SinirSistemi

Zugus kelimesi, iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Zigavus Şampuan: Saç dökülmesine karşı geliştirilmiş, sarımsak özlü bir şampuan olup, saç derisini temizleyerek saç dökülmesini durdurmaya, saçları beslemeye ve daha canlı hale getirmeye yardımcı olur. 2. Vagus Siniri: Vücudun en uzun siniri olup, beyin ile kalp, akciğer ve sindirim sistemi gibi organlar arasında iletişim sağlar.

Nöropatinin en belirgin belirtileri, etkilenen sinir türüne ve hasarın yaygınlığına bağlı olarak değişebilir. Bazı yaygın belirtiler şunlardır: Uyuşma ve karıncalanma: Ellerde ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma veya yanma hissi. Ağrı: Keskin, bıçak saplanır gibi ağrılar veya sürekli sızlama. Kas güçsüzlüğü: Kaslarda zayıflık ve güç kaybı. Denge ve koordinasyon sorunları: Yürürken dengesizlik ve koordinasyon problemleri. Otonom belirtiler: Terleme, sindirim sorunları, kalp ritmi bozuklukları ve mesane kontrolü problemleri.

Algoloji ve nöroloji farklı tıbbi uzmanlık alanlarıdır. Algoloji, ağrı yönetimi ve tedavisi ile ilgilenen bir tıp dalıdır. Nöroloji ise, sinir sistemi hastalıklarını inceleyen bir tıp dalıdır. Dolayısıyla, algoloji sadece ağrı ile ilgilenirken, nöroloji daha geniş bir yelpazede sinir sistemi ile ilgili hastalıkları kapsar.

Akciğerleri uyaran sinir, otonom sinir sisteminin bir parçası olan vagus siniridir.

Akalazya hastalığının kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, çeşitli faktörlerin bu duruma yol açabileceği düşünülmektedir: 1. Sinir Hasarı: Yemek borusundaki sinir hücrelerinin hasar görmesi veya kaybı, akalazyaya neden olabilir. 2. Otoimmün Reaksiyonlar: Bağışıklık sisteminin yanlışlıkla yemek borusundaki sinir hücrelerine saldırması. 3. Viral Enfeksiyonlar: Bazı viral enfeksiyonların akalazyanın gelişiminde rol oynayabileceği düşünülmektedir. 4. Genetik Faktörler: Ailede akalazya veya diğer mide hastalıklarının bulunması, genetik bir bileşenin olabileceğini gösterir. 5. Parazit Enfeksiyonları: Chagas hastalığı gibi parazit kaynaklı enfeksiyonlar da akalazya riskini artırabilir. Bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Sinapsta meydana gelen olaylar şunlardır: 1. İmpuls iletimi: Aksiyon potansiyeli, sinaptik uca ulaştığında nörotransmitter moleküllerinin salınımını tetikler. 2. Nörotransmitter salınımı: Presinaptik kesecikler, sinaptik zarla birleşerek nörotransmitterleri sinaptik aralığa bırakır. 3. Bağlanma: Nörotransmitterler, postsinaptik hücrenin zarındaki reseptörlere bağlanarak onu uyarır. 4. İmpuls oluşumu: Reseptörlerin uyarılması, postsinaptik hücrede depolarizasyona ve yeni bir aksiyon potansiyelinin oluşmasına yol açar. 5. İletimin sona ermesi: İmpuls iletimi gerçekleştikten sonra nörotransmitterler ya enzimler tarafından parçalanır ya da sinir hücresi tarafından geri alınır.

Hipotalamus, çeşitli iç ve dış uyaranlar tarafından çalıştırılır. Bu uyaranlar arasında: Işık: Sirkadiyen ve mevsimsel ritimleri düzenlemek için gün uzunluğu ve fotoperiyot. Kokusal uyaranlar: Feromonlar ve diğer kokular. Hormonlar: Gonadal steroidler, kortikosteroidler, leptin, anjiyotensin, insülin gibi. Vücut içi sinyaller: Kalpten, mideden, üreme organlarından gelen sinyaller. Stres: Adrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarının üretimi. Ayrıca, hipotalamus merkezi sinir sisteminin birçok bölgesiyle bağlantılı olup, bu bölgelerden gelen bilgileri de değerlendirir.

Kafada sıkışan yabancı cisim hissi, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir ve genellikle sinir sistemi, psikolojik faktörler veya fiziksel sağlık sorunları ile ilişkilidir. Olası nedenler: - Sinir sıkışması: Boyun veya baş bölgesindeki sinirlerin sıkışması, yanma hissi ve ağrı ile birlikte bu tür bir hisse yol açabilir. - Stres ve anksiyete: Psikolojik faktörler, sinir sistemini etkileyerek kafada basınç ve sıkışma hissine neden olabilir. - Dermatolojik problemler: Egzama veya sedef hastalığı gibi cilt hastalıkları, kafa derisinde yanma ve kaşıntıya yol açabilir. - Yüksek tansiyon: Kan basıncının yükselmesi, baş bölgesinde baskı hissine neden olabilir. Bu tür belirtiler sürekli hale gelirse, bir uzmana başvurmak önemlidir.

Sinir sistemi belirtilerinin bazıları şunlardır: 1. Ruhsal Belirtiler: Depresyon, anksiyete, panik bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) gibi psikolojik rahatsızlıklar. 2. Sosyal Belirtiler: Çevreden soyutlanma, sosyal fobi, iletişim kurma zorluğu. 3. Fiziksel Belirtiler: Baş ağrıları, kas zayıflığı, uyuşma ve karıncalanma, denge problemleri. 4. Konuşma Bozuklukları: Harfleri veya kelimeleri yutarak konuşma, kasların kontrol edilememesi. 5. Paranoya: Sürekli tehdit altında hissetme, başkalarına karşı güvensizlik. Bu belirtiler, sinir sisteminin hasar görmesi veya çeşitli hastalıklar nedeniyle ortaya çıkabilir. Kesin teşhis ve tedavi için bir uzmana danışmak önemlidir.

Merkezi sinir sistemini en çok etkileyen faktörler şunlardır: 1. Nörotransmitterler: Asetilkolin, dopamin, serotonin gibi kimyasallar sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayarak MSS'yi etkiler. 2. İlaçlar ve uyuşturucular: Alkol, kafein, nikotin, opioidler ve esrar gibi maddeler doğrudan MSS'yi etkileyerek yan etkilere yol açar. 3. Hormonal etkiler: Kortizol, adrenalin ve oksitosin gibi hormonlar stres tepkisini düzenler ve uzun süreli yüksek seviyeleri MSS üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. 4. Besin maddeleri ve takviyeler: Omega-3 yağ asitleri, B vitaminleri ve amino asitler (triptofan, tirosin) beyin sağlığı için kritik öneme sahiptir. 5. Stres: Sempatik ve parasempatik sinir sistemlerinin etkileşimi, kalp atış hızı, solunum ve genel vücut fonksiyonları gibi birçok fizyolojik değişimi kontrol eder.

Ya hep ya hiç kuralı, bir dokuya etki eden uyaranın gücüne bakılmaksızın, uyaranın başarısının eşik uyarana ulaşıldığında aynı kaldığını belirten bir ilkedir. Bu kural, sinir ve kas liflerinde de geçerlidir ve aksiyon potansiyellerinin oluşumu için eşik değerin aşılması gerektiğini ifade eder.

Sinir sıkışması belirtileri, sıkışmanın olduğu bölgeye ve baskının şiddetine bağlı olarak değişir. İşte bazı yaygın belirtiler: Ağrı: Sıkışmanın olduğu bölgede keskin veya sürekli ağrı hissi. Uyuşma ve karıncalanma: Sinirin geçtiği yol boyunca uyuşma veya karıncalanma. Hareket kısıtlılığı: Etkilenen bölgede hareket kabiliyetinde azalma. Kuvvetsizlik: Kasların güçsüzleşmesi ve günlük aktivitelerde zorlanma. Şişlik ve hassasiyet: Sinir sıkışmasıyla birlikte çevredeki dokularda şişlik ve hassasiyet görülebilir. Sinir sıkışması belirtileri ciddiye alınmalı ve bir uzmana başvurulmalıdır.

Sinapslar, nöronların (sinir hücrelerinin) birbirleriyle veya kas ya da salgı bezleri gibi nöron olmayan hücrelerle iletişim kurdukları özelleşmiş bağlantı noktalarıdır. İki ana sinaps türü vardır: 1. Elektriksel Sinapslar: İyonların doğrudan geçişi yoluyla elektriksel bir sinyal iletilir. 2. Kimyasal Sinapslar: Sinyal, nörotransmitter adı verilen kimyasal maddeler aracılığıyla iletilir. Sinapslar, sinir sisteminin doğru şekilde çalışabilmesi için gereklidir ve vücuttaki tüm bilgi alışverişinin gerçekleştiği noktalardır.

Periferal sinir sistemi (PSS) iki ana bölüme ayrılır: 1. Somatik Sinir Sistemi: İstemli hareketlerden ve çevreden gelen duyusal bilgilerden sorumludur. 2. Otonom Sinir Sistemi: Kalp atış hızı, kan basıncı ve sindirim gibi istemsiz işlevleri düzenler. Otonom sinir sistemi ayrıca sempatik ve parasempatik sinir sistemlerine ayrılır.

Asetilkolin birçok vücut fonksiyonunda önemli rol oynayan bir kimyasaldır ve aşağıdaki nedenlerden dolayı önemlidir: 1. Kas Kasılması: Asetilkolin, motor nöronlarda kasları kasılmaya teşvik eder ve istemli kas aktivasyonunu sağlar. 2. Beyin Fonksiyonları: Beyindeki birçok sinir hücresinde bulunur ve hafıza, biliş, dikkat ve öğrenme gibi zihinsel süreçlerde kilit rol oynar. 3. Otonom Sinir Sistemi: Asetilkolin, sempatik ve parasempatik sinir sistemindeki nöronlar üzerinde hareket ederek düz kas kasılması, kan damarı genişlemesi ve kalp atışının yavaşlaması gibi fonksiyonları kontrol eder. 4. Uyku ve Uyanıklık: Asetilkolin, uyanıklık, uyarılma ve REM uykusunda yer alır. Asetilkolinin dengesizliği, hafıza kaybı ve kas kontrol sorunları gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Sinir sistemi anatomisi iki ana bölüme ayrılır: merkezi sinir sistemi (MSS) ve periferik sinir sistemi (ÇSS).

Fizyolojide refleks, dıştan gelen bir uyarı sonucunda oluşan, istem dışı ve ani tepkilere verilen isimdir. Reflekslerin temel özellikleri: - Aynı türden uyarılara hep aynı tepkinin verilmesi. - Uyarının şiddetine göre refleksin oluşma süresinde ve sürmesinde farklılıklar olması. Refleksler iki ana kategoriye ayrılır: 1. Doğuştan gelen refleksler: Öksürme, hapşırma, göz kapağının kırpılması gibi kalıtsal reflekslerdir. 2. Sonradan kazanılan refleksler: Bisiklet sürme, araba kullanma, limon görüldüğünde ağzın sulanması gibi öğrenmeyle oluşan reflekslerdir. Reflekslerin yönetim ve kontrol merkezi omuriliktir.

Sinir sisteminde milyonlarca sinir hücresi (nöron) bulunmaktadır.

Sinir sıkışması genellikle tehlikeli olarak kabul edilmez, ancak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. İleri evrelerde sinir sıkışması, sinirin beslendiği damarlarda kan akışını bozarak ödem ve sinir hasarına yol açabilir. Tedavi edilmezse sinir sıkışması, mesane kontrolü, bağırsak hareketleri ve cinsel işlevler gibi temel vücut fonksiyonlarını da etkileyebilir. Sinir sıkışmasından şüphelenildiğinde, kesin teşhis ve uygun tedavi için bir doktora başvurmak önemlidir.

Sinir sisteminin 3 temel bölümü şunlardır: 1. Merkezî Sinir Sistemi (MSS). 2. Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS). 3. Otonom Sinir Sistemi (ANS).