CezaHukuku

Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 146, kullanma hırsızlığı suçunu düzenler. Kullanma hırsızlığı, bir kişinin, sahibinin rızası olmaksızın bir taşınır malı geçici bir süre kullanıp sonra iade etmek amacıyla alması durumudur. Madde metni: "Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz".

Kasten yaralama suçunda uzuv tatili, TCK'nın 87. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde geçen ve organlardan birinin işlevinin tamamen yitirilmesi anlamına gelir. Örneğin, dalak alınması durumu, Yargıtay tarafından uzuv tatili olarak kabul edilmiştir. Kasten yaralama sonucunda kemik kırılması veya uzuv tatili gibi durumlar, suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hali olarak değerlendirilir ve ceza, bu duruma göre artırılır.

Sanık, aşağıdaki durumlarda beraat eder: Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması. Suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması. Suçun manevi unsurunun (kast veya taksir) bulunmaması. Suçun işlendiğinin sabit olmaması. Eylemin hukuka uygunluk nedeni kapsamında değerlendirilmesi. Derhal beraat kararı, yargılamanın başında veya ilerleyen aşamalarında, ek delil araştırılmasına gerek kalmadan, mevcut delillerle sanığın suçsuzluğu açıkça anlaşıldığında verilir.

Zincirleme suç, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi veya birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda söz konusu olur. Dolayısıyla, zincirleme suçun kaç kez işlenebileceği konusunda bir sınırlama yoktur; önemli olan, suçların aynı suç işleme kararı altında ve farklı zamanlarda gerçekleştirilmesidir. Ancak, kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma gibi suçlar için zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.

Ağır ceza avukatı dilekçe örnekleri aşağıdaki kaynaklardan temin edilebilir: Avukat Saim İncekaş'ın web sitesi. Bakırköy Adliyesi. Arzuhalci. Avukat Hasan Basri Sarı'nın web sitesi. Avukat Gizem Gül Uzun'un web sitesi. Ayrıca, adliyelerdeki hukuk bürolarından veya ilgili mahkemelerden de dilekçe örnekleri temin edilebilir.

Evet, "hürriyeti tahdit" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" aynı anlama gelir. Türk Ceza Kanunu'nun 109. maddesinde düzenlenen bu suç, bir kimsenin "bir yere gitmek" veya "bir yerde kalmak" özgürlüğünden mahrum bırakılması, yani hürriyetinin kısıtlanmasıdır.

"Ceza Özel Hukuku (Teorik ve Pratik)" adlı kitap, Prof. Dr. Durmuş Tezcan, Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem ve Yrd. Doç. Dr. R. Murat Önok tarafından yazılmış olup, 1272 sayfadır. Kitabın 21. baskısı, Eylül 2023'te yapılmıştır.

Denetimli serbestlik ihlali savunmasında yazılabilecekler hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, denetimli serbestlik ihlali durumunda itiraz dilekçesi yazılırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar şunlardır: Dilekçe Örneği: Ankara 2. İnfaz Hakimliği gibi ilgili infaz hakimliğine verilecek dilekçe örnekleri kullanılabilir. Başlıklar: Dilekçede başvuranın bilgileri, vekilin bilgileri, konunun açıklaması, infaz hakimliğine sunulan istem ve sonuç bölümleri yer almalıdır. Mazeret ve Durumun Açıklanması: Kişinin eğitim durumu, sabit ikamet sahibi olması ve çocuğunun engel durumu gibi mazeret ve durumlar dilekçede belirtilmelidir. Yasal Dayanaklar: Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği ve ilgili yasal düzenlemelere atıfta bulunulmalıdır. Denetimli serbestlik ihlali durumunda bir ceza hukuku avukatından destek alınması önerilir.

İdari yargıda final sınavında sorulabilecek bazı dersler ve konular şunlardır: İdare Hukuku; İdari Yargılama Usulü; Anayasa Hukuku; Vergi Hukuku; Maliye ve Ekonomi; Borçlar Hukuku (Genel Hükümler); Medeni Hukuk; Türk İdari Teşkilatı. Ayrıca, 2025 yılı itibarıyla idari yargı ön sınavında 120 çoktan seçmeli soru sorulmaktadır ve bu soruların 9'u idari yargılama usulü hukukuna ayrılmıştır. Sınav içeriği, yıla ve eğitim kurumuna göre değişiklik gösterebilir. Güncel bilgiler için ilgili eğitim kurumunun kaynaklarına başvurulması önerilir.

Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 285'te düzenlenen gizliliğin ihlali suçu, soruşturma veya kovuşturma aşamasında yapılan ve mahiyeti gereği gizli kalması gereken bazı işlemlerin gizliliğinin ihlal edilmesiyle oluşur. Suçun temel unsurları: Soruşturmanın gizliliğini ihlal: Soruşturma aşamasında yapılan işlem içeriklerinin açıklanması suretiyle suçlu sayılmama karinesinden yararlanma hakkının, haberleşmenin veya özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi. Kararların gizliliğini ihlal: Soruşturma evresinde alınan ve gizli tutulması gereken kararların ve bunlara ilişkin işlemlerin gizliliğinin ihlali. Kapalı duruşmanın gizliliğini ihlal: Kanuna göre kapalı yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama veya görüntülerin gizliliğinin ihlali. Masumiyet karinesinin ihlali: Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak algılanmalarına yol açacak şekilde görüntülerinin yayınlanması. Cezası: Bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.

"Uzuv tatili tek hekim itiraz bozma" ifadesi hakkında doğrudan bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, uzuv tatili ile ilgili bazı bilgiler şu şekildedir: Uzuv tatili, kişinin vücudunda belirli bir görev alan, bu görevi yapan vücut kısmının anatomik bütünlüğü veya fonksiyonlarında yarıya yakın bir kayıp meydana gelmesi durumunu ifade eder. Uzuv tatili tazminatı, trafik kazası sonucu uzuv kaybı veya yaralanma durumunda, ceza davası niteliği taşıyıp taşımadığının değerlendirilmesinin ardından, zarar gören tarafın talep ettiği tazminatın hakim tarafından değerlendirilmesi ve uygun bir tazminata hükmedilmesi ile belirlenir. Eğer "uzuv tatili tek hekim itiraz bozma" ifadesi bir hukuki terim veya kavram ise, daha fazla bilgi veya bağlam sağlanması gerekebilir.

Zanlı ve şüpheli terimleri, ceza hukuku kapsamında farklı anlamlara sahiptir ve genellikle birbirlerinin yerine kullanılsalar da aralarında bazı farklar bulunmaktadır: Şüpheli, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre, soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kişiyi ifade eder. Zanlı ifadesi, medyada sıkça kullanılsa da, hukuki bir terim olarak "şüpheli" ile aynı anlama gelir. Sanık ise, kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiyi ifade eder.

7040 sayılı kanun, Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Cezai Konularda Karşılıklı Adli Yardımlaşma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun'u kapsamaktadır. Bu kanun, 5 Haziran 2013 tarihinde Belgrad'da imzalanan anlaşmanın onaylanmasını uygun bulmuştur. Ayrıca, 7040 sayılı kanunun, 12 Mart 2023 tarihinden önce başlamış vergi incelemeleri ile ilgili olarak, mükelleflerin matrah ve vergi artırımında bulunmalarını düzenleyen özel bir maddesi de bulunmaktadır.

CMK 199, "Sanığın Zorla Getirilebilmesi" başlıklı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 199. maddesini ifade eder. CMK 199'a göre, mahkeme, sanığın hazır bulunmasına ve zorla getirme kararı veya yakalama emriyle getirilmesine her zaman karar verebilir.

Hakaret suçunda bazı emsal kararlar: Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E. 2019/3986 K. 2021/28634 T. 7.12.2021. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E. 2012/25400 K. 2014/1014 T. 16.1.2014. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E. 2023/1473 K. 2023/17326 T. 24.04.2023. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E. 2023/14581 K. 2023/25548 T. 12.12.2023. Hakaret suçu ve emsal kararlar hakkında en doğru ve güncel bilgiyi almak için bir avukata danışılması önerilir.

Anayasa madde 19, "Kişi Hürriyeti ve Güvenliği" hakkını düzenler. Madde 19'un bazı hükümleri: Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir. Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi, bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması gibi durumlarda hürriyetten yoksun bırakılma mümkündür. Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalanma nedenleri ve yöneltilen suçlamalar en kısa sürede ve anladığı bir dilde bildirilmelidir. Yakalanan veya tutuklanan kişiler, makul bir süre içinde yargılanma veya yargılama süresince serbest bırakılma hakkına sahiptir. Yakalama veya tutuklama yoluyla hürriyetinden yoksun kılınan herkes, tutulma işleminin yasaya uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesi hakkına ve eğer tutulma yasaya aykırı ise serbest bırakılması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. 4. fıkraya aykırı bir yakalama veya tutma işleminin mağduru olan kişiler tazminat hakkına sahiptir.

Umut Hukuk Bürosu, geniş bir dava yelpazesine bakmaktadır. Uzmanlık alanları şunlardır: Aile Hukuku: Boşanma, mal paylaşımı, nafaka davaları. Miras Hukuku: Mirasın reddi, miras uyuşmazlıklarına ilişkin davalar. Taşınmaz Hukuku: Tapu iptal ve tescil davaları, gayrimenkul davaları. Ceza Hukuku: Ceza davaları. Sözleşme Hukuku: Sözleşme uyuşmazlıklarına ilişkin davalar. İcra ve İflas Hukuku: İcra ve iflas davaları. Ayrıca, iş hukuku, idare hukuku ve ticaret hukuku gibi alanlarda da hizmet vermektedir.

Avukat Okay Çarıkçı, ceza hukuku, spor hukuku, iş hukuku, medeni hukuk, gayrimenkul hukuku, enerji hukuku ve vergi hukuku gibi çeşitli hukuk alanlarında davalara bakmaktadır. Ayrıca, şirketler hukuku ve fikri ve sınai haklar hukuku alanlarında da dava takibi yapmaktadır. Daha fazla bilgi için Avukat Okay Çarıkçı'nın web sitesi olan ca-hukuk.com ziyaret edilebilir.

Nedensellik, olay ve olguların birbirine belirli bir şekilde bağlı olması, her sonucun bir nedeni olması ya da her sonucun bir nedene bağlanarak açıklanabilir olması anlamına gelir. Kümülatiflik ise, birbirinden bağımsız olarak gerçekleşen birden fazla şartın birleşerek neticeyi meydana getirmesi durumudur. Nedensellik ve kümülatiflik kavramları farklı alanlarda farklı şekillerde ele alınabilir, örneğin: Felsefe: Determinizm, her olayın maddi veya manevi birtakım nedenlerin zorunlu sonucu olduğunu kabul eden felsefi görüştür. Matematik: Nedensellik, olasılık, istatistik ve grafik teorisinden yöntemlerin kullanıldığı birleşik bir yaklaşım gerektirir. Ekonomi: Kümülatif nedensellik, ekonomi bağlamında geliştirilen ve birden fazla şartın bir araya gelerek sonucu nasıl oluşturduğunu inceleyen bir kavramdır.

CMK'da davanın düşmesi, Türk Ceza Kanunu'nda veya özel kanunlarda belirtilen hallerde, ceza mahkemesi tarafından verilen bir hüküm çeşididir. Davanın düşmesine yol açabilecek başlıca sebepler: Sanığın ölümü. Genel af. Dava zamanaşımı. Şikayetten vazgeçme. Uzlaşma. Ön ödeme. Davanın düşmesi kararının sonuçları: Yargılama sona erer. Ceza verilemez. Aynı fiilden yeniden yargılama yapılamaz. Kanun yolları: Düşme kararına karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurulabilir. İtiraz kanun yoluna başvurulamaz.