Breath kelimesi, İngilizce'de çeşitli anlamlara gelir ve farklı bağlamlarda kullanılır. İşte bazı kullanım alanları: Nefes, soluk: "His breath smelt of garlic" (Nefesi sarımsak kokuyordu). Solunum: "I felt a bit short of breath and had to sit down" (Nefes nefese kalıp oturmak zorunda kaldım). Hayat, yaşam: "As long as I'm breathing, that man will never set foot in my house!" (Nefes aldığım sürece, o adam evime adım atmayacak!). Şarap için havalandırma: "Allow the wine to breathe, it'll taste so much better" (Şarabı havalandırın, tadı çok daha güzel olacaktır). Breathe kelimesi ise fiil olarak "nefes almak, soluk almak" anlamına gelir: "He breathed deeply before speaking again" (Tekrar konuşmadan önce derin bir nefes aldı).