ÇocukHukuku

Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 344. maddesi, "Çocuğun aileyi temsil etmesi" başlığını taşır ve şu şekildedir: > Velayet altındaki çocuk, ayırt etme gücüne sahip ise ana ve babanın rızasıyla aile adına hukuki işlemler yapabilir; bu işlemlerden dolayı ana ve baba borç altına girer.

Babalık davasını evlilik dışı doğan çocuğun annesi açabilir. Bunun yanı sıra, çocuğa kayyım atanmışsa, kayyım tarafından da babalık davası açılabilir.

Anlaşmalı boşanmada çocuğun velayeti, tarafların protokoldeki anlaşmasına göre belirlenir. Ancak, hakim bu anlaşmayı çocuğun üstün yararına uygun bulursa onaylar.

Çocuk hukuku sempozyumlarını farklı kurumlar düzenlemektedir: 1. Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi: 28-30 Nisan 2025 tarihleri arasında "Türk Hukukunda Çocuk" başlıklı uluslararası sempozyumu düzenlemiştir. 2. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi ve Anayasa Mahkemesi: 23 Mayıs 2025'te "Çocuk Hukuku Sempozyumu"nu gerçekleştirmiştir. 3. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği: 25-26 Nisan 2024'te "Çocuk Hakları ve Refahı Sempozyumu" düzenlemiştir.

Çocuk hakları dersi, çocuk hukuku adlı hukuk dalına girer.

Evet, çocuğun üstün yararının belirlenmesinde hakime geniş bir takdir yetkisi tanınmıştır.

"Kişisel ilişki kurulmasına dair kararda taraflara ihtar edilir" ifadesi, şu anlama gelir: Mahkeme, çocuğun diğer ebeveyniyle kişisel ilişki kurması gerektiğine dair bir karar verdiğinde, bu kararın gereklerinin yerine getirilmemesi durumunda velayetin değiştirilebileceği konusunda tarafları uyarır.

CMK'ya göre çocuk müdafii atanması şu şekilde gerçekleşir: 1. Şüpheli veya sanığın talebi üzerine: Çocuk olması durumunda, şüpheli veya sanık müdafi seçmek isterse, bu talep doğrultusunda bir müdafi görevlendirilir. 2. İstemi aranmaksızın: Çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın baro tarafından bir müdafi görevlendirilir. 3. Zorunlu müdafilik: Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada da çocuk şüpheliler veya sanıklar için müdafi görevlendirilmesi zorunludur.

Ankara 2. Çocuk Mahkemesi, Ankara Adliyesi 4 Nolu Ek Hizmet Binası'nda bulunmaktadır.

Çocukların yaşının küçültülmesi için uygun olan yaş aralığı, 25 yaşına kadar olan dönemdir. Yaş küçültme davası açmak için gerekli şartlar şunlardır: 1. Hastanede doğmamış olmak. 2. Dış görünüşün talep edilen yaşa uygun olması. 3. İddia edilen yaşta bir kardeşin bulunmaması. 4. Haklı bir sebebin olması. Bu tür davalar, asliye hukuk mahkemesinde açılır ve mahkeme, bilirkişi raporları ve diğer delilleri değerlendirerek karar verir.

Reddi miras yapan kişinin çocuğu, mirası reddetmek istiyorsa ayrıca bir reddi miras başvurusu yapmalıdır. Eğer çocuk reşitse, kendisi doğrudan reddi miras başvurusu yapabilir.

Velayetin değiştirilmesi davasında duruşma süreci şu şekilde gerçekleşir: 1. Dava Dilekçesi ve Mahkeme Süreci: Dava, mahkemeye sunulan dilekçe ile başlar ve mahkeme bir tensip zaptı oluşturur. 2. Duruşma ve Tanıkların Dinlenmesi: Mahkemede her iki tarafın avukatları sunumlarını yapar ve varsa tanıklar dinlenir. 3. Delillerin İncelenmesi: Mahkeme, sosyal inceleme raporu da dahil olmak üzere tüm delilleri inceler ve çocuğun menfaatini en üst düzeyde tutarak kararını verir. 4. Karar: Karar, çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimi, eğitimi ve geleceği gibi faktörler dikkate alınarak verilir. Velayetin değiştirilmesi davaları, basit yargılama usulüne tabi olduğundan, duruşmalar daha hızlı sonuçlanır.

Ankara'daki çocuk mahkemeleri, Ankara Adliyesi 4 Nolu Ek Hizmet Binası'nda bulunmaktadır.

Lakitin (bulunan çocuğun) nafakasını Beytülmal (hazine) karşılar.

Vasi ataması için çocuğun 18 yaşından küçük olması gerekmektedir.

Ankara Barosu CMK Çocuk Listesi, 9 alt bölgeye ayrılmıştır.

Kefernahum filminin sonunda, Zain adlı 12 yaşındaki çocuk, ebeveynlerine karşı açtığı davayı kazanır ve adalet arar.

Büyükçekmece Çocuk Mahkemesi, Büyükçekmece Adliyesi'nde bulunmaktadır.

Sosyal inceleme raporu, velayet davalarında çocuğun menfaatinin belirlenmesi için yeterli bir delil olarak kabul edilir. Bu rapor, çocuğun ve ebeveynlerin yaşam koşullarını detaylı olarak değerlendiren, psikolog, pedagog ve sosyal hizmet uzmanları tarafından hazırlanan bir rapordur. Ancak, sosyal inceleme raporu kesin olarak bağlayıcı değildir ve mahkeme, farklı delillere dayanarak farklı bir karar da verebilir.

TCK'nın 33. maddesi, sağır ve dilsizler ile ilgilidir ve şu şekildedir: > "Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş olup da yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanır".