ToplumsalSorunlar

Japonya'da kaybolan şey, insanlardır. Japonca'da "buharlaşmak" anlamına gelen "jouhatsu" terimi, Japonya'da her yıl binlerce insanın geride hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolmasını ifade eder. Bu fenomenin arkasında mali kriz, aile ve toplumsal baskı, psikolojik baskı gibi sebepler olabilir.

Milli Mücadele döneminde Trabzon Vilayetinin sorunları ve bunların çözümüne yönelik Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyetinin raporu, 19 Nisan 1919 tarihinde kaleme alınmıştır. Raporda vilayetin sorunları yedi başlık altında toplanmıştır: 1. Ticaret ve ziraat. 2. Eğitim. 3. Yolların inşası. 4. İmar ve inşaat. 5. Belediye idareleri ve bütçeleri. 6. Sağlık. 7. Genel olarak sosyal yapının düzeltilmesi. Cemiyet, bu sorunların çözümü için çeşitli öneriler sunmuş ve bu önerilerin uygulanması için hükümete çağrıda bulunmuştur.

Ülkü Tamer'in "Nefes" şiiri hakkında doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, şairin genel şiir anlayışı ve temaları hakkında şunlar söylenebilir: Ülkü Tamer'in şiirleri, toplumsal sorunlara ve bireysel çıkmazlara ironik ve alaycı bir dille yaklaşır. "Konuşma" adlı şiiri, intihar eden bir zencinin trajik durumu üzerinden önyargılar ve dışlayıcı tavırları eleştirir.

"Balıkçı ve Oğlu" romanı ve "Çocuk ve Balıkçıl" filmi farklı konuları ele almaktadır: 1. "Balıkçı ve Oğlu" romanı, Zülfü Livaneli tarafından yazılmıştır ve bir balıkçı kasabasında geçen olayları anlatır. 2. "Çocuk ve Balıkçıl" filmi ise Hayao Miyazaki tarafından yönetilmiştir ve İkinci Dünya Savaşı sırasında geçer.

Sabahattin Ali'nin "Yeni Dünya" adlı eseri, yazarın 1936 ile 1942 yılları arasında yazdığı 13 hikâyeden oluşan bir öykü kitabıdır. Bu eserde anlatılmak istenen ana temalar şunlardır: 1. Kasaba ve köy yaşamı: Kitapta, kasaba ve köy insanlarının gündelik yaşamları yalın bir dille öyküleştirilmiştir. 2. Çaresizlik ve yoksulluk: Öykülerde, sıradan kahramanların tutkuları ve sarsıcı serüvenleri, hastalık, kavuşamama ve güçsüzlük gibi zorluklarla çevrelenmiş bir şekilde işlenmiştir. 3. Eleştirel gerçekçilik: Sabahattin Ali, gözlemci gerçekçilikten uzaklaşarak eleştirel gerçekliğe yönelmiş, toplumsal sorunlara ve adaletsizliklere dikkat çekmiştir. 4. Hüzün ve trajedi: Eserde, hüzün ve trajik durumlar yazarın dünya görüşüyle örtüşecek şekilde ele alınmıştır.

Béla Tarr, filmlerinde insanın varoluşsal problemlerini ve toplumsal çöküşü ele alır. Tarr'ın anlatımında öne çıkan temalar şunlardır: - Çürümenin estetiği: Zamanın, bekleyişin ve sessizliğin metafizik bir mekân olarak inşası. - Gerçekçilik: Alan derinliği ve uzun plan sekanslarla gerçekçi bir sinema dili kullanımı. - Doğa ve insan ilişkileri: Acımasız manzaralar ve sert hava koşullarında geçen filmlerde, doğanın ve insanın bu koşullarla mücadelesi. Yönetmen, sinemayı bir düşünme alanı olarak görür ve izleyiciyi olayların ve duyguların içine çekerek onları aktif bir katılıma davet eder.

Dünya Orgazm Günü, cinsel sağlık, zevk ve mahremiyet konularında farkındalık yaratmak amacıyla kutlanır. Bu günün kutlanma nedenleri arasında: Toplumsal tabuları yıkmak: Cinsellik konusundaki tabuları aşarak daha sağlıklı bir cinsellik algısını teşvik etmek. İlişkileri güçlendirmek: Açık diyaloglar sayesinde çiftler arasındaki ilişkileri ve cinsel memnuniyeti artırmak. Bilimsel faydaları paylaşmak: Orgazmın stres azaltma, uyku iyileştirme ve ağrı giderme gibi sağlık faydalarını vurgulamak. Cinsiyet eşitliğini desteklemek: Kadın ve erkek orgazmları arasındaki eşitsizliği ele alarak daha eşit cinsel deneyimler sağlamak.

Bergüzar Korel, depremle ilgili iki farklı konuda açıklamalarda bulunmuştur: 1. Yardım Kolisindeki Eşya: Korel, depremzedeler için toplanan yardım kolisindeki topuklu ayakkabıyı görünce öfkelenerek, "Bu ayakkabıyı bize yollayan kişi umarım bu mesajımı görürsün. Dayanışma içinde olmak demek hep beraber el ele yaraları sarmak demek... Sizler iyilik peşinde değilsiniz" demiştir. 2. Seçim Sonuçları Sonrası: 14 Mayıs 2023'teki seçimler sonrası deprem bölgesindeki vatandaşların oy tercihleri hakkında yapılan olumsuz yorumlara tepki gösteren Korel, "Deprem bölgelerinden gelen sonuçlar hakkında yazılanlar tam da eleştirilen zihniyetin ta kendisi" ifadelerini kullanmıştır.

Sefiller (Les Misérables), Victor Hugo tarafından yazılmış bir romandır ve bir suçlunun yaşam öyküsünü anlatır. Romanın ana konuları: - Jean Valjean: Yoksulluk içinde yaşayan ve hırsızlık suçundan 19 yıl hapis yatan bir eski mahkûm. - Fantine: Düşmüş, fakat ruhça temiz bir kadın. - Cosette: Fantine'in kızı. Diğer temalar: - Yoksulluk ve adaletsizlik: 19. yüzyıl Fransası'ndaki toplumsal sorunlar. - İnsanlık ve merhamet: İnsanların birbirlerine karşı merhametli olması gerektiği. - Devrim ve sosyal değişim: Devrimci hareketlerin doğuşunu ve toplumsal değişimin mümkünlüğü. Roman, tarihi ve siyasi detayları içeren gerçekçi bir anlatım sunar ve modern edebiyatın öncülerinden biri olarak kabul edilir.

Eşitsizlik çeşitleri şu şekilde sınıflandırılabilir: 1. Doğal Eşitsizlik: Doğanın meydana getirdiği yaş, cinsiyet, sağlık, zeka, ruh gibi niteliklerdeki farklardan kaynaklanır. 2. Manevi/Siyasi Eşitsizlik: İnsanlar tarafından yaratılmış eşitsizliklerdir; daha zengin olma, daha itibarlı gözükme gibi arzuların sonucudur. 3. Gelir Eşitsizliği: İnsanlar, bölgeler ve ülkeler arasındaki gelir adaletsizlikleridir. 4. Eğitim Eşitsizliği: Eğitim olanakları ve olanakların niteliği açısından meydana gelen eşitsizliklerdir. 5. Sağlık Eşitsizliği: Sağlık hizmetlerine ulaşma ve bu hizmetlerden faydalanma konusundaki eşitsizliklerdir. 6. İklim Eşitsizliği: İklim değişikliklerinin farklı bölgeleri ve grupları farklı düzeylerde etkilemesidir. 7. Cinsiyet Eşitsizliği: Erkekler ve kadınların eşit haklara sahip olmaması ve farklı muamele görmesidir. 8. Irkçı/Dini Eşitsizlik: Farklı ırk ve dinlere mensup insanların eşit muamele görmemesidir. 9. Yaşlılık Eşitsizliği: Yaşlı bireylerin toplumsal hayatta eşit hak ve hizmetlere ulaşamamasıdır.

Malaal e Yaar dizisinin konusu, hala feodal sistemi takip eden, aile kurallarıyla yaşayan ve kadınlara saygı duyulmayan bir ailenin etrafında döner. Hikaye, küçükken nişanlandırılan ve bundan habersiz kendi hayatlarını yaşayan iki insanın yaşadığı zorlukları anlatır.

Kazakistanlı kadınların boşanma nedenleri, genel olarak dünya genelindeki boşanma sebeplerine benzer ve şunları içerebilir: 1. Şiddet ve Kötü Muamele: Fiziksel ve duygusal şiddet, kadınların boşanma talebinin önemli bir sebebidir. 2. Aldatma: Eşlerin birbirine sadık kalmaması, boşanmaya yol açan yaygın bir faktördür. 3. Ekonomik Sorunlar: Maddi sıkıntılar ve ekonomik bağımlılık, kadınların boşanmayı tercih etmesine neden olabilir. 4. İletişimsizlik ve Anlaşmazlık: Çiftler arasındaki anlaşmazlıklar ve sevginin azalması, boşanmanın diğer sık rastlanan nedenlerindendir. Ayrıca, kültürel ve toplumsal faktörler de boşanma oranlarını etkileyebilir.

"Raat Jawaan Hai" dizisi, modern çağda çocukluk arkadaşlıklarını ebeveynlikle dengelemeyi konu alıyor. Dizinin hikayesi, Avinash (Barun Sobti), Suman (Priya Bapat) ve Radhika (Anjali Anand) adlı üç en iyi arkadaşın, çocuklarının bakımı ve sosyal hayatlarını sürdürme çabalarını anlatıyor. Dizide ayrıca, yeni anne ve babaların karşılaştığı toplumsal sorunlar, iş-yaşam dengesi ve aile içi iletişim gibi konular da işleniyor.

Büyülü gerçekçi yazarlar, bu akımı benimsemişlerdir çünkü gerçeklik ile hayal dünyasını bir araya getirerek eserlerinde toplumsal ve bireysel sorunları daha etkili bir şekilde yansıtmak istemişlerdir. Bu akım, postkolonyal, feminist ve postmodernist yazarların da ilgisini çekmiş ve farklı dünyaları tek bir kurguda birleştirme imkanı sunmuştur.

Ashoka destek ağı, sosyal girişimcileri destekleyen küresel bir sivil toplum kuruluşudur. Ashoka'nın sunduğu bazı destekler: Finansal destek: Sosyal girişimcilere üç yıl boyunca karşılıksız finansal destek sağlar. Bilgi desteği: Girişimcilerin etkisini artırmak için finans ve bilgi desteği sunar. Ağ oluşturma: 92 ülkeden 3500'den fazla sosyal girişimciden oluşan geniş bir ağ sağlar. Danışmanlık: Probono destek ağı ile ücretsiz uzman danışmanlığı hizmeti sunar. Ashoka, sosyal girişimcileri yenilikçi projeleri ve toplumsal etkileri doğrultusunda seçer.

İntiharın tarihine dair yapılan çalışmalar, intiharın kişisel, siyasal ve toplumsal anlamlarını sorgulamayı amaçlar. İntiharın nedenleri arasında depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni, alkolizm ve madde kötüye kullanımı gibi ruhsal hastalıklar öne çıkar. İntiharı önleme stratejileri ise bilinçlendirme ve eğitim, farmakoterapi, psikoterapi ve basın aracılığıyla farkındalığı artırma gibi yöntemleri içerir.

Adaletsizliğe maruz kalmak, bireyde çeşitli olumsuz duygular ve psikolojik etkiler yaratabilir: Öfke ve saldırganlık: Saldırıya uğramışlık hissi ve sınırların aşılması, öfke ve savunma niteliğinde saldırgan dürtüleri tetikleyebilir. Yetersizlik ve değersizlik: İnsanlar, kendilerini yetersiz ve değersiz hissedebilir. Umutsuzluk ve güvensizlik: Geleceksizlik hissi ve güven kaybı ortaya çıkabilir. Çaresizlik: "Öğrenilmiş çaresizlik" durumu oluşabilir; kişi, hak aramaktan vazgeçebilir. Duyarsızlık: Adaletsizlik, duyarsızlığı artırabilir ve bu durum, adaletsizliğin yayılmasını kolaylaştırabilir. Ayrıca, adaletsizlik, bireyin fiziksel veya ruhsal varlığını tehdit ederek toksik ve kümülatif strese yol açabilir.

Konuşma şiirinin teması, genellikle toplumsal sorunlar, bireysel çıkmazlar ve önyargılar gibi konuları içerir. Ülkü Tamer'in "Konuşma" adlı şiirinin teması ise trajik bir olay üzerinden ironi ve alaycı bir dille toplumsal eleştiriyi yansıtmaktır.

Felsefeye göre bilginin işlevleri şunlardır: 1. Evreni ve İnsanı Anlama: Felsefe, insanın varoluşunun anlamını sorgulamasını sağlar ve evrenin doğasını anlamaya çalışır. 2. Eleştirel Düşünme: Düşünceleri eleştirel bir perspektiften değerlendirmeyi içerir, doğruluk ve yanlışlık gibi kavramları sorgular. 3. Ahlaki Rehberlik: Etik kuralların incelenmesini yaparak, insanlara ahlaki sorunlar hakkında düşünme becerisi kazandırır. 4. Dil ve İfade Analizi: Dilin ve ifadenin doğasını inceleyerek, düşünsel netlik ve iletişimde iyileşme sağlar. 5. Toplumsal ve Politik Sorunların İncelemesi: Toplumsal adalet, insan hakları ve siyasi teori gibi konuları ele alır.

Önce Ekmek adlı eser, Orhan Kemal tarafından yazılmış ve büyükşehir insanının yaşama ve şehre tutunma mücadelesini anlatmaktadır. Kitapta, aynı adlı hikayenin yanı sıra 16 öykü daha bulunmaktadır.