Namaz

Namazda kadınların ellerini göğüslerine bağlamalarının sebebi, kadınların tesettür şartını tam olarak yerine getirmeleridir. Namazda kadınların ellerini göğüslerine bağlamaları, namazda elleri bağlamanın sünnet olduğunu kabul eden âlimlerin ittifakına göredir. Ayrıca, kadınların namazda ellerini göğüslerine bağlamalarının sebebi, sağ elin sol elin üzerine konulmasının kadınların tesettürleriyle ahenk teşkil etmesi olarak da açıklanabilir. Namazda kadınların ellerini göğüslerine bağlamalarıyla ilgili bazı bilgiler şu şekildedir: Kadınlar namazda ellerini bağlarken bilekleri kavramazlar. İki el beraberce göğüs üzerine konur. Kadın, namaza dururken, ellerini omuzlarına kadar kaldırır. Sağ el parmaklarını sol bilek üzerine halka yapmaz. Sağ eli, sol el üzerinde olarak göğüs üstüne koyar. Namazda kadınların ellerini göğüslerine bağlamalarıyla ilgili bilgiler, farklı mezheplere ve yorumlara göre değişiklik gösterebilir.

Üç aylar boyunca her gün yapılması önerilen bazı ibadetler ve zikirler şunlardır: Tesbih Çekmek: Üç aylar boyunca her gün 1100 kere "La İlahe İllallah" ve 100 kere "Muhammedürresulullah" denir. Zikirler: Recep ayının ilk 10 günü 100 defa "Sübhana'llahi'l-hayyil-kayyum". Recep ayının ikinci 10 günü 100 defa "Sübhana'llahi'l-ehadi's-samed". Recep ayının son 10 günü 100 defa "Sübhana'llahi'l-gafuri'r-rahim". Şaban ayının ilk 10 günü 100 defa "Ya latifu celle şanühü". Şaban ayının ikinci 10 günü 100 defa "Ya rezzaku celle şanühü". Şaban ayının son 10 günü 100 defa "Ya azizü celle şanühü". Ramazan ayının ilk 10 günü 100 defa "Ya erhame'r-rahimin". Ramazan ayının ikinci 10 günü 100 defa "Ya gaffarü'z-zünüb". Ramazan ayının son 10 günü 100 defa "Ya 'atika'r-rikab". Dua: Üç aylar boyunca "Allahümme bârik lenâ fi Recebe ve Şa'ban ve belliğnâ Ramazan" duası okunur. Ayrıca, bu aylarda nafile namazlar kılmak, Kur'an okumak ve tövbe etmek önerilir.

Mesbûk ve muktedi kavramları, cemaatle namaz kılan kişiler için kullanılır: Mesbûk, imama ilk rekâtın rükûundan sonra yetişen ve daha sonraki rekâtlarda ona uyan kişidir. Muktedi, imama uyarak namaz kılan kişidir. Muktedi üç gruba ayrılır: Müdrik: Namazın her rekâtını imamla birlikte kılan kişidir. Lâhik: Namaza imamla başlayıp, uyku, abdest bozulması gibi nedenlerle bir kısmını kaçıran kişidir. Özetle, mesbûk namaza geç başlayan, müdrik ve lâhik ise imama uyarak namaz kılan kişilerdir.

Ayet ve saat tablolarının ne işe yaradığına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, ayet yazılı tabloların ve dini tabloların genel olarak ne işe yaradığı hakkında bilgi verilebilir. Ayet yazılı tablolar, ev ve ofis dekorasyonunda maneviyatı ve estetiği bir araya getiren özel eserlerdir. Dini tablolar ise inanç ve estetik birleşimini temsil eden önemli bir sanat formudur. Ayet ve saat tablolarının ne işe yaradığına dair bilgi bulunamamıştır.

Rükûda parmakların açılma durumu, cinsiyete göre değişiklik gösterir: Erkekler, rükûda parmaklarını açarak ellerini dizlerinin üzerine koyar. Kadınlar ise parmaklarını açmaz; ellerini (dizlerini tutmadan) dizleri üzerine koyarlar.

"Cumaya gittim gelicem" ifadesi, genellikle cuma namazı için dükkanını kapatan esnafın, kısa süre sonra geri geleceğini belirtmek için kullandığı bir söz öbeğidir. Ayrıca, bu ifade çevreye dini hassasiyetlerini gösterme amacı da taşıyabilir. Bunun yanı sıra, "cumaya gittim gelicem" ifadesi, ICQ gibi platformlarda "away message" olarak da kullanılmaktadır.

Ta'dîl-i erkân, namazın rükünlerini düzgün, yerli yerinde ve tam yapmayı ifade eder. Bu, namazın geçerliliği ve kabul edilmesi için önemlidir. Ta'dîl-i erkânın önemli olmasının bazı nedenleri: Kur'an ve hadislerde vurgu: Kur'an'da "ekame" fiili kullanılarak namazın hakkını vererek yapılması belirtilmiştir. Namazın kalitesi: Ta'dîl-i erkâna riayet, namazın kalitesini artırır ve eksik (kâsır) bir eda olmasını önler. Gafletten korunma: Acele etmeden ve sükûnet içinde kılınması, gafletten kaçınmaya yardımcı olur. Hanefî mezhebindeki kuvvetli görüşe göre, ta'dîl-i erkân vaciptir.

Dokuzuncu Söz, namazın beş vakte hikmet-i tahsisini, iman esaslarını ve namazdaki kelimelerin manalarını açıklamak amacıyla yazılmıştır. Bu eserin yazılış sebeplerinden bazıları şunlardır: Namazın beş vakte hikmet-i tahsisi: Dokuzuncu Söz, namazın beş vakte tahsisini beş nükte içinde izah eder. İman esasları: Söz, Allah’a, Hz. Muhammed’e, Kur’an’a, ahirete iman gibi konuları ele alır. İnsan ruhunun ve zamanın tahlilleri: Namazın insan ve kâinatla ilişkisini inceler. Namazdaki kelimelerin manaları: Fatiha ve Ettahiyyatü gibi namazdaki duaların ve kelimelerin hakikatlerine vurgu yapar.

Temkin ve tehir farklı anlamlara sahiptir: Temkin, bir işin sonunu düşünerek daha tedbirli davranmak anlamına gelir. Tehir ise geciktirmek, geri bırakmak demektir. Ayrıca, Kur'an'da geçen "takdim ve tehir" ifadesi, belagat ilminin unsurlarından olup, ifadenin normal düzeninden farklı bir şekilde kullanılması anlamına gelir.

Kıble yönünün bagajda nerede yazdığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, kıble yönünü belirlemek için aşağıdaki yöntemler kullanılabilir: Pusula: Elinizde bir pusula varsa, imlecin S harfi üzerine gelmesini bekleyerek Güney yönünü bulabilirsiniz. Çevrimiçi araçlar: Namaz.Day gibi siteler üzerinden kıble pusulası kullanarak Kâbe yönünü bulabilirsiniz. Kıble saati: Bu vakitte güneşe doğru dönen kimse, aynı zamanda kıbleye dönmüş olur. Ayrıca, şehir halkından kıble yönünü öğrenmek veya kıble bulucu sitelerden yararlanmak da mümkündür.

Rükû, namazın şartlarından biri olup, eller dizlere erecek şekilde öne doğru eğilmek anlamına gelir. Rükû nasıl yapılır: Erkekler: Parmakları açık bir şekilde ellerini dizlerinin üstüne koyar, sırtını ve başını düz tutar, dizlerini ve dirseklerini dik tutarlar. Kadınlar: Sırtlarını biraz meyilli tutarak erkeklerden daha az eğilirler, ellerini (parmaklarını açmayarak) dizleri üzerine koyarlar ve dizlerini biraz bükük bulundururlar. Eğilme sırasında: Üç defa "Sübhâne Rabbiye’l-azim" denir. Doğrulurken: "Semi'Allahü limen hamideh" denir. Sonrası: "Rabbenâ leke’l-hamd" denilir, tekbir getirilir ve secdeye varılır.

Namazda bilerek yapılan hatalar, sehiv secdesi ile düzeltilir. Namazda bilerek yapılan hatalardan bazıları ve düzeltme yöntemleri: Son rekatta oturmayı unutmak: Son rekatın secdesini yapmadan önce, ayakta veya rükuda olunsa bile, hatırlandığında hemen oturulur. Kaç rekat kılındığında şüphe etmek: İlk kez şüphe ediliyorsa namaz yeniden kılınmalıdır. Namazda bilerek yapılan hatalarda, telafi imkânı olduğu için namazda gevşek davranmak hoş görülmez.

Kaç yıllık kaza namazı borcunun olduğunu bilmeyen bir kişinin yapabileceği bazı şeyler: Namaza başlama tarihini belirlemek: Namaza başlanan tarihten 15 yaşına doğru geri gidilerek, o yaşa kadar kaç vakit namaz kılınması gerektiği hesaplanabilir. Periyodik bir plan oluşturmak: Kaza namazlarını periyodik bir takvimle kaza etmeye başlamak, örneğin bin vakit sabah namazı varsa bir veya iki diyerek onları tüketmek. Galip tahmine göre hareket etmek: Kaç vakit namaz kazaya kaldığını tam olarak bilemeyen kişi, galip tahminine göre hareket edebilir. Mobil uygulamalar veya internet sitelerinden yararlanmak: Kaza namazı hesaplama için çeşitli mobil uygulamalar veya internet siteleri kullanılabilir. Kaza namazlarını kılmadan önce bir din görevlisine veya ilgili kaynaklara danışmak faydalı olabilir.

Sela, genellikle Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.) övgü ve dualardan oluşur. Selanın bazı bölümleri ve anlamları: "Ey Allah'ın Resûlu, salat-u selam senin üzerine olsun!". "Ey Allah'ın Habibi, salat-u selam senin üzerine olsun!". "Ey Allah'ın Arşının Nuru, salat-u selam senin üzerine olsun!". "Ey Allah'ın Mahlukatının Hayırlısı, salat-u selam senin üzerine olsun!". "Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin Efendisi, salat-u selam senin üzerine olsun!". "Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah İçindir!". Sela, aynı zamanda bir haberleşme yöntemi olarak da kullanılır; cuma ve cenaze namazlarından önce okunur.

Kıble yönünde 45 dereceden fazla sapma olması durumunda, İslam âlimlerinin çoğunluğuna göre bilerek o yöne doğru kılınan namazlar sahih değildir. Ancak, geçmişte yapılan ve daha sonra birebir Kâbe doğrultusunda olmadığı tespit edilen camilerde önceden kılınan namazlar, bu camilerin kıbleleri inşa edildikleri devrin şartlarına göre doğru kabul edildiğinden sahihtir. Sapmanın 45 derece ve üzerinde olduğunun tespitinden sonra, bu durumun en kısa zamanda ve mümkün olan en uygun yolla düzeltilmesi gerekir.

Sabah namazının vakti, imsak ile başlar ve güneşin doğmasıyla sona erer. Ancak Hanefilere göre sabah namazını hafif ışıyıncaya kadar ertelemek, Şafiilere göre ise erken, karanlık iken kılmak daha faziletlidir.

Terviha, "rahatlatmak, dinlendirmek" anlamına gelen Arapça "tervîha" kelimesinin çoğuludur. Teravih namazı ile ilişkilidir: Namazın her dört rekatının sonunda bir miktar oturulup dinlenilmesi müstehaptır, bu dinlenmelere terviha denir. Zamanla, her bir tervihayı oturup dinlenmek yerine zikir ve salavat gibi nafile ibadetlerle değerlendirme veya ara vermeden namaza devam etme şeklinde uygulamalar ortaya çıkmıştır.

Mesbûk kimseye uymak, imama namazın başında değil, birinci rekâtın rükûundan sonra, ikinci, üçüncü veya dördüncü rekâtlarda yetişen kişinin, bu andan itibaren imamın namazına uyması anlamına gelir. Mesbûk, imam selâm verdikten sonra, kaçırdığı rekâtları tek başına tamamlar.

"Yanlış okudum, bir daha okuyayım" ifadesi, bir metni veya belgeyi ilk okumada yanlış anladığını fark eden kişinin, doğru anlamak için metni tekrar okuma niyetini ifade eder. Yanlış okuma, karışıklığa, hatalara veya yanlış varsayımlara yol açabilir.

Mesbûk, cemaatle kılınan namaza baştan yetişemeyip ilk rekâtın rükûundan sonra imama uyan kimse demektir. Mesbûk, kaçırdığı yani imamla birlikte kılamadığı rekâtları, tek başına namaz kılan kimse gibi tamamlar. Mesbûk kelimesi, Arapça "başkalarını geride bırakmak, geçmek" anlamındaki "sebk" masdarından türemiştir. Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinde ise mesbûk terimi, ilk rekâtta bile olsa, başlangıç tekbiriyle imamın rükûu arasında Fâtiha’yı okuyacak kadar bir zaman bulamayan kişiyi ifade eder.