Travma

Sallabaş hastalığı, muhabbet kuşlarında ve diğer kanatlı hayvanlarda çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Enfeksiyonlar: Bakteriyel ve viral enfeksiyonlar (Bornavirüs, PBFD gibi) sinir sistemini etkileyerek baş sallamalarına neden olabilir. 2. Zehirlenmeler: Ev ortamında bulunan toksik maddeler (aerosoller, ağır metaller, zararlı bitkiler) kuşlarda baş sallama gibi belirtiler yaratabilir. 3. Travmalar: Kafes içinde düşme veya sert bir yere çarpma gibi durumlar iç kulakta denge problemleri oluşturabilir. 4. Genetik veya nörolojik bozukluklar: Doğuştan gelen sinir sistemi rahatsızlıkları da sallabaş davranışına yol açabilir.

Mekanik bozukluklar, çeşitli faktörlerin etkileşimi sonucunda ortaya çıkabilir: 1. Genetik Faktörler: Genetik yatkınlık, bağ dokusu yapısını etkileyerek ayak ve omurga gibi bölgelerde deformitelere yol açabilir. 2. Yanlış Ayakkabı Kullanımı ve Aşırı Yüklenme: Yüksek topuklu ayakkabılar ve aşırı yüklenme, ayak ve bel bölgesindeki kas, bağ ve eklemlerde zorlanmalara neden olabilir. 3. Yaş ve Cinsiyet: Yaş ilerledikçe yumuşak dokuların elastikiyet kaybı ve zayıflaması, kadınları hormonal değişiklikler ve doğum sonrası dönemde daha yatkın hale getirir. 4. Travma ve Yaralanmalar: Burkulmalar, kas yırtılmaları veya tendon hasarları gibi travmalar, yumuşak dokularda anormalliklere yol açabilir. 5. İltihabi Hastalıklar: Romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklar, eklemlerde iltihaplanmaya neden olarak çevre dokuları etkileyebilir.

Antaljik yürüyüş, aşağıdaki hastalık ve durumlarda görülebilir: Eklem ağrıları: Coxalgia, Legg – Calvé – Perthes hastalığı, kireçlenme. Travma: Bacak ve ayak bileği yaralanmaları. Sinir sistemi hastalıkları: Tarsal tünel sendromu. Sırt ağrıları: Siyatik, omurga osteomyeliti, discitis. Kas hastalıkları: Muskuler distrofiler. Bu yürüyüş tipi, ağrıyı azaltmak için geliştirilen bir korunma mekanizması olarak da ortaya çıkabilir.

Çenede morluk oluşmasının birkaç nedeni olabilir: 1. Travma veya Çarpma: Çeneye alınan bir darbe veya çarpma, cilt altındaki kılcal damarların hasar görmesine ve kanın çevre dokulara sızmasına yol açabilir. 2. Kan Hastalıkları: Kandaki pıhtılaşma bozuklukları veya bazı kan hastalıkları, morlukların oluşmasına neden olabilir. 3. İlaç Kullanımı: Aspirin veya kan sulandırıcı gibi ilaçlar, morarma eğilimini artırabilir. 4. Yaşlanma: Yaş ilerledikçe cildin incelmesi ve kan damarlarının daha kırılgan hale gelmesi, morlukların daha kolay oluşmasına yol açabilir. 5. Vitamin Eksikliği: C ve K vitamini eksiklikleri, damar duvarlarını zayıflatarak morluklara neden olabilir. Eğer morluklar sık sık tekrar ediyor veya endişe verici bir durum sergiliyorsa, bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Kötü bir olay, insanı çeşitli şekillerde etkileyebilir: 1. Duygusal Etkiler: Yoğun üzüntü, öfke, korku ve çaresizlik gibi güçlü duygular yaşanabilir. 2. Bedensel Tepkiler: Kalp atışlarının hızlanması, ellerin titremesi gibi stresin bedensel yansımaları görülebilir. 3. Uyku ve İştah Bozuklukları: Uyku kalitesinde azalma ve iştahta değişiklikler olabilir. 4. Sosyal ve İlişkisel Etkiler: Yabancılaşma, yalnızlaşma ve toplumsal çözülme gibi durumlar ortaya çıkabilir. 5. Travma Sonrası Stres: Olay her hatırlandığında aynı duyguların yeniden yaşanması, travma sonrası stres belirtilerine yol açabilir. Bu tür durumlarla başa çıkmak için profesyonel yardım almak faydalı olabilir.

Çelik eklemli dizlik, dizin desteklenmesini ve kompresyon sağlanmasını sağlayarak aşağıdaki durumlarda fayda sağlar: Travma sonrası dizde oluşan bağ yaralanmalarında. Osteoartrit ve menisküs lezyonları gibi diz eklemi sorunlarında. Ön çapraz bağ yaralanmalarında. Bu tür dizlikler, doktorun tavsiyesi ile kullanılmalıdır.

Psikolojik travma, çeşitli kategorilere ayrılabilir: 1. Akut Travma: Ani ve beklenmedik bir olaydan kaynaklanır. 2. Kronik Travma: Uzun süreli veya tekrarlayan travmatik olaylar sonucunda ortaya çıkar. 3. Kompleks Travma: Genellikle çocukluk döneminde meydana gelen, sürekli bir şekilde duygusal, fiziksel veya sosyal ihmal ya da istismar durumlarını kapsar. 4. İkincil Travma: Bir kişinin birinci elden tanık olmadığı, ancak başka birinin yaşadığı travmanın etkilerini deneyimlediği durumları tanımlar. Ayrıca, travmalar tekil ve gelişimsel olarak da sınıflandırılabilir.

İnsan, umursamadığı şeyleri daha çok düşünebilir çünkü bu durum psikolojik veya biyolojik faktörlerin bir sonucu olabilir. İşte bazı olası nedenler: Anksiyete bozuklukları: Kaygı seviyesinin yüksek olması, sürekli olumsuz senaryolar üretme eğilimine yol açabilir. Travmalar: Geçmişteki travmalar, zihinde gerçek dışı düşüncelerin oluşmasına neden olabilir. Obsesif kompulsif bozukluk (OKB): Bu durum, tekrarlayan düşünceler ve kaygılar üreterek gerçek dışı olayların olmuş gibi algılanmasına yol açabilir. Mükemmeliyetçilik: Kendinden mükemmelliği beklemek, sürekli daha iyisini nasıl yapabileceğini düşünmeye neden olabilir. Bu tür düşünceler, kişinin yaşam kalitesini düşürebilir ve profesyonel yardım almak gerekebilir.

Trafik kazalarında künt ve penetran travma şu şekilde tanımlanabilir: 1. Künt Travma: Yüksekten düşme, trafik kazaları, iş kazaları ve darp gibi durumlarda görülür. 2. Penetran Travma: Ateşli silah yaralanmaları ve delici kesici aletlerin yol açtığı yaralanmalardır.

Travmayı en iyi anlatan kitaplar arasında öne çıkanlar şunlardır: 1. "Beden Kayıt Tutar" - Bessel van der Kolk. Travmanın beden üzerindeki etkilerini bilimsel ama insani bir dille anlatan bu kitap, vazgeçilmez bir başvuru kaynağıdır. 2. "Travma ve İyileşme" - Judith L. Herman. Bireysel ve toplumsal travmaların dinamiklerini anlamak için güçlü bir temel sunan klasikleşmiş bir eserdir. 3. "İnsanın Anlam Arayışı" - Viktor E. Frankl. Travma sonrası hayatta kalmanın ve yeniden anlam inşa etmenin varoluşçu temellerini derin bir yaşanmışlıkla anlatır. Ayrıca, "Seninle Başlamadı" - Mark Wolynn ve "Bir Çocuğun Gözünden Travma" - Peter A. Levine & Maggie Kline gibi kitaplar da travmayı farklı açılardan ele alan önemli eserlerdir.

Kola alınan darbe sonrası morarma, cilt altındaki kan damarlarının hasar görmesi sonucu oluşur. Bu durumun başlıca nedenleri şunlardır: 1. Travma: Düşme, çarpma veya doğrudan bir darbe, kan damarlarının zedelenmesine ve kanın çevre dokulara sızmasına yol açar. 2. Pıhtılaşma Bozuklukları: Hemofili gibi genetik hastalıklar veya trombosit sayısının düşmesi gibi durumlar, küçük travmalarda bile ciddi morlukların oluşmasına neden olabilir. 3. İlaç Yan Etkileri: Kan sulandırıcılar gibi bazı ilaçlar, kanın pıhtılaşma yeteneğini azaltarak morarma riskini artırır. 4. Vitamin Eksiklikleri: C ve K vitamini eksiklikleri, damar duvarlarını zayıflatarak veya kanın pıhtılaşma mekanizmasını bozarak morarmaya yol açabilir. Morarma, genellikle zararsızdır ve birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. Bu durumda bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

Büyük travmalar, bireyin fiziksel, psikolojik veya duygusal bütünlüğünü tehdit eden ve genellikle stresli olaylarla ilişkili olan durumlardır. İşte bazı büyük travma türleri: 1. Fiziksel Travmalar: Kazalar, düşmeler, darbe alma, spor yaralanmaları ve ciddi hastalıklar gibi durumlarla ilişkilidir. 2. Psikolojik Travmalar: Çocukluk döneminde yaşanan kötü muamele, taciz, ihmal, aile içi şiddet, savaş, göç, ekonomik krizler veya ani bir kayıp gibi büyük yaşam olaylarıdır. 3. Duygusal Travmalar: Romantik ilişkilerdeki zorluklar, aldatılma, terk edilme, aile içi çatışmalar gibi ilişkisel durumlarla ilişkilidir. Travmanın etkileri kişiden kişiye değişebilir ve uzun süreli olabilir.

Ballistophobia (mermi ve füze korkusu) çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Travmatik Deneyimler: Çocukluk döneminde sevilen birinin veya evcil hayvanın ateşli silahla hayatını kaybetmesi gibi travmatik olaylar bu korkuyu tetikleyebilir. 2. Genetik Faktörler: Genetik yatkınlık, kişinin korku ve fobileri miras almasına neden olabilir. 3. Öğrenilmiş Davranış: Aile içinde bu tür bir korkunun varlığı, diğer bireylerin de benzer kaygılar geliştirmesine yol açabilir. 4. Medya ve Haberler: Savaş sahneleri, şiddet içeren filmler ve genocid haberleri gibi görsel ve işitsel uyaranlar da ballistofobi tetikleyebilir. Bu korkunun üstesinden gelmek için psikoterapi ve ilaç tedavisi gibi yöntemler kullanılabilir.

Ayak bileğine takılan vidanın iyileşme süresi, genellikle 6 ila 8 hafta arasında değişir. Cerrahi sonrası tam iyileşme süreci, fizik tedavi ve rehabilitasyon programına uyum ile birlikte birkaç ayı bulabilir.

"Annem Beni İyileştirdi" kitabı, M. Barış Muslu tarafından yazılmış olup, NeuroFormat sistemi üzerinden çocukların ve ebeveynlerin yaşadığı sağlık sorunlarının travmalarla ilişkisini ele almaktadır. Kitapta anlatılan konular şunlardır: - Alerji, cilt sorunları, hiperaktivite gibi 300'e yakın hastalığın travma kaynaklı olabileceği. - Yazarın, bu tür rahatsızlıkların çözümü için geliştirdiği NeuroFormat tekniği ve bu tekniğin uygulama örnekleri. - Ebeveynlere, çocuklarının olası rahatsızlıkları üzerine düşünme ve kendi geçmişlerine dönerek şifa bulma çağrısı. Kitap, akıcı ve sade bir anlatımla, okuyuculara öğrendikleri bilgileri pratik olarak uygulama imkanı sunmaktadır.

Post-travmatik stres bozukluğu (PTSD) en çok şu durumlarda görülür: Travmatik olaylara maruz kalan kişilerde. Depresyon veya anksiyete geçmişi olan kişilerde. Sosyal desteği yetersiz olan kişilerde. Genetik yatkınlığı olan kişilerde. PTSD, her yaştan insanda görülebilir.

Dişin yerinden çıkması ve kanaması, genellikle diş travması sonucu meydana gelir. Kanamanın diğer olası nedenleri arasında: - Periodontitis gibi diş eti hastalıkları; - Kan sulandırıcı ilaç kullanımı; - Yüksek tansiyon; - Vitamin eksikliği. Tedavi için, dişin yerine yerleştirilmesi ve bir diş hekimine başvurulması gereklidir.

Göz kapağı, gözü çeşitli nedenlerle kaplayabilir: 1. Alerjiler: Polen, toz, hayvan tüyü veya kozmetik ürünlere karşı alerjik reaksiyonlar şişliğe yol açabilir. 2. Enfeksiyonlar: Arpacık, konjonktivit gibi enfeksiyonlar iltihaplanma ve şişlik oluşturabilir. 3. Sıvı Tutulumu (Ödem): Aşırı tuz tüketimi, uykusuzluk veya hormonal değişiklikler göz çevresinde ödem yapabilir. 4. Travma: Göz çevresine alınan darbeler dokuların şişmesine neden olur. 5. Tıbbi Durumlar: Böbrek hastalıkları, tiroid sorunları veya diğer sistemik hastalıklar şişliğe yol açabilir. 6. Yaşlanma: Yaşla birlikte göz kapağı kaslarının zayıflaması ve sarkması da bir neden olabilir. Bu durumlarda, şişliğin nedenini belirlemek ve uygun tedaviyi almak için bir göz doktoruna başvurmak önemlidir.

Şok pozisyonu, bazı durumlarda uygulanmamalıdır: 1. Kardiyojenik şok durumlarında. 2. Akciğer hastalıkları ile birlikte gelişen şoklarda. 3. Batın ve göğüs kanamalarında. 4. Kafa ve omurga travmalarında. 5. Pelvis ve femur kırıklarında. 6. Tibia, fibula ve ayağa ait kırıklarda, kırık tespit edilmeden. Bu durumlarda şok pozisyonu vermek, hastanın durumunu daha da kötüleştirebilir.

"Oddo" filmi, Vietnam Savaşı'ndan iki yıl sonra evine dönen ve travma geçirmiş, hayal kırıklığına uğramış asker Alan Jaffeo'nun hikayesini anlatıyor. Alan, etrafındaki genel yozlaşmadan öfkelenerek, fahişelere, aile üyelerine ve yoluna çıkan herkese karşı şiddetli bir şekilde saldırıyor.