Teoloji

Tasarım delilinin zayıf yönleri arasında şunlar sayılabilir: İnsancı İlke: Bazı bilim insanları, İnsancı İlke'yi kullanarak, insanın varlığını mümkün kılan koşulların gözlemci etkisi nedeniyle şaşırtıcı olmadığını ve bu koşullara tasarım gibi anlamlar yüklenmemesi gerektiğini savunurlar. Çoklu Evrenler Yaklaşımı: Çoklu evrenler senaryosu, evrende insan türünün varlığının birçok mümkün evren sayesinde mümkün olduğunu ve bu nedenle hassas ayarların tasarım kanıtı oluşturmadığını öne sürer. Bu yaklaşımlar, tasarım deliline karşı itirazlar sunsa da, bu itirazların geçerliliği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.

Hüküm Şirki kitabı, çağımızın en büyük fitnesi olarak görülen, hakimiyetin Allah'tan başkasına verilmesi meselesini ele alır. Kitapta, geçmişte "Hakimiyetin sadece Allah'a ait olduğu" anlayışının Tevhid akidesinin bir gereği olarak kabul edildiği, ancak zamanla bu anlayışın şeytan ve yandaşları tarafından bulanıklaştırılmaya çalışıldığı savunulur.

Nakli ilimlerin kaynağı birebir dine dayanır. Başlıca kaynaklar: Kur'an-ı Kerim. Hz. Muhammed. İcma, sünnet ve kıyas. Nakli ilimler, herhangi bir kişi tarafından belirli bir sürede değiştirilmemiş, insanın aklının üstünde olan ilimler bütünüdür.

Summa Theologiae'nin önemli olmasının bazı nedenleri: Teolojik bir ansiklopedi olması. Batı felsefesine etkisi. Dante'nin eserine etkisi. Hıristiyanlıktaki güncel tartışmalara katkısı. Gelecekteki Roma Katolik doktrinine etkisi.

Trinity UK ifadesi, farklı alanlarda faaliyet gösteren birkaç kurumu ifade edebilir: Trinity College London: Uluslararası tanınmış bir ödüllendirme kuruluşu, yayıncı ve bağımsız eğitim hayır kurumu olarak, İngilizce dil, iletişim becerileri, müzik, drama ve birleşik sanatlar gibi iletişim tabanlı konularda tanınan ve saygı duyulan nitelikler sağlar. Trinity Homecare: Evde bakım hizmetleri sunan bir şirket olup, müşterilerine evlerinde daha uzun, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmelerine yardımcı olur. Trinity College Dublin: İrlanda'nın başkenti Dublin'de bulunan, araştırma ve inovasyona odaklanan köklü bir üniversitedir.

Allah'ın kemal sıfatları şunlardır: Evvel: İlk, ezelî, varlığının başlangıcı yoktur. Âhir: Son, ebedî, varlığının sonu yoktur. Zâhir: Açık, belirgin, varlığı ve kanıtları açıktır. Bâtın: Gizli, zâtının mahiyeti bilinemez, sadece kendini tanıttığı kadar bilinebilir. Ayrıca, subûtî, hakîkî ve kâmil sıfatlar olarak da bilinen diğer kemal sıfatları şunlardır: Hayat: Diri olmak. İlim: Bilmek. Sem': İşitmek. Basar: Görmek. Kudret: Gücü yetmek. İrâde: İstemek. Kelâm: Söylemek. Tekvîn: Yaratmak.

Saadettin Merdin'in "Cinler Bağlamında Teolojinin Mitolojiden Arındırılması" kitabı, dini bilgiyi mitolojik unsurlardan arındırmayı amaçlar. Kitapta ayrıca şu konular da işlenir: İslam öncesi inanç ve kültürler; Cahiliye Arapları; Kur'an'ın oluşumu ve metin yapısı; Yeni bir din dili ve anlayışının nasıl olması gerektiği. Merdin, mitolojiden arındırmanın amacının mitolojiyi ortadan kaldırmak değil, onun içerdiği hakikati perdeleyen mitolojik anlatımın üstesinden gelmek olduğunu belirtir.

Evet, tasarım kanıtı ve teleolojik kanıt aynıdır, çünkü teleolojik kanıt, aynı zamanda "tasarım argümanı" olarak da adlandırılır. Bu kanıt, doğal dünyada gözlemlenen düzen ve amacın bir yaratıcı gerektirdiğini savunur.

Selbî ve zati sıfatlar arasındaki fark, şu şekilde açıklanabilir: Zati sıfatlar, Allah’ın zatıyla birlikte olan, ondan ayrı kabul edilmeyen sıfatlardır. Selbî sıfatlar, sadece Allah Teâlâ’nın zâtına mahsus olan, başkasına verilemesi caiz ve mümkün olmayan sıfatlardır. Zati sıfatlara örnek olarak şunlar verilebilir: vücut; kıdem; beka; muhalefetü’n-lil-havadis; kıyam bi-nefsihi; vahdaniyet. Selbî sıfatlara örnek olarak şunlar verilebilir: vücûd; kıdem; beka; vahdâniyet; muhâlefetün li’l-havâdis; kıyam binefsihî.

Levh ve kalem olayı, İslam inancına göre Allah'ın âlemleri yaratmadan önce yazdığı kaderlerin kaydedildiği bir levh ve bu levhayı yazan kalemle ilgilidir. Levh-i Mahfuz: Üzerine insan kaderinin, olmuş ve olacakların yazılı olduğuna inanılan tanrısal levhadır. Levh-i Kalem: Levh-i Mahfuz'u yazan kalemdir. Hadislerde, Allah'ın ilk yarattığı şeyin kalem olduğu ve kalemin, kıyamete kadar olacak her şeyi Levh-i Mahfuz'a yazmakla görevlendirildiği belirtilir.

Aşkıncı ve içkinci yaklaşımlar, Tanrı'nın âlemle ilişkisini veya bir Tanrı anlayışının niteliğini ortaya koyar. Aşkıncı yaklaşım, Tanrı'nın âlemden tamamen bağımsız ve aşkın bir varlık olduğunu kabul eder. İçkinci yaklaşım, Tanrı'nın âlemde içkin olduğunu, yani âlemle özdeş veya aynı olduğunu savunur. Ayrıca, bu terimler siyaset alanında da kullanılır: Aşkıncı siyaset, insanı varlık âleminin dışında ve mevcut düzenin nesnesi olarak görür. İçkinci siyaset, insanı ve onun değerlerini merkeze alarak siyaseti tanımlar.

Omniscience ve omnipotent terimleri, genellikle Tanrı'nın niteliklerini tanımlamak için kullanılan teolojik terimlerdir. Omniscience: Her şeyi bilen anlamına gelir. Omnipotent: Her şeye gücü yeten anlamına gelir.

Mahşer tablosunda kaç kişi olduğuna dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, mahşerle ilgili bazı bilgiler şu şekildedir: İnsanlar kıyamet günü bir meydana toplanır ve dehşet içerisinde beklemeye başlarlar. Mahşer meydanında bütün insanların hesabı aynı anda görülebilecektir. Allah Teâlâ, ümmetinden bir grubu hesapsız olarak cennete sokacağı vaadinde bulunmuştur. Mahşerle ilgili bilgiler, dini yorumlara dayandığı için bilimsel bir temele sahip değildir.

Homilies, "homily" kelimesinin çoğul halidir ve "vaazlar" anlamına gelir. Homily ise şu anlamlara gelebilir: özellikle pratik bir konuyu ele alan vaaz; ahlaki bir ders veren konuşma; kiliselerde okunması gereken bir söylem, vaaz; bir platitude, yani basmakalıp söz; bir kitleye ahlaki veya manevi tavsiye içeren ciddi bir konuşma, konuşma veya ders. Ayrıca, edebiyatta bir karakterin diğer karakterleri etkilemek veya etkilemek için yaptığı konuşma olarak da kullanılabilir.

Eş‘arî ve Mâtürîdî aynı değildir, ancak aynı amaç doğrultusunda hareket etmişlerdir. Eş‘arî ve Mâtürîdî arasındaki bazı farklar: Allah’ın bilinmesi: Eşarilere göre Allah akılla değil, dini tebliğle bilinebilir. Nübüvvet: Eşarîler kadınların da peygamber olabileceğini kabul ederken, Mâtürîdîler bu düşünceyi benimsemezler. Birçok âlim, Eş‘arîlik ile Mâtürîdîlik arasındaki görüş ayrılıklarının büyük olmadığını, bu farklılıkların metot anlayışından kaynaklandığını ve esas konularda bir sorunlarının bulunmadığını belirtmektedir.

Kelâmın altı temel esası, İslam dininin iman esasları olarak kabul edilir ve "Amentü" olarak ifade edilir. Kelâmın altı temel esası: 1. Allah'a iman. 2. Peygamberlere iman. 3. Ahirete iman. Bu esaslar, şu şekilde üç ana kategoriye ayrılır: 1. Tevhid. 2. Nübüvvet. 3. Semiyyat.

Anselmus'un ontolojik kanıtı, Tanrı'nın var oluşundaki zorunluluğun, Tanrı kavramının en üstün varlık anlamını barındırmasından kaynaklandığını savunur. Kanıtlamanın temel argümanları: Tanrı kavramı: Tanrı, "en yetkin varlık" olarak tanımlanır. Varlığın gerekliliği: Var olmadığı düşünülemeyen şey, var olmadığı düşünülen şeyden daha büyüktür. Gerçek varoluş: Düşüncede var olan bir şey, gerçekte de vardır. Örnek bir çıkarım: 1. Tanrı, kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen varlıktır. 2. Var olmadığı düşünülemeyen şey, var olmadığı düşünülen şeyden daha büyüktür. 3. Öyleyse, daha büyük bir şeyin var olabileceği düşünülebilir. 4. Fakat daha büyük bir şeyin var olabileceğini düşünmek saçmadır. 5. Dolayısıyla, var olmadığı düşünülemeyen şeyin var olmadığı düşünülemez. 6. O halde Tanrı vardır. Anselmus'un kanıtlamasına yönelik eleştiriler de bulunmaktadır.

Çoğul dünya kavramı, kuantum mekaniğinin yorumlarından biri olan çoklu dünyalar yorumu ile ilişkilidir. Bu yorum, ilk kez Princeton Üniversitesi'nde bir doktora öğrencisi olan Hugh Everett III tarafından 1957 yılında ortaya atılmıştır. Çoğul dünya kavramının neden ortaya çıktığına dair başka bir bilgi bulunamamıştır.

Misyoloji, Hıristiyanlığın yayılmasına yön veren prensip ve kuralların bilimsel olarak araştırıldığı disiplindir. Misyoloji terimi, 1915 yılında Ludwig J. van Rijckevorsel tarafından literatüre kazandırılmıştır. Misyolojinin temel konuları: misyon eğitim-öğretimi; misyon araştırmaları; misyon teorileri üretme; basın-yayın faaliyetleri. Misyoloji, XIX. yüzyılın sonlarında otonom bir disiplin olarak ortaya çıkmıştır.

Kayıp Cennet, 17. yüzyıl İngiliz şair John Milton tarafından kaleme alınmış bir epik şiirdir. Eserde anlatılan temel konular: İnsanın cennetten kovulması. Tanrı'nın adaleti. Siyasi ve dini tartışmalar. Aşk. Kayıp Cennet, etkisi bakımından İngiliz edebiyatında Shakespeare'in ardından ikinci sırada gelir.