Tıp

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde tıp okumak, diğer tıp fakültelerinde olduğu gibi zorlu bir süreçtir. Fakültenin bazı zorlukları şunlardır: - Derslerin işlenme tarzı: Kurul sistemi ile eğitim verilmesi, öğrencilerin her bir sistemi tüm yönleriyle öğrenmesini gerektirir. - Pratik dersler: Devam zorunluluğunun olması, öğrencilerin ekstra çaba göstermesini necessitirir. - Yoğun çalışma temposu: 4. sınıftan itibaren stajlar, hastanede nöbetler ve hasta üzerinde sözlü sınavlar gibi yoğun bir program vardır. - Dil engeli: İngilizce programda eğitim gören öğrencilerin, dil pratiği yapmaları ve Latince terimleri öğrenmeleri gerekmektedir. Ancak, fakültenin geniş hastane imkanları, nadir hastalıklara maruz kalma fırsatı ve uluslararası akreditasyonu gibi avantajları da bulunmaktadır.

Subkondral kemik kontüzyonu, eklem kıkırdağının hemen altındaki kemik tabakasında meydana gelen bir yaralanmadır. Belirtileri arasında ağrı, şişlik ve eklem hareketliliğinin kısıtlanması yer alır. Tedavi, ağrı kesici ilaçlar, fizik tedavi ve gerekirse cerrahi müdahaleyi içerebilir.

Periferik damar hastalığı için kalp ve damar cerrahisi doktoruna başvurulmalıdır.

Cerrahi hastanesinde bulunan bazı bölümler şunlardır: 1. Anesteziyoloji ve Reanimasyon: Ameliyat öncesi ve sonrası anestezi ve yoğun bakım hizmetleri. 2. Beyin ve Sinir Cerrahisi: Beyin, omurilik ve sinir sistemi hastalıklarının tedavisi. 3. Çocuk Cerrahisi: 0-18 yaş arası çocukların cerrahi hastalıklarının tedavisi. 4. Genel Cerrahi: Mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi gibi karın içi organların cerrahisi. 5. Göğüs Cerrahisi: Göğüs kafesi içindeki organların (kalp hariç) cerrahi tedavisi. 6. Göz Hastalıkları: Göz sağlığı ve hastalıklarının tedavisi. 7. Kadın Hastalıkları ve Doğum: Gebelik takibi, jinekolojik hastalıklar ve doğum. 8. Kulak Burun Boğaz (KBB): Boğaz, burun ve kulak hastalıklarının tedavisi. 9. Ortopedi ve Travmatoloji: Kemik, kas ve eklem hastalıklarının cerrahisi. 10. Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi: Yüz ve vücut dokusu kusurlarının tedavisi. 11. Üroloji: Böbrek ve idrar yolları hastalıkları ile üreme sistemi bozukluklarının tedavisi.

Miyoglobin, çeşitli kas hasarına yol açan hastalıklarda yükselir. Bunlar arasında: Miyokard enfarktüsü ve diğer kalp kası hasarları; Kas travması ve miyopatiler; Resüsitasyon ve intramüsküler enjeksiyon gibi tıbbi müdahaleler; Şok tablosu ve böbrek yetmezliği; Ağır egzersiz ve bazı toksik maddelere maruz kalma (örneğin, kokain, eroin, metadon). Miyoglobin seviyelerinin yükselmesi, ayrıca idrar yolu tıkanıklığına ve böbrek hasarına da neden olabilir. Miyoglobin testinin yorumlanması ve hangi durumlarda yapılması gerektiği konusunda kesin karar, bir sağlık uzmanı tarafından verilmelidir.

Atelaksi ve atelektazi terimleri genellikle karıştırılır, ancak farklı anlamlara sahiptirler. Atelektazi, akciğerin bir kısmının veya tamamının sönerek hava ile dolamaması durumudur. Atelaksi ise, tıbbi bir terim olarak kullanılmamaktadır. Özetle, atelektazi daha spesifik bir terim olup, akciğerin belirli bir kısmının çökmesini ifade ederken, atelaksi terimi yaygın olarak kullanılmamaktadır.

Hemogramda MCV değerinin 80 fL'nin altında veya 100 fL'nin üzerinde olması tehlikeli olarak kabul edilebilir. MCV düşüklüğü (mikrositik anemi), demir eksikliği, talasemi veya vücudun normalden daha az hemoglobine sahip olmasına neden olan hastalıkların bulunabileceğini gösterir. MCV yüksekliği (makrositik anemi) ise folik asit veya B12 vitamini seviyelerinin düşük olabileceğini veya kan hastalıklarının olabileceğini işaret eder. Bu nedenle, hemogram sonuçlarında MCV değerinin normal aralığın dışında olması durumunda bir doktora başvurulması önerilir.

BNP (Brain Natriüretik Peptid) seviyeleri, aşağıdaki hastalıklarda yükselir: 1. Kalp Yetmezliği: Özellikle sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu düşük olan kalp yetmezliği hastalarında BNP düzeyleri artar. 2. Akut Koroner Sendromlar: Kalp krizleri ve diğer akut koroner durumlar BNP seviyelerini yükseltir. 3. Hipertansiyon: Yüksek tansiyon, kalp üzerindeki stresi artırarak BNP salınımını tetikler. 4. Kapak Hastalıkları: Aort darlığı ve mitral yetersizliği gibi durumlar BNP seviyelerini artırabilir. 5. Akciğer Hastalıkları: Pulmoner embolizm, pulmoner hipertansiyon ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı BNP seviyelerini yükseltir. 6. Sepsis ve Diğer Enfeksiyonlar: Doku hipoksisi veya sekonder miyokard depresyonu nedeniyle BNP düzeyleri artabilir. Bu durumlar dışında, obezite, hipertiroidi ve yaşlanma gibi faktörler de BNP seviyelerinin yükselmesine neden olabilir.

Pora tıpta "peroral" veya "per os" kısaltmasının bir parçası olarak kullanılır ve "ağızdan" anlamına gelir.

Diz değişimi (total diz protezi) ortalama 15 ila 20 yıl dayanabilir. Protezin dayanıklılığı, hastanın yaşı, kilosu, aktivite düzeyi, genel sağlık durumu ve kullanılan protezin türü gibi faktörlere bağlıdır. Her durumda, kesin süre bireysel olarak değişebilir.

Sirke asidi (asetik asit) çeşitli alanlarda önemli işlevlere sahiptir: 1. Gıda Endüstrisi: Koruyucu, asit düzenleyici ve aroma verici olarak kullanılır. 2. Endüstriyel Uygulamalar: Vinil asetat monomeri gibi kimyasalların üretiminde hammadde olarak kullanılır. 3. Tıbbi Uygulamalar: Antiseptik ve dezenfektan özellikleri sayesinde yaraları ve enfeksiyonları tedavi etmek için topikal solüsyon olarak kullanılır. 4. Ev Temizliği: Seyreltik asetik asit, kireç çözücü ve dezenfektan olarak evlerde kullanılır.

LF (lymph) değeri, sağlıklı bireylerde bin ila 4 bin 800 mcL arasında olmalıdır. Ancak, bu değerler laboratuvarlara göre değişiklik gösterebilir.

Kraniyal sinir muayenesi, beyin ile vücut arasındaki iletişimi sağlayan kraniyal sinirlerin durumunu değerlendirmek için yapılan bir nörolojik muayene türüdür. Bu muayene genellikle şu adımları içerir: 1. Görme Testi: Göz hareketleri ve görme alanları kontrol edilir. 2. Yüz Kasları ve Hareketler: Yüzdeki simetri ve kasların durumu incelenir. 3. Duyusal ve Motor İşlevler: Yüzdeki duyusal algılar ve çiğneme kasları test edilir. 4. Pupiller Işık Refleksi: Öğrencilerin ışığa tepkisi değerlendirilir. 5. İşitme ve Denge: İşitme yeteneği ve denge fonksiyonları test edilir. Bu muayene sırasında doktor, hastanın genel sağlık durumu, bilinç düzeyi ve zihinsel işlevlerini de gözlemler.

Görüntüleme merkezi, modern tıbbın sunduğu tanı ve teşhis yöntemlerini kullanarak hastalıkların belirlenmesi, tedavi sürecinin planlanması ve takibi için hizmet veren sağlık kuruluşudur. Başlıca görevleri şunlardır: - Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Beyin, omurga, kas ve yumuşak doku hastalıklarının teşhisinde kullanılır. - Bilgisayarlı Tomografi (BT): İç organlar, kemik yapıları, damar tıkanıklıkları ve akciğer hastalıklarının teşhisinde hızlı ve detaylı tanı koyar. - Ultrasonografi (USG): Gebelik takibi, karaciğer, böbrek ve tiroid gibi organların değerlendirilmesi gibi geniş bir kullanım alanına sahiptir. - Mamografi: Meme kanserinin erken teşhisi için en önemli yöntemlerden biridir. - Röntgen (X-Ray): Kemik kırıkları, akciğer enfeksiyonları ve diş sağlığı gibi durumların tespitinde kullanılır. - Nükleer Tıp Görüntüleme: Kanser teşhisi ve evreleme, kalp ve böbrek hastalıklarının değerlendirilmesinde kullanılır. Ayrıca, cerrahi hazırlık ve planlama süreçlerinde doktorlara rehberlik eder.

Opioidler ve narkotikler aynı şeyi ifade eder, çünkü opioidler, narkotiklerin bir alt kümesidir. Narkotik terimi, tarihsel olarak tüm illegal uyuşturucuları kapsayacak şekilde kullanılmış olsa da, günümüzde tıbbi ve yasal bağlamlarda tercih edilen terim "opioidler"dir.

Aldosteron hormonunun yükselmesine neden olan bazı durumlar şunlardır: Primer hiperaldosteronizm (Conn sendromu). Sekonder hiperaldosteronizm. Stres, operasyonlar. Artan anjiyotensin II aktivitesi. Yüksek kan potasyum seviyesi. Aldosteron seviyesinin yükselmesi, yüksek tansiyon, kas güçsüzlüğü ve hipokalemi (potasyum eksikliği) gibi durumlara yol açabilir. Aldosteron seviyesinin yükseldiğinden şüphelenilen durumlarda bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Hemoliz, çeşitli durumlarda görülebilir ve genellikle kırmızı kan hücrelerinin (eritrositlerin) parçalanması sonucu ortaya çıkar. Başlıca hemoliz durumları şunlardır: 1. Genetik hastalıklar: Orak hücreli anemi, G6PD eksikliği ve talasemi gibi genetik bozukluklar hemolize yol açabilir. 2. Otoimmün hastalıklar: Bağışıklık sisteminin kırmızı kan hücrelerine saldırması, parçalanmalarına neden olarak hemoliz sürecini başlatabilir. 3. Enfeksiyonlar: Sıtma ve bazı bakteriyel toksinler gibi enfeksiyonlar, doğrudan hücrelere zarar vererek hemolize neden olabilir. 4. İlaçlar ve toksinler: Bazı ilaçlar ve toksik maddeler, eritrositlerin yıkımını hızlandırabilir. 5. Mekanik faktörler: Yapay kalp kapakçıkları gibi mekanik hasarlar, kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasına yol açabilir. Hemoliz, tedavi edilmediğinde anemi, sarılık, böbrek hasarı ve benzeri rahatsızlıklara sebep olabilir. Teşhis ve tedavi için uzman bir hekime başvurulması önerilir.

Paracelsus'un felsefesi, Rönesans döneminde doğa felsefesi temelinde şekillenmiştir ve gizemci boyutlar kazanmıştır. Ana fikirleri: - Doğa canlıdır ve tanrısal güçlerle doludur. - İnsan vücudu bir mikrokosmos olarak, doğayı anlamak için bir model oluşturur. - Hastalık, insanın özünü bozan yabancı bir gücün sonucudur ve bu özü yeniden sağlamlaştırarak tedavi edilmelidir. - Kimya, hayatın anahtarıdır ve vücut işlevleri kimyasal bir süreç olarak kabul edilir. Paracelsus, geleneksel tıbba karşı çıkmış ve otoritelerin tıbbi kuramlarını eleştirmiştir.

Doç. Dr. Pınar Çakan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesi'nde çalışmaktadır.

TUK kısaltmasının açılımı "Tıpta Uzmanlık Kurulu"dur.