DilBilimi

Semiyotik ve maddesel-semiyotik arasındaki fark, semiyotiğin genel olarak işaretlerin, sembollerin ve göstergelerin yorumlanması ve üretilmesini inceleyen bir bilim dalı olması, maddesel-semiyotiğin ise bu inceleme alanını maddi nesneler ve eylemler de dahil ederek genişletmesidir. Özetle: - Semiyotik: Soyut sembollerin ve dilin analizi. - Maddesel-semiyotik: Semiyotiğin yöntemlerini kullanarak maddi dünyanın ve teknolojik nesnelerin sosyal yapı içindeki rolünü ve ilişkilerini inceleme.

Etimolog ve etimolojik terimleri farklı anlamlara sahiptir: 1. Etimolog: Kelimelerin kökenlerini ve tarihlerini inceleyen bilim insanına verilen isimdir. 2. Etimolojik: Etimoloji ile ilgili, kelimelerin kökenlerini inceleyen dil bilimi dalına ait anlamına gelir.

"Mongol" kelimesi iki ana bağlamda kullanılır: 1. Etnik Grup: "Mongol", genellikle Orta Asya'daki Moğolistan'da yaşayan ve Moğolca konuşan bir etnik grubu tanımlar. 2. Dil: "Moğolca" veya "Mongol", Moğolların konuştuğu dilin adıdır, Ural-Altay dil ailesinin bir üyesidir. Ayrıca, eski tıp terminolojisinde "Mongolizm" ifadesi Down sendromu için kullanılmış olsa da, bu terim artık kabul görmemektedir ve hakaret olarak değerlendirilmektedir.

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde (DTCF) 19 akademik birim bulunmaktadır: 1. Arkeoloji; 2. Antropoloji; 3. Coğrafya; 4. Bilgi ve Belge Yönetimi; 5. Batı Dilleri ve Edebiyatları; 6. Modern Türk Diyalektleri ve Edebiyatı; 7. Dilbilim; 8. Doğu Dilleri ve Edebiyatları; 9. Eskiçağ Dilleri ve Edebiyatları; 10. Felsefe; 11. Halkbilim; 12. Kafkas Dilleri ve Kültürleri; 13. Psikoloji; 14. Sanat Tarihi; 15. Slav Dilleri ve Edebiyatları; 16. Sosyoloji; 17. Tiyatro; 18. Türk Dili ve Edebiyatı.

Deyimler, dil bilimi ve edebiyat alanlarıyla ilgilidir.

Urartular, Hurrice dilinin bir lehçesini konuşuyorlardı.

Moğolca ve İngilizce aynı dil ailesi içinde yer almazlar. Moğolca, Altay dil ailesine aittir ve Türkçe ile birlikte bu ailenin iki ana temsilcisinden biridir. İngilizce ise Hint-Avrupa dil ailesinin Cermen alt ailesine dahildir.

Etimolog, kelimelerin kökenini ve tarihsel gelişimini inceleyen dil bilimcisi olarak görev yapar. Etimologların yaptığı bazı işler şunlardır: - Kelime köklerini ve etimolojik ilişkileri araştırmak; - Dil ailesi bağlantılarını ve sözcüklerin anlam evrimini incelemek; - Yazılı ve sözlü kaynakları inceleyerek kelimelerin ilk kez hangi millet tarafından kullanıldığını tespit etmek; - Dilbilimsel analizler yapmak ve sözlüklerin hazırlanmasına katkıda bulunmak. Ayrıca, etimologlar özel sektörde dilbilimsel danışmanlık hizmetleri sunarak da gelir elde edebilirler.

Kalıplaşma süreci, bir birimin tamamen kalıplaşmış bir yapı haline gelmesi için uzun bir zaman diliminde gerçekleşir. Örneğin, atasözleri ve deyimlerin kalıplaşması yüzyıllar sürebilir.

"Siik" kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir: 1. İspanyolca-Türkçe çeviride: "Siik" kelimesi "evet" anlamına gelir. 2. İnternet argosunda: "SIIK" kısaltması "Stuffed If I Know" (Eğer bilirsem dolu) anlamına gelir. 3. Yucateco dilinde: "Siik" kelimesi "bahşetmek" veya "vermek" anlamlarına gelir.

Dil anatomisi üç ana türe ayrılır: 1. Fonetik Dil Anatomisi: Seslerin üretimi ve iletimine odaklanır. 2. Fonolojik Dil Anatomisi: Seslerin anlam üzerindeki etkilerini inceler. 3. Mikroskopik Dil Anatomisi: Dildeki hücresel yapıları ve dokuları detaylandırır.

Evet, "diskurs" ve "söylem" aynı şeyi ifade eder. Bu terim, sözlü veya yazılı iletişim, müzakere ve resmi tartışma/görüşme anlamlarına gelir.

"Lan" kelimesi, Osmanlı döneminde Arapça, Farsça ve Türkçe kelimelerin karıştığı Osmanlıca dilinde, "oğlan" anlamına gelen "ulan" kelimesinin zamanla kısalmasıyla oluşmuştur. Ayrıca, Fransızca kökenli olduğu ve "eşek" anlamına geldiği de düşünülmektedir.

Sümerlerin ana dili Türkçe değildir. Ancak, Sümerce ile Türkçe arasında bazı ortak kelimeler bulunmaktadır ve bu durum, Sümerlerin Türk kökenli olabileceği ihtimalini düşündürmektedir.

Nurullah Ataç'ın dil anlayışı, Türkçenin sadeleşmesi ve özleşmesi üzerine kuruludur. Ataç, dil devrimine ve dilde yabancı sözcüklerin kullanılmasına karşı çıkmıştır. Ayrıca, anlatım hususunda da müdahaleci bir yaklaşımı olan Ataç, yazılarında devrik cümle kullanımını yaygınlaştırmıştır.

Türklerin ilk dili, Türkçenin bağımsız bir dil olarak ortaya çıktığı İlk Türkçe dönemidir. İlk edebiyat ürünleri ise 8. yüzyıldan itibaren verilmeye başlanan Eski Türkçe döneminde ortaya çıkmıştır.

Lengüistik veya dil bilimi, dillerin yapısını, gelişmesini, dünyada yayılmasını ve aralarındaki ilişkileri ses, biçim, anlam ve cümle bilgisi bakımından genel veya karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim dalıdır.

Zaza ve Zazan terimleri arasında doğrudan bir fark yoktur; Zaza, bu topluluğun dilini konuşan kişilere verilen isimdir. Zazalar, İran dil ailesine mensup olan Zazaca dilini konuşan, Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan bir İran halkıdır.

Mustafa Kemal Atatürk, dil ve tarih bilinci oluşturmak için iki önemli kurum kurmuştur: Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu.

Hakan Akın, Hacettepe Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü İngiliz Dil Bilimi bölümünden mezun olmuştur.