Düşünce

"Herkes aynı şeyleri düşünüyorsa, hiç kimse fazla bir şey düşünmüyor demektir" sözünü Walter Lippmann söylemiştir.

Kum saati ile ilgili bazı sözler şunlardır: 1. "Zaman, hayatın en değerli hediyesidir. Bu kum saati, her anın kıymetini bilmeni hatırlatsın". 2. "Zaman, seninle geçirdiğim her anı değerli kılar. Çünkü sen, zamanın kendisisin". 3. "Doğduğumuz anda hayatlarımız, kum saati gibi akıp gitmeye başlar". 4. "Hepimiz ters çevrilmiş bir kum saati gibiyiz, zamanın öneminden bahsederken dahi azalıyoruz". 5. "Zamanın geçişi, her şeyin değiştiğini ve hiçbir şeyin sabit olmadığını hatırlatır".

Bir insanın sürekli aynı şeyi düşünmesinin birkaç nedeni olabilir: 1. Kaygı ve Endişe: Gelecekteki olası kötü sonuçları düşünerek sürekli endişelenme. 2. Karar Vermede Zorluk: Bir konuda karar vermek zor olduğu için, tüm olasılıkları analiz etme ihtiyacı duyma. 3. Kontrol İhtiyacı: Her şeyin kontrol altında olduğundan emin olma isteği. 4. Mükemmeliyetçilik: Her şeyin mükemmel olması gerektiğini düşünme, bu da aşırı düşünmeye yol açabilir. 5. Duygusal Travmalar: Geçmişteki veya şimdiki duygusal travmalar, zihnin sürekli bu olayları düşünmesine neden olabilir. Bu tür düşüncelerle başa çıkmak için farkındalık teknikleri, meditasyon, fiziksel aktivite ve profesyonel yardım almak faydalı olabilir.

Düşünce yapısının doğuştan olup olmadığı konusunda iki farklı akım bulunmaktadır: 1. Rasyonalizm (Akılcılık) Akımı: Bu akım, bilgilerin doğuştan akıl yoluyla getirildiğini savunur. 2. Gelişim Odaklı Düşünce Yapısı: Bu yaklaşıma göre, beyinlerimiz öğrenme ve deneyim yoluyla sürekli gelişim halindedir ve arzu ettiğimiz hedefler doğrultusunda çalışarak başladığımız noktadan daha ileriye gitme potansiyeline sahibizdir.

Düşünce, beyinde nöronların aktivasyonu ile başlar. Bu süreç şu şekilde gerçekleşir: 1. Çevresel Uyarıcılar veya Deneyimler: Düşünceler, çevresel faktörler veya içsel süreçler tarafından tetiklenir. 2. Sinir Ağları: Beyindeki nöronlar, birbirleriyle iletişim kurarak sinir ağları oluşturur ve bu ağlar üzerinden elektriksel ve kimyasal sinyaller iletilir. 3. Bilgi İşleme: Beynin ön beyin bölgesi, bu sinyalleri işleyerek düşünceyi oluşturur. Düşünceler, aynı zamanda duyusal bilgilerin entegrasyonu ile de şekillenir; farklı duyu organlarından gelen bilgiler beyinde birleştirilir ve bu da düşünce sürecini etkiler.

"Düşünce gerçeğe dönüşür" ifadesi, beklentilerin zamanla gerçekliğe dönüşmesi anlamına gelen Pygmalion etkisi ile açıklanır. Bu etkiye göre, bir şeyi ne kadar çok ister ve beklersek, gerçekleşme ihtimali de o kadar artar.

Tutarsızlık ve tutarlılık arasındaki fark şu şekildedir: - Tutarsızlık, bir düşünce veya ifadenin içerisinde çelişki bulunması, yani mantıkla uyumsuz olma durumudur. - Tutarlılık ise, bir düşüncenin içindeki ifadelerin birbirini desteklemesi ve çelişiklikten uzak olması, yani mantıklı ve düzenli olma kalitesidir.

"Çok kötüyüm" diyen birine "kötü insan" veya "negatif düşünen kişi" denilebilir.

Hayal gücü, zihnin hayal yaratma yetisi ve düş gücü anlamına gelir. Daha geniş anlamda, hayal gücü şu yetenekleri de içerir: - Geçmiş yaşantılara özgü ögelerle şimdiki yaşantı arasında bağ kurma gücü; - Bir nesneyi, o nesne karşımızda olmaksızın tasarımlama yetisi. Hayal gücü, yaratıcı düşüncenin temelidir ve insanın yenilikçi çözümler bulma, sanat eserleri yaratma ve geleceği planlama yeteneğini destekler.

"Sürrasyonel" kelimesi, rasyonel düşüncenin ötesinde veya aklın sınırlarını aşan anlamlarına gelebilir. Bu terim, sürrealizm akımıyla ilişkili olabilir, çünkü sürrealizm, bilinen gerçekliğin ötesine geçerek mantıksal düşünce kalıplarını kırar ve bilinçaltının özgürce ifade bulmasını savunur.

Marjinal sözler, farklı bakış açıları sunan, düşündürücü ve kalıpları yıkan ifadelerdir. İşte bazı örnekler: "Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, kimse düşünmüyordur". "Başarı, en iyi intikamdır". "Kural basit: Yaşamaya devam et ya da vazgeç". "Cesaret, korkunun yokluğu değil, ona rağmen ilerlemektir". "Zamanın ilerisinde olanlar, genelde yalnızdır". "Hayat, risk aldığın ölçüde büyür". "Ne kadar az bilirsen, o kadar emin olursun". "Bir erkeğe ihtiyaç duyan kadınlardan olmayın. Bir erkeğin muhtaç olduğu kadın olun". "Nefes alıyorsan umut var demektir; ama nokta koyulduktan sonra ‘belki’ demek umut değil, çaresizliktir". "Gerçek liderler iz bırakmaz; yollar açar".

Düşünce ve irade kavramları farklı anlamlar taşır: 1. Düşünce: Kişinin niyetini gerçekleştirmek için zihinsel süreçlerle olasılıkları değerlendirmesi, yani bir konuda fikir yürütmesi ve karar almasıdır. 2. İrade: Bireyin kendi düşünce, duygu ve eylemlerini kontrol etme, bilinçli kararlar alma ve bu kararları uygulama yetisidir.

"Azınlıkta kalmak" deyimi, bir toplulukta belli bir düşünce taraftarı olanların sayıca az çıkması anlamına gelir.

Evrendeki istek yasası, çekim yasası olarak da bilinir ve evrenin bir sırrı olduğu, bu sırrın ise çekim yasasından geçtiği inancına dayanır. Bu yasaya göre, düşünceler, duygular ve niyetler belirli bir enerji frekansına sahiptir ve bu frekanslar çevresel etkileşimde bulunur. Bu nedenle, olumlu düşüncelerin olumlu olayları, olumsuz düşüncelerin ise olumsuzlukları kendine çektiği düşünülür.

Bağnaz ve yobaz kavramları eş anlamlıdır. Her iki terim de bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanan ve ondan başka bir şey kabul etmeyen kişileri ifade eder.

Bir şeyin sonunun önemi ile ilgili ünlü düşünürlerin bazı sözleri: 1. "Bittiği için ağlamayın, olduğu için gülümseyin." - Dr. Seuss. 2. "Önemli olan hayatınızdaki yıllar değildir, yıllarınızdaki hayattır." - Abraham Lincoln. 3. "Yaşamın genişliği, uzunluğundan daha önemlidir." - İbn-i Sina. 4. "Hayat gerçekten basittir, ama biz onu karmaşık hale getirmekte ısrar ediyoruz." - Konfüçyüs.

Terkib-i Bend'in 5. bendi, dünya hayatının geçiciliği ve insanın bu dünyadaki yeri üzerine düşünceler içermektedir. Bentte geçen bazı önemli ifadeler ve mesajlar şunlardır: - Dünya malının kimseye kalmayacağı ve her canlının zamanı geldiğinde dünyadan gideceği. - İnsanların birbirine karşı düşmanlıkları ve kinleri eleştirilmekte, bu kin duygusu devam ederken dünya hayatının nasıl doğru yola gireceği bilinmediği ifade edilmektedir. - Ahiret inancı vurgulanmakta, dünya hayatını boş geçirenlerin ahret hayatı için çabalamaları gerektiği anlatılmaktadır. - Adalet kavramı üzerinde durulmakta, dünyada adaletsizlik yapanların bu kötülükleri terk etmeleri gerektiği belirtilmektedir.

İçinize doğan şeylerin doğruluğu konusunda kesin bir bilimsel kanıt yoktur, ancak bazı insanlar bu tür hislerin genellikle doğru çıktığını düşünmektedir. Bu tür hisler, sezgi veya önsezi olarak adlandırılabilir ve nörobiyolojik bir temele sahip oldukları düşünülmektedir. Eğer bu tür hisler sık sık yaşanıyorsa ve günlük yaşamı olumsuz etkiliyorsa, bir uzmana danışmak faydalı olabilir.

Rasyonel düşünce ve rasyonalizm kavramları farklı anlamlar taşır: 1. Rasyonel düşünce: Mantığa ve akla dayalı bir düşünme sürecidir. 2. Rasyonalizm: Bilginin öncelikle akıl yoluyla elde edilebileceğini savunan felsefi bir görüştür.

İktisadi düşünce, iktisadi konulara yaklaşım ve inceleme konularını kapsayan ilkelere dayanır. Bu ilkeler şunlardır: 1. Kıtlık koşullarında tercih yapmak: Sınırlı kaynaklarla en verimli dağıtımı sağlamak. 2. Rasyonel davranış: Kişilerin amaç ve hedeflerine göre tercih yapması. 3. Marjinal analiz: Mevcut şartlar değiştiğinde ne olacağının incelenmesi. İktisadi düşünce, aynı zamanda tarihsel olarak farklı iktisadi okulların ve teorilerin gelişimini de içerir.