• Buradasın

    SözcükTarihi

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Kumlucaya neden kumluca denir?

    Kumluca'ya "Kumluca" denmesinin nedeni, bir köylünün Gavur Deresi'nin kıyısındaki kumluk bir araziye karpuz ekmesi ve bu karpuzların iri olmasıdır. Yetişen karpuzları köylere götürüp satan çiftçi, "Dere kıyısındaki kumluca yerde" diye tarif etmiştir.

    Bağcılar'a neden Bağcılar deniyor?

    Bağcılar'a "Bağcılar" denmesinin sebebi, Osmanlı döneminde bölgede çok sayıda üzüm bağı bulunmasıdır. Ancak, Bağcılar'ın adı tarih boyunca değişiklik göstermiştir: Çıfıtburgaz: Osmanlı döneminde, bölgede gayrimüslimlerin yoğunlukta yaşaması nedeniyle bu isim verilmiştir. Yeşilbağ: Bağcılar belde olduğunda adı Yeşilbağ olarak değiştirilmiştir. Bağcılar: Bağcılar ilçe olduğunda tekrar eski adı olan Bağcılar kullanılmaya başlanmıştır.

    Mahdum ve mahdum bey ne demek?

    Mahdum, Arapça kökenli bir kelime olup "erkek evlat", "oğul" anlamına gelir. Mahdum bey ifadesi ise, "mahdum" kelimesinin saygı ifadesi olarak kullanılması durumunda, "saygıdeğer erkek evlat" veya "saygıdeğer oğul" anlamına gelebilir. Ayrıca, "mahdum" kelimesi, bir öğretmenin veya hoca olarak tanınan bir kişinin öğrencisine veya talebesine atıfta bulunmak için de kullanılabilir.

    Serpantine neden serpantin denir?

    Serpantine, yüzey kaplaması olarak kullanılan bir taş olan serpantin taşına benzediği için serpantin denir. Serpantin, belirli bir sistematik üzerine kurgulanmış ısıtma ya da soğutma sistemlerinde bükülerek ya da kıvrılarak yüzeye uygulanan, ısı transferi için kullanılan, birbirine bağlı boruların döngüsel bir desen oluşturduğu bir yapıdır.

    Eşref saatinin hikayesi nedir?

    Eşref saati deyimi, Osmanlı döneminde sarayda müneccimler tarafından belirlenen uğurlu zamanları ifade eder. Deyimin halk arasındaki kullanımı ise şu şekilde gelişmiştir: Birinin keyifli ve rahat olduğu zamanlarda, ona "eşref saatinde mi geldim?" gibi sorular yöneltilirdi. Zamanla, bir işin olumlu ya da olumsuz gitmesi de eşref saatine bağlanmaya başlandı. Günümüzde ise deyim, genellikle bir kişinin moralinin yerinde olduğu veya bir işin yolunda gittiği zamanları ifade eder. Eşref saati deyimi, aynı zamanda bir kişinin sinirlendiği anları anlatmak için de kullanılır.

    Men Dakka Dukka hangi hikayeden?

    Men Dakka Dukka, Arapça kökenli bir deyim olup, Halife Harun Reşit dönemine dayanan bir hikayeye sahiptir. Hikaye şöyledir: Halife Harun Reşit'in bir bahçesi ve bu bahçede özel bir gül fidanı vardır. Zamanla, aynı kuş bir yılanın ağzında ölür.

    Ceddin dededen neslin babadan ne demek?

    "Ceddin deden, neslin baban" ifadesi, Osmanlı döneminde "ata ve soy" anlamında kullanılan "ecdad" kelimesinden türemiştir. Bu söz, neslin devamı için babaya, neslin öncesi için ise dedeye atıfta bulunur. Ayrıca, ilk zamanlarda bu kısmın "teslim deden, teslim baban" şeklinde anıldığı ve bu ifadenin Bektaşi dedesi Teslim Abdal'a hitaben kullanıldığı da belirtilmektedir.

    Google neden O harfi ile başlıyor?

    Google, kurucularının orijinal bir imla değişikliği yaparak "googol" sözcüğünü kullanması nedeniyle O harfi ile başlamaktadır.

    Çilingir rakı sofrası ne zaman çıktı?

    Çilingir sofrasının ne zaman ortaya çıktığına dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, Osmanlı saraylarında ortaya çıktığı rivayet edilmektedir. Rivayete göre, Osmanlı'da padişahın yiyeceği yemekleri önceden tadan görevlilerin sofrasına "çeşnigir sofrası" denirdi. Bir başka rivayete göre ise, çilingir sofrası deyimi, rakının kişinin gerçek kişiliğini ortaya çıkarması ile ilgilidir. Çilingir sofrasının Moğol kültürüne dayanan bir isim olduğu da söylenmektedir.

    Sayonaranın hikayesi nedir?

    Sayonara kelimesi, Japonca'da "veda etmek" veya "görüşmek üzere" anlamına gelir. Kelimenin kökeni, "sayo" (öyle) ve "nara" (olacaksa) kelimelerinin birleşiminden gelir ve "eğer öyle olacaksa" anlamına gelir. Sayonara, Japon kültüründe sadece bir veda ifadesi değil, aynı zamanda derin bir anlam taşıyan bir sözcüktür. Ayrıca, "Sayonara" adıyla 1957 yapımı bir savaş draması filmi de bulunmaktadır.

    Esil ne anlama gelir?

    Esil ismi, farklı anlamlara sahiptir: şerefli, şanlı, namlı, haysiyetli, itibarlı ve otoriter kişi; doğru olan kişi; parlak ve temiz yüz; muhkem, sağlam, kavi; (c.: asal-esail-usul) ikindi sonrasından akşama kadar olan vakit; adı su. Esil isminin kökeni Osmanlıca'dır ve kız çocukları için kullanılır.

    Mercimek fırına atılmak nereden gelir?

    "Mercimeği fırına vermek" deyimi, Orta Anadolu'da geçen bir aşk hikayesine dayanır. Bir köyde yaşayan genç bir kız ve delikanlı, köydeki fırınları buluşma yeri olarak kullanırlar. Türk Dil Kurumu'na göre deyim, kadınla erkek arasında gizlice aşk ilişkisi kurmak anlamına gelir.

    Okullara neden okulll deniyor?

    "Okul" kelimesinin neden "okul" olarak adlandırıldığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, kelimenin kökeni hakkında bazı bilgiler mevcuttur: Türkçe kökenli: "Okul" kelimesi, Türkçe "okumak" kökünden türetilmiş olabilir. Fransızca kökenli: "School" kelimesinin kökeni, Fransızca "école" (ekol) sözcüğüne benzetilerek, serbest çağrışım yöntemiyle türetilmiş olabilir. Yunanca kökenli: Fransızca "école" sözcüğünün kökeni, Yunanca "σχολή" (skholế) kelimesine dayanır ve "felsefe ve ders yeri" anlamına gelir. Ayrıca, "mektep" kelimesi de okul anlamında kullanılır ve Arapça kökenlidir.

    Unkapani'nin eski adı nedir?

    Unkapanı'nın eski adı "Kapan" veya "Kabban" olarak bilinmektedir.

    Efkar saatinin hikayesi nedir?

    Efkar saatinin iki farklı hikayesi bulunmaktadır: 1. Osmanlı dönemi hikayesi: Bu hikaye, astrolojiye dayanmaktadır. 2. Kütahya hikayesi: Bu hikaye daha çok günlük kullanıma yöneliktir.

    Atatürk'ün Türkçeye kazandırdığı sözcükler nelerdir?

    Atatürk'ün Türkçeye kazandırdığı bazı sözcükler ve terimler: Sözcükler: er, subay, kurmay, albay, yarbay; genel, özel, evrensel, kutsal, önemli, arıtmak, ısı, esenlik, erdem, kıvanç, konuk, tüm; ata (soyadı olarak). Terimlerden bazıları: açı, kenar, üçgen (geometri terimleri); muvazi (paralel); talim (eğitim terimleri). Atatürk, 1936-1937 kışında Dolmabahçe Sarayı'nda kendi eliyle yazdığı Geometri kitabında tüm terimleri kendisi türetmiştir.

    Küfür ne zaman ortaya çıktı?

    Küfür, insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. Antik uygarlıklar: Eski Mısır ve Mezopotamya metinlerinde hakaret ve aşağılama içeren ifadeler bulunmuştur. Antik Yunan ve Roma: Bu dönemlerde küfür ve hakaret, özellikle tiyatro eserlerinde ve halk şenliklerinde yaygındı. Ortaçağ: Kilise, küfürü Tanrı’ya saygısızlık olarak kabul etse de, halk arasında küfür kullanımı devam etmiştir. İlk küfürü kimin ve ne zaman bulduğunu kesin olarak belirlemek mümkün değildir.

    Alo misafirn ne demek?

    "Alo misafir" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "alo" kelimesinin telefon konuşmasında kullanılan bir selamlama olduğu bilinmektedir. "Alo" kelimesi, 1909 yılında telefonun yaygınlaşmasıyla birlikte, Posta Nezareti'nin Posta Telefon ve Telgraf Nezareti'ne dönüşmesi sırasında bir selamlama ihtiyacı doğmasıyla dilimize girmiştir. Bu kelimenin kökeni, bir aşk hikayesine dayandırılsa da, bu hikaye gerçek değildir. "Misafir" kelimesi ise Arapça kökenli olup, "konuk" veya "gözün saydam tabakasında herhangi bir sebeple oluşan beyaz leke" anlamlarına gelir.

    Küplere binmek hikayesi nedir?

    Küplere binmek deyiminin hikayesi şu şekildedir: Bir köy camisinde, vaiz efendi cemaate kurban Bayramı'nda kurbanlarını keseceklerini ve bu kurbanların Sırat Köprüsü'nde binek olacağını anlatır. Bu deyim, zamanla "çok öfkelenmek" anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca, batı kültüründe cadıların süpürgeye binmesi gibi, doğu kültüründe de kızgın cadıların öfke anında küpe bindikleri hayali bir hikaye de bu deyimin kökeni olarak anlatılır.

    New York'un diğer adı neden Big Apple?

    New York'un "Big Apple" (Büyük Elma) olarak adlandırılmasının nedeni, ilk kez 1920'lerde spor yazarı John J. Fitz Gerald'ın at yarışları ile ilgili yazılarında bu terimi kullanmasıdır. Fitz Gerald, New York'ta düzenlenen büyük at yarışlarının ödüllerini "büyük elma" olarak nitelendirerek şehrin yarış dünyasındaki önemini vurgulamayı amaçlamıştır. 1960'ların sonlarına doğru, New York’un imajını canlandırmak ve turist çekmek amacıyla "Big Apple" terimi resmen benimsenmiş ve şehrin resmî takma adı haline gelmiştir.