SosyalAdalet

Politikanın iki önemli ve somut amacı vardır: 1. Yurttaşların temel biyolojik ihtiyaçlarını tatmin edecek gerekli mal ve hizmetlerin üretilmesi, bunların ülke düzeyine dağıtılması ve adaletli bir biçimde paylaşılması. 2. Ülkede sosyal, siyasal dirlik ve düzenliliğin, yani iç ve dış güvenliğin gerçekleştirilmesi, halkın kendisini güven içinde hissetmesi. Ayrıca, politika bir amaca ulaşmak için karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf noktalarından ya da aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma gibi yollarla işlerin yürütülmesi anlamına da gelebilir.

Eleştirel pedagoji, eğitimin politik bir amaca hizmet ettiğini unutmadan, diyalojik ve sevgiye dayalı bir yöntem ile özgürleşmenin bir aracı olarak kullanılabileceğine inanan bir eğitim felsefesidir. Eleştirel pedagojinin temel özellikleri: Toplumsal adalet ve eşitlik: Toplumsal ve eğitimsel adalet ve eşitlik anlayışına dayanır. Öğrenci aktifliği: Öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerinin öznesi olmasını amaçlar. Eleştirel bilinç: Bireylerin eleştirel bilinç geliştirmelerini ve baskıcı toplumsal koşullara meydan okumalarını hedefler. Alternatif eğitim modelleri: Neoliberal ve muhafazakar politikaların etkilerini eleştirerek, özgürlükçü ve alternatif eğitim modelleri geliştirmeyi amaçlar. Bütünsel yaklaşım: Eğitimin sosyal, kültürel, ekonomik gibi geniş bir etkileşim alanı içinde olduğunu savunur.

Emin Çölaşan, muhalif bir gazeteci ve yazardır. Çölaşan, özellikle AK Parti hükümetine karşı sert bir muhalefet sergilemiştir. Siyasi görüşü hakkında doğrudan bir açıklama bulunmamakla birlikte, yazılarında sıklıkla siyasi skandallar ve sosyal adaletsizlikleri ele aldığı bilinmektedir.

Tevfik Fikret'in "Ramazan Sadakası" şiiri, fakirlik ve dilenme gibi toplumsal bir sorunu ele alır. Şiirde, soğuk bir Ramazan gününde dilenen zavallı bir çocuk anlatılır. Şiirde, toplumun alt ve üst tabakası arasındaki uçurum tezatlarla dile getirilir. Şiirde geçen bazı dizeler şu şekildedir: "Zavallı tıfl-ı sefalet, zavallı ömr-i tebah!" (Sefil çocuk, ömrü boşa gitmiş zavallı!). "Akın akın geçen erbâb-ı i’tizâz ü refâh / Eder bu kirli, bu yırtık sedâdan istikrâh" (Kendi refahını düşünüp, fakirin varlığından bile rahatsız olan insanlar). "Sizindir işte, verin, susturun bu hasta sesi".

Dünya Sosyal Adalet Günü'nün amacı, yoksulluk, dışlanma, cinsiyet eşitliği, işsizlik, insan hakları ve sosyal koruma gibi sorunların üstesinden gelme çabalarını içeren sosyal adaleti teşvik etmektir. Bu özel gün, toplumsal sorunların çözümü için sosyal adaletin önemini vurgular ve aşağıdaki temel alanlarda farkındalık yaratmayı hedefler: Yoksullukla mücadele. Sosyal dışlanmanın önlenmesi. Cinsiyet eşitliğinin sağlanması. İşsizlikle mücadele. İnsan haklarının korunması. Dünya Sosyal Adalet Günü, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 26 Kasım 2007 tarihinde kabul edilen bir kararla her yıl 20 Şubat'ta kutlanmaktadır.

"Wake Inclusive" ifadesi, kapsayıcılık ve çeşitliliği vurgulayan bir yaklaşımı ifade edebilir. Bu terim, genellikle sosyal adalet ve eşitlik konularını savunan "woke" kültürünün bir parçası olarak kullanılır. Woke kültürü, adaletsizliğe ve ayrımcılığa karşı duyarlılık ve farkındalık yaratmayı amaçlar ve bu bağlamda çeşitli grupların görünürlüğünü artırmaya çalışır. Bazı kapsayıcılık alanları: Cinsiyet eşitliği. LGBTQİ+ hakları. Etnik dezavantajlar. Göçmen hakları. Zihinsel sağlık ve ruh sağlığı farkındalığı. Wake Inclusive ifadesi, özellikle eğitim ve medya gibi alanlarda farklı gruplara karşı saygı ve hoşgörüyü teşvik eden politikaları ve uygulamaları da kapsayabilir.

Eğitimde eşitlik, her bireyin cinsiyet, etnik köken, sosyoekonomik durum, engellilik durumu ve diğer faktörlerden bağımsız olarak kaliteli eğitim hizmetlerine eşit erişimini sağlama ilkesidir. Eğitimde katılım ise, eğitim sisteminin her öğrencinin güçlü yönlerini keşfetmesine ve geliştirmesine olanak tanıyan esneklik ve destek mekanizmalarını içermesi anlamına gelir. Eğitimde eşitlik ve katılımın sağlanması için bazı önlemler: Toplumsal işbirliği: Eğitimde fırsat eşitliği, toplumun genelindeki tüm paydaşların işbirliğiyle mümkündür. Maddi destek ve kaynak dağılımı: Dezavantajlı gruplardan gelen öğrencilere eşit fırsatlar sunmak adına maddi kaynakların adil bir şekilde dağıtılması gereklidir. Çeşitlilik ve temsil: Eğitim kurumları, öğrenciler arasında çeşitliliği teşvik etmeli ve dezavantajlı gruplara destek sağlamalıdır.

Çalışanın siyasi görüşü hakkında bilgi almak yasal değildir. Türkiye'de çalışanların siyasi görüşleri nedeniyle işten çıkarılmaları yasaktır; bu durum hem Anayasa'nın 26. maddesi ile güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkı hem de 4857 sayılı İş Kanunu'ndaki eşitlik ilkesi kapsamında korunmaktadır. Ancak, çalışanın siyasi görüşü işyeri düzenini veya işverenin saygınlığını zedeleyecek şekilde ifade edilirse, işveren haklı nedenle fesih yoluna başvurabilir.

Vincenzo dizisinin konusu, bir İtalyan aile tarafından evlat edinilen Vincenzo Cassano'nun etrafında döner. Vincenzo Cassano, İtalya’da mafyalara danışmanlık yapan bir avukattır. Vincenzo, Kore’ye döndüğünde, Babel Group’un yasadışı bir şekilde ele geçirdiği Geumga Plaza’nın altındaki 150 milyar won değerindeki altın külçesini geri almaya karar verir. Vincenzo, altınları geri almak ve Babel Group'u alt etmek için mafyadan öğrendiği yöntemleri kullanır.

Kent Hakkı kitabı, farklı açılardan kent hakkını ele almaktadır: Don Mitchell'in "Kent Hakkı" kitabı, kamusal alanda var olma ve kamusallığın sınırlarını genişletme mücadelesinin demokrasi ve sosyal adaletle ilişkisini inceler. Doç. Dr. Ahmet Mutlu ve Dr. Nazlı Yücel Batmaz'ın "Kent Hakkı" kitabı, kent hakkı kavramını temel düzeyde tanıtmayı amaçlar. Henri Lefebvre'nin "Kent Hakkı" kitabı, kentlerin özerk ve özgür olması gerektiğini, insanların kentsel mekânı kullanım haklarına sahip olması ve kentlerin ortak yaşam alanı olması gerektiğini savunur.

Daniel Chodorkoff, kalkınmayı, toplulukların kendi geleceklerini belirleme sürecinin güçlendirilmesi olarak tanımlar. Chodorkoff'un kalkınma tanımının temel unsurları: Kalite ve kültür: Kalkınma, miktar yerine kaliteye ve toplulukların kültürel özelliklerine odaklanmalıdır. Toplumun aktif katılımı: Kalkınma süreci, devletin ve piyasanın etkisinden bağımsız olarak, toplulukların ve vatandaşların aktif katılımıyla şekillenmelidir. Ekolojik sürdürülebilirlik: Kalkınma, ekolojik krizlerin çözümü için bir ön koşul olmalı ve çevre ile uyumlu bir şekilde ilerlemelidir. Piyasa karşıtlığı: Piyasa, kalkınmayı engelleyen bir mekanizma olarak görülmeli ve alternatif olarak toplulukların kendi kaynaklarını kullanma ve yönetme kapasitesi desteklenmelidir.

Sağlıklı bir toplumun bazı özellikleri: Aile içi uyum: Aile üyeleri arasında iyi bir iletişim vardır ve birbirini desteklerler. Rol ve sorumluluk bilinci: Aile üyeleri rol, görev ve sorumluluklarının farkındadır. Güven ortamı: Aile üyeleri birbirine güvenir. Toplumsal yaşam bilinci: Toplumsal yaşamdaki doğru ve yanlışlar öğretilir. Gelenek ve görenekler: Ailenin sahip olduğu gelenek ve görenekleri vardır. Mahremiyete saygı: Aile üyeleri birbirinin mahremiyetine saygı duyar. Sorunların çözümü: Aile içi sorunlar ve krizler birlikte çözülür. Etik değerler: Benmerkezci davranıştan kaçınılır ve özgecil davranışlar sergilenir. Sağlık bilinci: Bireyler sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanır ve sağlık hizmetlerine erişim sağlar.

Demokrat Parti'nin savunduğu bazı temel ilkeler: Sosyal politikalar: Kürtaj haklarının savunulması, LGBT hakları, iklim değişikliğiyle ilgili eylemler ve esrarın yasallaştırılması gibi sosyal konuları destekler. Ekonomik politikalar: Artan oranlı vergi sistemi, daha yüksek asgari ücretler, fırsat eşitliği, sosyal güvenlik, evrensel sağlık hizmetleri ve kamu eğitimini destekler. Dış politika: Liberal enternasyonalizmi ve Çin ile Rusya'ya karşı sert duruşu destekler. Eğitim: Okul standartlarını yükseltme, evrensel okul öncesi eğitim ve sözleşmeli okullar dâhil ilköğretime erişimin genişletilmesini destekler. Sağlık: Sürdürülebilirlik ve rekabetçilik koşulları oluşturuluncaya kadar tarımın korunması ve desteklenmesi gerektiğini savunur. Ayrıca, Demokrat Parti, sağlık sisteminde sorun olduğunu ve hakkaniyete dayalı, kaliteli ve ulaşılabilir bir sağlık hizmet sunumuna ihtiyaç olduğunu kabul eder.

Yoksulluk çalışmalarının önemli olmasının bazı nedenleri: Ekonomik ve toplumsal gelişim: Yoksulluğun azaltılması, ekonomik büyümeyi destekler ve toplumsal uyumu artırır. Sağlık ve eğitim: Yoksulluk, çocukların sağlığını ve eğitimini olumsuz etkiler, bu da toplumun genel gelişimini engeller. Sosyal istikrar: Yoksulluk, sosyal çalkantılara ve çatışmalara yol açabilir, bu da istikrarı tehdit eder. Kısır döngü: Yoksulluk, gelecek kuşaklara aktarılabilir, bu da uzun vadede daha derin sorunlara yol açar. Uluslararası hedefler: Birleşmiş Milletler'in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yoksulluğun sona erdirilmesi de yer alır. Yoksullukla mücadelede eğitim, istihdam ve sosyal yardım gibi çeşitli stratejiler geliştirmek gereklidir.

Sosyal politikanın sosyal hizmet için önemi şu şekilde özetlenebilir: Hedeflerin Paylaşımı: Sosyal politika ve sosyal hizmetin hedefleri benzerdir; sosyal refahın artırılması, sosyal adalet ve sosyal sorunların azaltılması gibi amaçlar her iki alan için de önemlidir. Yasal Dayanaklar: Sosyal politika, sosyal hizmetin yasal dayanaklarını, olanaklarını ve bürokratik alanını belirler. Uygulama ve İşbirliği: Sosyal hizmet, sosyal politikaların uygulanmasına katkıda bulunur ve bu süreçte sosyal politika yapıcılarına geri bildirim sağlar. Kaynakların Belirlenmesi: Sosyal politikalar, sosyal hizmet ve sosyal yardımlara ayrılan payları ve hizmet modellerini belirler. Bu nedenle, sosyal hizmet profesyonelleri sosyal politikayı, kurum politikasını ve sosyal hizmet mevzuatını iyi bilmek zorundadır.

Adalet ve hesap günü, İslam inancına göre ahirette gerçekleşecektir. Bu gün, insanların dünyada yaptıkları iyilik ve kötülüklerden dolayı hesaba çekilecekleri bir zaman dilimidir. Hesap gününün ne zaman gerçekleşeceğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Solcular, toplumsal eşitlik, devlet müdahalesi ve sosyal adalet gibi konulara odaklanır. Temel savundukları ilkeler şunlardır: Toplumsal eşitlik. Sosyal adalet. Demokratik yönetim. Refah devleti. Özgürlük ve dayanışma. Sol ideoloji, tarih boyunca sosyalizm, komünizm, anarşizm ve sosyal demokrasi gibi farklı siyasi ve ideolojik hareketlerle şekillenmiştir.

Lev Tolstoy, aristokrat bir ailede doğmuş, ancak ayrıcalıklı hayatı reddederek cephelerde savaşmış ve sade bir yaşam sürmüştür. Hayatının bazı dönemleri: Çocukluk ve gençlik: İki yaşındayken annesini, dokuz yaşındayken babasını kaybetti. Askeri deneyim: Kırım Savaşı'na katıldı ve burada savaşın dehşeti ile tanıştı. Yazın hayatı: İlk romanı "Çocukluk"u yazdı ve gerçekçi eserleriyle tanındı. Manevi kriz ve dönüşüm: Dini ve varoluşsal sorgulamalara yöneldi, Hristiyan anarşizmi ve pasifizm gibi düşünceleri benimsedi. Son yılları: Ailesiyle anlaşmazlıklar yaşadı ve bir küskünlük sonucu evini bırakıp yollara düştü.

Frida Kahlo'nun önemli olmasının bazı nedenleri: Sanatçı Kimliği: 20. yüzyılın en dikkat çekici kadın ressamlarından biridir. Devrimci ve Hümanist: Eserlerinde kimlik, cinsiyet, sınıf, ırk ve yerli kültür temalarını işleyerek devrim sonrası Meksika'da yeni bir sanat dili yaratmıştır. Feminist Sembol: Acı, tutku ve kimlik arayışını güçlü otobiyografik detaylarla işlemesi nedeniyle feminist bir ikon ve ataerkil sisteme karşı sembolik bir direniş figürü haline gelmiştir. Yaşam Öyküsü: Geçirdiği zorluklar ve resimlerinde anlattığı derin duygular onu ikonikleştirmiştir. Kültürel Etki: Frida Kahlo'nun yaygın kültürel temsilleri, feminizmden moda dünyasına, aktivizmden dekorasyona kadar birçok alanda etkili olmuştur.

Sürdürülebilir ekonomi, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da gözeterek doğal kaynakları ve çevreyi koruyan, toplumsal refahı artıran ve ekonomik büyümeyi dengeleyen bir ekonomik modeldir. Sürdürülebilir ekonominin temel unsurları şunlardır: Yenilenebilir enerji kullanımı. Atık ve kaynak yönetimi. Çevre dostu üretim ve tüketim. Sosyal adalet ve eşitlik. Sürdürülebilir ekonomi, çevreyi koruyarak gelecek nesillere daha sağlam bir ekonomi bırakma amacı taşır.