• Buradasın

    Alacak

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Belirsiz alacaklar davası ıslah edilebilir mi?

    Evet, belirsiz alacak davasında ıslah yapılabilir. Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 107. maddesine dayanarak bir kez alacağını artırabilir ve ayrıca HMK'nın 176. ve devamı maddelerine göre davasını bir kez de ıslah edebilir. Islah, davanın esasına ilişkin taleplerde yapılan bir düzeltme işlemidir. Islah talepleri belirli bir zamanaşımı süresi içinde yapılmalı, diğer tarafa bildirilmeli ve mahkeme tarafından uygun görüldüğü takdirde kabul edilmelidir.

    Alacağın temlikinde borçlunun rızası gerekir mi?

    Alacağın temlikinde (devrinde) borçlunun rızası gerekmez. Türk Borçlar Kanunu'nun 183. maddesine göre, kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını almaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.

    Belirsiz alacak davası dilekçe örneği nasıl yazılır?

    Belirsiz alacak davası dilekçe örneği yazarken aşağıdaki unsurlar dikkate alınmalıdır: Yetkili ve görevli mahkemenin doğru tespiti. Kanun gereği bulunması gereken zorunlu unsurların doldurulması. Her iddianın dayandığı ispat araçlarının "hukuki deliller" kısmında belirtilmesi. Netice-i talep bölümünde talep edilecek hususların eksiksiz ve açıkça yazılması. Dava açarken ve dava sırasında hak düşürücü, zamanaşımı ve hukuki sürelere dikkat edilmesi. Dava açmadan önce arabuluculuk şartı varsa öncelikle arabuluculuğa başvurulması. Dava açılırken/başvuru yapılırken gerekli harç ve gider avanslarının ödenmesi. Örnek dilekçeler aşağıdaki sitelerde bulunabilir: mihci.av.tr; av-saimincekas.com; gokhanyagmur.com.tr. Dilekçe örneği doldurulurken her olayın kendi özgü koşullarına dikkat edilmelidir.

    Haksız azlde belirsiz alacak davası ıslah edilebilir mi?

    Evet, haksız azil durumunda belirsiz alacak davası ıslah edilebilir. Islah, dava sürecinde taleplerde yapılan bir düzeltme işlemidir ve belirsiz alacak davasında, talep edilen alacak miktarının zaman içinde netleştirilmesi durumunda gerçekleştirilebilir. Islahın yapılabilmesi için, davanın henüz bir karara bağlanmamış olması ve karşı tarafın mağduriyetine yol açmaması gerekmektedir.

    Belirsiz Alacak Davasında talep artırım dilekçesi ne zaman verilir?

    Belirsiz alacak davasında talep artırım dilekçesi, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda verilebilir. Bu durum, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde tespit edilir. 7251 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, talep sonucunun belirlenmesi mümkün olduğunda hâkim tarafından verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacının talebini artırabileceği açıkça düzenlenmiştir. Talep artırım dilekçesi, bozma kararı sonrasında da verilebilir.

    İcra dosyasında para vezneye girince ne olur?

    İcra dosyasında paranın vezneye girmesi, borcun icra dosyasına ödenmesi anlamına gelir ve bu durum, borcun sona ermesi için yeterlidir. Paranın icra veznesine girmesiyle gerçekleşen bazı durumlar şunlardır: Faiz borcu sona erer. Borçlu, borcundan kurtulur. Hacze iştirak mümkün olmaz. Ayrıca, paranın icra veznesine girmesini sağlayan işlemler de (örneğin, banka teminat mektubunun bozdurulması) icra takip işlemi olarak kabul edilir.

    Mütesellil borçluluk nasıl ispat edilir?

    Müteselsil borçluluğun ispatı için, alacaklının, borçluların her birinin borcun tamamından sorumlu olduğunu bildiren bir beyanını veya borcun kanunda öngörülen hallerde doğduğunu göstermesi gerekmektedir. İrade beyanı ile müteselsil borçluluk: Borçluların her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı açıkça kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk doğar. Kanundan kaynaklanan müteselsil borçluluk: Ancak kanunda öngörülen hallerde, örneğin birden fazla kişi birlikte bir zarara sebep olduklarında veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olduklarında müteselsil borçluluk doğar. Müteselsil borçluluk, alacaklının borçlulardan dilediğini ya da dilediklerini ifa istemine muhatap tutabilmesi, onun bir seçim hakkına sahip bulunduğunu göstermesiyle de ispatlanabilir. Müteselsil borçluluk gibi karmaşık hukuki konularda ispat için bir avukata danışılması önerilir.

    Takas ve mahsup aynı şey mi?

    Hayır, takas ve mahsup aynı şey değildir. Takas, iki kişinin karşılıklı ve aynı cinsten muaccel olan borçlarının, birbirini karşıladığı oranda, taraflardan birinin tek taraflı irade açıklamasıyla sona erdirilmesidir. Mahsup, bir alacağı doğuran olayla bağlantılı olarak, alacaklının elde ettiği bazı menfaatlerin veya borçlunun katlandığı bazı yükümlülüklerin alacaktan indirilmesidir. Takas ve mahsup arasındaki bazı farklar şu şekildedir: Takas için karşılıklı iki alacak (borç) gerekirken, mahsupta bu şart aranmaz. Takas, alacağın sona ermesini sağlarken, mahsup alacağın net miktarının bulunmasını sağlar. Takas bir def’i hakkı olup savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağına tabidir, mahsup ise itiraz niteliğindedir ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi değildir. Takas işleminin hüküm ve sonuç doğurması için dava yoluna başvurulması gerekmezken, mahsupta alacak miktarı mahkemenin kararıyla sonuç doğurur.

    İbraname nedir?

    İbraname, kişiler veya kurumlar arasında herhangi bir alacak ya da verecek kalmadığını resmi olarak gösteren bir belgedir. İbraname ayrıca aklama belgesi olarak da bilinir ve maddi olarak temize çıkma, aklanma anlamlarına gelir. İbranamenin kullanıldığı bazı alanlar şunlardır: İşçi-işveren ilişkileri. Borç-alacak ilişkileri. Ticari sözleşmeler. İbranamenin geçerli sayılabilmesi için aşağıdaki şartların sağlanması gerekir: Yazılı olma şartı. Tarih ve imza zorunluluğu. Hukuka ve ahlaka uygunluk. İbraname, genellikle bir zarar için tazminat alındıktan sonra, aynı zarardan ikinci kez tazminat alınmasının önüne geçmek için imzalanır.

    Muacceliyet ne anlama gelir?

    Muacceliyet, bir borcun artık gecikmeksizin ödenmesi gerektiği hukuki durumu ifade eder. Muacceliyetin gerçekleştiği durumlar: sözleşmede belirtilen vade tarihi geçtiğinde; şarta bağlı borçlarda ilgili şart gerçekleştiğinde; vadesiz borçlarda borç doğduğu anda; borçlu temerrüde düşürüldüğünde (örneğin ihtarname ile). Muacceliyet, alacaklının borçludan ödeme talep etmesi ve gerektiğinde icra takibi başlatması için yasal zemini oluşturur.

    İcra itiraz dilekçesi nasıl yazılır?

    İcra itiraz dilekçesi şu şekilde yazılabilir: Başlık ve Giriş: T.C. [İcra Müdürlüğü Adı] Dosya No: [İcra dosyası numarası] İtiraz Eden (Borçlu): [Ad Soyad, T.C. Kimlik No, Adres] Konu: Tarafıma gönderilen ödeme emrine itirazlarımın sunulmasıdır. Açıklamalar: Tarafıma tebliğ edilen [gün, ay, yıl] tarihli ödeme emrine itiraz ediyorum. Alacaklı tarafından başlatılan takibe konu borç tarafıma ait değildir. Hukuki Nedenler: İcra ve İflas Kanunu ve ilgili mevzuat. Sonuç ve Talep: Yukarıda belirtilen nedenlerle, ödeme emrinde belirtilen borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğimi bildirir, takibin durdurulmasını arz ederim. Tarih ve İmza: [Gün, ay, yıl]. Ekler: Ödeme emri fotokopisi. Tebligat belgesi. Kimlik fotokopisi. İtiraz, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde, ilgili icra müdürlüğüne yazılı dilekçeyle veya sözlü olarak yapılır. İcra takibi ve itiraz süreci karmaşık olabileceğinden, bir avukata danışılması önerilir.

    Konkordoatoda alacak kaydı nasıl yapılır?

    Konkordatoda alacak kaydı şu şekilde yapılır: 1. Alacaklıların Bildirimi: Alacaklılar, konkordatonun ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklarını bildirmeye davet edilir. 2. Dilekçe Sunumu: Alacaklı, Konkordato Komiserliği'ne bir dilekçe sunarak alacağının kaydedilmesini talep eder. 3. Değerlendirme ve İlan: Konkordato komiseri, alacakların varlığını değerlendirir ve sonuçları ilan yoluyla alacaklılara bildirir. 4. Sıra Cetveli: Alacak kayıtları, tasfiye memurlarının hazırlayacağı sıra cetvelinin temelini oluşturur. Alacak kaydı için bir avukattan destek alınması önerilir.

    İhtiyati haciz makale nedir?

    İhtiyati haciz makalesi, bu hukuki konunun çeşitli yönlerini ele alan bir yazıdır. İhtiyati haciz, para alacaklarının güvence altına alınması için mahkeme kararı ile borçlunun malvarlığına geçici olarak el konulmasını sağlayan bir hukuki koruma tedbiridir. Makalede ele alınabilecek bazı konular: İhtiyati haczin şartları: Alacağın rehinle temin edilmemiş olması, alacağın muaccel olması gibi koşullar. Başvuru ve karar süreci: Alacaklının mahkemeye başvurusu, mahkemenin inceleme süreci ve karar verme usulü. Kararın uygulanması ve kaldırılması: İcra dairesine başvuru, şikayet ve kaldırma süreçleri. İtiraz yolları: Karara itiraz ve istinaf süreci. İhtiyati haciz hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: mihci.av.tr; kulacoglu.av.tr; altinkan.com.

    2. ve 3. şahıs borçlusu ne demek?

    İkinci ve üçüncü şahıs borçlusu ifadeleri, hukukta farklı bağlamlarda kullanılabilir. Üçüncü şahıs borçlusu, borçlunun mal, hak ve alacaklarının maliki olduğunu zımnen veya açıkça kabul eden kişidir. Borçun üçüncü şahıs tarafından üstlenilmesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 195 ile 203. maddeleri arasında düzenlenen bir hukuki işlemdir.

    Rehin açık belgesi kesinleşmeden icraya konulabilir mi?

    Rehin açığı belgesi, kesinleşmeden icraya konulabilir. İcra ve İflas Kanunu'nun 152/3. maddesi uyarınca, satışın kesinleşmesi tarihinden itibaren bir yıl içinde rehin açığı belgesine dayanarak haciz yolu ile takip talebinde bulunulduğunda, yeniden icra veya ödeme emri tebliğine gerek yoktur. Ancak, kararın kesinleşmeden icraya konulması bazı istisnalara tabidir. Örneğin, tespit davalarına ilişkin kararlar, iptal davaları, ayni haklara ilişkin kararlar gibi bazı kararlar ancak kesinleştikten sonra icraya konulabilir. Bu nedenle, rehin açığı belgesi ile yapılacak icra takibinin, belgenin verildiği takip türüne ve içeriğine göre, genel icra hukuku kurallarına uygun şekilde yürütülmesi önemlidir.

    Kısmı davada ıslah ile belirsiz alacakta ıslah arasındaki fark nedir?

    Kısmi dava ile belirsiz alacak davasında ıslah arasındaki temel farklar şunlardır: Belirsiz Alacak Davası: Alacağın miktarı dava sürecinde belirlenir. Zamanaşımı, davanın açılmasıyla birlikte alacağın tümü için kesilir. Faiz başlangıç tarihi, dava tarihidir (temerrüt durumu varsa temerrüt tarihi). Kısmi Dava: Davacı, toplam alacağının belirli bir kısmı için dava açar ve bu kısmın miktarını dava dilekçesinde belirtir. Zamanaşımı, sadece talep edilen kısım için kesilir. Faiz başlangıç tarihi, ıslah dilekçesi tarihidir. Belirsiz alacak davasında, davacı talep sonucunu bir kez artırabilir; daha sonra tekrar ıslah yoluna başvurabilir.

    Vadesi gelmemiş alacak için dava açılırsa ne olur?

    Vadesi gelmemiş (ifa zamanı gelmemiş, müeccel) bir alacak için dava açılırsa, dava hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddedilir. Bu karar, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 18.02.2022 tarihli ve 2019/5 E., 2022/1 K. sayılı kararına dayanmaktadır. Bu tür davalarda, alacaklının doğmuş ve güncel bir menfaati bulunmadığı kabul edilir. Ancak, alacağın muaccel hale gelmesinden sonra yeniden dava açılması mümkündür.

    Haciz satışında öncelik kimin?

    Haciz satışında öncelik, alacaklıların hukuki statülerine ve İcra ve İflas Kanunu'na göre belirlenir. Öncelikli alacaklılar şunlardır: Rehinli alacaklılar. Konkordato geçici mühlet kararından sonra komiserin izniyle doğmuş alacaklar. Malın aynından doğan kamu alacakları. İmtiyazlı adi alacaklar. İmtiyazsız adi alacaklar. Haciz satışında öncelik sıralaması, satıştan elde edilen gelirin bu alacaklılara hukuki önceliklerine göre ödenmesini sağlar.

    Alacaklı hangi dairenin satışını talep edebilir?

    Alacaklı, haciz koyduğu taşınmaz veya taşınır malların satışını talep edebilir. Satış talebi, geleneksel olarak yalnızca alacaklı tarafından yapılabiliyordu. Alacaklı veya borçlu, hacizden itibaren bir yıl içinde haczolunan malın satışını isteyebilir.

    Katılma alacaklarında kesinleşmeden infaz yasağı var mı?

    Katılma alacaklarında kesinleşmeden infaz yasağı yoktur. Türk Medeni Kanunu'nun 227. maddesi uyarınca, mal rejiminin tasfiyesi davası sınıfındaki davalar olarak; katkı payı ve katılma alacağı talebi içeren davalar kesinleşmeden icra edilebilir. Ancak, boşanma davasından kaynaklanan maddi tazminat taleplerinin tahsili kesinleşmeden icraya konulamaz.