Tasarrufun iptalinde tazminat, İİK'nun 283. maddesi gereğince, davalı üçüncü kişinin, davacı alacaklının alacak ve ferileri ile sınırlı olarak, taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki değeri olan miktar kadar tazminata mahkum edilmesi şeklinde hesaplanır. Bu durumda, tazminat davasında dikkate alınması gereken bazı önemli noktalar şunlardır: Zararların belgelenmesi: Maddi tazminat hesaplanırken, doğrudan yaşanan zararlar (örneğin, tedavi masrafları) faturalar ve raporlarla kanıtlanmalıdır. Hukuki düzenlemeler ve adli yargı kararları: Tazminat miktarının hesaplanmasında, olayın yaşandığı tarihten bu yana geçerli olan hukuki düzenlemeler ve önceki davalardaki emsal kararlar da etkilidir. İyi niyet durumu: Eğer üçüncü kişi, borçlunun mali durumunu bilmediğini ispatlayabilirse, tasarrufun iptali davası reddedilir ve tazminat sorumluluğu ortadan kalkar.