Risale-iNur

Mütalaa Nur, Risale-i Nur'un okunması ve anlaşılması sürecini ifade eder. Bu süreçte aşağıdaki konular ele alınır: İman ve Kur’an hakikatleri. Kelime ve ıstılah bilgisi. Dikkatli ve yavaş okuma. Not alma. Toplu mütalaa ve müzakere.

RNK Neşriyat, İstanbul merkezli bir yayınevidir. RNK Neşriyat, Risale-i Nur isimli kitapların neşrini yapmaktadır. RNK Neşriyat'ın iletişim bilgileri şu şekildedir: Adres. Telefon. RNK Neşriyat'ın web sitesi rnk.com.tr'dir.

18. Lema, Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur Külliyatı'nda yer alan bir risaledir. Bu risalede ele alınan bazı konular şunlardır: Hz. Ali'nin bir şiiri. Keramet-i evliya. Risale-i Nur şakirtlerine ve naşirlerine işaret.

Ahmed Hüsrev Altınbaşak hattı, el yazısı (rika hattı) olarak tanımlanır. Altınbaşak, Bediüzzaman Said Nursi'nin keşfettiği tevafuka riayet ederek Kur'an-ı Kerim'i 9 defa yazmış ve bu Kur'an, vefatından sonra matbaalarda basılmıştır.

Nur chat sohbetleri, İslami sohbet ve dini sohbet anlamına gelir. Nur chat sohbetlerinin yapıldığı bazı siteler şunlardır: nurchat.org; nurchat.com.tr; nurchat.net; sohbetislam.com. Bu tür sohbet siteleri, kullanıcıların dini konularda bilgi alışverişinde bulunmalarına, yeni insanlarla tanışmalarına ve ahlaki arkadaşlıklar kurmalarına olanak tanır. 18 yaşından küçüklerin bu tür sitelere girmesi yasaktır.

"Aç Canavar" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir. İşte bazıları: "Aç Canavar" (Hungry Beast), bir Avustralya komedi-haber programıdır. "Aç Canavar", İrem Özsümbül'ün yazdığı bir kitap adıdır. "Aç Canavara Karşı Tahabbüb", Risale-i Nur'da geçen bir cümledir ve zalimlerin gaddar ve hırslı doğasını anlatır. Ayrıca, "Ben 10 Türkçe" çizgi filminde de "Aç Canavar" adlı bir bölüm bulunmaktadır.

Acz ve fakr kavramları, tasavvufta insanın kulluk mertebesine işaret eder. Acz, "güç yetirememek" anlamına gelir. Fakr, "muhtaç olmak" anlamına gelir. İnsan, acz ve fakrını tam anlamıyla hissederek ilahi sıfatların anlaşılmasına güzel bir basamak yapabilirse, manevi olarak ilerler ve kemale erer.

Üçüncü Bürhan, Risale-i Nur'un Yirmi İkinci Sözü'nde yer alır ve şu konuları işler: Kâinat ve sanat eserleri: Her bir eser, gizli bir zâtın varlığını ve kuvvetini gösterir; bu eserler, o zâtın birer sikkesi veya ilânnamesi hükmündedir. Antika makineler ve san'at: Bu makineler, koca bir sarayın küçük bir nüshası gibidir ve her biri, o gizli zâtın san'atıyla yapılmıştır. Allah'ın kuvveti ve kudreti: Tüm memleket ve eczası, o zâtın kuvveti altında olup her arzusuna râm olmuştur. Üçüncü Bürhan, ayrıca, vicdanın bir muarrif (tarif edici) olarak eklenmesiyle, "Nokta" risalesindeki dört küllî bürhandan biri olarak da ele alınır. Bu bürhanlar: 1. Risalet ve İslâmiyetle mücehhez olan "hakikat-ı Muhammediye". 2. Kâinat kitabı. 3. Kur'ân-ı Azîmüşşân. 4. Fıtrat-ı zîşuur denilen vicdan.

"Ey nefsim ve ey arkadaşım" ifadesi, Bediüzzaman Said Nursi'nin "On Birinci Söz" adlı eserinde yer almaktadır.

Esir maddesi, bütün kâinatta bulunan ve her tarafı kaplamış olan, görünmeyen ama varlığı kabul edilen latif, rakik ve seyyal bir maddedir. Esir maddesi ile ilgili bazı görüşler: Bediüzzaman Said Nursi: Esir maddesini, "ecram-ı ulviyenin cazibe ve dâfia gibi kanunlarının râbıtası ve ziya ve hararet ve elektrik gibi maddelerdeki kuvvetlerin naşiri ve nâkili" olarak tanımlar. Süpersicim Teorisi: Bu teoriye göre, bütün parçacıklar ve kuvvet taşıyıcıları, Planck uzunluğu mertebesinde boyutlara sahip sicimlerden oluşur. Antik çağ görüşleri: Antik çağda esir, maddenin dördüncü hali veya ilk madde olarak kabul edilmiştir. 19. yüzyılda esir maddesinin atomlar arası boşluğu dolduran, ağırlığı olmayan ve ısıyı ve ışığı ileten bir madde olduğu düşünülmüştür.

Risaleleri yaymak için yapılabileceklerden bazıları şunlardır: Dershaneler açmak: Mümkün olduğu kadar her yerde küçük dershaneler açarak, anlayanların, anlayamayanlara konuları izah ve şerh etmesi sağlanabilir. Okumak ve katılmak: Risale-i Nur'un okunması ve derslere katılınması, hem bireysel hem de cemaat içinde yayılmasına katkı sağlar. Neşir ve tashih: Risalelerin yayılması ve hakikatlerinin duyurulması, ayrıca eserlerin düzeltilmesi ve daha doğru hâle getirilmesi önemlidir. Talim ve tanzim: Eserlerin öğretilmesi, düzenlenmesi ve tertip edilmesi, yayma çabaları arasında yer alır. Meşveret: Meşveret esaslarına tabi olmak, istikamet ve istikrar içinde kalmaya yardımcı olur. Ayrıca, risalelerin anlaşılabilmesi için bilinmeyen kelimelerle ilgili lügat çalışması yapmak ve başkalarıyla konuları müzakere etmek de faydalı olabilir.

"Her şeyin iki şahidi vardır" ifadesi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Risale-i Nur'da geçen bir ifadede "her şeyde iki şahit"ten kasıt, bir varlığın hem acziyetini hem de gücünün üzerindeki işleri yapmasını ve umumi nizamın muhafazası için bir vazife görmesini ifade eder. Bir başka bağlamda, "her yediğin ve içtiğin şeye iki şahit bul" sözü, bu şahitlerin biri kitap, öbürü de sünnet olması gerektiğini belirtir. Genel anlamda şahitlik ise, bir şeyin doğruluğunu kesin olarak bilmek ve bunu haber vermek anlamına gelir.

Yirmibeşinci Söz, Risale-i Nur'dan bir risaledir ve Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın i'cazını konu alır. Ayrıca, Yirmibeşinci Söz'de şu konular da ele alınır: Kâinatın şehadeti. Allah'ın esması. Kur'an'ın meyveleri. Risalede, ilhad ve fen tarafından kusur olarak görülen noktaların aslında i'caz ve belagat kaynakları olduğu ilmî kaidelerle ispat edilir. Yirmibeşinci Söz, üç cüzden oluşur.

Kuleönü'nün meşhur olan bazı özellikleri şunlardır: Tarihi ve kültürel zenginlikleri: Kuleönü, antik Seleuceia Sidera (Bayat Köyü) kalıntılarına ev sahipliği yapar ve Selçuklu ile Osmanlı dönemlerine ait tarihi yapılara sahiptir. Coğrafi konumu: Isparta-Eğirdir yolu üzerinde bulunması ve ulaşım kolaylığı nedeniyle son yıllarda çiftlik evi sahibi olmak isteyen Ispartalıların ilgisini çekmiştir. Ekonomik ve sosyal hayat: Osmanlı döneminde ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle ekonomik olarak gelişmiş ve sosyal hayat canlanmıştır. Doğal kaynaklar: Eğirdir Gölü'nün suyu ile sulanan Isparta Ovası'nda önemli bir kasabadır.

Nükteler kitabı, farklı konularda yazılar içeren, genellikle ince anlamlı sözleri ve iman üzerine düşünceleri ele alan bir eserdir. Abdullah Aymaz'ın "Çitlembik 1 / Nükteler" kitabı, çocukların ve gençlerin ufkunu açmayı ve onları düşündürmeyi amaçlar. Mehmed Kırkıncı'nın "Nükteler" kitabı, iman üzerine düşünceler sunar ve hayatın her anını kucaklayan bir genişlikle zarif ve nazik ifadelerle bu konuları ele alır.

Yirmi Dördüncü Söz'ün İkinci Dal'ı, Risale-i Nur'da Allah'a giden yolların çeşitliliğini ve bu yollarda ilerlerken benimsenebilecek üslup ve tarzları açıklar. Bu bölümde, insanlık üç kısma ayrılır: 1. Reşha: Hakikate ayinedarlık yapanlar. 2. Katre: Hakikati kayıtlayanlar. 3. Zühre: Hakikati renklendirenler. Ayrıca, evliyanın iman esaslarında ittifak etmelerine rağmen keşif ve gözlemlerinde farklılık göstermelerinin nedeni de ele alınır.

Risaleleri İngilizce'ye çeviren bazı kişiler: Prof. Dr. Colin Turner: Bediüzzaman Said Nursi'nin "Hastalar Risalesi", "Ramazan Risalesi" ve "Küçük Sözler" adlı eserlerini İngilizce'ye tercüme etmiştir. Mary Weld (Şükran Vahide): Risale-i Nur külliyatından Emirdağ Lahikası'nı İngilizceye tercüme etmiştir.

Dokuzuncu Söz, namazın beş vakte hikmet-i tahsisini, iman esaslarını ve namazdaki kelimelerin manalarını açıklamak amacıyla yazılmıştır. Bu eserin yazılış sebeplerinden bazıları şunlardır: Namazın beş vakte hikmet-i tahsisi: Dokuzuncu Söz, namazın beş vakte tahsisini beş nükte içinde izah eder. İman esasları: Söz, Allah’a, Hz. Muhammed’e, Kur’an’a, ahirete iman gibi konuları ele alır. İnsan ruhunun ve zamanın tahlilleri: Namazın insan ve kâinatla ilişkisini inceler. Namazdaki kelimelerin manaları: Fatiha ve Ettahiyyatü gibi namazdaki duaların ve kelimelerin hakikatlerine vurgu yapar.

Bir Dava Adamının Notları, hayatını iman ve Kur’an hizmetine adamış olan Zübeyir Gündüzalp’in kendi not defterine, kendi nefsine hitaben yazdığı notların derlenmesiyle oluşmuştur. Kitapta yer alan bazı konular: İman ve hizmet: İmanı kurtarmak ve Kur’an’a hizmet gibi mukaddes bir dava uğrunda hayatını feda etmeye hazır olmak. Kabiliyetlerin gelişimi: Tembelliğe ve basit zevklere karşı koyarak, çalışarak ve sadık kalarak kabiliyetleri geliştirmek. Düşüncenin önemi: İnsanın karakterinin düşünceleriyle şekillendiği ve düşüncelerin insanı iyi ya da kötü, faydalı ya da zararlı yönlere sevk ettiği. Tartışma ve çatışma: Kardeşlerle çatışmanın, uhuvvet risalesinin hakikatini anlamamaktan kaynaklandığı. Okuma: Okumanın önemi ve farklı okuma türleri (ibareyi anlamak, hakikatini anlamak). Kitap, bir dava adamı olmanın prensiplerini ve nasıl bir hayat sürülmesi gerektiğini anlatır.

"Âlim-i mürşid koyun olmalı, kuş olmamalı" ifadesi, alimlerin ve mürşitlerin iletişim tarzını anlatan bir sözdür. Bu sözdeki "koyun" ve "kuş" benzetmesi şu şekilde açıklanabilir: Koyun: Koyun, sütünü kolayca veren bir hayvandır ve kuzusu sütü olduğu gibi emip içer. Kuş: Kuş, yavrusuna yarı hazmedilmiş bir gıda olan "kay" verir ve yavru bu kayı işlemek zorundadır. Bu söz, imana ve dine dair meselelerin, karşı tarafın anlayabileceği bir üslup ve sadelikle tebliğ edilmesi gerektiğini vurgular.