OsmanlıDönemi

Anahita Sahafın kuruluş tarihi hakkında doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, sahaflığın Osmanlı döneminde geliştiği ve İstanbul'da ilk sahafların Fatih Sultan Mehmed zamanında Fatih Camisi müştemilatı içinde yer almaya başladığı bilinmektedir.

Hazeranlar Konağı'nda öncelikle Amasya Mutasarrıfı Ziya Paşa'nın defterdarı Hasan Talat Efendi ve ailesi yaşamıştır. Daha sonra, uzun yıllar boyunca konağın sahibi Hazeran Hanım olmuştur.

Yakovalı Hasan Paşa Külliyesi, Macaristan'ın Pécs şehrinde bulunmaktadır.

Târih-i Râşid adlı eser, 1660-1722 yıllarını kapsayan bir dönemi kapsar.

Osman Hamdi Bey'in "Mihrap" tablosunda anlatmak istediği bazı yorumlar şunlardır: 1. Kadın ve Din Çatışması: Tabloda, kadının dini metinlerin üzerinde bir güce sahip olduğu ve geleneksel dini baskılara karşı bir duruş sergilendiği düşünülmektedir. 2. Modernleşme ve Batılılaşma: Osmanlı toplumunun modernleşme ve Batılılaşma sürecinde kadının statüsüne yapılan vurgu olarak yorumlanmıştır. 3. Freudian Yorumlar: Tablodaki tek şamdan ve devasa mum, Freudian cinsel yorumları akla getirmekte, buhurdandan yayılan dumanlar ise uhrevi dünyanın karşı kutbunu oluşturmaktadır. 4. Annelik Teması: Tablodaki kadının hamile olması, kadını yaratıcı ve yüce bir mertebeye koyarak annelik temasını işlediği düşünülmektedir.

Hüseyin Avni Paşa Yalısı, Boğaziçi'ndeki en eski Osmanlı dönemi yapılarından biri olması nedeniyle önemlidir. Yalının tarihi ve kültürel değeri şu nedenlerle öne çıkmaktadır: - Vakfiyenin İçeriği: Amcazade Hüseyin Paşa'nın vakfiyesinde, yalıda birçok yapı grubuyla birlikte inşa edildiği ve klasik sivil mimarimizin eşsiz örneklerinden biri olduğu belirtilmektedir. - Siyasi Önemi: Vaktiyle yalıda birçok yerli ve yabancı devlet adamının ağırlanmış olması, yapının siyasi olarak da önemli bir mekân olduğunu göstermektedir. - Tarihi Tamiratlar: Yalının tarih boyunca birçok tamir görmesi ve günümüze sadece divanhanesi, mutfağı, havuzu ve iki hamamının ayakta kalabilmesi, yapının restorasyon çalışmalarının gerekliliğini vurgulamaktadır.

Ankara'daki Altın Köşk (Merik Konağı) çeşitli eserlere ev sahipliği yapmaktadır: Mobilya ve el işçiliği ile üretilmiş eşyalar. Tarihi aksesuarlar. Altın Köşk, aynı zamanda doğal bir dış çekim stüdyosu olarak da hizmet vermekte ve özellikle yeni evlenecek çiftler tarafından sıkça fotoğraf çekimi için tercih edilmektedir.

Karaağalar Taşlığı restorasyon öncesi genel görünümü, Topkapı Sarayı Haremi içinde yer alan ve cariyeler ile kadınefendilere ait koğuşların bulunduğu bir alan olarak bilinmektedir. Bu bölümde hamam, çamaşırhane ve kiler gibi günlük ihtiyaçların karşılandığı alanlar da yer almaktaydı. Restorasyon öncesi taşlığın durumu hakkında spesifik detaylara ulaşılamamıştır.

"Püf noktası" deyimi, Osmanlı dönemindeki cam üfleme işçiliğinden ortaya çıkmıştır. Deyimin hikayesi şu şekildedir: Bir çırak, yeterince öğrendiğini düşünerek ustasından ayrılıp kendi dükkanını açar. Sonunda, eski ustasının dükkanına giderek onu çalışırken dikkatle izler. Daha sonra kendi dükkanına gidip ustasından yeni öğrendiklerini uygular ve sonunda istediği gibi güzel ürünler yapar.

Cedîd eşrefî paraları, 300 akçeye eş değer olarak kabul edilmiştir.

Kuveyt'in tarihi, 17. yüzyıla kadar uzanmaktadır.

Hasan Paşa Hanı, 1572-1575 yılları arasında inşa edilmiştir.

Osman Paşa Şadırvanı, Trabzon Valisi Hazinedarzade Osman Paşa tarafından 1842 yılında Ordu'da abdest almak amacıyla yaptırılmıştır.

Fuzuli, 16. yüzyılda (Kanuni Dönemi’nde) yaşamıştır.

Doğudaki saraylar arasında öne çıkanlar şunlardır: 1. İshak Paşa Sarayı: Ağrı ilinin Doğubayazıt ilçesinde yer alır ve Osmanlı Dönemi'nin en görkemli mimari eserlerinden biridir. 2. Tekfur Sarayı: Fatih'in Edirnekapı semtinde bulunan ve 14. yüzyıldan itibaren günümüze ulaşan bir saraydır. 3. Blakhernai Sarayı: Haliç'e doğru dik yamaç üzerine kurulan ve imparatorun yakınındaki kiliseye ziyarete geldiği sırada dinlenmesi için yapılmış bir saraydır. 4. Antiokhos Sarayı: İstanbul'daki Divanyolu'nda, Mehmet Akif Ersoy Parkı içerisinde yer alır ve 5. yüzyıla tarihlendirilmektedir. 5. Mangana Sarayı: Daha çok idari işler için kullanılan ve I. Basileios tarafından yaptırılan bir saraydır.

Zübdetü’l-Eşar adlı eser, XVII. yüzyıl dönemine aittir.

Alaçatı, geçmişte Sakız Adası ve Osmanlı İmparatorluğu'na bağlıydı. Sakız Adası: 1566 yılına kadar Alaçatı, Cenevizlilerin yönetimi altındaydı ve şarapçılığı ile ön plandaydı. Osmanlı İmparatorluğu: 16. yüzyılda Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra, Osmanlı döneminde "yaya-müsellem" (piyade ve süvari) köyü olarak biliniyordu. 1923'te Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan Mübadele Anlaşması ile Alaçatı, Türk yönetimine geçti ve İzmir'in Çeşme ilçesine bağlandı.

"Bay Virgül" kitabı, Sadri Etem tarafından yazılmış ve Osmanlı'nın son ve cumhuriyetin ilk yıllarının "milli edebiyat" akımından örnekler sunmaktadır. Kitapta, Türkiye toprakları dışında Rusya, Hawaii ve Çin gibi diyarlarda geçen hikayeler de yer almakta ve 1930'ların Türkçesini yansıtan bir dil kullanılmaktadır.

Büyük Saat Kulesi, Adana'da, Vali Ziya Paşa tarafından yapımına başlanmış ve Vali Abidin Paşa döneminde tamamlanmıştır.

10 metre ve 15 metreden geniş yollar, Osmanlı dönemi imar mevzuatına göre birinci sınıf yollar olarak kabul edilir.