AntikDönem

Papirüsü kimin icat ettiğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır, ancak papirüsün ilk kez Antik Mısır'da kullanıldığı bilinmektedir. Papirüs, Nil Deltası’nda yetişen Cyperus papyrus adlı su bitkisinin gövdesinden yapılmıştır. Papirüsün yapım ve kullanım tekniği, daha sonra Yunanlılar ve Romalılar tarafından benimsenmiştir. Türkiye'de ise papirüsün neolitik dönemin sonlarına doğru İzmir çevresinde kullanılmaya başlandığı bilinmektedir.

Truva Savaşı'nı Yunanlılar kazanmıştır. Yunanlılar, Truva'yı terk ediyormuş gibi yaparak arkalarında dev bir tahta at bırakmışlar ve Truvalıların bu atı şehir surlarının içine almalarıyla savaşı kazanmışlardır.

Akrep Kral olarak bilinen karakterin gerçek adı, Narmer'dir. Ayrıca, 2002 yapımı "Akrep Kral" (The Scorpion King) adlı filmde bu karakteri Dwayne Johnson canlandırmıştır.

Kleopatra'nın toplamda dört çocuğu vardır: 1. Ptolemy Sezar (Caesarion), Jül Sezar'dan olan çocuğu. 2. Alexander Helios ve Cleopatra Selene, Marcus Antonius'tan olan ikiz çocukları. 3. Ptolemy Philadelphus, Marcus Antonius'tan olan bir diğer çocuğu. 4. Kleopatra II. Selene, Marcus Antonius'tan olan kız çocuklarından biri.

Spartaküs'ün gerçek hikayesi şöyledir: Trakya bölgesinde doğduğu tahmin edilen Spartaküs, Roma ordusunda süvari bir asker olarak görev yapıyordu. Bir savaşta üstlerinin kendi halkına saldırması emrine karşı geldiği için Roma'da köle statüsüne düştü. Roma'dan kaçtıktan sonra bir süre karısıyla beraber dağlarda, mağaralarda hayatını sürdürdü. Capua kentindeki Ludus Batiatus adlı gladyatör okuluna satıldıktan sonra halkın eğlencesini sağlamak amacıyla arenalarda dövüştürüldü. Dövüşlerde kazandığı zaferlerden sonra halkın gözünde şöhret kazandı. İntikam için ant içen Spartaküs, Capua'daki gladyatör okulundan kaçan 78 arkadaşıyla Vezüv Yanardağı'na sığındı. Gaius Claudius Glaber himayesindeki 3000 kişilik Roma ordusunca kuşatılan Spartaküs ve yoldaşları, asma dallarından yaptıkları halatlarla uçurumdan aşağı inerek Romalı askerleri şaşırtıp mağlup etti. Spartaküs, kendisine katılan ve sayıları 100 bine ulaşan kaçak köle ve gladyatörlerle Lucania'ya doğru yürüdü. Roma Senatosu tehlikenin farkına vardı ve iki konsülün yönetimindeki güçler Spartaküs'ün üzerine gönderildi. Spartaküs, onları yendikten sonra kuzeye, Alpler'e doğru ilerledi. Ancak, kimse İtalya'dan ayrılmak istemedi ve Spartaküs, güneye yürümek zorunda kaldı. Lucinia'ya geri dönen ordu, orada ilk kez Marcus Crassus'a yenildi. Spartaküs, Sicilya'ya geçmeyi tasarlayarak Messina'ya çekildi. Korsanlarla yaptığı anlaşma sonucunda Messina'dan geçmeyi planlarken, korsanlar sözlerinde durmadı. Crassus, köleleri kuşattıysa da Spartaküs kuşatmayı yararak çekildi. MÖ 71'de ya savaştan sağ kurtulup Roma'yı terk etti ya da Romalılar tarafından savaşta öldürüldü. Spartaküs'ün hayatı ve isyanı, tarihçiler tarafından çelişkili ve güvenilir olmayan kaynaklarla aktarılmıştır.

Truva'nın önemli olmasının bazı nedenleri: Tarihi ve Kültürel Miras: Truva Antik Kenti, M.Ö. 3000'li yıllara uzanan tarihiyle birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve dokuz farklı katman halinde yeniden inşa edilmiştir. Truva Savaşı: Homeros'un İlyada Destanı'nda anlatılan Truva Savaşı'nın gerçekleştiği yer olarak bilinir. UNESCO Dünya Mirası: 1998 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir. Mitolojik ve Edebi Eserlere Etkisi: Truva, birçok edebi esere ve filme ilham kaynağı olmuştur. Arkeolojik Açıdan Önemi: Kazılar, şehrin defalarca yıkılıp yeniden inşa edildiğini ortaya koymuştur.

Lidyalılar, Pers İmparatorluğu'nun saldırıları nedeniyle yok olmuştur. MÖ 546 yılında, Pers Kralı Kiros, Mısır ile ittifak yapan Lidya Kralı Krezüs'ü yenerek Lidya Krallığı'na son vermiştir.

Akrep Kral'ın gerçek hikayesi, tarihçiler arasında tam olarak belirlenememiştir. Akrep Kral'ın hikayesinin bazı unsurları: Kimliği: Akrep Kral olarak da bilinen Narmer, Mısır'daki ilk hanedanlığı kurmuş olan firavundur. Kökenleri: Nil Vadisi'nde yaşayan bir Afrika halkına mensuptur. Birleştirme: Kuzey ve Güney Mısır'ı birleştirmiştir. Saltanatı: 64 yıl boyunca hüküm sürmüş ve su aygırı avında hayatını kaybetmiştir. Akrep Kral'ın Çin'in Sarı İmparatoru olabileceği yönünde de bir teori bulunmaktadır.

Artemis'in Karia'daki meşhur yönleri arasında tapınakları ve çeşitli sıfatları öne çıkar. Tapınaklar: Artemis, Karia'da Bargylia'da Kindyas, İasos'ta Astias olarak tapım görmüştür. Sıfatlar: Karia'da Artemis'e ait özgün sıfatlar arasında Bargylia'da Kindyas, Stratonikeia'da Koranza, Peldekeitis, Panarama ve Leukiane bulunur. Ayrıca, Artemis'in bir doğa ve av tanrıçası olarak yabani hayvanlarla olan ilişkisi de Karia'daki önemli özelliklerinden biridir.

Gerze halkının nereden geldiğine dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, ilçenin tarih boyunca birçok farklı medeniyetin egemenliğinde bulunduğu bilinmektedir. Gerze, M.Ö. 1400 yıllarında Gaşgalılar (Gasgaslar) tarafından küçük bir köy olarak kurulmuştur. İlçenin eski adları arasında Zagora, Gürzühatun, Savetova ve Argibete bulunmaktadır. Gerze'nin tarih öncesi ve tarih devirlerinin bir bölümünün aydınlatılmasını engelleyen arkeolojik kazıların yapılmamıştır.

Milet Antik Kenti'nin önemli olmasının bazı nedenleri: Tarihî ve kültürel zenginlik: Milet, yaklaşık 4 bin yıllık geçmişe sahip olup, İyonya'nın medeniyet mirasını günümüze taşır. Stratejik konum: Dört limanı ile deniz ticaretindeki üstünlüğü ve Ege ile Akdeniz ticaret yollarının kesişim noktasında bulunması. Bilimsel ve felsefi merkez: MÖ 7. ve 6. yüzyıllarda en parlak dönemini yaşamış, Thales, Anaksimenes, Anaksimandros gibi filozoflar ve bilim insanları burada yetişmiştir. Izgara planlı şehir yapısı: Şehir plancısı Hippodamos'un geliştirdiği ızgara planlı şehir sistemi ilk kez Milet'te uygulanmıştır. Önemli tarihî olaylar: Perslere karşı İyonya İhtilali'ne ev sahipliği yapmış ve Havari Pavlus'un ziyaret ettiği yerlerden biri olarak Yeni Ahit'te anılmıştır.

Rodos Colossus'u, diğer bir adıyla Rodos Heykeli, yaklaşık 33 metre (108 fit) yüksekliğindedir. Bazı kaynaklarda heykelin yüksekliği 70 kulaç olarak da belirtilmektedir, ancak bu ölçü birimi kullanıldığında yükseklik yaklaşık 32 metreye denk gelmektedir.

Rodos Heykeli, MÖ 226 yılında meydana gelen bir deprem nedeniyle yıkılmıştır. Heykelin yıkıldıktan sonra parçalara ayrılmış hali, yaklaşık bin yıl boyunca Rodos limanında kalmıştır.

Çerkeslerin kökeni, Batı Kafkasya'nın yerli halklarına dayanmaktadır. Çerkeslerin atalarının, M.Ö. 1000 yılında yaşayan Sindler ve Meotlar olduğu tahmin edilmektedir. Çerkes adının kökeni hakkında farklı görüşler bulunmaktadır: Antik Yunan etkisi: Çerkes adının, Antik Çağ'da Yunanlıların bugünkü Novorossiysk (Tsemez) ve Gelencik arasında yaşayan yerel bir kabileye verdikleri "Kerket" adından geldiği düşünülmektedir. Türk etkisi: Bazı görüşlere göre, Çerkes adını Ortaçağ'daki Türkler kazandırmıştır. Asker kişi anlamı: Asker kişi anlamına gelen "çeri" veya kazan anlamına gelen "cer" kelimelerinin Çerkes kelimesine kökenlik ettiği de yaygın görüşler arasındadır. Çerkesler, kendilerine Adığe adını verirler.

Runik semboller, her biri farklı bir anlam taşıyan ve genellikle dik çizgilerden oluşan karakterlerdir. Bazı runik sembollerin anlamları: Fehu: Şans, zenginlik, bolluk. Uruz: Güç, sağlık, dayanıklılık, cesaret. Ansuz: Bilgelik, iletişim, ilham. Raido: Yolculuk, değişim, ilerleme. Kenaz: Işık, yaratıcılık, aydınlanma. Wunjo: Mutluluk, refah, uyum. Algiz: Koruma, savunma. Sowilo: Güneş, zafer, enerji. Tiwaz: Adalet, liderlik, savaş. Mannaz: İnsanlık, sosyal bağlar. Runik semboller, yazı yazmanın yanı sıra kehanet ve büyü için de kullanılmıştır.

Perge'de yaşamış bazı topluluklar ve kişiler: Akhalar. Mopsus ve diğer Akha kahramanları. Pergeli Demetrius ve Apollonios. Plancia Magna. Aziz Paulos ve Aziz Barnabas. Perge, tarih boyunca Hitit, Büyük İskender, Bergama Krallığı ve Roma İmparatorluğu gibi çeşitli medeniyetlerin egemenliği altında bulunmuştur.

Dünya'nın ilk haritası, M.Ö. 2. yüzyılda Babilli bir bilim insanı olan Kral Nabonidus tarafından çizilmiştir. Ancak, ilk detaylı ve sistematik dünya haritası, M.S. 150 yılında İskenderiyeli Yunan astronom, coğrafyacı ve matematikçi Klaudios Batlamyus tarafından çizilmiştir.

Milyon Taşı'nın hikayesi şu şekilde özetlenebilir: Kökeni ve işlevi. İlk yapısı. Günümüzdeki durumu. Efsaneler. Milyon Taşı, günümüzde İstanbul’da Ayasofya Camii karşısında, Sultanahmet Meydanı’nın kuzeybatı köşesinde, Yerebatan Sarnıcı’nın girişinin yakınında, tramvay yolunun yanında bulunmaktadır.

Laodikya'nın hikayesi şu şekilde özetlenebilir: Kuruluş: Laodikya, MÖ 261-263 yılları arasında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından kurulmuş ve kente, Antiokhos'un karısı Laodike'nin adı verilmiştir. Gelişme: MÖ I. yüzyılda Anadolu'nun en önemli ve ünlü kentlerinden biri haline gelmiştir. Dini Merkez: Erken Bizans Dönemi'nde metropollük seviyesinde dini bir merkez haline gelmiştir. Yıkım: MS 60 yılında meydana gelen büyük bir depremle yerle bir olmuştur. Yeniden Yapılanma: Laodikya, kendi kendini yeniden inşa etmeyi başarmıştır. Kazılar: 2003 yılından beri Prof. Dr. Celal Şimşek'in başkanlığındaki ekip tarafından kazı ve restorasyon çalışmaları yürütülmektedir.

Aras Nehri'nin hikayelerinden biri, Elazığ ile ilgilidir. Bir bey, çocuk sahibi olamaz ve bu derdine hiçbir hekim derman bulamaz. Bir süre sonra beyin hanımı vefat eder, Murat ve Fırat öksüz kalır. Üç kardeş büyür, ancak beyin öldükten sonra aralarında özlük-üveylik duyguları da eklenerek araları açılır. Günün ilk ışıklarıyla bir kayaya konar, önündeki derin vadiye korkuyla bakarken, yırtıcı kuşların saldırısına maruz kalır. Yavru ördek, bu mucize ile annesinin anavatanı olan Azerbaycan diyarlarına doğru sürüklenir ve Hazar Denizi'nde karaya çıkınca silkinip çırpınarak insan olarak karaya ayak basar. Aras Nehri'nin hikayelerinden bir diğeri ise, İran ile ilgilidir. İran’da yaşayan 40 milyona yakın Azeri Türkü, her gün Aras Nehri’nin sularına bakarak dertlerini, sorun ve sıkıntılarını Aras’a anlatır, Aras Nehrine söyler. Aras Nehri, Azerbaycan Türklerinde gerek sözlü ve gerekse yazılı edebiyatta, denildiği zaman genellikle ayrılık, hasret, gözyaşı, ailelerin ve vatanın bölünüp parç