• Buradasın

    HukukiKavramlar

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Tavzih ve tahsis dilekçesi nedir?

    Tavzih dilekçesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305. maddesinde düzenlenmiştir. Tahsis dilekçesi hakkında ise bilgi bulunmamaktadır. Tavzih dilekçesinin bazı özellikleri: Talep Edenler: Kararın her iki tarafı da tavzih talebinde bulunabilir. Süre: Hükmün icrası tamamlanıncaya kadar her zaman sunulabilir, belirli bir süreye tabi değildir. Etkisi: Kararın değiştirilmesi, hakların daraltılması veya genişletilmesi gibi işlemler için değil, yalnızca hükümdeki belirsizliklerin netleştirilmesi içindir. İstinaf ve Temyiz: Tavzih talebinde bulunulmuş olması, istinaf veya temyiz süresini kesmez. Örnek tavzih dilekçesi ve yazım kuralları için aşağıdaki kaynaklar incelenebilir: sarikayakarayhukuk.com; ahmetekin.av.tr; harbiyehukuk.com.

    Mirasta gerçek ve hükmi red arasındaki fark nedir?

    Mirasta gerçek (hakiki) red ile hükmi (hükmî) red arasındaki temel farklar şunlardır: Gerçek Red: Mirasçının kendi iradesiyle, herhangi bir gerekçe göstermeksizin, mirası reddetmesidir. 3 aylık hak düşürücü süre içinde, sulh mahkemesine yazılı veya sözlü olarak beyan edilmelidir. Mirası reddeden mirasçı, mirasçılık sıfatını kaybeder ve miras bırakanın ölümünden önce ölmüş gibi kabul edilir. Hükmi Red: Mirasbırakanın ölüm anında borçlarının malvarlığından fazla olması durumunda, mirasın kendiliğinden reddedilmiş sayılmasıdır. Süre sınırlaması yoktur; herhangi bir beyanda bulunmasa da mirasçılar mirası reddetmiş sayılır. Mirasçılar, mirasın kabulüne yönelik açık veya örtülü bir işlem yaparlarsa hükmi red hakkını kaybedebilirler.

    Borçlar Kanunu'nda kusursuz sorumluluk halleri nelerdir?

    Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) düzenlenen kusursuz sorumluluk halleri şunlardır: Hakkaniyet sorumluluğu. Özen sorumluluğu. Tehlike sorumluluğu. Kusursuz sorumlulukta, kusur koşulu aranmadan haksız fiil nedeniyle doğan zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat talep edilebilir.

    Seferilikte 18 saat kuralı nedir?

    Seferilikte 18 saat kuralı, bir yolculuğun seferilik hükümlerinin uygulanması için gereken süreyi ifade eder. Buna göre: Orta yürüyüşle (piyade yürüyüşü) üç günlük, yani 18 saatlik bir uzaklığa yolculuk yapılması gerekir. Bu süre, yılın en kısa günleri hesabıyla belirlenmiştir ve normal yürüyüşle her gün ortalama 6 saat kabul edilir. 18 saatlik yol, yaklaşık 90 kilometreye denk gelir. Seferilik hükümleri, yolculuk yapılan vasıtanın türüne bağlı olmaksızın, sadece mesafeye göre belirlenir.

    İfa ve ika arasındaki fark nedir?

    İfa ve ika arasındaki temel fark, anlamlarında ve kullanım alanlarında yatmaktadır: - İfa: Borçlar hukukunda, borç ilişkisinin konusu olan edimin borçlu tarafından alacaklıya karşı yerine getirilmesi ve böylece borç ilişkisinin sona erdirilmesi anlamına gelir. - İka: Türkçe'de "yapma, meydana getirme" anlamına gelir ve genellikle bir eylemin gerçekleştirilmesini ifade eder. Bu bağlamda, ifa daha çok borçların yerine getirilmesi ve borç ilişkisinin sona erdirilmesi ile ilgiliyken, ika genel anlamda bir eylemin yapılmasını ifade eder.

    Ceza hukukunda en çok hangi sorular çıkar?

    Ceza hukukunda en çok çıkan sorular genellikle temel kavramlar, genel kurallar ve suçun unsurları ile ilgilidir. En çok soru gelen konular: Suçun unsurları: Maddi, kanuni ve manevi unsur. Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler: Meşru müdafaa, zorunluluk hali. Suçun özel görünüş biçimleri: Teşebbüs, iştirak, içtima. Yaptırım türleri ve güvenlik tedbirleri: Hapis ve adli para cezası, erteleme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB). Zamanaşımı ve af.

    Ayırt etme gücü ve fiil ehliyeti aynı şey mi?

    Ayırt etme gücü ve fiil ehliyeti aynı şey değildir, ancak birbiriyle ilişkilidir. Fiil ehliyeti, kişinin kendi fiilleriyle hak edinebilme ve borç altına girebilme yeteneğini ifade eder. Ayırt etme gücü ise, fiil ehliyetinin şartlarından biridir ve kişinin eylem ve işlemlerinin önemini ve sonuçlarını kavrayabilecek bilince ve iradeye sahip olmasını ifade eder. Dolayısıyla, fiil ehliyetine sahip olabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak gereklidir, ancak ayırt etme gücüne sahip olmak tek başına fiil ehliyeti anlamına gelmez.

    Şahsi edim ne demek?

    Şahsi edim, borçlunun bizzat kendi bedeni ya da fikri kuvvet ve becerisi ile yerine getirebileceği olumlu edimlerdir. Şahsi edimlerin bazı özellikleri: Üçüncü bir kişi tarafından yerine getirilmesi mümkün değildir. Alacaklı, üçüncü kişinin ifasını kabul etmek zorunda değildir. Borçlunun ölümü halinde mirası reddetmemiş olan mirasçılarından da talep edilemez. Şahsi edim örnekleri: Bir ressamın resim yapmaya ilişkin edimi. Bir romancının roman yazmaya ilişkin edimi. Bir bestecinin beste yapmaya ilişkin edimi.

    Fiili karine ve kanuni karine arasındaki fark nedir?

    Fiili karine ve kanuni karine arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Kaynağı: - Fiili karine, herhangi bir hukuk kuralına dayanmaz; hakimin takdirine bağlıdır. - Kanuni karine, kanunda açıkça belirtilen bir düzenlemeye dayanır. 2. İspat Yükü: - Fiili karine, aksi ispat edilebilen çıkarımlardır; yani taraflar karinenin aksini kanıtlayabilir. - Kanuni karine, aksi ispat edilemeyen veya aksi ispat edilebilir olarak ikiye ayrılır. 3. Örnekler: - Fiili karine örneği: Bir bardan çıkan ve yalpalayarak yürüyen birinin sarhoş olması ihtimali. - Kanuni karine örneği: Babalık karinesi; aksi iddia edilebilir. Özetle, fiili karineler daha esnek olup, hakimin takdirine dayalıdır; kanuni karineler ise kanunda açıkça belirtilmiştir ve ispat yükü açısından farklı kategorilere ayrılır.

    İcra memuru ve icracı aynı mı?

    Hayır, icra memuru ve icracı aynı değildir. İcra memuru, mahkeme kararı ile borçludan borcunu almak ile mükellef olan devlet memurudur. İcra memuru, adli görevleri yerine getirirken; icracı, vasiyetnamede verilen talimatları yerine getirmekle yükümlüdür.

    Ceza ve müeyyide arasındaki fark nedir?

    Ceza ve müeyyide kavramları hukuk alanında sıklıkla karıştırılır, ancak aralarında bazı farklar vardır: Ceza, bir hukuk kuralının ihlal edilmesi durumunda devlet tarafından uygulanan caydırıcı yaptırımdır. Müeyyide ise daha geniş bir kavram olup, bir hukuk kuralının ihlal edilmesine karşılık olarak uygulanan her türlü yaptırımdır. Dolayısıyla, ceza, müeyyidenin bir türüdür; ancak her müeyyide ceza değildir.

    Hukuk boşluğu nedir?

    Hukuk boşluğu, bir konuda herhangi bir kanun veya hukuki düzenleme olmaması durumunda ortaya çıkar. Bu durumda, hukuk sisteminde belirsizlik yaratabilir ve adaletin sağlanmasını engelleyebilir. İki tür hukuk boşluğu vardır: 1. Kural içi boşluk: Kanun koyucunun bilerek bıraktığı, hakimin takdir yetkisini kullanarak doldurması gereken boşluktur. 2. Kural dışı boşluk: Kanun koyucunun farkında olmadan bıraktığı, istemeden oluşan boşluktur.

    Hukukta külfet ve sorumluluk nedir?

    Hukukta külfet ve sorumluluk kavramları şu şekilde açıklanabilir: Sorumluluk. Külfet. Sorumluluk türleri. Hukuki sorumluluk. Cezai sorumluluk. Ahlaki sorumluluk. Disiplin sorumluluğu.

    Consent konusu nedir?

    Consent kelimesi, İngilizce'de "rıza", "izin", "onay" anlamlarına gelir. Bu kelime, çeşitli bağlamlarda kullanılabilir: Hukuk: "Mutual consent" (karşılıklı rıza) veya "expressed consent" (açık rıza) gibi ifadelerle, bir eylemin yasal izni anlamında. Genel kullanım: "To consent to a search" (aramaya razı olmak) gibi ifadelerle, bir duruma anlaşmayı veya kabul etmeyi belirtir. Dijital pazarlama: "Consent mode" (izin modu) olarak, kullanıcıların veri işleme iznine göre Google reklamlarının davranışını değiştiren bir yapılandırma.

    Meşruiyet ne anlama gelir?

    Meşruiyet, bir eylemin, sürecin veya ideolojinin belirli bir toplumdaki normlara ve değerlere bağlılığıyla meşru hale geldiği süreci ifade eder. Meşruiyet kelimesi ayrıca şu anlamlara da gelebilir: Yasaya, dine veya kamu vicdanına uygun olan. Geçerli ve uygun olan şeylerin tamamı. Meşruiyet kavramı, Max Weber'in sınıflandırmalarıyla sosyal bilimler alanında tartışılmaya başlanmıştır.

    Değer artış payının yarısı katılma alacağı mıdır?

    Değer artış payı ve katılma alacağı farklı kavramlardır. Değer artış payı, eşlerden birinin diğer eşin malının edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunması durumunda, bu malın tasfiyesi sırasında ortaya çıkan değer artışı için talep edebileceği alacak hakkıdır. Katılma alacağı ise, edinilmiş mallara katılma rejiminde, her eşin diğerinin evlilik birliği içinde edindiği mallar üzerinde yarı oranında hak sahibi olması durumudur. Dolayısıyla, değer artış payının yarısı katılma alacağı değildir.

    İnşai hak ne demek hukuk?

    İnşai hak, bir hukuki durumun ortadan kaldırılması, değiştirilmesi veya yeni bir hukuki durumun yaratılması için kullanılan bir haktır. İnşai hakkın unsurları: Özel bir hak: Hak sahibinin tek taraflı bir hukuki işlem yapma yetkisi olmalıdır. Tek taraflı irade beyanı: Bu hakkın kullanılması, hak sahibinin tek taraflı irade beyanına dayanır. Hukuki ilişki: Bu beyan, somut bir hukuki ilişki veya durumun kurulmasına, değiştirilmesine ya da bozulmasına yol açar. İnşai haklar, kanundan, hukuki işlemden veya hem kanun hem hukuki işlemden doğabilir. İnşai dava, bu hakların dava yoluyla kullanılması gerektiğinde açılan davadır.

    İlga ve iptal aynı şey mi?

    İlga ve iptal aynı şey değildir. İlga, bir hukuki işlem olarak belirli bir hukuki durumun ya da hukuki varlığın tamamen ortadan kaldırılması anlamına gelir. İptal ise bir kararı veya düzenlemeyi hükümsüz hale getirmek veya uygulanamaz hale getirmek anlamına gelir. Dolayısıyla, ilga genellikle ilgili düzenlemeyi tamamen sona erdirirken, iptal sadece belirli hükümleri veya kararları etkileyebilir.

    Örfü belde ve paftos nedir?

    Örfü belde ve paftos, Ege Bölgesi'nde, özellikle İzmir ve dolaylarında eski dönemde kurumlaşmış geleneklerdir. Örfü belde, bir başkasına ait arsa üzerinde bina yapabilme hakkıdır. Paftos, başkasının arazisinde ağaç dikebilme ve bağ yetiştirebilme hakkıdır. İlk Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce bu geleneklerin tapu kütüğüne yazımı söz konusu değildi.

    Hakkın özü ne anlama gelir?

    Hakkın özü, her temel hakkın sahip olduğu temel felsefeyi, yani adalet ve eşitlik ilkelerini ifade eder. Hakkın özü kavramı, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: Anayasa hukuku terimi. Felsefi ve dini anlam. Ayrıca, "hakkın özü" ifadesi, toplumsal refah ve bireylerin hak arama süreçleriyle de ilişkilidir.