Teori

Durumsal farkındalığın üç seviyesi şu şekildedir: 1. Çevresel unsurların algılanması. 2. Çevresel unsurların anlamının kavranması. 3. Çevresel faktörler ışığında oluşabilecek durumların saptanması. Bu seviyeler, Dr. Mica Endsley'in durumsal farkındalık modeline dayanmaktadır.

Soyut ve uygulamalı matematik arasındaki temel fark, soyut matematiğin teoriye dayalı olması ve gerçek dünyadaki problemler yerine soyut problemleri incelemesi, uygulamalı matematiğin ise gerçek dünyadaki kullanımlara odaklanmasıdır. Soyut matematik, kalıplar, fikirler ve karmaşık teorilerle ilgilenir. Uygulamalı matematik, matematiğin mühendislik, ekonomi, fizik, finans, biyoloji ve astronomi gibi alanlarda kullanımını inceler. Her iki alan da birbirini tamamlar; uygulamalı matematik, saf matematik sayesinde geliştirdiği yöntemleri kullanır.

Katastrofizm, jeolojide, karasal oluşumların tamamının ya da büyük bir kısmının feci/katastrofik olaylar sonucunda oluştuğunu ileri süren görüştür. Felaketçilik ise, paleontoloji'yi büyük oranda geliştiren Fransız anatomist Georges Cuvier tarafından ortaya atılan ve katmanlar arasındaki her bir sınırın, zaman olarak, sel baskınları ve kuraklık gibi felaketlere karşılık geldiğini ve bu felaketlerde o dönemde yaşayan türlerin çoğunun ortadan kalktığını savunan hipotezdir. Katastrofizm ve felaketçilik, genellikle din ile bağlantılı teoriler olarak da ele alınmıştır; çünkü bu felaketlerin Tanrı'nın bir cezası olduğu düşünülmüştür.

Rüyaların aktivasyon-sentez modeli, rüyaların beynin uyku sırasında meydana gelen nöral aktiviteyi anlamlandırma girişimi olduğunu savunan bir teoridir. Bu modele göre: Beyin sapında yüksek düzeyde aktivite gereklidir ve bu aktivite REM uykusu ve rüyasıyla sonuçlanır. Ön beyin, beyin sapının aktivasyonundan kaynaklanan rastgele sinyallere anlam vermeye çalışır ve bu da tutarlı rüyalarla sonuçlanır. Bu teori, rüyaların anlamsız olduğunu ima etmez; aksine, bilişsel öğelerin kaotik ve kendiliğinden yeniden birleşmesiyle yeni bilgi konfigürasyonları, yani fikirler üretildiğini öne sürer.

Turuncu diyez hangi nota sorusuna yanıt bulunamadı. Ancak, müzikte diyez (♯) işaretinin, önüne geldiği notanın sesini yarım ses tizleştirdiği bilinmektedir. Bazı notaların diyez karşılıkları: Do diyez (C#); Re diyez (D#); Mi diyez (E#). Daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklar incelenebilir: gitardersim.com; ukuleleturkiye.com; muzik-defteri.blogspot.com.

Modern Portföy Teorisi'nin kurucusu Harry Markowitz'dir. 1952 yılında "Journal of Finance" dergisinde yayımlanan "Portfolio Selection" (Portföy Seçimi) adlı makalesinde, yatırımcıların risk ve getiri arasındaki dengeyi sağlayarak optimal bir yatırım portföyü oluşturmasını sağlayan matematiksel bir çerçeve olan Modern Portföy Teorisi'nin temellerini atmıştır.

Rol kuramı, bireylerin statü, rol ve pozisyonları gereği sergiledikleri davranışları ve bu davranışlara sebep olan süreçler ile diğerlerinin bu süreçlerden nasıl etkilendiğini açıklayan bir kuramdır. Bu kurama göre, aile, gruplar, örgütler ve kültür içinde yer alan tüm sosyal sistemler, roller gereği örgütlenir ve eylem gerçekleştirir. Rol kuramının bazı temel kavramları: Pozisyonlar. Bağlam ve içerik. Roller. Rol kuramının bazı varsayımları: Bazı davranışlar kalıp şeklindedir ve bu kalıplar, kişiler için oluşturulan rolleri ifade eder. Roller, genellikle pozisyon veya sosyal konumları oluşturan ve ortak kimliği paylaşan kişilerle ilişkilendirilir. Bireyler, rollerinin farkındadır ve bir dereceye kadar bu farkındalık, beklentileri oluşturacak şekilde rollerin yönetilmesini sağlar. Bireyler, rollerini sosyalleşebilmek için öğrenmeli ve rollerini yerine getirmekten zevk almalıdır.

Sol majör akorları şunlardır: Sol majör (G). La minör (A minor). Si minör (B minor). Do majör (D). Re majör (E). Mi minör (F# minor). Fa# eksiltilmiş (F# dim). Bu akorlar, Sol majör gamının birinci, üçüncü ve beşinci notaları üzerine inşa edilmiştir.

Albert Bandura'nın öz yeterlik teorisi, bireyin belirli bir görevi başarıyla gerçekleştirebileceğine dair inancıdır. Bandura'ya göre öz yeterlik, dört temel kaynaktan elde edilen bilgilerle şekillenir: 1. Doğrudan deneyimler (başarılar). 2. Dolaylı deneyimler (gözlemsel öğrenme). 3. Sosyal ikna. 4. Fizyolojik ve psikolojik durum. Yüksek öz yeterlik inancına sahip kişiler, daha cesur hedefler belirler, zorluklardan korkmaz ve engeller karşısında pes etmezler.

Elektrik evren, evrenin işleyişinin ve evrensel olayların elektriksel etkileşimler üzerine kurulu olduğunu öne süren bir teoridir. Elektrik evren teorisinin bazı temel iddiaları: Yıldızlar elektrik transformatörüdür. Gezegenler elektrikle oluşur. Tüm gök cisimlerinde görülen kraterler elektriksel deşarj izleridir. Büyük gaz bulutları ve süpernova kalıntıları plazma akımlarıdır. Bu teori, bilimsel olarak kabul edilmemektedir; çünkü somut gözlemlerle teyit edilmemiştir ve birçok iddiası son derece saçmadır.

Manuel Castells'in ağ toplumu teorisi, toplumsal yapı yaklaşımı olarak değerlendirilebilir. Castells, iletişim teknolojilerinin toplumsal yapılar üzerindeki etkilerini inceler ve bu bağlamda "ağ toplumları" kavramını geliştirir. Ağ toplumu, ağlar oluşturma mantığı etrafında merkezsiz, hiyerarşi içermeyen, yatay ilişkilerin hâkim olduğu bir toplumsal örgütlenme biçimidir.

Kanıtlanabilirlik, bir iddia veya ifadenin doğruluğunu ortaya koyabilme, somut verilere dayandırabilme yeteneğini ifade eder. Kanıtlanabilirlik, farklı alanlarda farklı anlamlar taşıyabilir: Matematik, felsefe ve hukukta kanıtlanabilirlik, bir şeyin gösterilme veya kanıtlanma yeteneğini tanımlar. Günlük hayatta kanıtlanabilirlik, bir bilginin güvenilirliğini değerlendirirken kullanılır. Kişisel gelişimde kanıtlanabilirlik, ilerlemeyi somut verilerle takip etmeyi ve motivasyonu artırmayı sağlar.

Otomat teorisi İngilizcede "automata theory" veya "automata theory" olarak ifade edilir. Özdevinim kuramı ifadesi de kullanılabilir.

Müzikte iki çeşit toplama vardır: 1. Çoğaltma noktası. 2. Çift nokta.

Evet, Monty Hall teorisi pratikte işe yarar ve kazanma şansını artırır. Bu teori, ABD televizyon programı "Let's Make a Deal" (Bir Anlaşma Yapalım) yarışmasına dayanan bir olasılık problemidir. Teorinin pratikteki işleyişi şu şekildedir: 1. Üç kapıdan birini seçin. 2. Sunucu, arkasında keçi olan bir kapıyı açar. 3. İlk seçiminizi değiştirmeniz teklif edilir. 4. Seçimi değiştirmek, arabanın diğer kapının arkasında olma olasılığı %50 değil, %66 olduğu için kazanma şansını iki katına çıkarır. Bu teori, birçok kez simülasyon ve gerçek deneylerle doğrulanmıştır.

Lost dizisinde 13 numaranın neyi temsil ettiğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, dizideki bazı sayıların temsil ettiği düşünülen şeylerden bazıları şunlardır: 4, 8, 15, 16, 23 ve 42. 31. Bu sayıların gerçek anlamı hala bilinmemektedir.

7 arkadaş ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli konulara işaret edebilir. İşte bazı örnekler: TikTok'ta 7 arkadaş teorisi: Bu teori, tüm ihtiyaçların tek bir arkadaşa yüklenmemesi gerektiğini anlatır. Cebimdeki Yabancı filmi: Yedi eski arkadaş bir akşam yemeğinde bir araya gelir ve başlattıkları bir oyun sonrası ilişkileri arapsaçına döner. Yedi Uyurlar hikayesi: Efesli yedi arkadaş, inançlarından dolayı saklandıkları mağarada yüzyıllarca uyurlar.

Clay Matematik Enstitüsü'nün 2000 yılında belirlediği Milenyum Problemleri olarak bilinen yedi problem şunlardır: 1. Birch-Swinnerton-Dyer Konjektürü. 2. Hodge Konjektürü. 3. Navier-Stokes Denklemi Problemi. 4. P=NP Denklemi Problemi. 5. Riemann Hipotezi. 6. Yang-Mills Kuramı Denklemi Problemi. 7. Poincaré Konjektürü (Poincaré Sanısı). Bu problemlerden sadece Poincaré Sanısı, Grigori Perelman tarafından çözülmüştür.

Peter F. Drucker, modern yönetim teorisinin kurucusu olarak kabul edilir. Drucker, yönetim disiplinini kuran ve bu disiplinin üzerine kendi adını kazıyan bir yönetim zekasıdır. Ayrıca, "The Practice of Management" adlı kitabı ile yönetim disiplinini akademik bir alan haline getirmiştir.

Felsefe'de hipotez ve teori arasındaki fark şu şekilde açıklanabilir: Hipotez, bilim dahilindeki anlamıyla, etraftaki olay ve olgulara yönelik "ne", "neden", "nasıl", "ne zaman" gibi sorulara henüz herhangi bir test, araştırma veya deneye dayalı olmaksızın geliştirilen, test edilebilir ve yanlışlanabilir nitelikte olması zorunlu olan cevaplardır. Teori, belirli bir alandaki olguları açıklayan önermeler bütünüdür. Hipotezler, test edildikçe ve doğrulandıkça güçlü bir teoriye dönüşebilir.