Deyimler

"Dili revan olmak" deyimi, "yola çıkmak" anlamına gelir. Örnek cümle: "Gece geç saatte köye doğru revan oldular".

Gevezelik yapmak, saçma sapan konuşmak, gereksiz ve boş şeyler hakkında konuşmak anlamına gelir. Örnek cümleler: "Gevezelik yapmayı bırakın, telefonun sesini duyamıyorum." "Sınıfta gevezelik yapanların isimlerini yaz başkan."

"Şaşıfelek Çıkmazı" dizisinin konusu, bir mahallede yaşayan ailelerin, komşulukların, aşkların ve esnaflıkların anlatıldığı bir hikayedir. Dizide, boşanmış iki çocuklu bir abla, ergen bir kardeş, kocası tarafından aldatılmış bir arkadaş, cafe işletmecisi bir baba, mahallenin kasabı ve meraklı anneleri gibi karakterler yer alır. Ayrıca, güçlü kadın karakterleri ve doğal diyaloglarıyla dikkat çeken dizi, "işleri hep ters gitsede yüzlerinden güleryüz eksik olmayan, aşk, dostluk ve macera dolu olayların geçtiği sıcak bir mahalle dizisi" olarak da tanımlanabilir.

Türkçede binlerce deyim bulunmaktadır. Ancak, yaygın olarak kullanılan deyimlerin sayısı yaklaşık 500-600 civarındadır. Bazı örnekler: Aklı peynir ekmekle yemek: Akılsızca, şaşkınca, delice işler yapmak. Açık kapı bırakmak: Gerektiğinde bir konuya yeniden dönebilme imkânı bırakmak, kesip atmamak, ileriyi düşünerek ılımlı davranmak. Ecel teri dökmek: Çok korkmak, heyecan içinde bulunup terlemek, korku ve bunalım içinde olmak.

Ayyuka çıkmak deyimi, iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Pek yükselmek (ses için). 2. Herkesçe duyulmak, yayılmak (dedikodu için).

Ayyuka çıkmak deyimi, iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Pek yükselmek (ses için). 2. Herkesçe duyulmak, yayılmak (dedikodu için).

Zıvanadan çıkmak, Türk Dil Kurumu'na göre üç farklı anlama sahiptir: 1. Çok sinirlenmek, öfkelenmek. 2. Aklını yitirmek, çılgın gibi davranmak. 3. Denetlenemez duruma gelmek. Ayrıca, "zıvanadan çıkmak" deyimi, 1960'lı yıllarda trafik polislerinin içinde durduğu metal korumanın adı olan "zıvana"dan geldiği rivayet edilen bir hikayeye de dayanmaktadır.

Kaymak gibi deyimi, TDK'ye göre iki farklı anlama sahiptir: 1. Bembeyaz ve pürüzsüz. 2. Tadı güzel ve yumuşak. Örnek cümle: "Patlıcan kızartması, pilav, bir de koca kâse kaymak gibi yoğurttan oluşan yemeğimizi yedik" (Hüseyin Rahmi Gürpınar).

Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre "veryansın" kelimesinin iki anlamı vardır: 1. Bol bol kullanmak, acımadan harcamak, yok etmek. 2. Kötü söz söylemek, kötü olan şeyler. "Veryansın etmek" deyimi ise hiç acıma göstermeden, insafsızca, gaddarca ağzına geleni söylemek ve bir kimseye insaf etmeden saldırmak anlamına gelir.

"Beyaz sayfa açmak" deyimi, bir konuda geçmişi unutarak geleceğe umutla bakmak anlamına gelir. Örnek cümleler: "İlişkimiz için beyaz sayfa açmak zorundayız." "Bugün beyaz sayfa açarak yolumuza devam edelim."

Çengel atmak, bir konuya taraftar toplama girişiminde bulunmak anlamına gelir. Ayrıca, dijital TV kartı ve uydu anteni ile gerçekleştirilebilen, herhangi bir abonelik gerektirmeyen süper hızlı download yöntemi olarak da kullanılır.

Taş bebek gibi hatun, çok güzel fakat genellikle soğuk ve donuk kadınları tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Bu deyim, aynı zamanda eskiden erkeklerin sevgilileri için, taşı oyarak biçim verdiği bebek anlamına da gelir.

Rubicon'u geçmek, geri dönüşü olmayan bir karar almak veya geri dönüşü olmayan bir yola girmek anlamına gelir. Deyimin kökeni, Roma döneminde, İtalya'daki Rubicon Nehri'nin, Cisalpina Galya eyaleti ile İtalya’nın güneyi arasında bir sınır çizgisi olarak kabul edilmesine dayanır.

"Klişeye düşmek" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "klişe" kelimesinin anlamları hakkında bilgi verilebilir. Klişe; bir şeyin, fikrin veya ifadenin aşırı kullanımı sonucu anlamının yitirilmesi veya basitleştirilmesi durumudur. Ayrıca, klişe şu anlamlara da gelir: Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha; Basmakalıp (söz, görüş vb.).

Teveccüh göstermek, çevredeki kişilere güler yüzlü davranmak anlamına gelir. Teveccüh kelimesi ayrıca şu anlamlara da gelir: bir tarafa doğru yönelmek, yüzünü o yana döndürmek; bir konu veya kişiye ilgi göstermek, dikkat etmek. Teveccüh, tasavvufta ise Hakk’a yöneliş ve kalbî alâka anlamında kullanılır.

"Aman Tanrım!" (Bruce Almighty) filmi, güç, sorumluluk ve özgür irade gibi temaları ele alır. Filmin hikayesi: Bruce Nolan adlı bir televizyon muhabirinin, Tanrı'nın gücünü bir süreliğine alarak hayatını nasıl değiştirdiğini anlatır. Mesajlar: Film, izleyiciyi derin düşüncelere sevk ederek, hayatın güzelliklerini ve özgürlüğün değerini anlamayı hedefler. Bazı ülkelerde yasaklanma: Malezya ve Mısır'da, Tanrı anlayışının farklı olması nedeniyle yasaklanmıştır.

Dört nala, "vakit kaybetmeden, oyalanmadan ve çarçabuk" anlamına gelir. Ayrıca, bir atın arka ayaklarından güç alıp sıçrayarak koşmasına da dört nala denir. Bu deyim, işlerini hızlı bir şekilde halleden kişiler için de kullanılır. Örnek cümleler: "Hayrola Şükrü! Böyle dörtnala nereye gidiyorsun?" "Hemen eve dörtnala gidip gel."

Kelepire konmak, "kelepir yakalamak" anlamına gelir. Kelepir, değerinden çok aşağı bir fiyat ile satın alınan veya alınabilecek olan şey olarak tanımlanır.

Pot kırmak, yanlışlıkla, farkında olmadan karşısındaki kişiye veya aynı ortamda herhangi birine dokunacak bir söz söylemek veya davranışta bulunmak, gaf yapmak anlamına gelir. Bu deyim, Ermenice "pot" (kumaşta kat, büküm, büzülme veya buruşukluk) ve Türkçe "kırmak" kelimelerinin birleşimiyle oluşmuştur.

Dayayıp döşemek, TDK'ye göre evi, odayı mobilya vb. ile döşemek anlamına gelen bir deyimdir. Örnek cümle: "Karyolalar, koltuklar, kanepelerle dayayıp döşemek lazım." - Y. K. Karaosmanoğlu.