CezaHukuku

Ahit Hukuk Bürosu, geniş bir dava yelpazesine bakmaktadır. Bu davalar arasında: Ceza Hukuku: Vergi suçları, iş kazası kaynaklı ceza davaları, çocuk mahkemesi ve ağır ceza mahkemesinde görülen davalar. Aile Hukuku: Boşanma, velayet, nafaka davaları. İş Hukuku: Kıdem ve ihbar tazminatı, iş kazası tazminat davaları. Ticaret Hukuku: Ticari sözleşme ihlali, şirket birleşme ve devralma anlaşmazlıkları. Gayrimenkul Hukuku: Kira uyuşmazlıkları, tapu iptal ve tescil davaları. İdare Hukuku: İdari para cezalarının iptali, vergi davaları. Tazminat Hukuku: Trafik kazası tazminat davaları, malpraktis davaları. Fikri Mülkiyet Hukuku: Marka, patent, telif hakları ihlalleri. Büro, ayrıca icra ve iflas hukuku alanında da hizmet vermektedir. Her hukuk bürosunun uzmanlık alanları farklı olabileceğinden, davanızı gözden geçirmek ve uzman bir avukata danışmak önemlidir.

Türk Ceza Kanunu (TCK) 277. maddeye göre, "yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs" suçu işleyen kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer teşebbüs iltimas derecesini geçmezse, verilecek ceza altı aydan iki yıla kadar düşer. Suçun ağırlığına göre ceza artırılabilir veya azaltılabilir.

Murat Önok'un "Ceza Özel Hukuku" kitabı, Seçkin Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Kitabın diğer yazarları Durmuş Tezcan ve Mustafa Ruhan Erdem'dir.

TCK'nın 32/2 maddesi, "Akıl Hastalığı" başlıklı 32. maddenin ikinci fıkrasını ifade eder. TCK 32/2 maddesine göre: Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 25 yıl, müebbet hapis cezası yerine 20 yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak uygulanabilir.

Kavga eden taraflara müdahale eden kolluk görevlisine karşı işlenen direnme suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 265. maddesinde düzenlenmiştir. Görevi yaptırmamak için direnme suçu, kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanılması durumunda oluşur. Cezai yaptırımlar: TCK 265/1 uyarınca: 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası. TCK 265/2 uyarınca: 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası. Suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de mevcuttur, örneğin suçun silahla işlenmesi veya suç örgütlerinin korkutucu gücünden yararlanılarak işlenmesi gibi durumlarda cezalar artırılır.

Avukat Gökhan Yıldırım, ceza hukuku, aile hukuku, miras hukuku, idare hukuku, iş hukuku ve bilişim hukuku alanlarında davalara bakmaktadır. Bazı dava türleri: kasten yaralama; hakaret; dolandırıcılık; hırsızlık; kasten öldürme; uyuşturucu ticareti; terör. İletişim bilgileri: Telefon: +90 507 387 51 44. E-posta: iletisim@gokhanyildirim.av.tr. Adres: Tunahan Mah., Dumlupınar 30 Ağustos Cad., Metromall F Blok No: 2 Kat: 12 Daire: 69, 06824 Etimesgut/Ankara.

Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 44, 12 Ekim 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu tarih, maddenin yayımlandığı Resmî Gazete'nin tarihi olan 12 Ekim 2004'e dayanmaktadır.

Adli yardım talebinin reddine itiraz süresi bir haftadır. İtiraz, kararı veren mahkemeye dilekçe ile yapılır. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir ve temyiz edilemez.

Denetimli serbestlik sürecinde savunma yazarken aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Bilgi Sahibi Olma: Denetimli serbestlik sürecinde sahip olunan hakları ve yasal prosedürleri bilmek önemlidir. 2. Şeffaf İletişim: Denetimli serbestlik memurlarıyla şeffaf bir iletişim kurulmalı, sorular sorulmalı ve yanıtlar alınmadığında yazılı olarak talep edilmelidir. 3. Destekleyici Tutum: Yetkili mercilere karşı destekleyici bir tutum sergilemek, programlara katılmak ve topluma katkı sağlamak, olumlu bir imaj oluşturur. 4. Hukuki Yardım: Eğer bir problemle karşılaşılırsa, bir avukat veya danışman ile iletişime geçilmelidir. Denetimli serbestlik sürecinde savunma hakkı, yapılan işlem ve eylemleri öğrendikten sonra 15 günlük süre içinde, her halde 30 günlük süre içinde kullanılabilir.

Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 198 ve 199 şu şekildedir: Madde 198: Paraya eşit sayılan değerler. Devlet tarafından ihraç edilip de hamiline yazılı bonolar, hisse senetleri, tahviller ve kuponlar, yetkili kurumlar tarafından çıkarılmış olup da kanunen tedavül eden senetler, tahviller ve evrak ile milli ziynet altınları, para hükmündedir. Madde 199: Kıymetli damgada sahtecilik. Kıymetli damgayı sahte olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, sahte olarak üretilmiş kıymetli damgayı bilerek kabul eden kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.

"Sorgulamaya esas şahıs" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, "esas" kelimesi ile ilgili bazı bilgiler şu şekildedir: Esas şahıs. Esas numarası. Ayrıca, "sorgulama" ile ilgili şu bilgiler de faydalı olabilir: İfade alma ve sorgu. SGK şahıs ödemeleri.

Uluslararası ceza hukuku, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler anabilim dalı kapsamında yer alan bir ders olarak incelenebilir. Ayrıca, Anadolu Üniversitesi'nde "Uluslararası Ceza Hukuku" dersi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü'nde, Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı-Doktora programında seçmeli ders olarak sunulmaktadır.

Cesare Beccaria, özellikle ceza adaleti sistemi açısından büyük öneme sahip olup, aşağıdaki görüşleri savunmuştur: Kanun önünde eşitlik. Cezanın suçun ağırlığıyla orantılı olması. Kanunilik ilkesi. Ölüm cezası ve işkenceye karşı olma. Beccaria, cezaların caydırıcılığı üzerinde durmuş ve öç almaya dayanan cezayı reddetmiştir. Beccaria'nın fikirleri, yaşadığı devrin ilerisinde kabul edilmiş ve insan doğasına ilişkin gözlemlerini güçlü bir edebi dille sunması sayesinde, eseri Avrupa ve Amerika'da hızla yayılmıştır.

İnfaz hukukunun kaynakları şunlardır: Anayasa. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK). 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (CGTİK). Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Yönetmelikleri. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Anayasa Mahkemesi ile AİHM kararları. Ayrıca, 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu, 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanun ve 4681 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu da infaz hukukunun kaynakları arasında yer alır.

Karar verdikten ne kadar süre sonra pişmanlık duyulacağı kişiden kişiye değişebilir. Bazı durumlarda pişmanlık, karar verildikten hemen sonra ortaya çıkabilir. Diğer durumlarda ise pişmanlık, karar verildikten bir ay veya daha uzun bir süre sonra ortaya çıkabilir. Karar sonrası pişmanlık, verilen kararın sonuçları ve kişinin zihinsel süreci ile ilişkilidir.

Adalet alanının bazı dalları: Zabıt Katipliği; İnfaz ve Koruma. Ayrıca, adalet bölümü mezunları, hakim ve savcılara yardımcı olarak çeşitli alanlarda çalışabilirler: yazı işleri müdürlüğü; icra memurluğu; infaz kurumları. Hukuk alanındaki bazı dallar: Anayasa Hukuku; Medeni Hukuk; İdare Hukuku; Ceza Hukuku; Ticaret Hukuku; İş Hukuku; Bankacılık Hukuku; Devletler Genel Hukuku; Devletler Özel Hukuku. Adalet kavramı ayrıca dağıtıcı adalet, düzeltici (denkleştirici) adalet ve hakkaniyet gibi farklı türlere de ayrılabilir.

Kolektif sorumluluk ve kolektif ceza aynı şey değildir. Kolektif sorumluluk, kuruluş, grup ve toplulukların yapılan eylemlerle ilgili sorumluluklarına atıfta bulunur. Kolektif ceza ise, bir kişinin işlediği suç nedeniyle yakınlarının cezalandırılması durumunu ifade eder ve bu uygulama, ceza hukuku içerisinde "cezanın şahsiliği" ilkesine ters düşer.

Üç failli suç, birden fazla kişinin birlikte suç işlemesi durumunu ifade eder. Bu tür suçlara çok failli suçlar denir. Çok failli suçların bazı özellikleri: Suçun kanuni tanımında faillerin birden fazla olacağı öngörülmelidir. Her failin hareketi bulunmalıdır. Failler, suçun işlenişine katkıda bulunmalıdır. Üç failli suçlara örnek olarak: İhaleye fesat karıştırma; Rüşvet verme; Organize suçlar gösterilebilir. Suça iştirak, faillik ve şeriklik olmak üzere iki şekilde olur.

12 yaşındaki bir çocuk, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneği gelişmişse ceza alabilir. Türk Ceza Kanunu'na göre, 12 yaşını doldurmuş ancak 15 yaşını doldurmamış çocukların ceza sorumluluğu, suçun niteliğine göre değişir: Eğer çocuk, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamıyor veya davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmemişse, ceza sorumluluğu yoktur ve çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilir. Eğer çocuk, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabiliyor ve davranışlarını yönlendirme yeteneği varsa, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda 12 yıldan 15 yıla, müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda 9 yıldan 11 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 12 yaşından küçük çocukların ise ceza sorumluluğu yoktur; bu kişiler hakkında ceza kovuşturması yapılamaz, ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

"Ceza" 4K ifadesi, 2014 yapımı Ceza adlı macera filmini ifade edebilir. Film, okuduğu okulda popüler bir genç olan Levent'in, en yakın arkadaşı Cem ile birlikte hafta sonunu geçirmek için bir plan kurmasını anlatıyor. Grup, gece normal başlasa da alkol ve madde etkisiyle kontrolü kaybeder ve gece beklenmedik bir şekilde ilerler. Ayrıca, "Ceza 4K" ifadesi, Ceza adlı sanatçının yeni albümünü anlattığı bir videoyu da ifade edebilir.