Yargıtay

Yargıtay, güveni kötüye kullanma suçunu nitelikli hallerde re'sen inceler. Bu haller, TCK'nın 155/2. maddesinde düzenlenmiştir ve suçun; meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisi çerçevesinde işlenmesi; başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi. Basit güveni kötüye kullanma suçu ise şikayete bağlıdır ve 6 ay içinde şikayet edilmezse daha sonra şikayet hakkı kullanılamaz.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 18.12.2006 tarihli ve E.2005/13094; K.2005/13362 sayılı kararı, kooperatif genel kurulunda alınan kararların hukuka ve genel ahlak kurallarına aykırı olması durumunda iptal edilebileceği yönündedir.

TÜİS davasının ne zaman sonuçlanacağı, davanın türüne, iş yoğunluğuna ve ilgili dairenin inceleme sürecine bağlı olarak değişir. Davanın sonuçlanma süresini etkileyen diğer faktörler arasında tarafların ek talepleri, bilirkişi incelemeleri ve dosyanın bozulması gibi durumlar da yer alır. Davanın sürecini takip etmek için UYAP üzerinden sorgulama yapılabilir veya ilgili Yargıtay dairesinin kalemiyle iletişime geçilebilir.

Yargıtay, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararına itiraz edildiğinde aşağıdaki işlemleri yapar: 1. İnceleme: Yargıtay, HAGB kararının biçimsel yönden uygun olup olmadığını inceler. 2. Hukuka Aykırılık Tespiti: Yargıtay, aşağıdaki hususlarda hukuka aykırılık tespit ederse yeni bir yargılama talep eder: Hükmolunan cezanın HAGB kanun yoluna uygun olup olmadığı; Zararın tazmin edilip edilmediği; Denetim süresinin doğruluğu; Sanığın daha önce işlenmiş bir suçu varsa bu suçun kasıtlı işlenip işlenmediği; HAGB koşullarının hâkim tarafından değerlendirilip değerlendirilmediği. 3. Yeniden Yargılama: Hukuka aykırılıkların yeni bir yargılamaya sebebiyet vermesi durumunda, dosya mahkemeye iade edilir. 4. Doğrudan Karar: Yeniden yargılama yapılmasına gerek görülmezse, Yargıtay ilgili ceza dairesi veya Ceza Genel Kurulu doğrudan karar verebilir.

Yargıtay'a gönderilen bir dosyanın sonuçlanma süresi, davanın türüne, iş yoğunluğuna ve ilgili dairenin inceleme sürecine bağlı olarak değişir. Ancak bu süre daha da uzayabilir ve kesin bir süre vermek mümkün değildir.

TCK 112'ye göre verilen bir Yargıtay kararı şu şekildedir: Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 2014/34214 E., 2017/16704 K. 05.06.2017 tarihli kararı: TCK'nın 112. maddesinde düzenlenen eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçu ancak özel kastla işlenebilir. Sanığın, sadece kızının evde unuttuğu beslenme çantasını vermek için ders saati içinde sınıfa girmesi nedeniyle, sınıf öğretmeni olan müşteki ile tartışmasından ibaret olan eylemde, sanığın eğitim ve öğretimin engellemesi özel kastının ne şekilde gerçekleştiği açıklanıp tartışılmadan yerinde olmayan gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırıdır. Bu nedenle, hükmün bozulmasına ve yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İnanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davalarına ilişkin bazı Yargıtay kararları: 1. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 2021/1131 E. ve 2021/983 K. sayılı ilamı. 2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2021/2312 E. ve 2021/6406 K. sayılı ilamı. 3. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2014/2616 E. ve 2014/6369 K. sayılı kararı. 4. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 2023/932 E. ve 2024/1557 K. sayılı kararı.

İhtiyari dava arkadaşlığı, Yargıtay'ın 23 Şubat 2017 tarihli kararında da belirtildiği gibi, kanunen öngörülmüş durumlar çerçevesinde birden fazla kişinin birlikte dava açması veya birden fazla kişi hakkında dava açılması durumunu ifade eder. Bu durumda, her bir dava arkadaşı birbirinden bağımsız olarak hareket eder ve mahkeme her bir dava arkadaşı hakkında ayrı ayrı hüküm verir.

Vekalet sunma süresi konusunda Türkiye'de kanunen belirlenmiş bir süre bulunmamaktadır. Ancak, taraflar aralarında anlaşarak vekaleti belirli bir süre ile sınırlayabilirler.

FETÖ temyiz dilekçesi, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir. Temyiz başvurusunun Yargıtay'da incelenmesi için, dilekçenin ilgili Yargıtay dairesine gönderilmesi gerekmektedir.

Yargıtay, birinci haciz ihbarnamesine yapılan itirazı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunup bulunmadığına göre değerlendirir. Eğer üçüncü kişi, haciz ihbarnamesine karşı doğru cevap vermezse ve gerçeğe aykırı beyanda bulunursa, bu durum üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını gerektirir. Ayrıca, alacaklı, üçüncü kişinin itirazının haksız olduğunu düşünüyorsa, icra mahkemesinde tazminat davası açabilir ve üçüncü kişinin hem cezalandırılmasını hem de tazminata mahkum edilmesini talep edebilir.

"Bölüm dosyayı savcıdan veya işlemli olarak gelen evraktan teslim aldı" ifadesi, Yargıtay'da bir ceza dosyasının inceleme sürecinin başladığını ifade eder. Bu aşamada, savcılık tarafından yapılan soruşturma ve mahkeme sürecinden sonra dosya, temyiz edilmesi durumunda Yargıtay'a gönderilir ve ilgili bölüm tarafından incelenmek üzere teslim alınır.

Yargıtay katipleri, 12 yıl süreyle görev yaparlar.

2017/11586 ve 2017/5207, Yargıtay'ın farklı ceza dairelerine ait karar numaralarını ifade eder: 5. Ceza Dairesi: 2017/5207 sayılı karar, 2014/11586 esas numaralı bir davaya aittir ve görevi kötüye kullanma suçuyla ilgilidir. 2. Hukuk Dairesi: 2017/11586 sayılı karar, 2016/6309 esas numaralı bir boşanma davasıyla ilgilidir. 2017/2013 esas numaralı karar ise 1. Ceza Dairesi'ne aittir ve kasten yaralama sonucu öldürme suçuyla ilgilidir.

Bölge adliye mahkemeleri, Yargıtay'a bağlı değildir, ancak adli yargı ikinci derece mahkemeleri olarak görev yaparlar.

HMK madde 371, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun temyizle ilgili bir maddesidir ve bozma sebeplerini düzenler. Bu maddeye göre, Yargıtay, aşağıdaki sebeplerden dolayı temyiz olunan kararı kısmen veya tamamen bozabilir: 1. Hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanması. 2. Dava şartlarına aykırılık bulunması. 3. Taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi. 4. Karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikleri bulunması.

Yargıtay, bilirkişi raporuna uymak zorunda değildir, çünkü bilirkişi raporu mahkemeyi bağlayıcı nitelikte bir delil değildir. Hâkim, bilirkişi raporunu serbestçe değerlendirebilir ve yeterli görmezse ek rapor isteyebilir ya da önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme yaptırabilir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2017/8580 numaralı dosyasının sonuçlanma süresi, genel olarak 6 ay ile 3 yıl arasında değişmektedir. Ancak bu süre, dosyanın iş yükü, niteliği ve diğer faktörlere bağlı olarak uzayabilir. Dosyanın kesin sonuçlanma tarihi hakkında daha kesin bir bilgi için Yargıtay'ın resmi web sitesi üzerinden veya ilgili daire kalemiyle iletişime geçerek sorgulama yapılması önerilir.

Çekle ilgili Yargıtay kararı almak için aşağıdaki adımlar izlenmelidir: 1. Çek İptali Davası Açılması: Çekin kaybolması, çalınması veya haksız el değiştirmesi durumunda, çeki elinde bulunduran kişinin hak sahibi olmadığını kanıtlamak için asliye ticaret mahkemesinde çek iptali davası açılmalıdır. 2. Dava Dilekçesi Hazırlanması: Dava dilekçesinde davacının kimlik bilgileri, çekin kaybolma veya çalındığı tarih, çekin seri numarası ve keşide yeri, talep edilen hukuki koruma (çekin iptali ve bankaya ödeme yasağı konulması talebi) gibi bilgiler yer almalıdır. 3. Yargıtay'a Başvuru: Çek iptali davası sonucunda verilen karar, taraflardan birinin itirazı üzerine Yargıtay'a taşınabilir. Bu süreçte bir avukattan hukuki destek almak, doğru ve etkili bir şekilde hareket etmek açısından önemlidir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2017/4599 e. sayılı kararı, kira sözleşmeleriyle ilgili önemli bir içtihat sunmaktadır. Bu karara göre, kiracının kira sözleşmesini süresinden önce tek taraflı feshetmesi durumunda, kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira bedelini ödemesi gerekmektedir. Eğer konu yargıya taşınırsa, mahkeme tarafından atanan bilirkişi, kiralananın tekrar ne zaman kiraya verilebileceğini belirler ve kiracının sorumlu olacağı makul süreyi tespit eder.