Osmanlı

Perişan Kurabiye, Osmanlı İmparatorluğu'na dayanan ve Türk mutfağına ait bir tatlı çeşididir.

İkta sisteminin faydaları şunlardır: 1. Askeri Güç: Devlet, asker yetiştirmek için ek bir para ayırmak zorunda kalmazdı. 2. Vergi Toplama: Vergiler, bölgeyi tanıyan kişiler tarafından yerinde ve düzenli bir şekilde toplanırdı. 3. Tarımsal Üretim: Ülkede bulunan tarım arazilerinin sürekli ve verimli bir biçimde işlenmesi sağlanırdı. 4. Devlet Otoritesi: Taşrada devletin otoritesi güçlenirdi. 5. Göçebe Topluluklar: Göçebe olarak yaşamlarını sürdüren Türkmenlerin yerleşik hayata geçmeleri teşvik edilirdi.

Osmanlı Devleti'nde lalalar, şehzadelerin eğitimiyle görevli kişilerdi. Lalaların diğer görevleri arasında: şehzadelerin siyasi meselelere vukuf kazanmalarına yardımcı olmak; Dîvân-ı Hümâyun'un küçük bir modeli olan şehzade divanına vezir makamında başkanlık etmek; sancak askerleriyle sefere çıkmak veya sefer vakti bulundukları bölgenin büyük bölümünün muhafaza hizmetini görmek; merkezle şehzade arasındaki bağı sağlamak, herhangi bir meselede doğrudan irtibata geçip gereken tedbirleri almak yer alırdı.

Söğüt, Osmanlı'ya 1231 yılında Anadolu Selçuklu komutanı Ertuğrul Gazi tarafından İznik İmparatorluğu'ndan alınarak katılmıştır. Bu olay, Selçuklu Sultanı III. Alaeddin Keykubad'ın Ertuğrul Gazi'ye Domaniç ile birlikte Söğüt'ü mülk olarak vermesiyle gerçekleşmiştir.

Gulâm ve devşirme sistemleri arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Gulâm Sistemi: İslam devletlerinde kölelerden oluşan bir askeri birliktir. 2. Devşirme Sistemi: Osmanlı İmparatorluğu'nda uygulanan bu sistemde ise yalnızca Hristiyan kökenli çocuklar toplanır ve yetiştirilirdi.

Gulâm ve devşirme sistemleri arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Gulâm Sistemi: İslam devletlerinde kölelerden oluşan bir askeri birliktir. 2. Devşirme Sistemi: Osmanlı İmparatorluğu'nda uygulanan bu sistemde ise yalnızca Hristiyan kökenli çocuklar toplanır ve yetiştirilirdi.

Şehzade Bayezid ve Selim'in düşman olmasının başlıca nedenleri şunlardır: 1. Taht Mücadelesi: Her iki şehzade de padişahın vefatından sonra tahta geçmek için veliahtlığı garantilemek amacıyla çekişmeye girdiler. 2. Ekonomik Sıkıntılar: Anadolu'da tımar sahiplerinin yaşadığı para sıkıntısı, Bayezid'in lehine kullanmak istediği bir durumdu. 3. Lala Mustafa Paşa'nın Etkisi: Şehzade Bayezid'in lalası olan Mustafa Paşa'nın, Şehzade Selim'in tahta geçmesini engellemek için Bayezid'i desteklemesi, iki şehzade arasındaki gerginliği artırdı. 4. İsyan ve Algı: Bayezid'in, ağabeyi Selim'i eğlenceye dalmış ve devleti yönetme kabiliyetinden yoksun biri olarak göstermesi, aralarındaki düşmanlığı derinleştirdi.

Fatih Sultan Mehmed, 49 yıl yaşamıştır (1432-1481).

İmrahor kelimesi, Osmanlı İmparatorluğu'nda padişahın atlarına bakmakla görevli olan saray görevlisini ifade eder. İmrahor'un hikayesine gelince, İstanbul'un Fatih ilçesindeki İmrahor semti adını bu görevlilerden almıştır.

Aras Nehri'nin hikayesi antik dönemlerden günümüze uzanan birçok önemli olayı içerir: 1. Tarihî Sınır: Aras Nehri, eski dönemlerden beri çeşitli ülkeler arasında sınır teşkil eden bir akarsu olmuştur. 2. Selçuklu ve Osmanlı Dönemi: Selçuklu döneminde Aras ve Kura nehirleri arasında kalan sahanın Türkleşmesiyle birlikte, bu bölgeler Osmanlı padişahlarının da ilgisini çekmiştir. 3. Önemli Savaşlar: Nehir havzasında Pasinler Savaşı gibi önemli savaşlar gerçekleşmiştir. 4. Modern Dönem: 20. yüzyılda Aras Nehri üzerinde Aras Barajı inşa edilmiştir.

Kadırga, Akdeniz'de kullanılan, yelken ve kürekle hareket eden bir savaş gemisidir. Kadırganın hikayesi: 1. Antik Çağlar: Kadırga, antik çağlardan itibaren Akdeniz'de deniz savaşlarında kullanılmıştır. 2. Osmanlı Dönemi: Osmanlı İmparatorluğu'nda kadırga, XVII. yüzyıla kadar donanmanın esas savaş gemisi olarak kalmıştır. 3. Girit Savaşı: Girit'in fethiyle birlikte, kadırgaların yerini kalyonlara bırakması gerektiği anlaşılmıştır. 4. Son Dönemler: 18. yüzyılın sonuna doğru kadırgaların etkinliği azalmış ve kalyonlar Osmanlı Donanması'nda esas gemi haline gelmiştir.

Çeşm-i Nigar çorbasının hikayesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun ünlü divan şairi Nedim’in sevgilisi Nigar Hanım’a ithaf ettiği bir tarif olarak bilinir. Rivayete göre Nedim, Nigar Hanım’a duyduğu derin sevgiyi ve hayranlığı ifade etmek için onun adını taşıyan bu çorbayı yaratmıştır.

Düyûnu Umûmiye İdaresi'nin Osmanlı'yı etkileme biçimleri: 1. Ekonomik Bunalımın Derinleşmesi: Osmanlı'nın dış borçlara başvurması ve Düyûnu Umûmiye'nin kurulması, ekonomik bunalımı daha da kötüleştirdi. 2. Mali Denetim ve Bağımlılık: İdare, Osmanlı maliyesi üzerinde denetim kurarak, vergi gelirlerinin bir kısmını Avrupalı alacaklılara aktardı. Bu durum, Osmanlı'nın mali bağımsızlığını kısıtladı. 3. Dışa Bağımlılığın Artması: Düyûnu Umûmiye, Osmanlı'yı batılı devletlerin pazarı durumuna getirdi ve ekonominin dışa bağımlılığını artırdı. 4. Islahatların Etkisi: Tanzimat dönemi ıslahatları da dışa bağımlılığı ve ekonomik bunalımı artırıcı bir rol oynadı. 5. Memur Kadrosu ve Yönetim: İdare, geniş bir kadro yapılanması oluşturdu ve bu kadrolar aracılığıyla Osmanlı'nın iç işlerine müdahale etti.

Adapazarı'ndaki Boşnaklar, Osmanlı döneminde Bosna-Hersek'ten göç etmişlerdir. Bu göçler, 1878'den itibaren Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Bosna'yı işgal etmesi ve Boşnaklara yaptığı zulümler nedeniyle gerçekleşmiştir.

29 Mayıs tarihi, İstanbul'un Fethi olarak bilinen ve tarihi bir dönüm noktası olan olay nedeniyle önemlidir. İstanbul'un Fethi, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet'in komutasındaki Osmanlı ordusunun, Bizans İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u ele geçirmesi olayıdır. Ayrıca, 29 Mayıs tarihi, milli ve dini bir anlam da taşır ve bu nedenle bazı çevreler tarafından milli bayram olarak kutlanması gerektiği savunulur.

Lale Devri, 1718-1730 yılları arasında Osmanlı Devleti'nde yaşanan, Avrupa'daki gelişmelerin etkisiyle yapılan reformların başladığı bir dönemdir. Özeti: - Barış Dönemi: Pasarofça Antlaşması ile başlayan barış ortamında, Batı ile etkileşim artmıştır. - Islahatlar: Avrupa mimarisinden etkilenilerek sivil mimari ön plana çıkmış, İstanbul'da köşkler, bahçeler ve saraylar yapılmıştır. - Sonu: Dönem, Patrona Halil İsyanı ile sona ermiştir.

Matrakçı Nasuh tarafından 16. yüzyılda kuralları ve standartları belirlenen matrak oyunu, Osmanlı Devleti döneminde oynanan askeri bir spor olarak bilinmektedir. Oyunun amacı, özel üretilmiş sopaları kullanarak birbirlerine vurmaya çalışmak ve karşı tarafın vuruşlarından kaçınarak onu alt etmektir. Matrak oyununun üç ayrı yarışma formatı vardır: 1. Kalkan-matrak: Sol elde yumuşak bir yastık, sağ elde ise ucu yumuşak malzeme ile sarılmış matrak sopası kullanılır. 2. Çifte matrak: Elde çifte matrak sopası bulunur. 3. Kalkan-tahta kılıç: Tahtadan yapılmış bir Türk kılıcı ile oynanır ve bu formatta vücuda zırh benzeri bir kıyafet giyilir.

Mimar Sinan, Osmanlı mimarisinin en büyük ustalarından biri olarak kabul edilir ve üç büyük eseri ile bu unvana hak kazanmıştır: 1. Süleymaniye Camii: 1557 yılında tamamlanan bu cami, Mimar Sinan'ın en büyük eserlerinden biri olarak görülür ve hem mimari hem de mühendislik açısından büyük bir başarı olarak değerlendirilir. 2. Selimiye Camii: 1575 yılında Edirne'de inşa edilen bu cami, Sinan'ın en olgun dönemine ait bir yapı olup, zarif oranları ve büyük kubbesi ile mimarlık tarihinin en önemli başarılarından biri olarak anılır. 3. Şehzade Camii: 1548 yılında tamamlanan bu cami, Sinan'ın mimarlık kariyerindeki gelişimini ve deneyimlerini yansıtan önemli bir yapıdır.

Tekfur Sarayı'nın hikayesi şu şekilde özetlenebilir: - Yapım Tarihi ve Kim Tarafından Yapıldığı: Tekfur Sarayı, 10-11. yüzyılda Bizans İmparatoru II. Andronikos Palaiologos döneminde inşa edilmiştir. - Kullanım Amacı: Saray, Bizans imparatorlarının ikametgahı ve idari merkezi olarak kullanılmıştır. - Tarihsel Süreç: Latin istilasında yakılıp yıkılan saray, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sonra onarılarak çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. - Kaşıkçı Elması Efsanesi: Sarayın çöplüğünde Kaşıkçı Elması'nın bulunduğu rivayet edilmektedir. - Restorasyon ve Günümüz Kullanımı: 2006 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan restorasyon çalışmalarının ardından saray, müze olarak ziyarete açılmıştır.

Mehlika Sultan şiiri, iki farklı şair tarafından kaleme alınmıştır: Yahya Kemal Beyatlı ve Mehlika Sultan adında bir Osmanlı şairi. Yahya Kemal Beyatlı'nın "Mehlika Sultan" şiiri, yedi gencin Mehlika Sultan'a olan aşkını ve bu aşkın onları götürdüğü hayal dünyasını anlatır. Mehlika Sultan adlı Osmanlı şairinin şiirleri ise aşk ve tutku temalarını işler, doğa tasvirleri ve sembolik imgeler kullanır.