FiilKullanımı

"Got", İngilizce'de "get" fiilinin ikinci hali olup, genellikle geçmiş zamanlı cümleler kurarken kullanılır. Kullanım alanlarından bazıları: Edinme veya elde etme: "She got a promotion at work" (İş yerinde terfi aldı). Varma veya ulaşma: "They got to Shanghai at around 10 in the morning" (Sabah saat 10 civarında Şanghay'a vardılar). Bir hale gelme: "I'm getting old" (Yaşlanıyorum). Ayrıca, "got it" ifadesi, "anladım, tamamdır" anlamında kullanılır.

Faire fiili, Fransızca'da hem "yapmak" hem de "yaptırmak" anlamlarında kullanılır. Kullanım alanlarından bazıları: Yapmak: Yemek yapmak, ders yapmak, bisiklet sürmek gibi eylemleri ifade eder. Yaptırmak: Yemek yaptırmak, eve göndertmek, televizyon izlettirmek gibi başkalarına yaptırılan işleri belirtir. Hava durumu: Hava durumunu ifade ederken kullanılır; örneğin, "Il fait beau" (Hava güzel). Ettirmen yapısı: Faire + mastar yapısıyla bir şeyin yaptırıldığını belirtir; örneğin, "Il fait laver la voiture" (Arabayı yıkatıyor).

Would kullanımının nasıl ayırt edilebileceğine dair bazı bilgiler şu şekildedir: Rica ve hoşgörü. Geçmişteki alışkanlıklar. Tahmin. Şartlı cümleler. Soru sorma. "Would" kullanımının bağlamı, bu ayırt etme yöntemlerinde belirleyici olabilir.

"Be" fiili, İngilizcede çeşitli zamanlarda ve durumlarda kullanılır: Present Simple ve Present Continuous Tense'lerde "am, is, are" olarak kullanılır ve öznenin ne olduğunu belirtir. Past Simple ve Past Continuous Tense'lerde "was, were" olarak kullanılır ve geçmiş zamanda bir durumu veya olayı ifade eder. Planlı gelecek zaman cümlelerinde "going to" yapısıyla birlikte kullanılır. Edilgen cümlelerde yardımcı fiil olarak kullanılır. Sıfat cümlelerinde, isimleri sıfatlarla bağlamak için kullanılır. Ayrıca, "being" ve "been" hallerinde de kullanılır; "being" gerund olarak, "been" ise geçmiş zaman yapılarında yardımcı fiil olarak yer alır.

Try fiili, İngilizce'de "denemek, uğraşmak, çalışmak" anlamlarına gelir. Bazı kullanım örnekleri: Try + ulaç: Bir eylem ile deney uygulama. Try + mastar: Bir şeyi yapmak için çaba harcama. Fiilin halleri: İkinci hali: Tried. Üçüncü hali: Tried.

Önce kelimesi, Türkçede birbirini takip eden iki durumu veya fiili anlatırken kullanılır. Kullanım örnekleri: Fiil + mAdAn önce: "Ali kahvaltı etmeden önce duş alıyor". İsim + DAn önce: "Ali kahvaltıdan önce duş alıyor". Ayrıca, "once" kelimesi İngilizcede farklı anlamlarda kullanılabilir, örneğin: Bir kez, bir defa: "Once you put the cake into the oven, you should be very careful or you could burn it" (Kekini fırına koyduktan sonra dikkatli olmalısın, yoksa yakabilirsin). Koşul belirten cümleler için: "Once I start, ... (Bir başladığımda, ...)". Bağlaç olarak: "Once I came to the party, they were singing" (Partiye geldiğimde şarkı söylüyorlardı).

Do ve does arasındaki temel fark, kullanım şekilleridir: Do, "you", "we", "they" gibi çoğul öznelerle ve ayrıca "I" kişi zamiriyle birlikte kullanılır. Does, "he", "she", "it" gibi tekil öznelerle kullanılır. Olumsuz ve soru cümlelerinde "does" ve "doesn't" kullanıldığında fiil herhangi bir ek almaz. Örnekler: "I don't get up early at 7 o’clock" (Ben sabah 7'de erkenden kalkmam). "Does she work here?" (O burada mı çalışıyor?).

"Kaufen" Almanca'da "satın almak" anlamına gelen bir fiildir ve günlük alışverişlerden büyük yatırımlara kadar her türlü satın alma eylemini ifade etmek için kullanılır. Kullanım örnekleri: Ich kaufe ein neues Auto (Yeni bir araba satın alıyorum). Kaufst du oft online ein? (Sık sık internetten alışveriş yapar mısın?). Wir kaufen Geschenke für die Kinder (Çocuklar için hediyeler alıyoruz). Fiilin çekimleri: Präsens (şimdiki zaman): Ich kaufe, du kaufst, er/sie/es kauft, wir kaufen, ihr kauft, sie kaufen. Perfekt (mükemmel zaman): Ich habe gekauft, du hast gekauft, wir haben gekauft, sie haben gekauft. Ön eklerle kullanımı: Einkaufen: Alışveriş yapmak. Verkaufen: Satmak. Ankaufen: Resmi veya ticari bağlamda satın almak.

Eat fiili, İngilizce'de "yemek yemek" anlamına gelir ve çeşitli durumlarda kullanılır: Geçmiş zaman (Past Tense): Geçmişte tamamlanmış bir yemek eylemini ifade eder. Bu durumda fiil "ate" olarak kullanılır. Yakın geçmiş zaman (Present Perfect Tense): Geçmişte bir zamanda başlamış ve etkisi hâlâ devam eden eylemleri ifade eder. Bu durumda fiil "have/has eaten" yapısıyla kullanılır. Edilgen yapılar (Passive Voice): Eylemin kim tarafından yapıldığından ziyade, eylemin kendisi vurgulanır. Bu durumda fiil "eaten" olarak kullanılır. Ayrıca, "eaten" formu, "Past Perfect Tense" gibi zaman yapılarında da kullanılır.

Have kelimesi İngilizcede "sahip olmak" anlamına gelir. Ayrıca, "have" fiilinin bazı diğer anlamları: yemek veya içmek; almak; neden olmak; zorunda kalmak. "Have" fiili, yardımcı fiil olarak da kullanılır ve farklı zaman çekimlerinde özneye göre "have" veya "has" olarak kullanılır. I, you, we, they özneleriyle "have" kullanılır. He, she, it özneleriyle "has" kullanılır. Örnekler: I have two brothers. She has two cars in the garage.

"Do" yardımcı fiili, İngilizce'de genellikle geniş zaman (simple present) kipinde kullanılır. Kullanım alanları: Olumlu cümleler: "I do my homework every day" (Her gün ödevimi yaparım). Soru cümleleri: "Do you like ice cream?" (Dondurma sever misin?). Olumsuz cümleler: "I do not like broccoli" (Brokoliyi sevmem). Alışkanlıkları ve rutinleri belirtirken: "I do yoga everyday" (Her gün yoga yaparım). Sevilen ve sevilmeyen durumları belirtirken: "I do love to drink coffee in the mornings" (Sabahları kahve içmeyi severim). "Does" ise üçüncü tekil şahıs (he, she, it) için kullanılır.

"Have reached" ifadesi, Present Perfect Tense olarak adlandırılan zaman diliminde kullanılır. Kullanım örnekleri: "So far we have reached the level to express ourselves" (Şu ana kadar kendimizi ifade edecek düzeye ulaştık). "I have reached the school before the bell rang" (Zil çalmadan önce okula ulaşmıştım). "I have got a class today" (Bugün bir dersim var). Eğer eylemin zamanı belirtilirse, Simple Past Tense (geçmiş zaman) kullanılabilir; örneğin, "I reached home a couple of minutes ago" (Birkaç dakika önce eve ulaştım).

"Had a deaj" ifadesi, İngilizce'de "baş ağrısı çekmek" anlamında kullanılır ve geçmişte gerçekleşen bir durumu ifade etmek için "had" yardımcı fiili ile birlikte kullanılır. Örnek cümle: "She had a headache all day" (Tüm gün başı ağrısı çekti).

Learn fiili, farklı zaman ve cümle yapılarında kullanılabilir: Simple past (geçmiş zaman). Present perfect tense (yakın geçmiş zaman). Past perfect tense (mükemmel geçmiş zaman). Future perfect tense (mükemmel gelecek zaman). Passive voice (edilgen çatı). Sıfat tamlamaları.

"Start etmek" ifadesinin kullanımı, "start" fiilinin kullanımına bağlıdır. "Start" fiilinin bazı kullanım örnekleri: Düzenli çalışmaya başlamak: "If you start to study regularly, you can get good marks" (Düzenli çalışmaya başlarsan iyi notlar alabilirsin). Arabayı çalıştırmak: "I can't start my car" (Arabamı çalıştıramıyorum). Yeni bir işe başlamak: "I'm starting a new job next week" (Gelecek hafta yeni bir işe başlıyorum). Yağmur yağmaya başlamak: "The rain started to fall" (Yağmur yağmaya başladı). "Start" fiilinin ikinci hali "started", üçüncü hali de "started" olarak kullanılır.

"Silkişim" kelimesi, "silkmek" fiilinin yanlış bir kullanımı olabilir. Silkmek kelimesinin iki farklı anlamı vardır: 1. Üstündeki şeyleri düşürmek veya temizlemek için bir şeyi kuvvetle sallamak, sarsmak. 2. Ani bir hareketle sarsmak. Dolayısıyla, "silkişim" ifadesi, bu anlamlardan birine uygun olarak yorumlanabilir.

"Tippen" Almanca'da "daktilo etmek", "hafifçe dokunmak" ve "makineyle yazı yazmak" anlamlarına gelir. Fiilin bazı kullanım örnekleri: Auf einen Telefonbuch-Eintrag tippen, um dessen bevorzugte Nummer zu übernehmen Danach tippen Sie 'user oder Profile' hinzufügen Gewöhnlich tippte ich diese Reden ab und hörte gar nicht auf die Bedeutung der Worte Fiilin çekimlenmesi: Şimdiki zaman: ich tipp(e), du tippst, er tippt, wir tippen, ihr tippt, sie tippen. Geçmiş zaman: ich tippte, du tipptest, er tippte, wir tippten, ihr tipptet, sie tippten. Mastar hali: tippen zu. Fiilin çekimi için aşağıdaki siteler kullanılabilir: bab.la; verbformen.net; PONS.

"Kullanılır" ve "kullanılır" kelimeleri arasında bir fark yoktur; her ikisi de "kullanım" kelimesinin farklı zaman veya kiplerdeki halleridir. Kullanım kelimesi, bir şeyin belirli bir amaç için kullanılması anlamına gelir. Örnek cümleler: "Arabamı zamanında ofise ulaşmak için kullanıyorum". "Çağrı yapmak için cep telefonumu kullan". Kullanma kelimesi ise "kullanım" kelimesinin fiil hali olup, bir şeyin kullanılmasını veya kullanılmamasını ifade eder ve bağlama göre "kullanmayın" anlamında da kullanılabilir. Örnek cümle: "Bu arabayı kullanmak çok kolay".

"Suggest to" ifadesi, İngilizce'de çeşitli amaçlarla kullanılır: Öneri veya tavsiye sunmak. Fikir vermek. Bir öneride bulunmak. Ayrıca, "suggest to" yapısı, bir şeyi sezdirmek, akla getirmek veya belirli bir izlenim bırakmak gibi anlamlar da taşıyabilir.

Almanca'da "wollen" fiili aşağıdaki durumlarda kullanılır: Dilek anlatan ifadelerde. İstek anlatan ifadelerde. Bir şeyi yapma arzusunu ifade eden cümlelerde. Mutlaka bir şeyi yapmak istediğini ifade eden cümlelerde. Bir kararın tamamen başka bir kişiye bırakıldığı cümlelerde. Kişinin bir şeyle hiç ilgisi veya alakası olmak istemediğini anlatan cümlelerde. Ayrıca, "wollen" fiili, gelecekte yapılacak planlar ya da niyetler hakkında konuşurken de kullanılır. "Wollen" fiili, bir cümlede ana fiil (Vollverb) en sonda ve çekimlenmemiş halde olur.