Alacak

Rehin açığı belgesi, kesinleşmeden icraya konulabilir. Ancak, bu belgenin iki türü vardır: geçici rehin açığı belgesi ve kesin rehin açığı belgesi. - Geçici rehin açığı belgesi, rehinle teminat altına alınmış alacağın karşılanamayacağını belirtirse, icraya konulabilir. - Kesin rehin açığı belgesi ise satıştan sonra kesin rakamlar belli olunca talep edilir ve bu belge ile bir yıl içerisinde genel haciz yolu ile icra takibi yapılabilir.

Katılma alacakları, kesinleşmeden infaz yasağı kapsamına girer. Türk Medeni Kanunu'nun 227. maddesi uyarınca, mal rejimi tasfiyesi davası sınıfındaki davalar olarak; katkı payı ile katılma alacağı talebi içeren davalar kesinleşmeden icra edilebilir.

Alacaklı, hem taşınır hem de taşınmaz dairelerin satışını talep edebilir.

Haciz satışında öncelik, rehinli alacaklılar ve işçi alacaklarına aittir. Sıralama şu şekildedir: 1. Rehinli Alacaklar: Borçlunun malvarlığı üzerinde rehin hakkı olan alacaklılar. 2. İşçi Alacakları: Maaş, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı gibi işçi alacakları. 3. Devlet Alacakları: Vergi borçları ve prim gibi kamu alacakları. 4. Adi Alacaklar: Diğer alacaklar (ticari borçlar veya banka kredileri gibi).

İtirazın iptali davası sırasında borç ödenirse, alacaklının bu davayı açmakta hukuki yararı kalmaz. Ancak, borçlunun itirazına konu olan borcun bir kısmını ödemesi durumunda, ödenmeyen kısım için itirazın iptali davası açılabilir.

Belirsiz alacak davası ve kısmi dava arasındaki ıslah farkı şu şekildedir: 1. Belirsiz Alacak Davasında Islah: Belirsiz alacak davasında, davacı davanın başında belirleyebildiği miktarı belirterek dava açar. 2. Kısmi Davada Islah: Kısmi davada ise alacaklının başlangıçta ileri sürdüğü talebini artırabilmesi için ıslah yoluna gitmesi gerekmektedir.

"Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla" ifadesi, belirsiz alacak davasında kullanılan bir terimdir ve davacının, talep ettiği alacağın tamamını şu an için belirleyemediğini, ancak gelecekte ortaya çıkabilecek ek hakları da saklı tutarak dava açtığını ifade eder.

Bozma kararından sonra verilen yeni hükme ilişkin olarak fark alacakları için icra emri gönderilmesi gerekmektedir. Bu durumda, alacak miktarı aynı kalmışsa, ilamın icra dosyasına sunularak takibin devamını talep etmek ve borçluya muhtıra çıkarmak yeterlidir.

İtirazın iptali davasını, alacaklı tarafından borçluya karşı açılır.

Zamanaşımı, aşağıdaki hallerde durur: 1. Alacaklının resmi olarak talep etmesi: Alacaklının alacağını dava açma veya icra takibi başlatma gibi yollarla talep etmesi zamanaşımını durdurur. 2. Borçlunun borcu kabul etmesi: Borçlunun borcu yazılı veya sözlü olarak kabul etmesi veya borcun bir kısmını ödemesi zamanaşımını durdurabilir. 3. Taraflar arasında yapılan anlaşmalar: Alacaklı ile borçlu arasında yapılan ve borcun ödenme süresini erteleyen veya taksitlendiren anlaşmalar zamanaşımını durdurabilir. 4. Olağanüstü durumlar: Doğal afetler, savaş hali veya taraflardan birinin hukuksal ehliyetinin kısıtlanması gibi olağanüstü durumlar zamanaşımını geçici olarak durdurabilir. 5. Velayet, vesayet ve evlilik süreleri: Çocukların ana ve babalarından olan alacakları, vesayet altındaki kişilerin vasiden olan alacakları ve eşlerin birbirlerinden olan alacakları bu süreler boyunca zamanaşımına uğramaz.

İİK 268, İcra ve İflas Kanunu'nun 268. maddesini ifade eder. Özetle, 268. maddeye göre: - İhtiyati haciz, kesin hacze dönüşmeden önce başka bir alacaklı tarafından haczedilirse, ihtiyati haciz sahibi alacaklı bu hacze kendiliğinden ve geçici olarak iştirak eder. - Rehinden önce ihtiyati veya icrai haciz bulunması durumunda, hiçbir haciz rehinden önceki hacze iştirak edemez. - İhtiyati haciz masrafları, satış tutarından alınır ve diğer rüçhan haklarını vermez.

Takip tarihinden itibaren 5 yıllık süre, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılbaşı olarak belirlenir.

Alacağın ferileri, bir borç ilişkisinde ana borcun (asıl alacak) yanı sıra ödenmesi gereken ek alacakları ifade eder. Bu kapsamda, alacağın ferileri şunları içerebilir: - Faiz: Kira bedelinin geç ödenmesi durumunda işleyen faiz. - Vekalet ücreti: Alacaklı (kiraya veren) avukat aracılığıyla takip başlatmışsa, bu takiple ilgili avukatlık ücreti. - Takip giderleri: İcra takibi sırasında yapılan masraflar (dosya masrafı, tebligat giderleri vb.).

Kısmî dava, daha sonra diğer talepleri de içerecek şekilde belirsiz alacak davasına dönüşebilir. Bunun için kısmi dava açan davacının, belirsiz alacak davası açma hakkını saklı tutması gerekmektedir.

Ödeme yerine alacak devri, aşağıdaki durumlarda yapılır: 1. Haciz durumunda: Hacze iştirak eden bütün alacaklılar muvafakat ederlerse, borçlunun borsada ve piyasada fiyatı olmayan alacakları, ödeme yerine geçmek üzere itibari kıymetleriyle kendilerine veya hesaplarına olarak içlerinden birine devredilir. 2. Üçüncü şahıstaki alacakların tahsilinde: Hacze iştirak edenlerin hepsi veya içlerinden birisi, borçlunun üçüncü bir şahıstaki alacağının tahsilini veya böyle bir şahsa karşı haiz olduğu dava hakkının kullanılmasını üzerlerine alabilirler. Bu işlemler, İcra ve İflas Kanunu'nun 120. maddesi uyarınca gerçekleştirilir.

Alacağa mahsuben ihaleye girmek, icrai satışlarda, satış konusu mal üzerinde rüçhanlı hakkı olan veya bizzat o malı satışa çıkaran alacaklının, nakit para ödemeksizin ihaleye katılması anlamına gelir. Bu durumda, alacaklı ihaleyi kazanırsa, alacağından harç, masraf ve diğer giderler hariç 10.000 TL düşülmüş olur.

Açık hesap, mal ve hizmet satışından doğan ve satış sırasında bir senede bağlanmayan ticari alacakları ifade eder. Tutanak bağlamında ise, açık hesap terimi, bu tür alacakların kaydedildiği ve takip edildiği belgeleri veya kayıtları ifade edebilir.

İşçilik alacağı Yİ ifadesi, yıllık izin alacağı anlamına gelebilir. Yıllık izin alacağı, işçinin işyerinde bir senelik çalışmasını doldurması durumunda hak kazandığı ve kullanmadığı yıllık izin günlerinin parasal karşılığını talep etme hakkını ifade eder.

Temlik eden ve temlik alan, bir alacağın devri (temlik) işleminde yer alan iki taraftır. - Temlik eden: Alacağı devreden, yani alacaklı olan kişidir. - Temlik alan: Alacağı devralan, yani yeni alacaklı olan kişidir.

Ödeme sözü, borçlunun alacaklısına veya alıcının satıcısına, parayı gelecek bir günde ya da belirli bir sürenin bitiminde ödeyeceğine dair verdiği sözdür.