ToplumsalSorunlar

Orhan Kemal'in "Cemile" adlı romanı, toplumsal bir olay olarak kabul edilir çünkü: Yoksulluk ve işçi hakları gibi toplumsal sorunları işler. Dönemin siyasi, sosyal ve ekonomik durumuna ayna tutar. Dayanışma ve dostluğun gücünü vurgular. Gerçekçi karakterleriyle toplumsal yapıdaki çelişkileri yansıtır. Ayrıca, romanın kahramanı Cemile'nin hikayesi, toplumsal baskılarla şekillenir ve bu da onun güçlü bir kadına dönüşmesine yol açar.

Ceza'nın "Kim Bilir" şarkısı, yaşamın belirsizlikleri ve toplumsal adaletsizliklere dair derin bir eleştiri sunarak dinleyicileri sorgulamaya teşvik eder. Şarkının ana temaları: Yaşamın belirsizliği. Toplumsal eleştiriler. Bireysel mücadeleler. Şarkı, karamsar ve sorgulayıcı bir ruh hali taşır; duygusal akış genellikle umutsuzluk, yalnızlık ve toplumsal adaletsizlik hissiyatı üzerine yoğunlaşır.

"Balıkçı ve Oğlu" kitabı, Ege'de bir balıkçı köyünde yaşayan Mustafa ve Mesude çiftinin, oğulları Deniz'i kaybetmeleri ve denizden gelen göçmen bebek Samir ile karşılaşmalarını anlatır. "Çocuk ve Balıkçıl" (The Boy and the Heron) filmi ise, annesini kaybeden Mahito'nun, amcası ve arkadaşlarıyla kurduğu iletişimi ve terk edilmiş bir kulenin civarında karşılaştığı gri balıkçıl kuşunu konu alır.

Sabahattin Ali'nin "Yeni Dünya" adlı kitabı, Anadolu'da ve taşra kasabalarında yaşayan insanların fakirliğini, çaresizliğini ve çözümsüzlüğünü anlatır. Kitapta ele alınan bazı konular: kasaba ve köy yaşamı; düşkün kadınlar; yokluk, yoksulluk; sağlık sorunları; geçim zorluğu; insanların dönem zihniyeti ve olaylara bakış açıları. Ayrıca, "Yeni Dünya" adlı öykü, bir köy düğününü ve bu düğünde yaşanan olayları konu alır.

Milli Mücadele döneminde Trabzon Vilayetinin sorunları ve bunların çözümüne yönelik Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin raporu, 19 Nisan 1919'da üç temsilciden oluşan heyet tarafından kaleme alınmış ve Hariciye Nezareti'ne sunulmuştur. Raporda vilayetin sorunları yedi başlık altında toplanarak çözüm yolları önerilmiştir: 1. Asayiş: Maaşlı muvazzaf muhafız teşkilatı kurulması. 2. Belediye gelirleri: Belediyeye geniş yetkiler verilmesi ve bağımsız bütçe sağlanması. 3. Ekonomik yapı: Vergi affı istenmemesi, ufak kanun değişiklikleriyle yerel yönetimlere yetki verilmesi. 4. Toprak dağıtımı: Toprağı olmayanlara toprak verilmesi. 5. Yol ve cadde düzenlemesi: Şehir planlamasıyla yolların yapılması. 6. Sağlık yapısı: Sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi. 7. Eğitim: Okulların ihtiyacı olan malzemelerin sağlanması. Kurtuluşla birlikte, vilayetin sorunlarını çözmek amacıyla hükümet ve mahalli yönetim birçok karar almış ve uygulamaya koymuştur.

Ülkü Tamer'in "Nefes" şiiri, sevilen bir varlığın doğanın ve hayatın çeşitli unsurlarına taşınmasını anlatır. Şiirde geçen bazı taşıma örnekleri şunlardır: "Dağın uykusuna, kuşun gözüne, sabahın sesine taşıdım seni". "Kerem’in yaralı, ince dizine, ırmağın yasına taşıdım seni". "Canın içinden, canımı duyan, canımın içine taşıdım seni". Şiirin son kıtasında ise sevgi ve sevginin göçü mecazi olarak işlenir: "Yürekten yüreğe mekik dokuyan, sevginin göçüne taşıdım seni".

Béla Tarr'ın filmleri genellikle varoluşsal sorular ve insan yaşamının anlamı üzerine odaklanır. Tarr'ın en bilinen filmlerinden biri olan Torino Atı (The Turin Horse), Nietzsche'nin bir atın kırbaçlanmasına tanık olduktan sonra yaşadığı duygusal çöküntüyü ve ardından gelen suskunluk dönemini konu alır. Tarr'ın sineması, sadece görsel değil, duy(g)usal bir sanat olarak kabul edilir.

Bergüzar Korel'in depremle ilgili bazı açıklamaları şunlardır: Seçim yorumları hakkında: 14 Mayıs 2023'teki seçimlerin ardından, deprem bölgesindeki vatandaşların oy tercihleri hakkında yapılan yorumlara tepki gösterdi. Yardım kolisi olayı: Depremzedeler için toplanan yardım kolilerinde topuklu ayakkabı gibi uygunsuz eşyalar bulunmasına tepki gösterdi. Normalleşme eleştirisi: Depremin ardından normalleşmeye karşı çıktı ve bu tür açıklamaların bazı insanlar tarafından nefret söylemine dönüştüğünü belirtti.

Sefiller (Les Misérables), Victor Hugo tarafından yazılmış bir romandır ve bir suçlunun yaşam öyküsünü anlatır. Romanın ana konuları: - Jean Valjean: Yoksulluk içinde yaşayan ve hırsızlık suçundan 19 yıl hapis yatan bir eski mahkûm. - Fantine: Düşmüş, fakat ruhça temiz bir kadın. - Cosette: Fantine'in kızı. Diğer temalar: - Yoksulluk ve adaletsizlik: 19. yüzyıl Fransası'ndaki toplumsal sorunlar. - İnsanlık ve merhamet: İnsanların birbirlerine karşı merhametli olması gerektiği. - Devrim ve sosyal değişim: Devrimci hareketlerin doğuşunu ve toplumsal değişimin mümkünlüğü. Roman, tarihi ve siyasi detayları içeren gerçekçi bir anlatım sunar ve modern edebiyatın öncülerinden biri olarak kabul edilir.

Dünya Orgazm Günü, Amerikalı barış gönüllüleri Donna Sheehan ve Paul Reffell'in savaşları durdurmak amacıyla ortaya attığı bir fikirdir. Bu günün kutlanmasının arkasındaki bazı nedenler: Barış: Orgazmın insana büyük bir huzur ve barış duygusu yaşattığı, bu sayede dünya ve insan refahının artabileceği düşünülmektedir. Sosyal ve cinsel adalet: Orgazmın, kadın-erkek, ırk, din, dil ayırt etmeksizin tüm insanların yaşayabildiği bir şey olması, sosyal adaleti ve çiftler arasındaki uyumu simgelediği düşünülmektedir. Küresel ısınma: İnsanların bir süreliğine arzularını tek bir noktaya yoğunlaştırmasının, küresel ısınmaya alternatif bir enerji kaynağı olabileceği ifade edilmektedir. Bu özel gün, her yıl 22 Aralık tarihinde kutlanır.

Malaal e Yaar dizisi, feodal sistemi sürdüren zengin bir ailenin etrafında dönen olayları konu alır. Hikaye, kadınlara saygı duyulmayan bir ortamda, küçükken nişanlandırılan iki kişinin habersizce hayatlarını sürdürmeleri ve bu katı kurallar karşısında bir ailenin parçalanması üzerine kuruludur. Ayrıca, dizide erkeklerin hak ettikleri saygıyı alamaması ve feodal evlerde ortaya çıkan sorunlar da işlenmektedir.

Kazakistanlı kadınların boşanma nedenleri, genel olarak dünya genelindeki boşanma sebeplerine benzer ve şunları içerebilir: 1. Şiddet ve Kötü Muamele: Fiziksel ve duygusal şiddet, kadınların boşanma talebinin önemli bir sebebidir. 2. Aldatma: Eşlerin birbirine sadık kalmaması, boşanmaya yol açan yaygın bir faktördür. 3. Ekonomik Sorunlar: Maddi sıkıntılar ve ekonomik bağımlılık, kadınların boşanmayı tercih etmesine neden olabilir. 4. İletişimsizlik ve Anlaşmazlık: Çiftler arasındaki anlaşmazlıklar ve sevginin azalması, boşanmanın diğer sık rastlanan nedenlerindendir. Ayrıca, kültürel ve toplumsal faktörler de boşanma oranlarını etkileyebilir.

Eşitsizlik çeşitleri şunlardır: Büyüktür ( > ). Küçüktür ( < ). Büyük eşittir ( ≥ ). Küçük eşittir ( ≤ ). Bunların gösterimleri ise sırasıyla şu şekildedir: a > b (a büyüktür b). a < b (a küçüktür b). a ≥ b (a büyük eşittir b). a ≤ b (a küçük eşittir b). Ayrıca, birinci dereceden bir bilinmeyenli eşitsizlikler ve ikinci dereceden bir bilinmeyenli eşitsizlikler gibi daha karmaşık eşitsizlik türleri de vardır.

"Raat Jawaan Hai", üç çocukluk arkadaşının ebeveynlik ve yetişkinlikle başa çıkışlarını anlatan bir Hint dizisidir. Dizinin bazı konuları: Arkadaşlık: Üçlünün arasındaki sıkı bağ ve birbirlerine destek olmaları. Ebeveynlik: Genç ebeveynlerin karşılaştığı zorluklar ve ebeveynliğin genellikle göz ardı edilen yönleri. İş ve özel hayat dengesi: İş hayatı ile aile sorumluluklarını dengeleme çabası. Dizi, modern ilişkilerde ve ebeveynlikte gerçekçi bir bakış açısı sunar.

Büyülü gerçekçi yazarların bu akımı benimsemesinin birkaç nedeni vardır: Toplumsal ve kültürel değişimleri yansıtma: Büyülü gerçekçilik, sömürgecilik sonrası dönemde yaşanan toplumsal ve kültürel değişimleri yansıtmak için kullanılmıştır. Politik kaygılar: Üçüncü dünya ülkelerindeki insanların bireysel, toplumsal ve ekonomik sorunlarını işlemek için politik bir araç olarak görülmüştür. Yerel mitleri ve hikayeleri kullanma: Akım, yerel folklordan yararlanarak eserlere derinlik kazandırır. Gerçekliği sorgulama: Akılcılığa ve edebi gerçekçiliğe zıt bir akım olarak, gerçek ve fantastik unsurları birleştirerek gerçekliği sorgulamayı amaçlar.

Ashoka destek ağı, sosyal girişimcileri destekleyen küresel bir sivil toplum kuruluşudur. Ashoka'nın sunduğu bazı destekler: Finansal destek: Sosyal girişimcilere üç yıl boyunca karşılıksız finansal destek sağlar. Bilgi desteği: Girişimcilerin etkisini artırmak için finans ve bilgi desteği sunar. Ağ oluşturma: 92 ülkeden 3500'den fazla sosyal girişimciden oluşan geniş bir ağ sağlar. Danışmanlık: Probono destek ağı ile ücretsiz uzman danışmanlığı hizmeti sunar. Ashoka, sosyal girişimcileri yenilikçi projeleri ve toplumsal etkileri doğrultusunda seçer.

İntihar ve tarihine dair yapılan düzeltmeler, intihar olgusunun insanlık tarihi boyunca farklı toplumlarda çeşitli şekillerde var olduğunu ve intiharla ilgili farklı inanç ve mitlerin oluştuğunu ortaya koyar. İlkel toplumlarda intihar: İlkel kabilelerde intihar, genellikle tabuların ihlali sonucu ortaya çıkan bir eylemdi ve kahramanlık türündeki intiharlara da rastlanırdı. Antik çağlarda intihar: Eski Yunanlılar ve Romalılar, bazı durumlarda intiharı makul bulurken, bazı dinlerde (örneğin, Yahudilik ve Hristiyanlık) intihar yasaklanmıştır. Toplumsal ve kültürel etkiler: Durkheim'ın çalışmalarına göre, intihar oranları toplumsal normlardan etkilenir; örneğin, bir toplumun başka bir kültürle teması intihar oranlarını artırabilir. Bu tür düzeltmeler, intiharın sadece bireysel bir eylem olmadığını, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bağlamlarda da incelenmesi gerektiğini vurgular.

Ülkü Tamer'in "Konuşma" şiirinin temaları arasında şunlar yer alır: Toplumsal önyargılar. Bireysel çaresizlik ve trajedi. Varoluş sıkıntısı. Şiir, ironik ve alaycı bir dil kullanarak bu temaları işler.

Adaletsizliğe maruz kalmak, bireyde çeşitli olumsuz duygular ve psikolojik etkiler yaratabilir: Öfke ve saldırganlık: Saldırıya uğramışlık hissi ve sınırların aşılması, öfke ve savunma niteliğinde saldırgan dürtüleri tetikleyebilir. Yetersizlik ve değersizlik: İnsanlar, kendilerini yetersiz ve değersiz hissedebilir. Umutsuzluk ve güvensizlik: Geleceksizlik hissi ve güven kaybı ortaya çıkabilir. Çaresizlik: "Öğrenilmiş çaresizlik" durumu oluşabilir; kişi, hak aramaktan vazgeçebilir. Duyarsızlık: Adaletsizlik, duyarsızlığı artırabilir ve bu durum, adaletsizliğin yayılmasını kolaylaştırabilir. Ayrıca, adaletsizlik, bireyin fiziksel veya ruhsal varlığını tehdit ederek toksik ve kümülatif strese yol açabilir.

Orhan Kemal'in "Önce Ekmek" adlı eseri, kent insanının yaşama ve şehre tutunma uğraşısını ve kavgasını anlatır. Kitapta, ekonomik problemler, küçük yaşta çalışmak zorunda kalan çocuklar, işsizlik ve nesil farklılıkları gibi unsurlar öne çıkar. Ayrıca, "Önce Ekmek" sözü, kullanıldığı yere ve zamana göre, kimi zaman bir slogan, kimi zaman bir dram, kimi zaman bir öfke ve hüznü ifade eder. "Önce Ekmek", 1968 yılında yayımlanmış 17 kısa öyküden oluşan bir hikâye kitabıdır.