Nöroloji

Dürtüsellik çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir, bunlar arasında: 1. Genetik Faktörler: Kalıtımsal yatkınlık, dürtüsellik gelişiminde rol oynayabilir. 2. Nörolojik Faktörler: Beyindeki kimyasal dengesizlikler veya işlevsel farklılıklar dürtü kontrolünü etkileyebilir. 3. Çevresel Faktörler: Stres, travma, ihmal, istismar gibi olumsuz çevresel etkiler dürtüselliği artırabilir. 4. Psikososyal Faktörler: Çocukluk döneminde öğrenilmiş davranışlar, aile içi ilişkiler ve sosyal etkileşimler dürtüselliği etkileyebilir. 5. Madde Kullanımı: Uzun süreli madde kullanımı, dürtü kontrolünün zayıflamasına yol açabilir. 6. Biyolojik Faktörler: Beyin hasarı, enfeksiyonlar veya hormonal dengesizlikler gibi biyolojik faktörler de dürtüselliğe neden olabilir.

Beyin Omurilik Sıvısı (BOS) hastalığı, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir: 1. Travmalar: Yüz veya kafaya gelen darbeler, beyin zarı (Dura tabakası) ile komşu kemik yapılarda kırılmalara yol açarak BOS kaçağına neden olabilir. 2. Cerrahi Müdahaleler: Endoskopik sinüs ameliyatları gibi Dura'ya komşu bölgelerde yapılan cerrahi müdahaleler sırasında oluşan travmalar. 3. Tümörler: Dura komşuluğundaki kötü huylu tümörler ve bu tümörlere yönelik ameliyatlar. 4. Doğumsal Anomaliler: Dura'yı çevreleyen kemik yapılarda doğumsal olarak bulunan zayıf noktalar ve açıklıklar. 5. Enfeksiyonlar: Menenjit gibi merkezi sinir sistemi enfeksiyonları BOS akışını engelleyebilir. 6. Aşırı BOS Üretimi: BOS'un normal şekilde akmasını önleyen tıkanıklıklar veya kan damarlarının sıvıyı emme kabiliyetinin azalması.

Sinestezinin nedenleri tam olarak anlaşılmamış olsa da, birkaç olası açıklama öne sürülmüştür: 1. Genetik Faktörler: Sinestezi, genetik bir bileşene sahip olabilir ve aile içinde sinestezi öyküsü bulunan bireylerde daha sık rastlandığı gözlemlenmiştir. 2. Nörolojik Yapılar: Beyindeki duyusal alanlar arasındaki aşırı bağlantılar veya çapraz bağlantılar, sinesteziye yol açabilir. 3. Beyin Kimyası ve Sinirsel Aktivite: Sinestezi, nörotransmitterlerin ve beyin kimyasının duyusal bilgi işleme üzerindeki etkilerinden kaynaklanabilir. 4. Gelişimsel Faktörler: Beyin gelişimi sırasında meydana gelen bazı anormallikler veya aşırı duyusal entegrasyon sinestetik algıların oluşumuna neden olabilir. 5. Çevresel ve Psikolojik Etkiler: Belirli eğitimler veya yoğun duyusal deneyimler sinestetik algıyı tetikleyebilir.

Otizm ve otizm spektrum bozukluğu (OSB) terimleri farklı anlamlar taşır: - Otizm, sosyal etkileşim, iletişim ve davranışlarda farklılıklarla kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. - Otizm spektrum bozukluğu (OSB) ise, otizmin farklı derecelerde şiddetle seyreden geniş bir yelpazeyi ifade eder.

Beyin sapı, beynin en önemli bölümlerinden biridir ve yaşamla ilgili temel işlevleri kontrol eder. Başlıca görevleri şunlardır: Nefes alma, kalp atışı ve sindirim gibi istemsiz eylemleri otonom sinir sistemi aracılığıyla yönetmek. Tehlike durumlarındaki refleksler gibi kalıplaşmış tepkileri düzenlemek. Vücut sıcaklığı, kan basıncı ve uyku döngüleri gibi otomatik davranışları kontrol etmek. Beyin sapı, aynı zamanda beyin ile vücudun diğer yapıları ve organları arasındaki mesajların iletilmesini sağlar.

Parmaklarda uyuşma ve karıncalanma, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Sinir Sıkışması: Karpal ve kubital tünel sendromu gibi durumlar, sinirlerin sıkışması sonucu parmaklarda uyuşma ve karıncalanmaya yol açar. 2. Diyabet: Yüksek kan şekeri seviyeleri, diyabetik nöropati olarak adlandırılan sinir hasarına neden olabilir. 3. Vitamin Eksiklikleri: B12, B6, D vitamini gibi vitaminlerin eksikliği sinir iletimini bozarak parmaklarda uyuşma ve karıncalanmaya yol açabilir. 4. Dolaşım Bozuklukları: Ellere yeterli oksijen gitmemesi, parmaklarda uyuşma ve soğukluk hissine neden olabilir. 5. Omurilik Hastalıkları: Multiple skleroz (MS) gibi hastalıklar, sinir sistemini etkileyerek el ve parmaklarda his kaybına yol açabilir. Bu belirtiler devam ederse, bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir.

Neurosound seansları genellikle 60 ya da 90 seans sürmektedir.

Hidrosefali, beyin omurilik sıvısının (BOS) beyinde anormal bir şekilde birikmesi sonucu oluşur ve çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Başlıca nedenleri: 1. Doğumsal Anomaliler: Genetik faktörler, spina bifida gibi doğumsal kusurlar ve anne karnında geçirilen enfeksiyonlar. 2. Kafa Travmaları: Kazalar veya darbeler sonrası beyinde sıvı dengesini bozan hasarlar. 3. Tümörler: Beyindeki kitleler, BOS'un normal akışını engelleyerek sıvı birikimine neden olabilir. 4. Beyin Kanamaları: Özellikle prematüre bebeklerde görülen beyin içi kanamalar. 5. Enfeksiyonlar: Menenjit ve beyin iltihabı gibi enfeksiyonlar, BOS dolaşımını bozabilir. 6. Yaşa Bağlı Nedenler: Yaşlılarda görülen normal basınçlı hidrosefali (NPH), beyin fonksiyonlarında ciddi problemlere yol açabilir. Bu nedenler, hidrosefalinin hem doğuştan hem de sonradan gelişen (edinilmiş) türlerine yol açabilir.

Santiago Ramón y Cajal, modern nöroanatominin kurucusu olarak kabul edilir.

Alkolün sinir sistemi üzerinde uzun süreli etkilerinden bazıları şunlardır: Beyin hasarı ve demans. Periferik nöropati. Epileptik nöbetler. Uyku bozuklukları. Davranış ve kişilik değişiklikleri. Alkolün sinir sistemi üzerindeki etkileri, kullanım süresi ve yoğunluğuna bağlı olarak her bireyde farklılık gösterebilir.

Merz şirketi, farklı alanlarda faaliyet gösteren üç ana iş koluna sahiptir: 1. Merz Aesthetics: Estetik tıp alanında ürünler geliştirir ve satar, botulinum toksini, dermal dolgular ve tıbbi teknoloji gibi ürünler sunar. 2. Merz Therapeutics: Nörolojik hareket bozukluklarının tedavisi için ürünler üretir, özellikle dystonia ve spasticity gibi durumlar için ilaçlar geliştirir. 3. Merz Consumer Care: Sağlık, güzellik ve wellness ürünleri üretir. Ayrıca, Hepa-Merz adlı bir ilaç da mevcuttur ve bu ilaç, karaciğer yetmezliği sonucu oluşan amonyak uzaklaştırılamamasından kaynaklanan bozuklukların tedavisinde kullanılır.

Sintigrafik görüntülemede incelenen organlar şunlardır: 1. Tiroid Bezi: Tiroid nodülleri, guatr, hipertiroidi ve hipotiroidi gibi hastalıkların teşhisinde kullanılır. 2. Kemik: Kemiklerde tümör, metastaz, enfeksiyon, kırık ve iltihabi süreçlerin tespitinde kullanılır. 3. Akciğer: Pulmoner emboli ve akciğer damarlarındaki diğer problemlerin tespitinde yardımcı olur. 4. Kalp: Koroner arter hastalığı, kalp krizi sonrası hasar ve kalp fonksiyonlarının değerlendirilmesinde kullanılır. 5. Böbrek: Böbreklerin işlevlerini değerlendirir ve idrar yollarında tıkanıklık gibi durumların teşhisinde kullanılır. 6. Karaciğer: Karaciğer tümörlerinin teşhisinde ve tedavisinin planlanmasında yardımcı olabilir. Ayrıca, mide, safra kesesi ve diğer organlar da sintigrafik görüntülemede incelenebilir.

EEG sonucunun bozuk çıkması, beyindeki elektriksel aktivitenin normalden farklı olduğunu gösterir ve çeşitli nörolojik sorunların işareti olabilir. Bu durumda yapılması gerekenler: 1. Uzman Değerlendirmesi: EEG sonuçları, bir nöroloji uzmanı tarafından dikkatlice değerlendirilmelidir. 2. Ek Testler: Doktorlar, ek testler ve değerlendirmeler önerebilir. 3. Tedavi Planı: EEG sonuçlarına göre, epilepsi gibi durumlarda tedavi planı oluşturulabilir. EEG'nin bozuk çıkmasına yol açan durumlar arasında epilepsi, uyku bozuklukları, beyin tümörleri, inme ve enfeksiyonlar yer alır.

Nörolog, tanı koymak ve tedavi planlamak için çeşitli tahlil ve tetkikler isteyebilir. Bu testler arasında şunlar bulunur: 1. Görüntüleme Testleri: Bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MR), röntgen ve ultrason. 2. Elektrofizyolojik Testler: Elektroensefalografi (EEG), elektromiyografi (EMG) ve sinir ileti çalışmaları. 3. Kan Testleri: Enfeksiyon ve bağışıklık hastalıklarını belirlemek için kan analizleri. 4. Lomber Ponksiyon: Beyin omurilik sıvısını (BOS) inceleyerek tanı koymaya yardımcı olur. 5. Genetik Testler: Kalıtsal nörolojik hastalıkların teşhisine yönelik. 6. Uyku Testleri: Polisomnografi, uyku bozukluklarının tanısında kullanılır. Bu testler, hastanın durumuna ve semptomlarına göre değişiklik gösterebilir.

HH hastalığı, iki farklı şekilde adlandırılabilecek bir hastalıktır: 1. Huntington Hastalığı (HH): Genetik, nörodejeneratif bir beyin hastalığıdır. 2. Hipogonadotropik Hipogonadizm (HH): Beyinden salgılanan hormonların yetersiz kalması durumunda ortaya çıkan, kadın doğurganlığını etkileyen bir problemdir. Huntington Hastalığı'nın belirtileri arasında depresyon, kaygı bozukluğu, psikoz, kişilik ve davranış bozuklukları, istemsiz hareketler, hafıza kaybı, unutkanlık ve konuşma bozuklukları bulunur. Hipogonadotropik Hipogonadizm'in tedavisi ise hormon ve ilaç takviyeleri ile yapılır; gerekli durumlarda tüp bebek yöntemi uygulanabilir. Her iki hastalık hakkında daha fazla bilgi almak için bir doktora başvurulması önerilir.

Fatma Girik, hidrosefali hastalığı nedeniyle ameliyat oldu.

Bacak misafiri olarak adlandırılan durum, bacaklarda istemsiz titreme veya sarsıntı olarak tanımlanır. Bu durumun birkaç olası nedeni vardır: 1. Stres ve Anksiyete: Stres altında veya kaygılı olduğunda bacaklarda titreme görülebilir. 2. Yetersiz Beslenme: Magnezyum, potasyum ve kalsiyum eksiklikleri kasların normal işlevini etkileyerek sismeye neden olabilir. 3. Fiziksel Aktivite: Aşırı egzersiz veya yorgunluk durumlarında kaslarda istemsiz kasılmalar meydana gelebilir. 4. Nörolojik Durumlar: Parkinson hastalığı gibi nörolojik bozukluklar bacaklarda sarsıntıya yol açabilir. 5. İlaç Yan Etkileri: Bazı ilaçların yan etkileri arasında kas sarsıntıları yer alabilir. Eğer bacak misafirliği sürekli hale gelirse, bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir.

ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz) hastalarının yaşam süresi, hastalığın başlangıcından itibaren genellikle 4 ila 6 yıl arasında değişmektedir. Bazı ALS hastaları, iyi bir bakım ve solunum destek cihazları sayesinde 15 yıldan fazla yaşayabilir.

Nöropatinin belirtileri, etkilenen sinirlerin türüne ve hasarın şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterir. İşte bazı yaygın belirtiler: Uyuşma veya karıncalanma: Genellikle elde ve ayaklarda hissedilir. Ağrı: Yanıcı, keskin veya sızı şeklinde ağrılar ortaya çıkabilir. Hareket bozuklukları: Kas zayıflığı veya koordinasyon kaybı yaşanabilir. Duyusal bozukluklar: Soğuk, sıcak veya ağrı gibi hislerin azalması veya kaybolması. Otonom belirtiler: Kalp atış hızında değişiklikler, terleme bozuklukları veya sindirim problemleri gibi. Nöropati şüphesi varsa, bir nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gereklidir.

Charcot-Marie-Tooth (CMT) hastalığı, ölümcül bir hastalık olarak kabul edilmez. Ancak, hastalık kas zayıflığına, duyu kaybına ve koordinasyon sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, CMT'nin ciddi sağlık sorunlarına neden olma potansiyeli vardır. CMT hastalığından şüpheleniliyorsa, kesin teşhis ve uygun tedavi için bir nöroloji uzmanına başvurmak önemlidir.