Düşünce

"Ahlaktan yoksun bir milletin bozulmaya mahkumdur" sözü, Türk yazar ve düşünür Hüseyin Nihal Atsız'a aittir. Atsız bu sözü, "Ahlakın meydana gelmesinde en önemli sebep soydur. Bir toplumun ahlakı, soyunun karışması ile değişebilir. Ahlak, millet yapısının temelidir. O olmadan hiçbir şey olmaz" şeklinde ifade etmiştir.

Hayır, zihniyet ve zihin aynı şey değildir. Zihin, insanda anlayış, kavrayış, algılama yetisi ve bellek anlamına gelir.

Düşünen Adam heykeli, Fransız heykeltıraş Auguste Rodin tarafından üretilmiş olup, genellikle felsefi düşünceyi temsil eden bir simge olarak kullanılmaktadır. Heykel, ilk olarak Rodin'in "Cehennem Kapısı" adlı eseri için yaptığı bir figür olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye'de, 1951 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin bahçesine hastalar tarafından yapılan bir kopyası da bulunmaktadır.

Türkiye'nin en büyük aydını olarak kabul edilebilecek tek bir isim yoktur, çünkü aydın tanımı ve en büyük aydının kim olduğu konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı isimler, Türkiye'nin önemli aydınları arasında sıkça anılmaktadır: Attila İlhan; Aziz Nesin; Uğur Mumcu; Alev Alatlı. Aydınlık kavramı, evrensel değerleri savunma, toplum liderliği ve ideolojik duruş gibi unsurları da içerir. Bu nedenle, en büyük aydının kim olduğu konusunda kesin bir yargıya varmak zordur.

Kum saati ile ilgili bazı sözler: "Zaman, hayatın en değerli hediyesidir. Bu kum saati, her anın kıymetini bilmeni hatırlatsın." "Zamanla birlikte büyüyen sevgimiz, her kum tanesi gibi kıymetli. Her anımızı birlikte değerlendirelim." "Her kum tanesi, yeni bir başlangıçtır. Zamanı iyi değerlendir, hayatını dolu dolu yaşa." "Aşk kum saati gibidir; kalp dolarken, akıl boşalır." "Doğduğumuz anda hayatlarımız, kum saati gibi akıp gitmeye başlar." "Kum saatindeki kum, hepimiz için hızla düşüyor." "Hayat bir yolculuk, her anı değerlendir." "Hayatımız, kum saati misali; zaman çok çabuk geçiyor."

"Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, hiç kimse bir şey düşünmüyor demektir" sözü, ABD'li gazeteci ve yazar Walter Lippmann'a aittir.

Bir insanın sürekli aynı şeyi düşünmesinin birkaç nedeni olabilir: Stres, kaygı ve travma. Mükemmeliyetçilik, kontrol ihtiyacı ve düşük özgüven. Çözülmemiş sorunlar. Bu tür düşünceler, depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik rahatsızlıklarda da sıkça görülebilir. Sürekli aynı şeyi düşünmekten kurtulmak için farkındalık geliştirmek, egzersiz yapmak, hobiler edinmek, sosyal destek aramak ve gerekirse profesyonel yardım almak etkili olabilir.

Düşünce, beyinde milyarlarca nöronun elektriksel ve kimyasal sinyaller aracılığıyla birbirleriyle iletişim kurmasıyla başlar. Düşünce anında hangi beyin bölgelerinin aktif olduğunu gözlemlemek için beyin görüntüleme teknikleri kullanılabilir. Bilim insanları, düşüncenin doğasını daha iyi anlayarak zihin ve beyin arasındaki ilişkiyi çözmeyi hedeflemektedir.

Düşünce yapısı hem doğuştan gelen faktörlere hem de çevresel etkilere bağlıdır. Doğuştan gelen yetenekler: Beynin yapısı, genetik faktörler ve bireyin zekâ seviyesi gibi unsurlar, analitik düşünce kapasitesini etkileyebilir. Çevresel faktörler: Eğitim, özellikle matematik, mantık ve bilim dersleri, analitik düşünmeyi teşvik eder. Dolayısıyla, düşünce yapısının tamamen doğuştan geldiği söylenemez.

Tutarsızlık ve tutarlılık arasındaki temel fark, bir kişinin eylemleri, sözleri, düşünceleri ve değerleri arasındaki uyum veya uyumsuzluktur. Tutarlılık, bir kişinin eylemleri, sözleri, düşünceleri ve değerleri arasında bir uyum olması durumudur. Tutarsızlık, iki veya daha fazla şeyin birbiriyle örtüşmemesi durumudur. Ayrıca, mantıksal tutarsızlıklar, birbirleriyle çelişen ifadeler, düşünceler, argümanlar veya sonuçlar olarak tanımlanabilir.

Düşüncenin gerçeğe dönüşmesi, inançların ve beklentilerin zamanla gerçek gibi algılanması anlamına gelir. Pygmalion etkisi, bir şeyi ne kadar çok ister ve beklersek, gerçekleşme ihtimalinin de o kadar artmasıdır. Düşüncenin gerçeğe dönüşmesinde ayrıca şu unsurlar da etkilidir: Olumlu düşünce ve inançlar. Duygusal deneyim. Eyleme geçme. Bilinçaltı.

"Çok kötüyüm" diyen birine şu şekilde yanıt verilebilir: Destekleyici ifadeler: "Nasıl yardımcı olabilirim?" veya "Ne yapabilirim?" gibi sorular sormak, kişinin kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olabilir. Anlayışlı sözler: "Anlıyorum, zor bir dönemden geçiyor olabilirsin. Her şey düzelecek, sabret." gibi ifadeler, empati kurduğunu gösterir. Pratik öneriler: "Bir uzmana danışmayı düşünebilirsin. Belki bir psikolog veya terapist sana yardımcı olabilir." gibi öneriler, kişinin durumunu daha sağlıklı bir şekilde değerlendirmesine yardımcı olabilir. Eğer kişinin durumu ciddi bir sıkıntı veya depresyon belirtisi içeriyorsa, profesyonel bir destek alması önemlidir.

Marjinal sözlerden bazıları şunlardır: "Gülerek kaybettiklerini, ağlayarak kazanamazsın". "Acı çekmemiş bir ruh, mutluluktan ne anlar". "Sevdiğim şarkı olsan ezana denk gelirsin". "Sen var ya bu dünyada hala güzel şeyler olabileceğinin en güzel kanıtısın". "Hiçbir ordu, vakti gelmiş bir fikir kadar güçlü değildir". "Şikayet ettiğiniz yaşam, belki de bir başkasının hayalidir". "Hayat üç buçukla dört arasındadır. Ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın". "İşleyebileceğiniz en büyük günah, başkasından nefret etmek değil, ona kayıtsız kalmaktır". "Bir erkeğe ihtiyaç duyan kadınlardan olmayın. Bir erkeğin muhtaç olduğu kadın olun". "Mantığı kullanmayı reddeden biriyle tartışmaya girmek, bir cesede ilaç tedavisi uygulamaya benzer". Marjinal sözler içeren bazı siteler şunlardır: neoldu.com.tr; guzelsozler.biz; nazlim.net.

Hayal gücü, zihnimizde var olmayan şeyleri canlandırma ve tasavvur etme yeteneğidir. Hayal gücü, aynı zamanda şu anlamlara da gelebilir: İmajinasyon veya imgelem. Zihnin hayal yaratma yetisi, düş gücü, muhayyile. Geçmiş yaşantılara özgü ögelerle şimdiki yaşantı arasında bağ kurma gücü. Bir nesneyi, o nesne karşımızda olmaksızın tasarımlama yetisi. Hayal gücü, yaratıcılığın temel taşıdır ve insanların dünyaya anlam verebilmelerine olanak sağlayan önemli bir yetenektir.

"Sürrasyonel" kelimesinin anlamı bulunamadı. Ancak, "sürrealist" ve "sürrealizm" kelimelerinin anlamları şu şekildedir: Sürrealist: Gerçeküstücü anlamına gelir ve sürrealizmden etkilenen, sürrealizm etkisiyle üreten sanatçıları ve edebiyatçıları tanımlamak için kullanılır. Sürrealizm: 20. yüzyılın başlarında Avrupa'da ortaya çıkan bir sanat akımıdır.

Düşünce ve irade arasındaki fark şu şekilde açıklanabilir: Düşünce, zihinsel süreçleri, fikirleri ve inançları kapsar. İrade ise, kişinin kendi düşüncelerini ve davranışlarını kontrol etme, yönlendirme ve belirli bir amaca yönelik kararlar alabilme kapasitesidir. İrade azaldıkça düşünce de azalır; irade tamamen yok olduğunda düşünce de yok olur.

Bağnaz ve yobaz kavramları aynı anlama gelmez, ancak aralarında yakın bir ilişki vardır. Bağnaz, bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, mutaassıp, fanatik anlamına gelir. Yobaz ise, dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen kimse ya da bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan kimse anlamına gelir. Dolayısıyla, her yobaz aynı zamanda bağnazdır, ancak her bağnaz yobaz olmayabilir.

Evrendeki istek yasası, genellikle çekim yasası olarak bilinir. Temel prensipleri: Benzer enerji çekimi: Pozitif düşünceler olumlu olayları, negatif düşünceler ise olumsuz olayları çeker. Eylem ve alışkanlıklar: Eylemler ve alışkanlıklar da enerji frekansını şekillendirir. İnanç ve niyet: İsteklerin gerçekleşmesinde niyetlerin ve inançların gücü etkilidir. Bu yasa, bilimsel olarak kanıtlanmış bir teori değildir ve daha çok kişisel gelişim ve ruhsal denge konularında rehberlik sağlayan bir kavramdır.

Azınlıkta kalmak, bir toplulukta belli bir sorun üzerine oy verenlerin, karşı düşünceye oy verenlerden daha az olması anlamına gelir. Örnek cümle: "Çok çaba gösterdik, ancak azınlıkta kaldık."

İktisadi düşünce, mal ve hizmetlerin üretimini, bölüşümünü ve tüketimini inceleyen; "ne üretmeli, nasıl üretmeli ve kimler için üretmeli" sorularına yanıt arayan bir sosyal bilim dalıdır. İktisadi düşünce, farklı ideolojiler çerçevesinde şekillenmiş çeşitli analitik yaklaşımlara sahiptir. İktisadi düşüncenin bazı temel konuları: üretim; fiyat; ticaret; dağıtım; para dolaşımı; nihai tüketim. İktisadi düşünce, evrensel olarak kabul edilmiş bir tanıma sahip değildir.