• Buradasın

    SosyalTarih

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Hermanos 2014 ne anlatıyor?

    2014 yapımı "Hermanos" adlı İspanyol dizisi, 1980'lerde Madrid'de geçen bir hikayeyi anlatıyor. Dizinin konusu: Juan (Antonio Velázquez), profesyonel boksör olma hayali kuran, dürtüsel bir gençtir. Alberto (Álvaro Cervantes), Juan'ın güç elde etmek için mücadele eden, hırslı kardeşidir. Virginia (María Valverde), gazetecilik dünyasında adını duyurmak isteyen genç bir kadındır. Bu üç tutkulu karakterin aşık olmaları, risk almaları ve hayatlarını geri dönülmez bir şekilde değiştirecek kararlar almaları anlatılıyor. Ayrıca, "Hermanos" adında 2011 yılında yayınlanan, Amerikan suç draması Breaking Bad dizisinin bir bölümü de bulunmaktadır.

    Devşirmede hangi çocuklar alınırdı?

    Devşirme sisteminde alınan çocukların özellikleri: Yaş: Genellikle 8-18 yaş arası çocuklar alınırdı, ancak nadir durumlarda bu yaş 6'ya kadar inebilirdi. Din: Hristiyan çocuklar seçilirdi; Müslüman, Yahudi veya Ortodoks Hristiyan çocuklar alınmazdı. Fiziksel özellikler: Orta boylu, kel, köse veya şaşı olmayan çocuklar tercih edilirdi. Aile durumu: Ailenin tek erkek çocuğu olmamalı, öksüz veya yetim olmamalıydı. Meslek: Sığırtmaç, çoban ve köy kethüdalarının çocukları alınmazdı. Bu kriterlere uygun çocuklar, sıkı bir eğitimden geçirilerek Osmanlı Devleti'ne asker veya bürokrat olarak kazandırılırdı.

    Sefer tasının hikayesi nedir?

    Sefer tasının hikayesi şu şekilde özetlenebilir: Osmanlı Dönemi: Sefer tası, Osmanlı döneminde sefere çıkan askerlerin yolluk yemeklerini koymaları için icat edilmiştir. Orta Direk İçin Önemi: Zamanla, öğle tatilinde dışarıda yemek masraflı olduğundan, sefer tası devlet dairelerinde ve orta halli esnaf arasında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Nostaljik Bir Eşya: Günümüzde, yemek termosları ve kutu yemeklerin yaygınlaşmasıyla sefer tası kullanımı azalmış, nostaljik bir eşya haline gelmiştir. Ayrıca, Deniz Feneri Derneği'nin "Gelemeyene Gidiyoruz" projesinde gönüllülerin kullandığı sefer tası, ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek ulaştırılmasını sağlar.

    Koç ailesi aslen Tatar mı?

    Koç ailesi aslen Tatar değildir, ancak ailenin bazı üyeleri Tatar kökenlidir. Koç ailesinin kurucusu Vehbi Koç, 1901 yılında Ankara'da doğmuştur. Tatar kökenli olduğu belirtilen kişi, Koç grubunun bir üyesi olan Kamil Koç'tur.

    19 yüzyılda eğitim nasıldı?

    19. yüzyılda eğitim, Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa'da farklı şekillerdeydi: Osmanlı İmparatorluğu: Eğitim genellikle medreseler ve sıbyan mektepleri aracılığıyla verilirdi. 19. yüzyılda eğitim, Batı ile yeniden karşılaşma sonucu yeniden düzenlendi. II. Mahmut, Tıbbiye ve Harbiye'yi kurarak askeri eğitimi yeniledi ve rüşdiyeler açtı. Tanzimat Dönemi'nde eğitim halka yayılmaya çalışıldı, bakanlık ve kararnamelerle düzenlendi. Avrupa: 19. yüzyılda eğitim, devletin sorumluluğu olarak görülmeye başlandı. Eğitimde yeni felsefeler ortaya çıktı; Pestalozzi, Froebel ve Herbart gibi isimlerin etkisiyle çocuk merkezli ve ahlaki gelişimi destekleyen bir yaklaşım benimsendi. Okullar, okuryazarlık ve ahlaki eğitimin yanı sıra, çocukları vatandaşlık, meslek ve bireysel başarıya hazırlayacak şekilde genişledi.

    Bostancı 1900'lerde nasıldı?

    Bostancı, 1900'lerde genellikle yazlık bir sayfiye yeri olarak biliniyordu. Öne çıkan özellikler: Köşkler ve Yalılar: Bostancı, geniş bahçeli köşkler ve deniz kenarında yalılar ile doluydu. Sahil: Temiz sahilinde deniz hamamları bulunuyordu. Ulaşım: Haydarpaşa-Pendik demir yolu hattının 1872'de yapılması ve 1910'da Bostancı Tren İstasyonu'nun açılmasıyla ulaşım kolaylaştı. Sosyal Hayat: Bostancı, plajları ve gazinolarıyla eğlence hayatının merkezlerinden biriydi. 1950'li yıllardan itibaren Bostancı, apartmanların artmasıyla daha yoğun bir yerleşim yeri haline geldi.

    Türkiye'de ilk ekslibrisi kim yaptı?

    Türkiye'de ilk ekslibrisi kimin yaptığına dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, Türkiye'de adına gerçek anlamda ilk ekslibris yaptıranların yabancı uyruklu kitapseverler olduğu düşünülmektedir. Üsküdar Amerikan Koleji ve Robert Kolej gibi okullarda görev yapan yabancı öğretmenlerin kitaplarına ekslibris yaptırdıkları, bu okulların kütüphanelerine bağışlanan kitapların iç kapaklarına bakıldığında görülebilir. Ayrıca, 1985 yılında araştırmacı yazar İ. Gündağ Kayaoğlu'nun, karikatürist Tan Oral'ın bir karikatürünün ve Arapça “Yâ Kebikeç” yazısının bulunduğu bir ekslibris yaptırdığı bilinmektedir.

    Osmanlı mezar taşları neyi anlatır?

    Osmanlı mezar taşları, ölen kişinin cinsiyeti, mesleği, toplumsal statüsü gibi bilgileri içeren sanatsal ve sosyolojik belgeler olarak kabul edilir. Mezar taşlarında yer alan bazı semboller ve anlamları: Gül motifi: Genç yaşta vefat eden kadınları temsil eder. Fes ve kavuk: Erkek mezarlarında görülür, kavuğun şekli ve büyüklüğü kişinin mesleğine dair ipucu verir. Servi ağacı: Allah'ı ve birliği sembolize eder. Geometrik şekiller: Sonsuzluğu ve kâinatı temsil eder. Hayat ağacı: Ölümsüzlüğü ve yeniden doğuşu simgeler. Ayrıca, mezar taşlarında kişinin adı, doğum ve ölüm tarihleri, ölüm sebebi gibi bilgiler de yer alır. Osmanlı mezar taşları, dönemin sosyal, kültürel ve dini yapısını yansıtan birer açık hava müzesi gibidir.

    Sadullah Paşa'nın soyu nereden gelir?

    Sadullah Paşa'nın soyu, Ayaşlı kökenlidir ve soyu, Hacı Bayrâm-ı Velî'nin ikinci halifesi Bünyâmin Ayâşî'ye dayanır. Tam adı Sadullah Rami olan Paşa, 1838 yılında Erzurum'da doğmuştur.

    Maziden Kalan Anılar 1 ne anlatıyor?

    "Maziden Kalan Anılar 1" ifadesinin ne anlattığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, "Mazide Kalan Anılar" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir. Kitap: Ali Rıza Soyaslan'ın "Mazide Kalan Anılar" adlı bir e-kitap bulunmaktadır. Film: 2008 yılında gösterime giren "Hayattan Korkma" filminde, bir adam ile görme engelli küçük bir çocuk arasında geçen ve yazarı derinden etkileyen bir diyalog yer alır. Video: "YouTube" platformunda "Mazide Kalan Anılar Ahmet Özdemir (Kör Ahmet) Anlatıyor Gülmekten Kırılacaksınız" başlıklı bir video bulunmaktadır.

    Büyükada Rum Yetimhanesinde kimler yaşadı?

    Büyükada Rum Yetimhanesi'nde yaşayanlar arasında şunlar yer almaktadır: Kimsesiz çocuklar. Kuleli Askeri Mektebi öğrencileri. Alman askerleri. Rus göçmenler. Yetimhanenin son müdüresi Marika Hatsu, 2011'de yazdığı kitabında, 1964 yılında binanın boşaltılması sırasında 177 çocuğun apar topar manastırlara sevk edildiğini anlatmıştır.

    4. sınıf Türkçe ders kitabı sayfa 117'de ne var?

    4. sınıf Türkçe ders kitabı sayfa 117'de genellikle okuma metinleri, etkinlikler ve sorular yer alır. Örneğin, Tuna Yayıncılık'a ait 4. sınıf Türkçe ders kitabında sayfa 117'de "Soyadı Kanunu'nun Kabulü" metni ve bu metinle ilgili etkinlikler bulunmaktadır. Metin: Bu sayfada, soyadının önemi ve Soyadı Kanunu'nun kabul edilme süreci hakkında bir metin yer alır. Etkinlikler: Metinle ilgili kelime anlamları, zıt anlamlı kelimeler ve fiillerin olumlu-olumsuz hâlleri gibi çeşitli etkinlikler bulunur. Bu bilgiler, kitabın yayınevine ve içeriğine göre değişiklik gösterebilir.

    Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Kadınlar Christine Peltre ne anlatıyor?

    Christine Peltre, "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Kadınlar" kitabında Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarından Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıç yıllarına kadar olan dönemde kadınların toplumsal rolünü ve kültürel çeşitliliği ele almaktadır. Kitapta, farklı din ve etnik kökenlere sahip Osmanlı kadınlarının günlük yaşamları, kıyafetleri ve çalışma koşulları incelenmektedir. Ayrıca, kitabın sonsözünde gazeteci-yazar Liz Behmoaras, çağdaş Türkiye’nin kuruluşundan günümüze kadınların özgürleşme öyküsünü ele almaktadır.

    Orta çağda kaç çeşit şövalye vardı?

    Orta Çağ'da dört ana şövalye türü vardı: 1. Normal Şövalye: Askeri tarikatlara mensup olup, Kâfirlere karşı silah taşımayı ve kutsal yerlere giden hacıları korumayı taahhüt ederdi. 2. Askeri Şövalye: Savaş alanında kahramanlıklarıyla ün yapmış, eski şövalyelerdi. 3. Onursal Şövalye: Onursal bir düzene katılan ve prensler tarafından onurlandırılmak için seçilen şövalyelerdi. 4. Sosyal Şövalye: Sahte veya süslü bir düzene katılan, genellikle soylu olmayan şövalyelerdi.

    Rhadiapolis antik kenti ne amaçla yapılmıştır?

    Rhodiapolis Antik Kenti, çeşitli amaçlarla yapılmış yapılardan oluşmaktadır: 1. Hastane Kompleksi: Kent, M.Ö. 575 yılında tıp ve felsefe alanlarında önemli çalışmalar yapan Herakleitos tarafından kurulan ilk hastane kompleksine ev sahipliği yapmıştır. Bu nedenle, sağlık amaçlı yapılmıştır. 2. Hayırseverlik: Kent, Opramoas adlı hayırsever bir kişinin katkılarıyla ünlenmiştir. Opramoas, Likya Birliği'ndeki birçok kente maddi yardımlarda bulunmuş ve bu da kentin ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda bulunmuştur. 3. Dini Yapılar: Asklepios ve Hygenia'ya adanan tapınak gibi dini yapılar, kentin dini ve kültürel hayatının önemli bir parçası olmuştur. 4. Kent Planlaması: Eğimli arazide başarılı bir şehirleşme örneği gösteren Rhodiapolis, cadde ve sokak boşlukları dışında hiçbir boşluğun olmadığı bir plana sahiptir. Bu da kentin düzenli bir yerleşim yeri olarak yapıldığını göstermektedir.

    Yunanistan'da sokaklar neden beyaz?

    Yunanistan'da sokakların beyaz olmasının nedeni, 1938 yılında dönemin başbakanı diktatör Metaxas'ın çıkardığı bir kararname ile salgın hastalıkların, özellikle de kolera salgınının önlenmesi amacıyla tüm evlerin ve sokakların beyaz kireçle boyanmasıdır. 1955 yılında Kraliçe Frederica'nın önerisiyle, beyaz badanalı mavi panjurlu evler Ege'nin ve Kiklad adalarının sembolü haline gelmiştir. Ayrıca, beyaz rengin güneşi yansıtarak sıcaklıkları düşürdüğü ve bu sayede adaların daha serin kalmasını sağladığı da düşünülmektedir.

    Sefer tasları neden yasaklandı?

    Sefer taslarının yasaklandığına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, 1936 yılında Ankara'da sırt hamallığı ve buna bağlı olarak uzun sırıklarla su, yoğurt ve sefer tası ile yemek taşımacılığı yasaklanmıştır. Günümüzde sefer tasları, özellikle çalışan kesimin lokantalara gidemeyince yemeklerini evde hazırlayıp işyerinde yemesiyle yeniden popüler hale gelmiştir.

    Mustafa Akdağ yakınçağ tarihi nedir?

    Prof. Dr. Mustafa Akdağ'ın "Yakınçağ Tarihi" ifadesi, iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: Yakın Çağ Dönemi Avrupa Tarihi. Yakınçağ Tarihi. Ayrıca, Mustafa Akdağ'ın "Tımar Rejiminin Bozuluşu" (1947) ve "Osmanlı İmparatorluğu’nda Ayanlık Düzeni" gibi geniş çerçeveli makaleleri de bulunmaktadır.

    Suraiyya Faroqı'nın Osmanlı tarihi için önemi nedir?

    Suraiya Faroqhi, Osmanlı tarihi için önemli bir Osmanlı tarihçisidir. Osmanlı sosyo-ekonomik tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır. Önemi: Toplumsal Tarih: Zanaatkarlar, kadınlar ve köleler gibi sıradan şehirlilerin tarihini inceleyerek, Osmanlı toplumunda bu grupların rollerini ortaya koymuştur. Çok Yönlü Yaklaşım: Farklı kaynak ve sosyal disiplinlerden yararlanarak, Osmanlı günlük yaşamını ve sosyo-ekonomik yapısını anlamaya çalışmıştır. Tarihyazımı: Osmanlı tarihyazımına yeni perspektifler kazandırmış ve bu alanda önemli eserler üretmiştir. Kültürel Tarih: Osmanlı'nın kültürel ve sanatsal dünyasını aydınlatan çalışmalar yapmış, maddi kültür kalıntılarını inceleyerek toplumsal, politik ve ekonomik sonuçlar çıkarmıştır. Bu çalışmaları, Osmanlı İmparatorluğu'nun daha geniş bir perspektiften anlaşılmasına katkıda bulunmuştur.

    Ayhan hanım ne anlatıyor?

    "Ayhan Hanım" filmi, 12 Eylül 1980'den 1990'lara kadar uzanan süreçte Türkiye'de yaşanan olayları, bu dönemden en ağır şekilde etkilenen Ayhan Hanım'ın gözünden anlatıyor. Yönetmen Levent Semerci, kendi ailesi üzerinden birçok ailenin ve annenin yaşadığı sıkıntıları ve kayıpları anlatmaktadır. Ayrıca, "Ayhan Hanım" simgesel bir isim olup, o dönemi yaşamış tüm annelere adanmıştır.