OsmanlıDönemi

Bitlis Ahlat tahrir defterinin ne zaman yapıldığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, Bitlis ve Ahlat'ta yapılan tahrirlerden bazıları şu şekildedir: 1540 yılında Bitlis sancak genelinde on dokuz zâviye bulunmaktaydı. 1556 yılında Bitlis'te yapılan tahrir sonucunda, Ahlat'ın vergi nüfusu yüz yirmi sekiz kişi olarak kaydedilmiştir. 1571 yılında Bitlis'te yapılan tahrir sonucunda, Ahlat'ta yirmi iki zâviye olduğu belirtilmiştir.

"Fener Aşanyamaç camlı" hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, İstanbul'daki bazı camlı fenerler ve yapım tarihleri hakkında bilgi mevcuttur: Yeşilköy Feneri (Ayastefanos Feneri). Fenerbahçe Feneri. İstanbul'daki deniz fenerlerinin tam listesi ve yapım tarihleri için İstanbul Ansiklopedisi'ne başvurulabilir.

Millet sistemi, Türk kültür ve medeniyet tarihinde Osmanlı Devleti döneminde ortaya çıkmıştır.

Sadık Paşa Köşkü, 1850 yılında Polonyalı teğmen, yazar ve siyasetçi Michal Czajkowski tarafından yaptırılmıştır.

Hüseyin Zekâi Paşa'nın "Yakacık" tablosu, 1908 yılında Yakacık'tan İzmit Körfezi ve Yalova sahillerine bakışı belgelemektedir. Resmin anlattıkları: Mimari dokular: Eser, Osmanlı kent dokusunun bir arşiv kaydı niteliğindedir ve farklı tipolojilerde yapı gruplarını içerir. II. Meşrutiyet dönemi yaşamı: Arazi kullanımı ve yapılar, II. Meşrutiyet döneminde bölgede yaşayan Osmanlı toplumunun imgelenmesini sağlar. Düşündürücülük: 17 Ağustos 1999 depreminden sonra, 94 yılda doğanın nasıl tahrip edildiğini düşündürür. Resmin odak noktası, sağdaki köşkün beyaz duvarı ve ona paralel uzanan bahçe duvarıdır.

Derviş Zaim'in "Cenneti Beklerken" filmi, 17. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu döneminde geçmektedir.

Aydın'daki bazı kaleler: Güvercinada Kalesi: Kuşadası ilçesinde, insan yapımı bir geçitle karaya bağlı konumda bulunur. Arpaz Kalesi: Nazilli ilçesinde, 18. yüzyıl Osmanlı dönemi yapısıdır. Körteke Kalesi: Bozdoğan ilçesine bağlı Körteke Köyü'nde, yüksek bir tepe üzerine kurulmuştur. Cincin Kalesi: Koçarlı ilçesinin Cincin Mahallesi'nde, 18. yüzyılda inşa edilmiştir. Donduran Kalesi: Yenipazar ilçesine bağlı Donduran Köyü'nün güneyinde yer alır. Küçükada Kalesi: Kuşadası ilçesinde bulunur. Kuşadası Kalesi: Kuşadası'nda, 15. yüzyılda Osmanlılar tarafından inşa edilmiştir. Nazilli Kalesi: Nazilli'de, 15. yüzyılda Osmanlılar tarafından inşa edilmiştir.

Kayseri'de "eski şehir" ve "yeni şehir" olarak adlandırılan belirli bir ayrım bulunmamaktadır. Ancak, şehrin tarihi ve modern kısımları şu şekilde özetlenebilir: Tarihi Bölgeler: Kayseri'nin tarihi, MÖ 4000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Modern Şehir: Kayseri, 1988 yılında büyükşehir unvanı kazanmış ve önemli bir sanayi, ticaret, eğitim ve sağlık merkezi haline gelmiştir. Dolayısıyla, "eski şehir" ve "yeni şehir" ifadesi, Kayseri'de belirli bir coğrafi ayrım olmaksızın, şehrin tarihi ve modern kısımlarını genel olarak tanımlamak için kullanılabilir.

Kızıltepe'nin hikayesi gerçek olup, bu hikayelerden bazıları şunlardır: Kayıp Kent Efsanesi: Kızıltepe'nin altında bir kayıp kent olabileceği yönünde halk arasında dolaşan söylentiler bulunmaktadır. Memletun Efsanesi: Şehir sakinleri tarafından gündelik yaşamın genel geçer bilgisi olarak kabul edilen bir efsanedir. Ayrıca, 1990'lı yıllarda bölgede yaşanan faili meçhul olaylarla ilgili olarak Kızıltepe'de çeşitli soruşturmalar ve kazılar yapılmıştır. Ancak, bu hikayelerin bilimsel olarak kanıtlanmış bir temeli bulunmamaktadır.

Ahmet Paşa Konağı'nın sahibi, farklı kaynaklarda farklı şekilde belirtilmektedir: Tarihi Ahmet Tevfik Paşa Konağı: Bu konağın sahibi hakkında bilgi bulunamamıştır. Kayserili Ahmet Paşa Konağı: 19. yüzyılda inşa edilen bu konağın ilk sahibinin kim olduğu bilinmemekle birlikte, yüzyılın ikinci yarısında Bahriye Nazırı Kayserili Ahmet Paşa’nın mülkiyetine geçtiği bilinmektedir. Günümüzde Kayserili Ahmet Paşa Konağı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü olarak kullanılmaktadır.

Alaca Hamam'ın hikayesi şu şekildedir: Yaptıran. Yapım tarihi. Konumu. Kullanım durumu. Günümüzdeki durumu. Ayrıca, Edirne'de de Topkapı (Alaca) Hamamı bulunmaktadır.

Şanlıurfa Gümrük Hanı, 562 yıllıktır. 1563 yılında Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Urfa Sancakbeyi Halhallı Behram Paşa tarafından inşa ettirilmiştir.

Aliağa'daki ilk iş yerinin kime ait olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, Aliağa'nın tarihçesi hakkında bazı bilgiler mevcuttur. Aliağa, Osmanlı döneminde Levanten Baltazzi ailesine ait büyük bir çiftlikti. Aliağa'nın adını, 19. yüzyılda burada büyük bir çiftlik kuran Ali Ağa'dan aldığı düşünülmektedir.

Suriye ile ilgili bazı yazılı kaynaklar: Antik kaynaklar: Hammurabi Kanunları. Ugarit çivi yazısı tabletleri. Roma dönemi belgeleri: Pompeius Mührü. İslam dönemi belgeleri: Ömer Fermanı. Osmanlı dönemi belgeleri: Türkmen Kadastrosu. Modern Suriye belgeleri: 1973 Suriye Anayasası. Ayrıca, Suriye ile ilgili uluslararası anlaşmalar ve tarihsel araştırmalar da önemli kaynaklardır.

Alexandria Troas'ta yaşamış bazı topluluklar: MÖ 306-301 döneminde: Büyük İskender'in komutanlarından I. Antigonos Monophtalmos yönetiminde, çevredeki Neandria, Larisa, Kolonai, Hamaxitos, Kebren ve Skepsis kentlerinin halkı burada yaşamıştır. MÖ 301'den sonra: Kent, Lysimakhos'un egemenliğine girmiş ve ismi Alexandria Troas olarak değiştirilmiştir. Roma dönemi: Alexandria Troas, Roma'nın önemli liman kentlerinden biri olmuş ve en parlak döneminde 100.000'e yakın nüfusa ulaşmıştır. Hristiyanlık dönemi: Aziz Paulus, Hristiyanlığı Avrupa'ya yaymak için bu limandan yola çıkmış ve burada bir süre kalmıştır. Ayrıca, İmparator Hadrianus ve Herodes Atticus gibi isimler de kentin gelişiminde önemli rol oynamıştır.

Güzelcehisar'da kalelerin bulunmasının nedeni, geçmişte Kromna Kenti'nin gözcü kulesi olarak kullanılmalarıdır. İstanbul'daki Anadolu Hisarı, 1395 yılında Yıldırım Bayezid tarafından, o dönemde abluka altındaki İstanbul'a Karadeniz'den gelecek askeri desteğe engel olmak ve boğazdaki deniz trafiğini denetlemek amacıyla inşa edilmiştir. Bartın'daki Güzelcehisar Kalesi ise Cenevizlilerden kalma bir yapıdır.

Vezir parmağı, Osmanlı döneminde geçen ve ava düşkün bir padişah ile veziri arasındaki olayı anlatan bir hikayeye dayanır. Hikayeye göre, vezir padişahın parmağını yanlışlıkla kılıcıyla keser. Bu olayın ardından, saray aşçıları o günü özel olarak bir tatlı hazırlar ve bu tatlıya "vezir parmağı" denir. Bu hikaye, her şeyde bir hayır olduğu inancını vurgular.

Smyrna Agorası'nda Müslüman, Hristiyan, Yahudi ve Rum toplulukları ile Levantenler birlikte yaşadı. Ayrıca, Osmanlı döneminde Agora'nın çevresinde Türk mezarlıkları da bulunmaktaydı.

Osmanlı döneminde yapılan bazı tablo türleri şunlardır: Savaş tabloları: Savaş meydanlarının atmosferi ve kahramanlıkları yansıtılır; kuşatmalar, askeri kamplar ve geçit törenleri gibi konular işlenir. Günlük yaşam sahneleri: Osmanlı toplumunun çeşitli meslek ve görev gruplarını, sosyal mekanların mimari güzelliğini ve kültürel etkinlikleri gösterir. Portreler: Sultanların ve üst düzey yetkililerin yanı sıra, haremlerde yaşayan kadınların portreleri de yapılır. Manzaralar: Özellikle Kıbrıs, Mısır, Suriye gibi Osmanlı'nın hüküm sürdüğü bölgelerin manzaraları oryantalist etkilerle işlenir. Arma ve tuğra tabloları: Osmanlı'nın gücünü ve hükümet biçimini temsil eden semboller kullanılır. Bu dönemde yapılan bazı ünlü tablolar arasında Osman Hamdi Bey'in "Kaplumbağa Terbiyecisi", Fausto Zonaro'nun "Bayram" ve Jean-Baptiste Vanmour'un "Damat İbrahim Paşa'nın Takdimi" bulunur.

Çırağan Sarayı'nın inşaatını Sarkis Balyan ve ortağı Kirkor Narsisyan gerçekleştirmiştir. Sarayın planları ise mimar Nigoğos Balyan tarafından yapılmıştır.