Şiir

En iyi şiir antolojisi olarak şu eserler değerlendirilebilir: "Büyük Türk Şiiri Antolojisi" (2 cilt), derleyen: Ataol Behramoğlu, Sosyal Yayınları. "Modern Türkçe Şiir Antolojisi 1920 - 2000", derleyen: Orhan Kahyaoğlu, Ayrıntı Yayınları. "Aile Albümü", derleyen: Murathan Mungan, Metis Yayınları. "Arkaik Yunan Şiiri Antolojisi", derleyen ve çeviren: Erman Gören, YKY. "Dünya Şiir Antolojisi", derleyen: Ataol Behramoğlu ve Özdemir İnce. En iyi şiir antolojisi tercihi, kişisel zevklere ve aranan özelliklere göre değişiklik gösterebilir.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Desem Ki" şiirinin temaları şunlardır: Aşk. Doğa. Varoluşsal sorgulamalar. Yalnızlık. Ölüm ve sonsuzluk. Ayrıca, şiirde insanın varoluşsal sorgulamaları, insan ilişkileri gibi temalar da yer alır.

Kısa şiirlere şu isimler verilebilir: Haiku. İdil. Eglog.

En güzel sesli şiir olarak değerlendirilebilecek bazı şiirler şunlardır: Nazım Hikmet - Mavi Gözlü Dev. Orhan Veli - Anlatamıyorum. Sabahattin Ali - Dağlar. Özdemir Asaf - Lavinia. Edip Cansever - Sonrası Kalır. En güzel sesli şiirin hangisi olduğu kişisel tercihlere bağlıdır. Sesli şiir dinlemek için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: YouTube. Onedio. Pinterest.

Evet, "saf şiir" ve "öz şiir" aynı anlama gelir. Türk edebiyatında "saf şiir" eğilimi, Ahmet Haşim'in "Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar" adlı makalesiyle başlar ve özellikle 1940-1960 yılları arasında Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl Kısakürek, Asaf Halet Çelebi, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas gibi şairlerle önemli bir gelenek hâline gelir. Bu anlayış, şiiri bir sanat nesnesi hâline getirmeyi amaçlar; anlamdan ziyade ahenk, estetik ve sanatsallığa önem verir.

"Sen benden başka kimseyi sevemezsin" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir. Şarkı Sözü: Akın'ın 2003 yılında çıkmış "Boşver" adlı şarkısında geçen bir sözdür. Şiir: Şems-i Tebrizî'nin bir şiirinde, kişinin aşkını sadece kendisi gibi kimsenin sevemeyeceği teması işlenir. Sözlük Girişi: Bu ifade, sahiplenme veya aşırı güven gibi duyguları yansıtabilir; aynı zamanda tehdit olarak da algılanabilir. Ayrıca, "Sen Kimseyi Sevemezsin" adlı, Karen Hawkins tarafından yazılmış bir kitap da bulunmaktadır.

Nesimi'nin "Sığmazam" şiiri, insanın Tanrı'ya ulaşma arzusu ile bu arzunun sınırları arasındaki gizemleri anlatır. Şiirde geçen bazı temalar ve semboller: Mekansızlık: "Cevher-i lâmekân" (mekansızlık cevheri) taşıyan şair, bu dünyaya sığmadığını ifade eder. Çoklu kimlik: Şair, hem inci hem istiridye kabuğu, hem yıldız hem melek olduğunu belirterek, birçok varlığı içinde barındırdığını vurgular. Zanna karşı duruş: Hakk'ı bilenlerin, şüpheye yer vermediğini ve şairin de zanna sığmadığını ifade eder. Sembolik evren: Şiir, harflerin kutsallığını temel alan sembolik bir evren sunar. "Sığmazam", aynı zamanda 14. yüzyıl şairi Seyyid Nesimi'nin Hurûfîlikle ilişkisini ve bu anlayışın şiirsel yansımalarını da ele alır. Şiirin yorumlanması, vahdet-i vücud anlayışı çerçevesinde yapıldığında daha anlamlı hale gelir.

Adnan Yücel'in en ünlü şiiri, "Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek" adlı nehir şiiridir. Şiirden bir bölüm: > Aşksız ve paramparçaydı yaşam Bir inancın yüceliğinde buldum seni Bir kavganın güzelliğinde sevdim. Bitmedi daha sürüyor o kavga Ve sürecek Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!.

"Lâl Gibi Sessiz" ifadesi, İsmet Özel'in bir sözüne atıfta bulunur: "Ey kalbim! Ey suları usul usul yükselen gizli deniz. İçimiz damar damar parçalansa da dışımız lal gibi sessiz". Ayrıca, "Lâl Gibi Sessiz" adı, Cengiz Aymatov'un bir kitabına veya Mehmet Öksüz'ün bir şiirine de verilmiş olabilir.

Saguların bazı özellikleri: Nazım birimi: Dörtlük. Ölçü: 7'li hece ölçüsü. Kafiye düzeni: aaab, cccb, dddb. Söyleniş: Kopuz eşliğinde söylenir. İçerik: Ölen kişinin yiğitliğini, yaptığı işleri, değerini anlatır; ölümünden duyulan acıyı dile getirir. Dil: Sanat kaygısından uzak, samimi bir dille söylenir. Üslup: Mert ve yiğitçe bir söyleyişe sahiptir. Tasavvufi unsurlar: Dünya hayatının faniliği, ölümün kaçınılmaz oluşu, ahiret ve ruh gibi konulara yer verilir. Örnekler: En eski örnek, Saka Türklerinden Alp Er Tunga adına söylenen sagudur.

Kafiyenin amacı, şiirde ahenk ve ritim oluşturmaktır. Ayrıca, kafiye sayesinde şiirde anlam bütünlüğü de sağlanabilir. Bazı edebiyatçılar, kafiyenin şiirde mutlak bir gereklilik olduğunu düşünürken, diğerleri bunun şiirin ahengini sağlayan tek unsur olmadığını savunur.

Faruk Nafiz Çamlıbel'in en önemli eseri olarak "Han Duvarları" kabul edilir. Ancak, şairin edebî şahsiyeti sadece bu eserle sınırlı değildir. Bazı diğer önemli eserleri: "Çoban Çeşmesi" (1926); "Dinle Neyden" (1919); "Yıldız Yağmuru" (roman, 1936).

Ülkü Tamer, İkinci Yeni şiir akımının önde gelen temsilcilerinden biridir. Ancak, bu akıma ana özellikleri oluştuktan sonra dahil olmuş ve kendine özgü imge dünyası ile süssüz, sade söyleyişiyle dikkat çekmiştir.

Ahmed Arif, toplumcu gerçekçilik akımına mensuptur.

Hasan Hüseyin Korkmazgil, toplumcu-gerçekçi şiir akımının önde gelen temsilcilerinden biridir.

Redif, iki ana kategoriye ayrılır: 1. Ek Halindeki Redif: Mısraların sonunda eş görevli eklerin tekrar edilmesiyle oluşur. 2. Sözcük Halindeki Redif: Yazılış, okunuş ve anlam bakımından aynı olan sözcük veya sözcük gruplarının dize sonlarında tekrar edilmesiyle oluşur. Ek redifi ve kelime redifi olarak da adlandırılır. Ek redifi örnekleri: "Kokuyor burnuma Sivr'alan köyü / Serindir dağları soğuktur suyu" dizesinde "-u" sesleri. "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım" dizesinde "-r" geniş zaman eki ve "-ım" I. tekil şahıs eki. Kelime redifi örnekleri: "Kimsesiz hiç kimse yok, var herkesin bir kimsesi / Kimsesiz kaldım medet, ey kimsesizler kimsesi" dizesinde "kimsesi" kelimesi. "Doğru söylerim halk razı değil / Eğri söylerim Hak razı değil" dizesinde "razı değil" ifadeleri.

Evet, kafiye ve redif şiirde ahenk unsurlarıdır. Kafiye, dizelerin sonunda ses benzerliği oluşturan kelimelerle sağlanır ve şiire müzikal bir etki kazandırır. Redif, aynı görevde kullanılan ek veya kelimelerin tekrar etmesiyle meydana gelir ve şiirde ritmi ve ahengi artırır.

"Sakarya Türküsü", Necip Fazıl Kısakürek tarafından yazılmıştır. Kısakürek, bu şiiri 1949 yılında trenle Ankara'ya dönerken Sakarya Nehri'nin akışından ilham alarak kaleme almıştır.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın "35 Yaş" şiiri, 1946 yılında yayımlanmıştır.

Berceste, edebiyatta öz, güzel, latif, ince anlamlı, kolayca hatırlanan, yapısı sağlam dize ya da beyit anlamına gelir. Bir şiirdeki en güzel dize ya da beyit için de kullanılabilir. Berceste kelimesi, Farsça kökenlidir ve "ber" (üzerinde, üstün) ile "ceste" (seçkin, sıyrılmış) kelimelerinin birleşiminden oluşur.