Alacak

Denkleştirici adalete göre zamanaşımı, vadesi geçtiği halde ödenmemiş alacaklar için 10 yıldır.

"Kasa alacaklı" ifadesi, bir işletmenin nakit olarak alacaklı durumda olmasını ifade eder. Bu, işletmenin müşterilerinden tahsil edilmesi gereken paraları (alacakları) nakit olarak beklediği anlamına gelir.

Kısmi dava ve belirsiz alacak davası arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Alacak Miktarı: Kısmi davada alacak miktarı belirlidir ve sadece bu miktarın bir kısmı dava edilir. 2. Zamanaşımı: Belirsiz alacak davasında zamanaşımı, davanın açıldığı tarihte tüm alacak için kesilir. 3. Faiz Başlangıcı: Belirsiz alacak davasında faiz, dava tarihinden itibaren işlemeye başlar. 4. Dava Dilekçesi: Belirsiz alacak davası açarken dava dilekçesinde "Tam olarak tespit edilmesi sonrasında arttırılmak üzere" ifadesi kullanılır.

Temlikin depo edilmesi ifadesi, hukuki bir terim olan "temlik" ile ilgili olabilir. Temlik, bir alacak veya malın, alacaklının (temlik eden) başka bir kişiye (temlik alan) devredilmesi işlemidir. Dolayısıyla, "temliğin depo edilmesi", muhtemelen bu devir işleminin gerçekleştirilmesi anlamına gelmektedir.

Cezaevi yapı harcı, alacaklıya aittir.

Cebri icranın amacı, borçlunun alacaklıya olan borcunu ödememesi durumunda, devletin zorlayıcı gücüyle bu borcun tahsil edilmesini sağlamaktır.

İcra ve İflas Kanunu (İİK) Madde 68, ilamsız takiplerde itirazın kaldırılması yolunu düzenler. Bu maddeye göre: 1. Kesin Kaldırma: Alacaklı, borçlunun itiraz ettiği durumda, elinde İcra ve İflas Kanunu'nun 68. maddesinde sayılan belgelerden biri varsa, itirazın kesin olarak kaldırılmasını talep edebilir. 2. Süre: Alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden itibaren 6 ay içinde itirazın kaldırılmasını istemelidir. 3. Karar: İcra mahkemesi, borçlunun itirazını varit gösterecek bir belge ibraz edememesi durumunda itirazın kaldırılmasına karar verir.

İlamsız icra takibinde belge sunma zorunluluğu yoktur.

Temlikte para, alacaklının (temlik eden) sahip olduğu bir hakkın başka bir kişiye (temlik alan) devredilmesi sonucu geçer. Bu işlem genellikle bir sözleşme veya hukuki işlem yoluyla gerçekleştirilir ve temlik edilen hakkın sahibi olan kişi, bu devir için genellikle diğer tarafın onayına ihtiyaç duyar.

Tasarrufun iptali davasında dava değeri, alacaklının elindeki aciz belgesinde belirtilen ödenmemiş alacak ile iptale tabi tasarrufun değerinden az olana göre belirlenir. Yani, icraya konu alacak ile devredilen mal arasında hangisinin değeri daha az ise, dava değeri olarak o esas alınır.

Dekontta açıklama olmadığında icra takibi başlatmak için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Alacağın Belgelenmesi: Alacağınızı kanıtlayan belgeleri (fatura, senet, sözleşme vb.) hazırlayın. 2. Takip Talebi Hazırlama: İcra dairesine sunulacak takip talebi dilekçesini doldurun. Bu dilekçede alacaklının ve borçlunun kimlik bilgileri, alacak miktarı ve varsa faiz talebi açıkça belirtilmelidir. 3. Yetkili İcra Dairesine Başvuru: Borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesine başvurun. 4. Harç ve Masrafların Ödenmesi: Maktu başvuru harcı, peşin harç ve tebligat masrafı gibi gerekli harçları ödeyin. 5. Ödeme Emri Gönderilmesi: İcra dairesi, belgeleri onayladıktan sonra borçluya 7 gün içinde ödeme emri gönderir. Dekontta borç yazmaması durumunda, paranın ödünç olarak gönderildiğine dair tanık veya elektronik iletişim mecralarındaki yazışmalar gibi yazılı delil başlangıcı sayılabilecek unsurlar araştırılabilir. Bu süreç hukuki bilgi gerektirdiği için bir avukattan destek almak faydalı olacaktır.

İlamsız takip, alacaklının elinde herhangi bir mahkeme kararı (ilam) olmadan, doğrudan icra dairesine başvurarak başlattığı icra takibi türüdür. Bu takipte, alacak genellikle senet, fatura ya da sözleşme gibi belgelerle ispatlanabilir, ancak bu belgeler mahkeme kararı niteliğinde değildir.

Temerrüdün başlangıç tarihi, borcun muaccel hale geldiği ve borçlunun ifayı gerçekleştirmediği durumda belirlenir. İşte temerrüdün başlangıç tarihini tespit etmek için izlenmesi gereken adımlar: 1. Borcun muaccel olması: Temerrüt, borcun vadesinin gelmesiyle başlar. 2. İhtar yapılması: Borçlu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. 3. Belirli vadeli borçlarda: Sözleşmede açık bir vade belirlenmişse, bu vade dolduğu anda borçlu temerrüde düşer. 4. İstisnai durumlar: Sebepsiz zenginleşme veya haksız fiil durumlarında temerrüt, eylemin gerçekleştiği tarihte oluşur. Bu koşullar sağlandığında, borçlu temerrüde düşmüş sayılır ve alacaklının haklarını kullanabilmesi için bu tarihin ispatı gereklidir.

Eski hale getirmede belirsiz alacak davası açılabilir. Belirsiz alacak davası, alacağın miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği durumlarda açılır.

Haciz talebi, alacaklının ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde yapılmalıdır.

İşçilik alacaklarında yemek parasının ispatlanması, işçinin sunduğu belgeler ve tanık ifadeleri ile mümkündür. İspat için kullanılabilecek belgeler şunlardır: İş sözleşmesi: Yemek ücretinin iş sözleşmesinde yer alması. Maaş bordroları: Yemek ücretinin maaşa dahil olduğunu gösteren kayıtlar. E-posta yazışmaları ve mesajlar: Yemek ücreti ile ilgili yapılan yazışmalar. Ayrıca, tanıkların yemek ücreti konusunda doğrudan gözlemlerine dayanarak yapacakları beyanlar da önemli bir delil teşkil eder.

Belirsiz alacak davasında ek talep, davanın görülmesi sırasında, alacak miktarı netleştikçe yapılabilir. HMK'nın 107. maddesine göre, davacı iki haftalık kesin süre içinde iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir.

Gayrimenkul hapis hakkı, bir borçlunun malını, alacaklı olan kişi tarafından, alacak tahsil edilene kadar alıkonulmasını sağlayan bir hukuki süreçtir. Bu hak, genellikle taşınmaz kiralarında kiraya veren tarafından kullanılır ve aşağıdaki durumlarda ortaya çıkar: 1. Borç kesinleşmiş olmalıdır: Kiracının kira borcunu gerçekten ödemesi gerekmektedir. 2. Borç ile taşınmaz arasında bağlantı bulunmalıdır: Alacak, kiralananın döşenmesine veya kullanılmasına yarayan taşınırlar için güvence sağlamalıdır. Kiraya veren, bu hakka dayanarak kira alacağını ödenene kadar kiralanandaki taşınır eşyaya el koyabilir ve bu eşyanın paraya çevrilmesi yoluyla alacağının karşılanmasını talep edebilir.

İşletme borç ve alacak kavramları, iki taraf arasındaki mali ilişkileri ifade eder. Borç, işletmenin bir üçüncü tarafa olan ödeme yükümlülüğünü belirtir. Alacak ise işletmenin bir kişi veya kurumdan alacağı bir tutarı ifade eder.

Diğer alacak, UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) bağlamında, borçlunun üçüncü kişilerden olan hak ve alacaklarını ifade eder.