Teori

Empati üzerine psikoloji felsefesi makalesi için referans alınabilecek bazı teoriler: Rogers'ın Empati Teorisi: Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması ve duygularını doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine empati denir. Bilişsel ve Duygusal Empati Teorisi: Empati, bilişsel ve duygusal bileşenlerden oluşur. Lipps'in Einfühlung Teorisi: Bir kişinin karşısındaki insanı kendisini yansıtarak anlamaya çalışması ve bu yolla insanların karşısındakilerin iç dünyalarına nüfuz etmesi süreci. Ayrıca, Sandor Ferenczi ve Kohut gibi isimlerin empati üzerine çalışmaları da makale için referans olabilir.

Tam aralıklar şunlardır: Unison (birleşme). Tam dörtlü (T4). Tam beşli (T5). Oktav (tam 8'li). Bu aralıklara tam denmesinin nedeni, bir sesin ilk üç doğuşkan sesini bu aralıkların oluşturmasıdır.

Matematiksel iktisat, iktisadi sorunların çözümünde matematiksel disiplinlerin kullanıldığı çalışma alanıdır. Matematiksel iktisadın bazı konuları şunlardır: arbitraj; Black-Scholes eşitliği; oyun teorisi; büyüme teorisi; bilgi teorisi. Matematiksel iktisat, bir yöntem olarak iktisatçılar tarafından kullanılır. Matematiksel iktisadın gelişiminde, Alfred Marshall, William Stanley Jevons, Irving Fisher, Knut Wicksell, John Maynard Keynes, John Stuart Mill, Francis Ysidro Edgeworth, John Neville Keynes ve Roy Harrod gibi iktisatçıların matematik formasyonları etkili olmuştur.

Bir teorinin kanuna dönüşmesi için gereken bazı unsurlar: Yeterli kanıt ve deney: Teori, sürekli deneysel destek almalı ve gözlemsel olarak sınanmalıdır. Matematiksel genelleştirme: Teorinin belirli yönleri, matematiksel olarak genelleştirilebilir olmalıdır. Bağımsız doğrulama: Farklı araştırmacılar tarafından da doğrulanmalı ve aynı sonuçlar elde edilmelidir. Bilimsel topluluk kabulü: Teori, bilimsel topluluk tarafından kabul edilmeli ve genel olarak kabul görmelidir. Teori, kanuna dönüşmez; ancak içindeki bazı ifadeler veya belirli yönleri yasa formuna girebilir.

Teori ve bulgular aynı şey değildir. Teori, gözlemlenmiş olgulara dayanan ve denenebilir hipotezlere açık olan, birbirine bağlı ifadeler bütünüdür. Bulgular ise, bilimsel araştırmalar sırasında elde edilen veriler ve gözlemlerdir. Dolayısıyla, teoriler bulguların bir sonucu olarak ortaya çıkar ancak aynı şey değildir.

"Magic number seven" Türkçe'de "Sihirli Sayı Yedi" anlamına gelir. Bu ifade, psikolog George A. Miller'ın 1956 yılında yayımlanan ve psikolojide en fazla alıntı yapılan yayınlardan biri olan makalesinin adıdır. Makalede, ortalama bir insanın kısa süreli hafızasında aynı anda 7 ± 2 adet ögeyi hatırlayabildiği ve işleyebildiği savunulur. Miller, insan beyninin bilgiyi işlerken gruplama yaptığını ve bu yöntemin hafızanın daha etkin kullanılmasını sağladığını belirtir.

Halkbiliminde işlevsel kuramın kurucuları arasında şunlar yer alır: B. Malinowski; Franz Boas; Margerat Mead; Melville Herskovits; Ruth Benedict. Bu kuram, antropoloji alanında yetişmiş antropologlar tarafından geliştirildiği için "antropolojik yöntem" olarak da bilinir. İşlevsel halkbilim kuramın önde gelen isimlerinden biri de William R. Bascom'dur.

Bilim insanlarının desteklediği tek bir evren sonu senaryosu yoktur. Öne çıkan senaryolar şunlardır: Büyük Donma (Big Chill). Büyük Çöküş (Big Crunch). Büyük Parçalanma (Big Rip). Vakum Bozunması (False Vacuum). Bu senaryolar, bilim insanlarının mevcut bilgilerine dayanarak ortaya koydukları analojiler ve tümevarımlar olup, kesinlik taşımamaktadır.

Korunma Motivasyonu Teorisi'ne (KMT) göre hastalıktan korunmak için sergilenen davranışlar şunlardır: Tehdit değerlendirmesi: Birey, algılanan sağlık tehdidinin ciddiyetini değerlendirir. Başa çıkma değerlendirmesi: Birey, koruyucu önlemlerin etkinliğini ve bu önlemleri uygulamanın maliyetini değerlendirir. Koruyucu davranışlar: Korku mesajları: Birey, kendini zarar verebilecek faaliyetlerden kaçınmaya teşvik eden korku mesajlarına maruz kalır. Uyumlu davranışlar: Tehdit değerlendirmesi başa çıkma değerlendirmesinden güçlü ise, birey uyumlu davranışlar sergiler, örneğin sosyal mesafeyi korumak ve yüzeyleri dezenfekte etmek. KMT, bireylerin algılanan bir sağlık tehdidine karşı kendilerini korumaya yönelik davranışlara nasıl motive olduklarını açıklamak amacıyla geliştirilmiştir.

Dm (Re minör) akorunun tersi, Dmaj (Re majör) akorudur. Dm akoru, Re notası üzerine küçük üçlü (Fa) ve tam beşli (La) ses aralıkları eklenerek oluşturulurken, Dmaj akoru Re notası üzerine büyük üçlü (Fa#) ve tam beşli (La#) ses aralıkları eklenerek oluşturulur.

Marslıların yok oluşuyla ilgili bazı iddialar şunlardır: Nükleer saldırı: Harvard Üniversitesi'nden Dr. John Brandenburg, Mars'ta yaşayan antik bir medeniyetin, başka bir uzaylı ırkının nükleer saldırısı sonucu yok olduğunu öne sürmüştür. Bu iddialar, bilim dünyasının büyük bir kısmı tarafından şüpheyle karşılanmakta ve somut kanıt eksikliği nedeniyle reddedilmektedir.

Empedokles'in aşk ve nefret teorisi, evrenin dört temel unsurunun (hava, su, toprak, ateş) sevgi (philia) ve nefret (neikos) güçleriyle birleşip ayrıldığını öne sürer. Sevgi (philia), unsurları bir araya getirerek uyum ve bütünlük yaratır. Nefret (neikos), ayrışmayı ve çatışmayı tetikler. Empedokles'e göre: Başlangıçta sevgi etkisiyle unsurlar tamamen karışmıştır. Nefret, bu unsurları ayırarak hareketi başlatır. Nefret tamamen hakim olduğunda, unsurlar parçalanır. Sevgi, unsurları yeniden birleştirmeye başlar ve kozmos ile hayvanlar alemi oluşur. Bu teori, doğadaki döngüsel süreçleri ve insan toplumlarındaki dinamikleri açıklamak için de kullanılır.

Üçlü Kısıt Teorisi, herhangi bir projedeki en önemli üç kısıtlamayı tanımlayan bir modeldir: kapsam, zamanlama ve maliyet. Üçlü kısıt teorisinin özellikleri: Kapsam, zamanlama ve maliyet, üçgenin kenarlarını oluşturur. Kalite, bu üçgende merkezi bir konudur. Bu teori, proje yöneticilerinin bu üç kısıtlamayı dikkate alarak projelerini planlamaları ve yönetmeleri gerektiğini vurgular.

Bilimsel teori, doğanın bazı yönlerini kapsamlı bir şekilde açıklayan, çeşitli kanıtlarla desteklenmiş bir önermeler bütünüdür. Bazı örnekler: Büyük Patlama Teorisi. Evrim Teorisi. Özel Görelilik Teorisi. Kuantum Teorisi. Levha Tektoniği Teorisi.

"Dale Dale" ifadesi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Don Omar'ın Şarkısı: "Dale Don Dale", Don Omar'ın bir reggaeton şarkısıdır ve çekicilik, özgüven ve gece hayatı enerjisi temalarını işler. Homero Manzi'nin Şarkısı: Homero Manzi'nin "Dale Dale" şarkısı ise insan varoluşunun melankolik ve yansıtıcı yönlerini, özellikle hayal kırıklığı, başarısızlık ve anlam arayışı gibi temaları işler. Ayrıca, "Dale Dale" ifadesi, Bağcılar sokaklarında gençlerin son ses dinlediği bir şarkı olarak da hatırlanır.

Alain Chalmers'ın "Bilim Dedikleri" kitabı, bilimin doğası, statüsü ve yöntemlerini ele alır. Kitapta ele alınan bazı konular: Tümevarım ve yanlışlama yöntemleri. Bilimin tekeli. Bilimsel teorilerin yorumlanması. Kitap, bilimin sorgulanması ve eleştirel bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini savunur.

Teori ve yaşam arasındaki ilişki, bilimsel teorilerin yaşama dair izler taşıması ve yaşama anlam katmasıyla kurulabilir. Bilimsel teoriler, gözlemlenebilir olguları açıklayan önermeler bütünüdür ve yaşamın bir parçası olan olayları sistematik olarak anlamayı sağlar. Teoriler, yaşamın koşullarından çıkar ve tarihsel bağlamda anlam kazanır; bu nedenle, yaşamla olan ilişkileri, teorinin gerçeğe ve kültüre olan bağıyla şekillenir. Bilimsel teoriler, pratik bir ilgi alanından bağımsız olamaz; yaşamın anlamını arayışında, bilim insanları teoriler geliştirir ve bu teoriler, yaşamın bir başarısı olarak kabul edilir. Evrim teorisi ve yer çekimi yasası örnekleri, teori ve olgu arasındaki ilişkiyi anlamak için kullanılabilir: Hem evrim hem de yer çekimi hem olgu hem de teori olarak kabul edilir; çünkü evrim, biyolojik organizma topluluklarındaki değişimleri ifade ederken, evrim teorisi bu değişimlerin nasıl meydana geldiğini açıklar; yer çekimi ise bir olguyu tanımlarken, yer çekimi yasası bu olgunun matematiksel tanımını yapar.

Sherman ve Morimura'nın kendine mal etme bağlamında bedenleri sanatsal bir ifade aracı olarak kullanmaları, postmodernizmin "metaanlatılara yönelik inanmazlık" (Lyotard, 2000) teorisine göndermede bulunur. Postmodernizm, varolan görüntülerin yeniden üretilmesine yönelik olarak kendine mal etme eylemiyle sanatsal söylemde kullanılan bir yöntem olarak dikkat çeker. Bu bağlamda, Sherman'ın çalışmaları kadın klişelerini sorgulayan bir dil oluştururken, Morimura'nın eserleri Japon kültürünü Batı ikonlarıyla birleştiren eleştirel bir tutum sergiler.

Klasik yönetim kuramcıların savlarıyla ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden yanlış olanı: E) Dış çevre şartlarının örgütlere etkisi göz ardı edilmiştir. Klasik yönetim kuramında, dış çevre şartlarının örgütlere etkisi göz ardı edilmiştir ifadesi doğrudur. Klasik yönetim kuramında, örgütün kontrolü seçkin bir kişi tarafından gerçekleştirilir ve örgütün en önemli kararlarını bu kişi alır.

Duygusal seçim teorisi, insanın karar verme sürecini açıklamaya çalışan sosyal bilimsel bir eylem modelidir. Temel özellikleri: Rasyonel seçim teorisine alternatif. Duyguların rolü. Kültürün etkisi. Bireysel düzeyde karar verme. Ana varsayımlar: Duyguların sistematik ele alınması. Duyguların kısa vadeli motivasyonu. Duygusal seçim teorisi, Robin Markwica'nın 2018 yılında Oxford University Press tarafından yayınlanan Emotional Choices adlı monografisinde ortaya atılmıştır.