OsmanlıDönemi

"Evlerinde Bir İpekten Halı Var" türküsünün hikayesi, Birinci Dünya Harbinden önce Antep'te geçmektedir. Türkü, Ahmet isimli bir gencin, Ermeni mahallesinde gördüğü bir kıza aşık olmasını ve bu aşkın ardından yaşadığı olayları anlatır. Hikayeye göre, Ahmet, arkadaşlarıyla birlikte sık sık Ermeni meyhanelerine giderdi. Bu arada, Ermeni bir kız olan Ester, amcasının oğlu Nazar tarafından kötü yola düştüğü iddiasıyla öldürülmüştür. Ahmet, sevdiği kızı bir türlü unutamaz ve sazıyla bu türküyü besteler. Bu olaydan sonra Ahmet, içine kapanır, meyhanelere gitmez olur ve genç yaşta hayatını kaybeder. Türkü, yıllar boyunca söylenmeye devam eder.

Fidan Han (Mahmut Paşa Hanı), 600 yıllık bir yapıdır.

Tevfik Fikret, 24 Aralık 1867'de İstanbul'da doğmuş ve 19 Ağustos 1915'te aynı şehirde hayatını kaybetmiştir. Eğitim Hayatı: Aksaray'daki Mahmudiye Valide Rüştiyesi'nde başlamış, 93 Harbi yenilgisinden sonra Rumeli'den gelen göçmenlerin yerleştirilmesi nedeniyle Galatasaray Sultanisi'ne (günümüzde Galatasaray Lisesi) devam etmiştir. 1888 yılında Galatasaray Lisesi'ni birincilikle bitirmiştir. Kariyeri: Çeşitli memurluk görevlerinde bulunmuş, ayrıca Ticaret Mekteb-i Âlisi'nde hat ve Fransızca dersleri vermiştir. 1892'de Mekteb-i Sultani'ye Türkçe öğretmeni olarak atanmıştır. Şiirleri: İlk şiirini 1884-1885 yılında Tercüman-ı Hakikat'te yayımlamıştır. 1900'de yayınlanan "Rübab-ı Şikeste"de toplumsal sorunlara ağırlık veren şiirlerin yanı sıra, günlük konuşma diline yakın dille yazılmış şiirler de vardır. 1911'de yayımlanan "Halûk’un Defteri"ndeki şiirler, en umutlu ve iyimser şiirleri olarak kabul edilir. 1914'te yayımlanan "Şermin"de yalın bir dille yazılmış, kısa dizelerden kurulu, dolaysız bir anlatım egemen olan şiirler yer alır. Bazı Önemli Eserleri: Rübâb-ı Şikeste (1900); Tarih-i Kadîm (1905); Halûk'un Defteri (1911); Rübâbın Cevâbı (1911); Şermin (1914).

Tosun Paşa filminde karakterlerin Türkçe konuşmamasının nedeni, filmin Osmanlı döneminde geçmesi ve Mısır'da geçen bir hikayeyi anlatmasıdır. Bu nedenle, karakterler Arapça veya o döneme ait diğer dilleri konuşmaktadır. Filmin başrol oyuncusu Kemal Sunal'ın canlandırdığı Tosun Paşa karakteri, gerçek hayatta yaşamış olan ve 1794-1816 yılları arasında yaşamış olan Ahmed Tosun Paşa'dan esinlenilerek yaratılmıştır. Ahmed Tosun Paşa'nın da Arapça veya o döneme ait diğer dilleri konuşması muhtemeldir.

Kudüs oyunları farklı temalar ve hikayeler işleyebilir: Bir Ruh. Kudüs. Kudüs’ün Zamanı, Zamanın Kudüs’ü. Ayrıca, "ABD ve İsrail’in Kudüs Oyunu" adlı bir sesli makale de bulunmaktadır.

Bürümcük kumaş, Türkiye'de özellikle Bursa gibi tekstil merkezlerinin modern tesislerinde üretilmektedir. Ayrıca, modern tekstil makineleri ve kimyasal apre işlemleri sayesinde, geleneksel bürümcük kumaşı üretimi, karışım iplikler kullanılarak da gerçekleştirilmektedir. Bazı üreticiler ve satış noktaları: Marsala Tekstil: Bursa'da entegre üretim tesisleriyle bürümcük kumaş üretimi yapmaktadır. Kaptan Kumaş: Örme ve dokuma kumaş üretimi yapan bir firma olup, bürümcük kumaş da ürün yelpazesinde yer almaktadır.

Karaağaç Köyü'nün tarihi farklı bölgelerde farklı zaman dilimlerine dayanmaktadır: 1. Afyonkarahisar İscehisar Karaağaç Köyü: Osmanlı döneminde 18-19. yüzyıl arasında kurulduğu düşünülmektedir. 2. Biga Karaağaç Köyü: 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Bulgaristan'dan gelen göçmenlerle kurulmuştur. 3. Giresun Bulancak Karaağaç Köyü: 1894 yılında göçmen Gürcüler tarafından kurulduğu bilinmektedir.

1974 yılında, Şakir Paşa'nın varisleri köşkü sattı. Şakir Paşa Yalısı'nı satın alan kişi veya kurum hakkında bilgi bulunamadı. Şakir Paşa Köşkü, 1984 yılında yandıktan sonra, dört dönümlük bahçesi iki parsele bölündü.

Garipçe'nin hikayesi şu şekilde özetlenebilir: - Antik Çağ: Garipçe, antik çağda "Lykion Limen" olarak adlandırılmış ve kayalıklar üzerine inşa edilmiştir. - Mitolojik Bağlantı: Yunan mitolojisinde, lanetlenmiş kral Phineas'ın yaşadığı yer olarak bilinir ve bu nedenle "Gyropolis" yani "Akbabalar Şehri" olarak anılmıştır. - Osmanlı Dönemi: Osmanlı döneminde, Sultan III. Mustafa tarafından 1757-1774 yıllarında Garipçe Kalesi inşa edilmiştir. - Geçim Kaynağı: Günümüzde Garipçe'nin geçim kaynağı balıkçılık ve hayvancılıktır. - İsim Kökeni: Köyün, kayalıklar arasında küçük bir koyda olması ve geçim kaynağının sadece balıkçılık olmasından dolayı "gariban köy" den esinlenerek bu ismi aldığı söylenir.

İnay Hanı'nın hikayesi şu şekildedir: İnay Hanı, Uşak'ın Ulubey ilçesine bağlı İnay köyünde yer almaktadır. Han, yuvarlak kemerli yüksek bir niş içinde yer alan yuvarlak kemerli bir kapıdan girilebilen, tonoz örtülü bir yapıdır. Yakın zamanda restore edilen hanın, yanı başındaki tarihi köprü ve çeşme ile birlikte yaklaşık 600 yıldır Uşak ve İnay köyüne değer kattığı belirtilmektedir.

Bezirhane, geçmişte bölge halkının aydınlatmada kullandığı bezir yağı üretim yerleriydi. Hikayesi: 1. Üretim Süreci: Bezirhanede, ızgın adı verilen bir ot türünün ezilip işlenmesinin ardından elde edilen yağ, kiliseler, kaya oyma mekanlar ve yeraltı şehirlerinin kandiller vasıtasıyla aydınlatılmasında kullanılırdı. 2. Tarihi Kullanım: Osmanlı döneminde de önemli bir ticaret merkezi olan bezirhaneler, keten tohumundan yağ üreterek günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan zeyrek veya zeğrek yağını sağlardı. 3. Günümüzdeki Durumu: Günümüzde bazı bezirhaneler, restore edilerek sanat ve kültürün buluşma noktası haline gelmiştir.

Pertek Köprüsü'nün hikayesi şu şekildedir: - Osmanlı Dönemi: Pertek'te Murat Nehri üzerinde bir köprü yapımına teşebbüs edilmiş, ancak yeterince gayret gösterilmemesi ve yaşanan istismarlar nedeniyle gerçekleştirilememiştir. - Cumhuriyet Dönemi: Köprünün inşası ancak Cumhuriyet'in ilk yıllarında mümkün olabilmiştir. - 1939 Yılı: Zamanın ileri tekniği kullanılarak betonarme bir köprü yapılmış ve bu köprü uzun süre hizmet vermiştir. - 1974 Yılı: Keban Barajı'nın yapımı ve su tutulmaya başlanmasıyla birlikte köprü baraj gölü altında kalarak tarihi fonksiyonunu tamamlamıştır. 17 Kasım 1937 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk, Pertek'te bu yeni köprünün açılışını gerçekleştirmiştir.

Kilis evleri, Osmanlı dönemine aittir.

Antep fıstığının Gaziantep'te ne zaman keşfedildiğine dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, arkeolojik kanıtlar Antep fıstığının MÖ 6750 tarihlerinde Anadolu'da tüketildiğini göstermektedir. Antep fıstığı, ilk olarak Eti'lerin yerleştikleri Güney Anadolu'da kültüre alınmıştır. Türkiye'de Antep fıstığı yetiştiriciliği ise 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu döneminde Gaziantep'e getirilmiştir.

"Bu gençlikte neler geldi başıma" hikayesi, Hüseynik türküsünün sözlerinde geçmektedir. Türkünün hikayesi üç farklı şekilde anlatılmaktadır: 1. Akif isimli bir genç, Osmanlı döneminde askerlik için Elazığ Harput'a gelir ve birçok savaşa katılır. 2. Harput Posta Müdürü olan Akif, yakışıklılığı ve mertliğiyle tanınır. 3. Atik Hanım isimli bir kadın, Elazığ şehir merkezinde yaşar ve güzelliği ile dikkat çeker.

Sela kelimesi, genellikle iki farklı bağlamda kullanılır: 1. Dini bağlamda: Sela, camilerde özel günlerde ezandan önce veya cenaze namazını haber vermek amacıyla okunan bir duyuru yöntemidir. 2. Tarihsel bağlamda: 774 yılı hakkında spesifik bir bilgi bulunmamakla birlikte, selanın Osmanlı döneminde ve öncesinde de okunduğu bilinmektedir.

Arpazlı Konağı, Arpazlı ailesine aittir. 19. yüzyılda, eski adıyla Harpasa, şimdiki adıyla Esenköy’de inşa ettirilen konak, halen Arpaz ailesinin, Nazilli’de yaşayan yeni kuşak mirasçılarına aittir.

Karabük'teki geleneksel evler, Osmanlı dönemine ait ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Safranbolu evleri olarak bilinir. Bu evlerin özellikleri şunlardır: - Ahşap ve taş uyumu: Evler, ahşap ve taşın uyumlu birleşimiyle inşa edilmiştir. - Kat sayısı: Genellikle iki veya üç katlıdır. - Pencereler: Ahşap malzemeden, giyotin veya kanatlı pencere olarak yapılmıştır. - Giriş kapıları: Tek veya çift kanatlı ahşap kapılardır. - Çatılar: Kırma, beşik veya üç omuz şeklinde olup, özgün örneklerde alaturka kiremitle kaplanmıştır. - Süsleme: Cepheler, süslemeden uzak ve oldukça sade tutulmuştur.

Coğrafi keşifler, 15. yüzyılın ilk yarısından 17. yüzyılın ortalarına kadar süren bir dönemde başlamıştır.

Zindan Han'ın hikayesi, İstanbul'un Eminönü bölgesinde yer alan ve tarihi surların bir parçası olan Zindankapı ve arkasındaki kule ile ilişkilidir. Kulenin adı, Baba Cafer Kulesi olarak bilinir ve bu kule, Abbasi halifesi Harun-el Reşid'in elçisi Seyyid Cafer'in Bizans İmparatoru tarafından hapsedilmesi ve burada vefat etmesi olayına dayanır. Osmanlı döneminde kule, uzun süre hapishane olarak kullanılmış, bir dönem kadınlar hapishanesi ve daha uzun süre de borçlular hapishanesi olarak hizmet vermiştir. Günümüzde ise Zindan Han, restorasyon sonrası turizme hizmet etmektedir.