türkçe değildir. Bu site, yetişkinlere yönelik içerikler veya yasa dışı faaliyetler barındırdığından Türkiye'de yasaklıdır.

Xezer kelimesi farklı anlamlara gelebilir: Bitki adı. İsim. Yer adı.

Taraf kelimesi, Arapça kökenli olup farklı anlamlara sahiptir: Yön, yan, doğrultu. İstekleri ve düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. Hukukta, hukuksal amaçlar doğrultusunda tek bir varlık olarak tanımlanabilen bir özel veya tüzel kişilik. Ayrıca, "Taraf" adıyla bilinen bir gazete ve Romanya'da bir televizyon kanalı bulunmaktadır.

Mo kelimesi farklı bağlamlarda çeşitli anlamlara gelebilir: Tıp: "Mono" veya "monosit" olarak da bilinen, bağışıklık sisteminde yer alan bir beyaz kan hücresi. Teknik: Molibdenin simgesi. Coğrafya: "Missouri" eyaletinin kısaltması. Bilgisayar: "Pts" veya "3 1/2 inç" anlamında kullanılır. Argo: "Eşcinsel" veya "homoseksüel" kimse. Deyim: "Modus operandi" (yöntem) ifadesinin kısaltması. Ayrıca, "hang on a mo" veya "half a mo" gibi ifadelerde "bir dakika" anlamında kullanılır.

Kesme işareti (‘) kullanıldığı yerler: Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme eklerini ayırmak için: "Kurtuluş Savaşı’nı, Atatürk’üm, Türkiye’mizin". Kişi adlarından sonra gelen saygı ve ünvan sözlerine getirilen ekleri ayırmak için: "Nihat Bey’e, Ayşe Hanım’dan". Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için: "TBMM’nin, TDK’nin, BM’de, ABD’de". Sayılara getirilen ekleri ayırmak için: "1985’te, 8’inci madde, 2’nci kat". Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen ekleri ayırmak için: "Başvurular 17 Aralık’a kadar sürecektir". Şiirde seslerin ölçü dolayısıyla düştüğünü göstermek için: "Bir ok attım karlı dağın ardına / Düştü m’ola sevdiğimin yurduna". Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için: "a’dan z’ye kadar, b’nin m’ye dönüşmesi".

Ağza almak deyimi, Türkçede iki farklı anlamda kullanılır: 1. Anmak, sözünü etmek. 2. Yemek, içmek veya söylemek.

Sözlük türleri, çeşitli kriterlere göre farklı şekillerde sınıflandırılabilir. İşte bazı yaygın sınıflandırmalar: Sözlüğün diline göre: tek dilli sözlük; iki dilli sözlük (tek yönlü ve çift yönlü); çok dilli sözlük. Sözlüğün kapsamına göre: genel sözlük; ansiklopedik sözlük; terim sözlükleri (hukuk, spor, sağlık vb.); dilin belirli bir alanını içeren sözlükler (eşdizimliler, deyimler, birleşik fiiller). Sözlüğün boyutuna göre: standart (üniversite) sözlük; el sözlüğü; cep sözlüğü. Sözlüğün ortamına göre: basılı sözlük; elektronik sözlük; web tabanlı sözlük. Sözlüğün düzenine göre: kelimeden anlama sıralanan sözlük; anlamdan kelimeye sıralanan sözlük. Kullanıcıların dillerine göre: aynı dili konuşan kullanıcılar için; iki özel grubu oluşturan konuşmacılar için; sözlüğün dilini öğrenen tüm dünya öğrenicileri için. Kullanıcıların becerilerine göre: dilbilimciler ve diğer dil profesyonelleri için; okuryazar yetişkinler için; öğrencilerin ana diline ait okul sözlükleri; yabancı dil öğrenenlerin sözlükleri. Bu sınıflandırmalar, sözlüklerin çeşitli özelliklerini ve kullanım amaçlarını dikkate alarak yapılmıştır.

Carpe diem, Latince kökenli bir deyim olup, "günü yakala", "zamanın tadını çıkar", "anı yaşa" gibi anlamlara gelir. Bu deyim, hedonist bir felsefeyi savunmuyor; aksine, gelecek hakkında endişelenmek yerine yaşanılan anın değerine vurgu yapıyor. Carpe diem felsefesi, Romalı şair Horatius'un dizelerinde ilk kez yer almıştır.