Anksiyete

5-HTP (5-hidroksitriptofan), vücutta serotonin üretimini artırarak çeşitli faydalar sağlar: Ruh hali: Depresyon ve anksiyete semptomlarını hafifletir, genel ruh halini iyileştirir ve stresin azalmasına katkıda bulunur. Uyku: Melatonin üretimini destekleyerek uyku kalitesini artırır. İştah: Tokluk hissini artırarak kilo kontrolüne yardımcı olabilir. Fibromiyalji: Kas ağrısı, uykusuzluk ve yorgunluk gibi semptomları hafifletebilir. Migren: Migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltabilir. 5-HTP kullanmadan önce bir uzmana danışılması önerilir.

Anksiyete, tehlikeli bir hastalık olarak değerlendirilmez; ancak, günlük yaşamı olumsuz etkileyen ve uzun süre devam eden anksiyete durumları, anksiyete bozukluğu olarak değerlendirilebilir ve tedavi gerektirebilir. Anksiyete bozukluğu, kişinin işlevselliğini düşürebilir ve sosyal yaşam, mesleki yaşam ve kişisel yaşam üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Anksiyete belirtileri gösteren kişilerin, bir uzmandan destek alması önerilir.

Efexor, etken maddesi venlafaksin olan bir antidepresandır ve serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI) sınıfına aittir. Kullanım alanları: Majör depresyon. Yaygın anksiyete bozukluğu. Panik bozukluk. Sosyal fobi. Kronik ağrı problemleri. İlacın etkisini tam anlamıyla gösterebilmesi için genellikle en az iki hafta gereklidir. Efexor, doktor reçetesi ile kullanılmalıdır.

YAB, "Yaygın Anksiyete Bozukluğu"nun kısaltmasıdır. YAB olan kişilerde “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” söz konusudur. Bu bozukluğun bazı belirtileri şunlardır: yorgunluk, dikkat bozukluğu ve konsantrasyon güçlüğü; en ufak sesle kolayca irkilme; uykuya dalamama ve gece sık sık uyanma; nedensiz yorgunluk, baş ağrısı ve kas ağrıları; yutma güçlüğü, titreme ve seyirmeler, terleme; tahammülsüzlük, bulantı, sersemlik hissi, sıcak basması gibi fiziksel yakınmalar. YAB tedavi edilebilir bir hastalıktır. YAB tamamen geçer. YAB ilerlerse kişi de fiziksel hastalıkların tetikleyicisi ve ruhsal açıdan bir çok problem oluşturur. YAB'ın bazı nedenleri şunlardır: ailede psikiyatri öyküsü bulunması; büyüdüğü ailede de kaygılı insanların olması; travmatik deneyimler yaşanması (sevilen birinin kaybı, ekonomik kayıplar, iş yükünün artması vb.). YAB, erkeklerden iki kat daha fazla kadın dahil olmak üzere yaklaşık 6.8 milyon Amerikalıyı etkilemektedir. YAB'ın yaşam boyu görülme sıklığı %5-6’dır. Yaşla birlikte kaygı duyarlılığı artar.

Antidepresanların temel amacı, depresyon ve diğer bazı psikolojik rahatsızlıkların semptomlarını tedavi etmektir. Antidepresanların işe yaradığı durumlar şunlardır: Depresyon. Anksiyete bozuklukları. Obsesif-kompulsif bozukluk. Kronik ağrılar. Travma sonrası stres bozukluğu. Antidepresanlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzelterek ruh halini iyileştirir ve kişilerin günlük yaşamlarına daha sağlıklı bir şekilde devam etmelerini sağlar. Antidepresan kullanımı mutlaka uzman doktor kontrolünde olmalıdır.

Nefes alırken zorlanma, çeşitli sağlık sorunlarının belirtisi olabilir. Bu sorunlardan bazıları şunlardır: Akciğer hastalıkları: Astım, KOAH, zatürre, bronşit, akciğer kanseri, pnömotoraks (akciğer çökmesi). Kalp hastalıkları: Kalp yetmezliği, kalp krizi, koroner arter hastalığı. Anemi: Kandaki kırmızı kan hücrelerinin veya hemoglobinin az olması durumu. Psikolojik nedenler: Anksiyete, panik atak. Diğer nedenler: Obezite, alerjiler, yüksek rakım, bazı ilaçlar. Nefes alırken zorlanma yaşanıyorsa, doğru teşhis ve tedavi için bir doktora başvurulması önerilir.

Müzik terapisinin ruh sağlığı üzerindeki bazı olumlu etkileri: Depresyon ve anksiyete belirtilerini azaltma. Stresle başa çıkma becerisini artırma. Duygusal ifadeyi destekleme. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile başa çıkma. Bilişsel işlevleri geliştirme. Sosyal etkileşimi teşvik etme. Müzik terapisi, depresyon, anksiyete, stres, travma sonrası stres bozukluğu, otizm ve Alzheimer gibi psikolojik ve nörolojik sağlık sorunları olan bireyler için etkili bir terapi yöntemidir. Müzik terapisine ihtiyaç duyulduğunda, bir müzik terapistine danışılması önerilir.

Fobi, bir nesneye veya duruma karşı sürekli ve aşırı korkuyla tanımlanan bir tür kaygı bozukluğudur. Fobi kelimesi, Yunanca "korku" veya "dehşet" anlamına gelen "phobos" kelimesinden türemiştir. Fobiler, özgül fobiler, sosyal fobi ve agorafobi olarak sınıflandırılır. Özgül fobiler: Belirli bir nesne veya durum (örneğin, örümcek, yükseklik, hayvanlar) hakkında aktif kaçınmaya yol açan belirgin korku veya endişeyi içerir. Sosyal fobi: Kişinin başkalarıyla etkileşimde bulunurken değerlendirilme veya eleştirilme korkusudur. Agorafobi: Kaçmanın zor olabileceği açık veya kalabalık alanlardan aşırı ve irrasyonel bir şekilde korkma durumudur.

Aşırı tetikte olma hali (hipervijilans) çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: Travmatik deneyimler. Anksiyete ve depresyon. Madde kullanımı. Beyin kimyasındaki dengesizlikler. Yoğun stres. Hipervijilans, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Venlafaksin HCL, serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörü (SNRI) sınıfından bir antidepresan ilaçtır. Kullanım alanları: majör depresif bozukluk; yaygın anksiyete bozukluğu; sosyal fobi; panik bozukluk; vazomotor semptomlar; diyabetik nöropati; migren. Venlafaksin, kronik ağrı tedavisinde de kullanılabilir. İlacın kullanımı ve dozajı doktor tarafından belirlenmelidir.

Hareket etme isteğinin nedenleri farklı sağlık durumlarına bağlı olarak değişebilir: Akatizi: Bipolar bozukluk ve şizofreni gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkisi olarak ortaya çıkabilir. Huzursuz bacak sendromu: Sinir hücrelerindeki sorun nedeniyle beyindeki dopamin miktarındaki azalma, kas spazmlarına ve karşı konulmaz bir hareket etme isteğine yol açar. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB): Bu durumda bireyler, görevleri sürdürebilme konusunda zorluk yaşarken aşırı hareketlilik sergileyebilirler. Hareket bozuklukları: Beyin, omurilik ve sinir sistemindeki anormallikler sonucu ortaya çıkar. Bu tür belirtiler gözlemlendiğinde bir uzmana danışılması önerilir.

Hamilton Ölçeği, farklı versiyonlarına göre çeşitli şekillerde hesaplanabilir: Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği: Her şıkta, her ölçek düzeyi daha alt düzeyleri de kapsar. Eğer bir şık yoksa, skor 0'dır. Derecelendirme: 0-5 arası "anksiyete yok", 6-14 arası "minör anksiyete", >15 ise "majör anksiyete" anlamına gelir. Hamilton Depresyon Ölçeği (HAM-D): Son bir hafta içerisinde yaşanan depresyon semptomlarını sorgulayan 17 maddeden oluşur. Maddeler 0-4 arasında derecelendirilir. En yüksek 53 puan alınır. 0-7 puan depresyon olmadığını, 8-15 puan arası hafif derecede depresyonu, 16-28 arası orta derecede depresyonu, 29 ve üzeri ağır derecede depresyonu gösterir.

Yürüyüş, anksiyete, depresyon ve stres gibi zihinsel hastalıklara iyi gelmektedir. Yürüyüşün zihinsel sağlığa faydaları: Stres ve kaygıyı azaltır. Zihinsel odaklanmayı ve konsantrasyonu artırır. Uyku kalitesini iyileştirir. Zihinsel berraklığı olumlu yönde etkiler. Bunama gibi rahatsızlıkların ilerlemesini önleyebilir. Doğada veya yeşil alanlarda yapılan yürüyüşler, anksiyete ve ruh sağlığı üzerinde daha olumlu etkiler yaratmaktadır. Herhangi bir sağlık sorunu için yürüyüş yapmadan önce bir uzmana danışılması önerilir.

Arax kelimesi farklı alanlarda farklı işlevlere sahip olabilir: Lehim Teli: Arax pastalı lehim telleri, alüminyum dışındaki metallerin lehimlenmesinde kullanılır. Ağrı Kesici: Arax, etken maddesi deksketoprofen olan, romatizmal hastalıklar, kas-iskelet sistemi ağrıları, diş ağrısı, baş ağrısı, adet ağrısı ve ateş gibi durumların tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Kripto Cüzdanı: Arax, 15'ten fazla üst düzey kripto parayı destekleyen ve kullanıcıların kripto varlıklarını yönetmelerine, erişmelerine ve transfer etmelerine olanak tanıyan çok varlıklı bir kripto cüzdanıdır.

Kafaya takma hastalığı olarak spesifik bir hastalık tanımlanmamıştır. Ancak, "kafaya takma" durumu, psikiyatride "ruminasyon" veya "overthinking" olarak adlandırılır. Ruminasyon, düşüncelerin sürekli tekrarlanması ve zihnin aynı konular etrafında dönüp durması halidir. Obsesif-kompulsif bozukluk (takıntı hastalığı) da kafaya takma durumu ile ilişkilidir. Eğer bu tür düşünceler sürekli ve şiddetli ise, yaşam kalitesini belirgin şekilde etkiliyorsa, bir psikiyatriste başvurmak ve psikoterapi almak gerekebilir.

Presenkopal atağın (bayılma) bazı nedenleri: Stres ve kaygı: Korku, endişe, hoş olmayan haberler, kazalar, kan görme gibi durumlar. Tıbbi prosedürler: Kan örneği alınması, diş tedavileri ve diğer tıbbi manipülasyonlar. Ağrı: Şiddetli veya hafif ağrı, özellikle visseral kökenli ağrılar (gastrointestinal, göğüs, karaciğer ve renal kolik vb.). Ortostatik faktörler: Uzun süre ayakta durma, özellikle taşıma veya kuyrukta bekleme gibi durumlarda. Çevresel faktörler: Havasız ortamda bulunma, bu durumda hasta hiperventilasyon yapabilir. Diğer nedenler: Artan yorgunluk, uyku eksikliği, sıcak hava, alkol tüketimi, ateş. Presenkopal atak ayrıca kalp ritmi bozuklukları, bazı kalp hastalıkları ve panik atak gibi durumlarla da ilişkili olabilir. Bayılma belirtileri varsa, doğru teşhis ve tedavi için bir uzmana başvurulması önerilir.

Uyandıktan sonra hemen kalkmamanın birkaç nedeni olabilir: Uyku ataleti: Uyandıktan sonra birkaç dakika ile bir saat arasında sürebilen bir yorgunluk ve bilişsel performans bozukluğu dönemidir. Tekrar uykuya dalma isteği: Uykunun bölünmesi durumunda, sıcak ve rahat yataktan çıkmak zor gelebilir. Alışkanlık: Sabah uyandıktan sonra tekrar uyuma isteği, beynin otonom sinir sistemi tarafından programlanan uyku dalgalarıyla ilgili olabilir. Uyandıktan sonra hemen kalkmak, güne daha enerjik başlamaya yardımcı olabilir.

Uçak fobisi olan biri uçağa binerse, uçuş öncesinde veya esnasında bazı semptomlar gösterebilir. Bu semptomlar arasında şunlar yer alır: kalp atışında hızlanma ve nabızda artış; baş dönmesi; kaygı düzeyinde artış; nefes darlığı; titreme; kaslarda kasılma ve katılaşma; panik atak geçirme; gerginlik hissi; hızlı soluk alıp verme; mide bulantısı ve diğer gastrointestinal rahatsızlıklar. Uçak fobisi olan kişiler, bu korkuyu azaltmak için kaçınma davranışları da gösterebilir. Uçak fobisi olan bir kişinin uçağa binmesi durumunda, uzman desteği alması ve terapi sürecinden geçmesi önerilir. Uçakla seyahat etmek, genel olarak en güvenli ulaşım yollarından biridir.

İntruzif düşünce, kontrolümüz dışında zihnimizde beliren istemsiz düşüncelerdir. Bu düşünceler genellikle kişinin rahatsız hissetmesine, kaygılanmasına veya strese neden olabilir. İntruzif düşünceler, aşağıdaki durumlarda ortaya çıkabilir: obsesif kompulsif bozukluk (OKB); kaygı bozuklukları; travma sonrası stres bozukluğu. İntruzif düşünceler, aynı zamanda uygunsuz zamanlarda uygunsuz şeyler hakkında olabilir ve genellikle agresif, cinsel veya küfürlü temalar içerir. İntruzif düşüncelerle başa çıkmak için düşünceleri fark etme, tarafsız değerlendirme, zihni meşgul etme, meditasyon veya derin nefes alma egzersizleri yapma, fiziksel aktivite yapma, uyku ve beslenme düzenine dikkat etme ve profesyonel yardım alma gibi yöntemler kullanılabilir.

Lomon, benzodiazepin türevi bir anksiyolitik olup, anksiyete bozukluklarının kısa süreli tedavisinde ve akut alkol yoksunluk semptomlarının giderilmesinde kullanılır. Ayrıca, ameliyat öncesi kaygı ve anksiyetenin kısa süreli giderilmesi için de endikedir. Lomon'un diğer kullanım alanları arasında kas spazmlarının semptomatik tedavisi ve preoperatif anksiyete yer alır. Lomon, depresyonla ilişkili anksiyete veya depresyonu tedavi etmek için tek başına kullanılmamalıdır, çünkü bu hastalarda intihar eğilimleri ortaya çıkabilir. Lomon kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.