BorçlarHukuku

Nama ifa, bir borç ilişkisinde borçlunun yapma borcunu ifa etmemesi durumunda, alacaklının mahkeme yoluna başvurarak dava konusu işi kendisi veya bir başkası aracılığıyla yaptırabilmesi için izin almasını sağlayan bir dava türüdür. Makalelerde nama ifa ile ilgili bazı önemli noktalar: Hukuki Dayanak: Türk Borçlar Kanunu'nun 113. maddesinde düzenlenmiştir. Talepte Bulunabilecekler: Nama ifa talebinde bulunabilecek kişiler, borcun yalnızca borçlu tarafından ifa edilmesini talep etme hakkına sahip olan alacaklılardır. Şartlar: Borçlunun edimi yerine getirmeme nedeni alacaklının kendi kusurundan kaynaklanmamalı ve borçlu temerrüde düşmüş olmalıdır. İzin Alma Süreci: Alacaklı, borçluyu ifaya davet etmeli ve makul bir süre tanımalıdır. Sonuç: Mahkeme, alacaklıya ifayı kendisi veya üçüncü bir kişi aracılığıyla yerine getirme izni verir ve gerekli masrafların borçludan tahsil edilmesine karar verebilir.

Hazır olanlar ve hazır olmayanlar arasında yapılan öneri, borçlar hukukunda sözleşmenin kurulması için yapılan irade açıklamalarının farklı durumlarını ifade eder. 1. Hazır olanlar arasında öneri: Bu, tarafların doğrudan ve anında iletişim kurduğu durumları kapsar. 2. Hazır olmayanlar arasında öneri: Öneren ile muhatap arasında bir aracı (örneğin, mektup, telgraf) bulunur.

TBK madde 101 uyarınca, birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir. Bu durumda, ödeme miktarının ve hangi borca mahsup edileceğinin hesaplanması, borçlunun bildirimi ve alacaklının kayıtları doğrultusunda yapılır.

Bazı hallerde ihtar çekmeden doğrudan dava açılabilir: 1. Haklı nedenle iş sözleşmesinin feshi: İşçi, İş Kanunu'nun 24. maddesinde belirtilen haklı nedenlerden birine dayanarak iş sözleşmesini feshetmek istiyorsa, ihtarname çekmek zorunlu değildir. 2. Kanunda ihtar çekmenin zorunlu olmadığı durumlar: Türk Borçlar Kanunu'nda tahliye davası açmak için iki haklı ihtarname çekme zorunluluğu gibi bazı durumlarda ihtarname çekmek dava şartı değildir. 3. İhtar çekilmeden de dava açılabilecek diğer durumlar: Sebepsiz zenginleşme, ticari temerrüt gibi durumlarda da ihtarname çekmeden dava açılabilir. Her somut olayın özelliğine göre, dava açmadan önce bir avukata danışmak önemlidir.

Borçlar hukuku hizmet sözleşmesi, bir tarafın (işçi) iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) ise buna karşılık ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Bu sözleşme, iş ilişkisinin temelini oluşturur ve işçinin hakları ile işverenin yükümlülüklerini belirler. Hizmet sözleşmesinin bazı unsurları: - Ücret: İşçinin yaptığı iş karşılığında işverenden alacağı bedel sözleşmede yer almalıdır. - Bağımlılık: Çalışanın işverenin talimatları ve gözetimi altında çalışması gereklidir. - İşin sürekliliği: Yapılacak işin, sürekli bir iş niteliği taşıması önemlidir. Hizmet sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu ve İş Kanunu'nda detaylı olarak düzenlenmiştir.

Aydın Zevkliler'in "Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri" kitabı ilk olarak Ocak 2004 tarihinde yayımlanmıştır.

İİK 278 — İcra ve İflas Kanunu'nun 278. maddesi, tasarrufun iptali davasıyla ilgili düzenlemeleri içerir. Bu maddeye göre, borçlunun malvarlığını eksilten bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar iptal davasına konu olabilir. Ayrıca, bazı tasarruf işlemleri ivazlı olsalar dahi bağışlama niteliğinde kabul edilir ve bunlar da iptal edilebilir: - borçlunun yakın akrabaları ile yaptığı tasarruflar; - ivazları arasında dengesizlik bulunan tasarruflar; - borçlunun kendisi veya üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartıyla irat veya intifa hakkı tesis ettiği akitler ile ölünceye kadar bakma sözleşmeleri.

Nispilik ilkesi, hukukta bir sözleşme veya hukuki işlemin sadece taraflarını bağlayacağını ve üçüncü kişilere doğrudan hak veya borç yüklemeyeceğini ifade eden temel bir ilkedir. Bu ilke, borçlar hukukunda borç ilişkisinden doğan alacak ve borçların sadece bu ilişkinin taraflarını ilgilendirmesi anlamına gelir.

Mahsup ve takas arasındaki temel fark, hukuki işlem ve borçların niteliğidir. Mahsup, vergisel işlemlerde uygulanan bir muhasebe işlemidir ve karşılıklı bir borç olmadığı halde, yıllık beyanname üzerinde stopaj indirimi gibi durumlarda kullanılır. Takas ise, karşılıklı iki tarafın birbirine karşı aynı tür ve muaccel (vadesi gelmiş) alacaklara sahip olması durumunda, bu alacakların karşılıklı olarak sona erdirilmesini sağlayan bir hukuki işlemdir.

Müddetname hesabı yapılırken dikkate alınması gereken bazı önemli faktörler vardır: 1. Başlangıç Tarihi: Müddetnamenin başlangıç tarihi, genellikle borçlunun yükümlülüğünü yerine getirmesi gereken tarih veya söz konusu yükümlülüğün doğduğu tarihtir. 2. Yasal Süre: Yasal süre, borçlunun yerine getirmesi gereken yükümlülüğün türüne göre değişir ve gün, hafta, ay veya yıl olarak belirlenir. 3. İzlenecek Takvim: Yasal süre hesaplanırken, sadece takvim günleri değil, tatil günleri ve hafta sonları da göz önünde bulundurulmalıdır. 4. Son Günün Belirlenmesi: Müddetnamenin son günü, hafta sonuna denk geliyorsa, süre bir sonraki iş günü sonuna kadar uzatılır. 5. İhtarname ve İhtar Süresi: Müddetname ile ihtarname arasındaki fark dikkate alınmalıdır; ihtarname, borçlunun temerrüde düştüğünü belirten ve yükümlülüğün yerine getirilmesi için belirli bir süre tanıyan bir belgedir. Müddetname hesaplama sürecinde bir avukattan destek almak, hukuki süreçlerin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlamak açısından önemlidir.

"Borçlar Hukuku Genel Hükümler" kitabının yazarları Prof. Dr. M. Kemal Oğuzman ve Prof. Dr. Turgut Öz'dür.

Eyüp İpek'in "Borçlar Hukuku" kitabı, iki farklı yayınevi tarafından basılmıştır: 1. "KPSS A Grubu Borçlar Hukuku Tamamı Çözümlü Soru Bankası" kitabı, Benim Hocam Yayınları tarafından yayımlanmıştır. 2. "2025 KPSS A Grubu Borçlar Hukuku Soru Bankası Çözümlü" kitabı ise İndeks Akademi Yayıncılık tarafından basılmıştır.

TBK 125'e göre temerrüde düşen borçlu, aşağıdaki adımları izlemelidir: 1. Borcun ifası: Borçlu, verilen süre içinde borcunu ifa etmelidir. 2. Gecikme tazminatı: Borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemedikçe, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. 3. Seçimlik haklar: Alacaklı, borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçerek, aşağıdaki seçimlik hakları kullanabilir: - Sözleşmeden dönme: Borçludan edimini yerine getirmesini talep etmekten vazgeçip, sözleşmeden dönerek menfi zararının tazminini isteyebilir. - Zararın giderilmesi: Borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini talep edebilir.

Hukukta en zor fakültenin hangisi olduğu konusunda kesin bir görüş yoktur, ancak idare hukuku, borçlar hukuku ve ceza hukuku derslerinin hukuk fakültesinde zor olarak değerlendirildiği belirtilmektedir. Ayrıca, hukuk fakültesinin genel olarak yoğun ve detaylı bir eğitim programına sahip olduğu, bu nedenle öğrenciler için zorlu bir süreç olabileceği ifade edilmektedir.

Fikret Eren'in "Borçlar Hukuku Özel Hükümler" kitabı 1075 sayfadan oluşmaktadır.

TBK madde 112 ve 113 arasındaki fark, borçlunun ifa etmeme durumundaki sorumluluklarına ilişkindir. TBK madde 112 gereğince, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. TBK madde 113 ise yapma ve yapmama borçlarında farklı düzenlemeler içerir: - Yapma borcu durumunda, alacaklı masrafı borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini isteyebilir ve her türlü giderim hakkını saklı tutar. - Yapmama borcuna aykırılık halinde ise borçlu, bu aykırı davranışının doğurduğu zararı gidermekle yükümlüdür ve alacaklı, ayrıca borca aykırı durumun ortadan kaldırılmasını veya bu konuda masrafı borçluya ait olmak üzere kendisinin yetkili kılınmasını isteyebilir.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, aşağıdaki davalara bakar: 1. Medeni hukuk alanındaki davalar. 2. Borçlar hukuku ile ilgili davalar. 3. Ticaret hukuku davaları ve ticari uyuşmazlıklar. 4. Aile hukuku ile ilgili konular (boşanma, nafaka, velayet, mal paylaşımı). 5. Miras hukuku davaları (mirasın paylaşımı, mirasçılık). 6. İpotek ve taşınmaz davaları (gayrimenkul ile ilgili uyuşmazlıklar).

Borç ikrarı ve borç tanıması terimleri, borçlar hukukunda farklı anlamlar taşır: 1. Borç İkrarı: Bir kişinin karşı tarafa belirli bir borcu olduğuna dair beyanıdır. 2. Borç Tanıması: Borcun sebebini göstermemiş olsa bile geçerli olan bir borç ikrarıdır.

Gülpınar Avukatlık Bürosu, çeşitli hukuk alanlarında hizmet veren bir hukuk firmasıdır. Başlıca faaliyet alanları şunlardır: İcra ve İflas Hukuku: Ticari ve şahsi alacakların tahsili, icra takipleri ve iflas süreçleri. Borçlar Hukuku: Alacak, tazminat, kira davaları ve borçlar hukukuna dair risk analizleri. Risk Yönetimi: Şirketlerin hukuki inceleme raporları, ihtarname ve protesto tanzimi. Miras Hukuku: Veraset ilamı, vasiyetname düzenlenmesi ve tenkis davası gibi hizmetler. Rekabetin Korunması: Rekabet ihlali ve soruşturma süreçleri, idari para cezalarına karşı davalar. Aile Hukuku: Boşanma, nafaka ve velayete dair davalar. Tüketicilerin Korunması: Tüketici Hakem Heyeti ve tüketici hakları davaları. Ayrıca, uluslararası hukuk ve tam hizmet hukuku alanlarında da danışmanlık ve temsil hizmetleri sunmaktadır.

Ahmet M. Kılıçoğlu'nun "Borçlar Hukuku Özel Hükümler" kitabı 6. baskısını Eylül 2024 tarihinde yayımlamıştır.