OsmanlıDönemi

Anahita Sahafın kuruluş tarihi hakkında doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, sahaflığın Osmanlı döneminde geliştiği ve İstanbul'da ilk sahafların Fatih Sultan Mehmed zamanında Fatih Camisi müştemilatı içinde yer almaya başladığı bilinmektedir.

Hazeranlar Konağı'nda yaşamış bazı kişiler: Hazeran Hanım. Aziz Mahmut Bey'in kızı Leyla Hanım. Hatice Hanım. Ayrıca, Osmanlı Sarayı'nda simyager/kimyager olarak görev yapan ve daha sonra Amasya'ya defterdar olarak atanan Aziz Mahmut Bey'in oğlu Hasan Talat Efendi, konağı inşa ettirmiştir.

Târîh-i Râşid, ilk resmî vak‘anüvis Naîmâ Mustafa Efendi’nin bıraktığı 1660 yılından başlar ve 1722 yılına kadar devam eder. Küçük Çelebizâde İsmail Âsım Efendi’nin zeyli ile birlikte bu tarih 1729 yılına kadar uzar.

Yakovalı Hasan Paşa'nın külliyesinin bulunduğu yer, Macaristan'ın Peçuy (Pécs) şehridir. Külliye, şehrin Seged kapısı dışında yer almaktadır. Yakovalı Hasan Paşa'nın külliyesinin içinde cami, medrese ve mevlevîhâne bulunmaktadır. Külliyenin en önemli yapısı olan Yakovalı Hasan Paşa Camii'nin minaresi günümüze kadar gelmiştir.

Osman Hamdi Bey'in "Mihrap" (diğer adıyla "Tekvin" veya "Yaratılış") tablosunda anlatmak istediği bazı mesajlar şunlardır: Kadın ve din ilişkisi: Tablodaki kadın, Kur'an yazısıyla çerçevelenmiş mihraba arkasını dönmüş bir şekilde resmedilmiştir. Kadının yüceltilmesi: Resimdeki kadın figürü, hamile olarak tasvir edilmiştir. Sembolizm: Tablodaki kutsal kitapların kadının ayaklarının altında olması, bu dinlerin kadının özgürlüğünü engellediği şeklinde yorumlanabilir. Tablonun kim tarafından modellendiği konusunda farklı görüşler vardır; bazı kaynaklar, kadının ressam Osman Hamdi Bey'in eşi Naile Hanım'ın gençliği olduğunu belirtirken, diğerleri evde çalışan bir Ermeni kızı olduğunu iddia eder.

Ankara'daki Altın Köşk (Merik Konağı) çeşitli eserlere ev sahipliği yapmaktadır: Mobilya ve el işçiliği ile üretilmiş eşyalar. Tarihi aksesuarlar. Altın Köşk, aynı zamanda doğal bir dış çekim stüdyosu olarak da hizmet vermekte ve özellikle yeni evlenecek çiftler tarafından sıkça fotoğraf çekimi için tercih edilmektedir.

Hüseyin Avni Paşa Yalısı'nın önemli olmasının bazı nedenleri: Tarihî Değer: Yalının inşa edildiği arazi, daha önce Sadrazam Raif İsmail Paşa ve Üsküdar'da kütüphanesi olan Selim Ağa'nın sahilhanelerinin bulunduğu yerdir. İnşası: 1874-75 yıllarında, XIX. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiştir. Askeri Tarih: Serasker Gazi Hüseyin Avni Paşa'ya aittir; Paşa, askerin disiplini ve redif sınıflarının teşkilatlanması gibi önemli askeri reformları gerçekleştirmiştir. Eğitim Katkısı: Paşa, Mekteb-i Tıbbiye'de Türkçe eğitimin başlatılmasına öncülük etmiştir. Konumu: Üsküdar'da, eski ismi Öküz Limanı olan bir mevkide yer alır. Ayrıca, yalının lanetli olduğuna dair İstanbul efsaneleri de bulunmaktadır.

Karaağalar Taşlığı'nın restorasyon öncesi genel görünümüne dair bilgi bulunamadı. Ancak, Karaağalar Koğuşu'nun restorasyon öncesi durumu hakkında şu bilgiler mevcuttur: 1665 yılında çıkan büyük Harem yangını sonrası IV. Mehmed döneminde yeniden inşa edilmiştir. Üç katlı yapısıyla, farklı katlarda görevli ağaların kıdemlerine göre düzenlenmiş odalar bulunmaktaydı. Çiniler, kalem işi süslemeler ve Edirnekari dolaplar gibi tarihi unsurlar içermekteydi. Restorasyon süreci, uzman sanat tarihçileri, mimarlar ve restoratörler gözetiminde, özgün malzemelere sadık kalınarak gerçekleştirilmiştir.

Püf noktası deyimi, Orta Anadolu'da bir cam ustasının yanına aldığı kalfaya, işin inceliklerini öğretmesiyle ortaya çıkmıştır. Kalfa, bir süre sonra kendi dükkanını açmak için ustasından izin istemiş, ancak ustası "daha olmadın, püf noktasını öğrenemedin" diyerek kalfanın biraz daha beklemesini istemiştir. Bu olaydan sonra, bir işin en hassas ve önemli ayrıntısını ifade etmek için "püf noktası" deyimi kullanılmaya başlanmıştır.

Kuveyt'in tarihi yaklaşık 4.000 yıl öncesine dayanmaktadır. - MÖ 4. yüzyılda, Antik Yunanlar tarafından Failaka adasında koloniler kurulmuştur. - MS 636'da, İslam halifesi yönetimi altında bölge büyük bir ticaret limanı haline gelmiştir. - 18. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu'nun etkisiyle bir liman şehri olarak önem kazanmıştır. - 19 Haziran 1961'de, Kuveyt bağımsızlığını kazanmıştır. Bu bilgilere göre, Kuveyt'in tarihi yaklaşık 4.000 yıl sürmektedir.

Cedid Eşrefi, III. Ahmet döneminde 300 akçeye karşılık gelecek şekilde bastırılmıştır. Ancak, bu paranın halk arasındaki yaygın adı sadece "Eşrefi" veya "Tuğralı Altın" olarak kalmıştır.

Hasan Paşa Hanı, 1572-1575 yılları arasında inşa edilmiştir. Bu bilgiye göre, 2025 yılı itibarıyla hanın 450-453 yıllık olduğu söylenebilir.

Osman Paşa Şadırvanı, aslen Ordulu olan Trabzon Valisi Hazinedarzade Osman Paşa tarafından 1842 yılında yaptırılmıştır. Şadırvanın inşa edilme nedenlerinden biri, o dönemde Bucak kazası olarak adlandırılan Ordu’ya bir eser bırakmaktır. Ayrıca, şadırvan, şehrin tarihi ve kültürel mirasına katkıda bulunmak amacıyla da yapılmıştır. 1937 yılında yıktırılan şadırvan, 1997 yılında Ordulu iş insanı Fahri Çelebi tarafından Ordu Belediyesi öncülüğünde aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir.

Fuzûlî, 16. yüzyılda yaşamıştır. Tam doğum tarihi bilinmemekle birlikte, 1480 veya 1494 yılında doğduğu tahmin edilmektedir.

Doğu'daki bazı saraylar: İshak Paşa Sarayı: Doğubayazıt'ta yer alır. Urartu Kef Kalesi (Kef Kenti) Sarayı: M.Ö. 9.-7. yüzyıllar arasında Doğu Anadolu'da inşa edilmiştir. Ayrıca, Bizans dönemine ait saraylar da doğuda yer alır, örneğin: Büyük Saray: İstanbul'da, Ayasofya'nın güneyi ve Hipodrom'un doğusunda bulunur. Blakherna Sarayı: İstanbul'da, Tekfur Sarayı bu sarayın günümüze ulaşan yegâne sağlam bölümüdür. Osmanlı sarayları arasında ise: Bey Sarayı: Bursa'da bulunur, ancak günümüzde sadece bir duvarı ayakta kalmıştır. Saray-ı Cedid-i Amire (Edirne Sarayı): Tunca Nehri kenarında yer alır.

Zübdetü’l-Eş’âr, 17. yüzyılda, XVII. yüzyıl Osmanlı döneminde yazılmış bir eserdir. Eserin yazarı Kafzâde Fâizî’dir. Eserin bazı zeyilleri: Yümnî Mehmed Sâlih’in Zeyl-i Zübdetü’l-Eş’âr’ı (1663); Seyrekzâde Mehmed Âsım’ın Âsım Tezkiresi diye bilinen Zeyl-i Zübdetü’l-Eş’âr’ı (1675); XVIII. yüzyıl şair ve yazarlarından İsmâil Belîğ’in Nuhbetü’l-Âsâr Li Zeyli Zübdeti’l-Eş’âr’ı (1727).

Adana Büyük Saat Kulesi, 1881 yılında Vali Ziya Paşa tarafından yapımına başlanmış ve 1882 yılında Vali Abidin Paşa tarafından tamamlattırılmıştır.

Alaçatı, geçmişte Sakız Adası ve Osmanlı İmparatorluğu'na bağlıydı. Sakız Adası: 1566 yılına kadar Alaçatı, Cenevizlilerin yönetimi altındaydı ve şarapçılığı ile ön plandaydı. Osmanlı İmparatorluğu: 16. yüzyılda Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra, Osmanlı döneminde "yaya-müsellem" (piyade ve süvari) köyü olarak biliniyordu. 1923'te Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan Mübadele Anlaşması ile Alaçatı, Türk yönetimine geçti ve İzmir'in Çeşme ilçesine bağlandı.

Bay Virgül, Sadri Etem'in Osmanlı'nın son ve cumhuriyetin ilk yıllarının "milli edebiyat" akımından örnekler sunduğu on dokuz öyküden oluşan bir kitaptır. Kitapta anlatılan zaman dilimleri, bu iki dönemi ve Türkiye dışında Rusya, Hawaii ve Çin gibi yerleri de kapsar.

10 metre ve 15 metreden geniş yollar, genellikle yerel yollar veya toplayıcı yollar olarak sınıflandırılır. - 10 metreden geniş yollar: Bu yollar, genellikle yerel yollar olarak kabul edilir ve düşük standartlı olduklarından, trafiğin hızı ve yolculuk konforu düşüktür. - 15 metreden geniş yollar: Bu yollar, toplayıcı yollar olarak sınıflandırılabilir. Toplayıcı yollar, daha küçük yerleşim merkezlerinden çıkan trafiği anayollara veya diğer yerleşim merkezlerine bağlayan yollardır. Bu sınıflandırmalar, yolun genişliği, trafik hacmi ve kullanım amacına göre değişiklik gösterebilir.