Mikrobiyoloji

Laboratuvar tipi derin dondurucular, düşük sıcaklıkta saklanması gereken örneklerin ve malzemelerin korunması için kullanılır. Başlıca kullanım alanları: - Mikrobiyoloji laboratuvarları: Bakteri, maya ve virüslerin saklanması. - Ar-Ge laboratuvarları: Genetik materyallerin korunması. - Hastaneler: Plazma, serum ve ilaç saklama. - Gıda ve ilaç endüstrisi: Stabilite testi öncesi numune saklama. Bu dondurucular, sıcaklık dalgalanmalarını en aza indirerek numunelerin stabilitesini korur.

Ekzotoksin ve endotoksin, mikroorganizmalar tarafından üretilen iki tür toksindir. Ekzotoksin: - Karakteristik: Protein yapısında, genellikle ısıya duyarlı ve eriyebilir substanslardır. - Kaynak: Mikroorganizma tarafından dışarı salınırlar ve hem Gram (+) hem de Gram (-) bakteriler tarafından üretilirler. - Örnekler: Clostridium tetani, Staphylococcus aureus, Vibrio cholerae gibi bakteriler ekzotoksin üretir. Endotoksin: - Karakteristik: Gram negatif bakterilerinin hücre duvarının lipopolisakkarid (LPS) karakterindeki yapısal bir komponentidir. - Salınma: Hücreler parçalandıklarında ortama geçerler. - Örnekler: Salmonella gibi bakteriler endotoksin üretir.

Evet, hem mantarlar hem de bakteriler saprofit olabilir. Saprofitler, ölü bitki ve hayvan kalıntıları gibi organik maddeleri parçalayarak beslenen organizmalardır.

Serbest azot, azot döngüsü sırasında denitrifikasyon aşamasında açığa çıkar. Bu aşamada, topraktaki denitrifikasyon bakterileri nitrat veya nitratı tekrar atmosferin serbest azotuna dönüştürür.

Erwinia amylovora'nın vektörleri şunlardır: 1. Böcekler: 70'in üzerinde böcek türü, özellikle arılar ve yaban arıları, bakteriyi çiçekten çiçeğe yayarak vektör görevi görür. 2. Yağmur ve rüzgar: Patojenin kanserlerden veya taze inokulumdan yayılmasında önemli faktörlerdir. 3. İnsanlar: Kontamine iş aletleri ve lojistik operasyonlar yoluyla patojenin yayılmasına katkıda bulunabilirler.

Lipopolisakkarit (LPS) sadece gram negatif bakterilerde bulunur.

Mikrobiyolojide ilk keşif, Antoni van Leeuwenhoek tarafından 1676 yılında bakterilerin keşfedilmesidir.

Tıbbi mikrobiyoloji ve klinik mikrobiyoloji kavramları aynı şeyi ifade eder. Tıbbi mikrobiyoloji, mikroorganizmaların insan vücudu üzerindeki etkilerini ve enfeksiyonların biyolojik mekanizmalarını inceleyen bir bilim dalıdır.

Bakterilerin DNA yapısı şu özelliklere sahiptir: 1. Çembersel ve çift iplikli bir DNA molekülü bulunur. 2. Yaklaşık olarak bakterinin tüm hücre kuru ağırlığının %2-3 kadarını oluşturur ve ortalama 0.01 pg ağırlığındadır. 3. Uzunluğu örnek olarak E. coli'de 1.2-1.5 mm olup 4x106 baz çiftinden oluşur. 4. DNA'nın yapısı iki polinükleotid iplikçiğinin birbirine sarmal şeklinde bağlanması ile oluşur. 5. DNA'nın üç temel komponenti vardır: pürin veya pirimidin bazları, 5 karbonlu şeker (pentoz) ve fosfat molekülü. 6. Adenin (A) miktarı timin (T) miktarına, guanin (G) miktarı ise sitozin (C) miktarına eşittir, ancak A+T miktarı G+C miktarına eşit değildir.

Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliği'ne göre mikrobiyolojik açıdan riskli kabul edilen gıdalar arasında şunlar bulunmaktadır: Et ürünleri: Isıl işlem görmemiş et ürünleri, fermente sucuk gibi ürünler. Hazır yemekler: Tüketime hazır her türlü et ve sebze yemeği, salata, şarküteri ürünleri ve soğuk mezeler. Şekerli ürünler: Helva, pekmez, lokum, baklava ve diğer şerbetli tatlılar, ezme, cezerye, fındık ve fıstık ezmeleri, şekerlemeler. Meyve suları ve alkolsüz içecekler: Pastörize meyve ve sebze suları, doğrudan sıkılmış, pastörize edilmemiş meyve suları. Kakao ve çikolata ürünleri: Kakao ve kakao ürünleri, çikolata ve çikolata ürünleri.

Bor'da midye yasağının nedeni, Avrupa Komisyonu'nun Türkiye'den çift kabuklu yumuşakça ithalatına yönelik kısıtlamaları uzatmasıdır.

Pembe renkli bakteriler, MacConkey agar besiyerinde ürer.

MacConkey agar, gram-negatif bakterileri seçer ve ayırt eder. Bu agar ayrıca koliform grup bakteriler ve özellikle Escherichia coli'nin geliştirilmesi ve sayılması için kullanılır.

Mikro ve mikroorganizma terimleri farklı anlamlara sahiptir: - Mikro: "Çok küçük" anlamına gelir ve genellikle çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük canlıları ifade eder. - Mikroorganizma: Mikroskobik bir organizma olup, bakterileri, mantarları, arkeaları, protistleri ve virüsleri kapsar.

Mikrobiyal kontrolde kullanılan fiziksel yöntemler şunlardır: 1. Isı Uygulaması: Yüksek sıcaklıkta pişirme veya kaynatma işlemleri, mikropların öldürülmesinde etkili bir yöntemdir. 2. Filtrasyon: Bakteri ve virüsleri tutabilen özel filtrelerin kullanılması, sıvı ve gazların sterilizasyonunda yaygın bir yöntemdir. 3. Ultraviyole (UV) Işınları: UV ışınları, mikroorganizmaların DNA'sını hasara uğratarak öldürme etkisine sahiptir. 4. Radyasyon Sterilizasyonu: Gamma ışınları veya elektron ışınları kullanılarak mikroorganizmaların öldürülmesi işlemidir. 5. Soğutma ve Dondurma: Mikrobiyal gelişimi ve üremeyi yavaşlatmak veya durdurmak için kullanılır.

Bakteriler, farklı sıcaklık aralıklarında yaşayabilirler ve bu aralıklar türlerine göre değişir: 1. Psikrofil bakteriler: 0 °C ile 20 °C arasında yaşarlar, genellikle soğuk ortamlarda bulunurlar. 2. Mezofil bakteriler: 20 °C ile 45 °C arasında optimum sıcaklıkta büyürler, insan vücudu da bu sıcaklık aralığına girdiği için birçok patojenik bakteri bu gruptadır. 3. Termofilik bakteriler: 45 °C ile 80 °C arasında yaşarlar, genellikle sıcak su kaynaklarında ve jeotermal alanlarda bulunurlar. 4. Hipertermofilik bakteriler: 80 °C'nin üzerindeki sıcaklıklarda yaşarlar, genellikle volkanik alanlarda ve derin deniz hidrotermal bacalarında bulunurlar.

Botulizm, Clostridium botulinum bakterisinin ürettiği toksin nedeniyle oluşan bir zehirlenme türüdür ve toksin üretimi için anaerobik koşullarda 3-45 °C arası sıcaklıklar gereklidir. Bakterinin kendisi ve sporları, 80 °C'de 10 dakika veya daha fazla sürede ısıtma ile yok edilebilir.

Koagülaz pozitif bakteriler arasında en önemlisi Staphylococcus aureus'tur.

Kolonize ve kolonizasyon terimleri tıpta şu anlamlara gelir: 1. Kolonize: Bu terim, bir mikroorganizmanın vücut dokularında yerleşmesi ve çoğalması sürecini ifade eder. 2. Kolonizasyon: Mikrobiyal patojenitenin ilk aşamasıdır ve konakçı dokularda patojenin doğru yerleşmesi olarak tanımlanır.

Evet, Ehrlichia ewingii Türkiye'de bulunmaktadır. Bu bakteri türü, Van ilinde yapılan bir çalışmada Rhipicephalus sanguineus kenelerinde tespit edilmiştir.