BorçlarHukuku

Haluk Tandoğan'ın "Borçlar Hukuku - Özel Borç İlişkileri" kitabı 2 cilt olarak yayımlanmıştır.

Trafik kazaları için trafik kazaları hukuku adı verilen, borçlar hukukuna bağlı tazminat hukukunun bir alt dalı geçerlidir.

Fikret Eren'in "Borçlar Hukuku" eseri iki cilt olarak yayımlanmıştır.

Ahmet M. Kılıçoğlu'nun "Borçlar Hukuku" kitabı iki farklı baskıda mevcuttur: 1. "Borçlar Hukuku Özel Hükümler" kitabı, 2020 yılı 2. baskısına sahiptir. 2. "Borçlar Hukuku Genel Hükümler" kitabı ise 2024 yılı 28. baskısına ulaşmıştır.

Muacceliyet kaydı, aşağıdaki hallerde uygulanır: 1. Borçların Vadesinin Gelmesi: Bir borcun vadesinin dolması ve ödeme yükümlülüğünün ortaya çıkması durumunda muacceliyet kaydı devreye girer. 2. Şartlara Bağlı Borçlar: Borcun belirli bir olayın gerçekleşmesiyle muaccel hale gelmesi durumunda, bu şartın gerçekleşmesi halinde kayıt uygulanır. 3. Ticari Sözleşmeler: Ticari sözleşmelerde, tarafların anlaştığı ödeme şartlarına uyulmaması durumunda muacceliyet hükümleri geçerlidir. 4. Kredi ve Borç Anlaşmaları: Borçluların, kredi veya borç anlaşmalarına uygun ödemeler yapmadıklarında muacceliyet durumuna düşmeleri halinde kayıt kullanılır. Bu durumlar, özellikle borçlar hukuku, icra hukuku ve ticaret hukuku alanlarında önemlidir.

Borçlar hukukunda şekil serbestisi ilkesi gereği, taraflar istedikleri şekilde sözleşme yapabilirler. Bu bağlamda, aşağıdaki sözleşmeler şekil serbestisine tabidir: 1. Sözlü şekil: Evlenme, sözlü vasiyetname gibi işlemler. 2. Yazılı şekil: Tarafların el yazısıyla, daktilo veya bilgisayar ile bir belgeyi düzenleyip altının imzalanması. 3. Resmi şekil: Hukuki işlemin noter veya tapu memuru gibi yetkili ve resmi makamlar üzerinden imzalanması.

İİK 279 ve 280 ile 282 ve 283 arasındaki farklar şu şekildedir: 1. İİK 279 ve 280: - İİK 279, belirli durumlarda borçlunun mal kaçırma kastıyla yaptığı tasarrufların iptalini düzenler. - İİK 280, daha genel anlamda, borçlunun malvarlığı borçlarını karşılamaya yetmediği durumlarda, alacaklılara zarar verme kastıyla yaptığı tüm tasarrufların iptalini öngörür. 2. İİK 282 ve 283: - İİK 282, tasarrufun iptali davasının kimler aleyhine açılabileceğini düzenler; yani davalıları belirler. - İİK 283, tasarrufun iptali davasının bedele dönüşmesi durumunda, yani tasarrufun yerine geçen değere ilişkin olduğunda, nakden tazminata karar verilmesini sağlar.

Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 235. maddesi, taşınır satışında alıcının temerrüdü durumunda satıcının sahip olduğu dönme hakkını düzenler. Maddeye göre: 1. Satılanın, ancak satış bedeli ödendikten sonra veya ödenme anında devredilmesi gereken durumlarda alıcı temerrüde düşerse, satıcı herhangi bir işlem gerekmeksizin satıştan dönebilir. 2. Bu hakkını kullanmak isteyen satıcı, durumu gecikmeksizin alıcıya bildirmek zorundadır. 3. Satılanın zilyetliği satış bedeli ödenmeden alıcıya devredilmişse, satıcının dönme hakkını kullanarak satılanı geri alabilmesi, bu hakkın sözleşmede açıkça saklı tutulmasına bağlıdır.

Sözleşmeden doğan borç kaynakları, Türk Borçlar Kanunu'nun 1-48. maddelerinde düzenlenmiştir ve üç ana başlık altında toplanmıştır: 1. Sözleşmeler. 2. Haksız fiiller. 3. Sebepsiz zenginleşme.

İfa ihtarını, alacaklının borçludan alacağını talep etmesi durumunda borçlu çeker. Bu ihtar, borcun ifasını isteyen herhangi bir beyan şeklinde olabilir ve belirli bir şekil şartına bağlı değildir.

Borçlar Hukukuna Giriş için aşağıdaki kitaplar önerilebilir: 1. "Borçlar Hukuku Genel Hükümler" - Prof. Dr. Bilgehan Çetiner. Bu kitap, borçlar hukukunun temel kavramlarını ve sözleşme özgürlüğünü detaylı bir şekilde ele almaktadır. 2. "Borçlar Hukuku Pratik Çalışma Kitabı" - Sinan Okur. Bu kitap, pratik çalışmalar ve örnek çözümler sunarak teorik bilgilerin pekiştirilmesine yardımcı olur. 3. "Borçlar Hukuku" - Doç. Dr. Seda İrem Çakırca. İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi'nde kullanılan bu ders kitabı, borçlar hukukunun genel ilkelerini ve kaynaklarını kapsamaktadır.

Haksız fiilde temerrüde düşme, fiilin işlendiği tarihte gerçekleşir. Temerrüde düşme şartları: 1. Borcun muaccel olması: Borcun vadesinin gelmiş olması gereklidir. 2. İhtar: Alacaklının borçluya ihtar göndermesi, temerrüde düşme sürecini başlatır. 3. İfanın mümkün olması: Borcun ifası, objektif olarak imkânsız hale gelmemiş olmalıdır. Eğer sebepsiz zenginleşme söz konusuysa ve borçlu kötü niyetli kabul ediliyorsa, ihtara gerek kalmadan temerrüt oluşur.

Borçlar Genel Hükümler dersi, farklı üniversitelerde ve eğitim programlarında 2 veya 4 ders olarak yer almaktadır.

6183 sayılı Kanunun 48. maddesine göre tecil, kamu alacaklarının vadesinde ödenmesi veya haczin uygulanması durumunda borçluyu "çok zor duruma" düşürecekse, bu alacakların belirli bir süre ertelenmesi anlamına gelir. Tecil şartları şunlardır: - Borçlu tarafından yazılı olarak talep edilmesi. - Teminat gösterilmesi (belirli durumlarda). - Tecil edilecek alacak tutarının 36 ayı geçmemesi. Tecil edilen amme alacaklarına, 48. maddeye göre belirlenen oranda faiz uygulanır.

Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 101. maddesi, birden çok borcu bulunan borçlunun, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebileceğini düzenler. Bu maddeye göre: - Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhal itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır. - Kanuna göre, geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış kabul edilir.

Borçlunun temerrüdü, borcun ifası için belirlenen sürenin dolmasıyla başlar. Eğer sözleşmede belirli bir ifa günü kararlaştırılmışsa ve bu gün geçmişse, borçlu temerrüde düşmüş sayılır.

Sözleşmede KDV'nin hariç olduğunun belirtilmesi durumunda, KDV tutarı alıcı tarafından ayrıca ödenmek zorundadır. Eğer sözleşmede bu husus açıkça yazılmazsa, Yargıtay kararlarına göre KDV'nin bedele dahil olduğu kabul edilir ve satıcı, KDV'yi satış bedelinden ayrıca gösterip alıcıdan talep edemez.

Aydın Zevkliler ve K. Emre Gökyayla'nın "Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri" kitabı tek cilt olarak yayımlanmıştır.

Muhik bir tazminat alacağı, kanundan doğan bir borç ifadesi, tazminatın Borçlar Hukuku'nun bir sonucu olarak ortaya çıktığını ifade eder. Tazminat, hukuka aykırı bir eylem sonucunda meydana gelen maddi veya manevi zarara karşılık olarak ödenen bedeldir ve bu borç, zarar veren kişinin zararı tazmin etme yükümlülüğüdür.

Muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davası, borçlunun alacaklılarından malvarlığını kaçırmak amacıyla yaptığı, gerçekte hukuki sonuç doğurmayan işlemlerin iptal edilmesini sağlamak için açılan bir davadır. Bu dava, Türk Borçlar Kanunu ve İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenmiştir. Davanın açılabilmesi için gerekli şartlar şunlardır: 1. Borçlu hakkında takip yapılmış olması. 2. Borçlunun malvarlığını azaltıcı tasarruf işlemi yapmış olması. 3. Tasarrufun zarar verici nitelikte olması. 4. Tasarrufun iptale tabi olması. Tasarrufun iptali davası, borçlunun yerleşim yerindeki Asliye Hukuk mahkemelerinde açılır.