• Buradasın

    Şiir

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    İstanbul'un dinlediğim gözlerim kapalı hangi akıma aittir?

    "İstanbul'u Dinliyorum, Gözlerim Kapalı" şiiri, Garip Akımı'na aittir. Bu akım, Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat tarafından 1941 yılında kurulmuştur.

    Desem ki şiiri kime ait?

    "Desem ki" şiiri, Cahit Sıtkı Tarancı'ya aittir.

    Desem ki şiiri kime ait?

    "Desem ki" şiiri, Cahit Sıtkı Tarancı'ya aittir.

    Rübai ve kıt'a arasındaki fark nedir?

    Rubai ve kıta arasındaki temel farklar şunlardır: Dize Sayısı: Rubai dört dizeden oluşurken, kıta iki veya daha fazla beyitten oluşur. Kafiye Şeması: Rubainin kafiye düzeni genellikle aaxa veya aaaa biçimindedir. Konu Sınırlaması: Her iki nazım biçiminde de konu sınırlaması yoktur; ancak rubailerde aşk, şarap, hayatın anlamı gibi felsefi düşünceler daha sık işlenir. Ölçü: Rubailer aruzun özel kalıplarıyla yazılırken, kıtalar hece ölçüsü veya serbest ölçü kullanabilir. Ayrıca, rubainin her dizesi ayrı bir kalıpla yazılabilirken, kıtada bu durum genellikle aynı kalıpla devam eder.

    Mısra nedir ve örnekleri?

    Mısra, manzum yazıların (şiir) her bir satırına verilen isimdir. Mısra örnekleri: "Eğer maksut eserse mısra-ı berceste kâfidir" (Koca Ragıp Paşa). "Hâlini bilmez perîşânın perîşan olmayan" (Ahmet Paşa). "Âyînesi iştir kişinin lafa bakılmaz" (Ziya Paşa). "Su uyur düşman uyur hasta-i hicrân uyumaz" (Şeyh Gâlib). "Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz" (Bursalı Tâlip). Ayrıca, şarkılarda da mısralar bulunur.

    Atatürk ile ilgili 4 kıtalık şiir var mı?

    Evet, Atatürk ile ilgili 4 kıtalık şiirler bulunmaktadır. İşte bazı örnekler: Haticetül Kübra Atikoğlu'nun "Atatürk Şiirleri 4 Kıtalık" şiiri: >Güneş ufukta, Kader alınyazımız. Ne yapacağımızı bilmeyiz, Can kurtarma peşindeyiz. Mustafa Kemal Paşa, Her sözünle çok yaşa. Umut ver bu masumlara, Akacak kan damarlarda. Behçet Kemal Çağlar'ın "Mustafa Kemal'e Seslenme" şiiri: >Yüzyıllar öncesinden Yüzyıllar sonrasından sesleniyorum size Ben Mustafa Kemal'im heyy... Ben Mustafa Kemal'im. Büyük büyük denizlerim vardır benim Hürriyeti içmiş dalgalarım. Hürriyetle kabarmış dalgalarım vardır benim. İlhan Demiraslan'ın "Atatürk" şiiri: >Atatürk dedim iptida Önümü ilikledim. Nasıl söylerim öldüğünü Atatürk'üm karşımda, Yatmış uyumuş karlar üstüne Kalpağı başında. Nasıl söylerim öldüğünü. Bu şiirlerin tamamına antoloji.com sitesinden ulaşılabilir.

    Özdemir Asaf hangi şiir anlayışı?

    Özdemir Asaf, kendine özgü bir şiir anlayışı benimsemiştir. Asaf'ın şiir anlayışının bazı özellikleri: Yalın dil ve anlam açıklığı: Eserlerinde yalın bir dil kullanarak anlam açıklığı ve anlaşılırlığa özen göstermiştir. Evrensel temalar: Yalnızlık, aşk, düş kırıklıkları ve bunaltının yanı sıra toplumsal meseleleri işlemiştir. Kelime akrobasisi: Şiirlerinde kelime sıralamasını değiştirerek yazmıştır. Özgün üslup: Hiçbir akımın etkisinde kalmadan, kendine has bir üslup oluşturmuştur.

    En güzel Atatürk şiiri kimin?

    En güzel Atatürk şiirinin kime ait olduğu konusunda kesin bir görüş yoktur. Ancak, Atatürk'e yazılmış bazı ünlü şiirler şunlardır: "Ağıt - Destan", Orhan Şaik Gökyay. "Atatürk", Enis Behiç Koryürek. "Atatürk Kurtuluş Savaşında", Cahit Külebi. "Atatürk'e Ağıt", Aşık Veysel Şatıroğlu. "Mustafa Kemal'i Düşünüyorum", Ümit Yaşar Oğuzcan. Ayrıca, 10 Kasım temalı şiirler arasında da birçok güzel eser bulunmaktadır.

    Bent ve dörtlük aynı şey mi?

    Bent ve dörtlük aynı şey değildir, ancak her ikisi de nazım birimi olarak kabul edilir. Dörtlük, dört dizeden oluşan nazım birimidir.

    Sevgiliye duygusal şiirler nelerdir?

    Sevgiliye yazılabilecek duygusal şiirlerden bazıları şunlardır: Gülten Akın - "Seni Sevdim": >Seni sevdim, >Seni birdenbire değil usul usul sevdim. >'Uyandım bir sabah' gibi değil, >Öyle değil nasıl yürür özsu dal uçlarına >Ve gün ışığı sislerden düşsel ovalara... >Seni sevdim... >Artık tek mümkünüm sensin. Nazım Hikmet - "Sende, Ben, İmkansızlığı Seviyorum": >Sende, ben, imkansızlığı seviyorum. >Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine >ve kan ter içinde, aç ve öfkeli, >ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin. >Sende, ben, imkansızlığı seviyorum, >fakat asla ümitsizliği değil. Behçet Necatigil - "Seni Her Özlediğimde": >Seni her özlediğimde sevgilim, >Gökyüzüne bakıyorum; >Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü. >Seni her özlediğimde bir tanem, >Denizlere bakıyorum. >Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü. Can Yücel - "Her Şey Sende Gizli": >Yerin seni çektiği kadar ağırsın >Kanatların çırpındığı kadar hafif... >Kalbinin attığı kadar canlısın >Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... >Sevdiklerin kadar iyisin >Nefret ettiklerin kadar kötü... >Ne renk olursa olsun kaşın gözün >Karşındakinin gördüğüdür rengin... >Yaşadıklarını kâr sayma: >Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; >Ne kadar yaşarsan yaşa, >Sevdiğin kadardır ömrün... >Gülebildiğin kadar mutlusun >Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin >Sakın bitti sanma her şeyi, >Sevdiğin kadar sevileceksin. Özdemir Asaf - "Laminia": >Sana gitme demeyeceğim. >Üşüyorsun ceketimi al. >Günün en güzel saatleri bunlar. >Yanımda kal. >Sana gitme demeyeceğim.

    Sagu ve koşuk arasındaki fark nedir?

    Sagu ve koşuk arasındaki temel farklar şunlardır: Tema: Sagu, ölen bir kişinin ardından duyulan üzüntüyü, kişinin kahramanlıklarını ve erdemlerini anlatır. Koşuk, aşk, doğa, güzellik, kahramanlık gibi sevinçli konuları işler. Tören: Sagu, "yuğ" adı verilen cenaze törenlerinde söylenir. Koşuk, "sığır" ve "şölen" adı verilen törenlerde söylenir. Nazım Şekli: Sagu, koşuk nazım şekliyle söylenir. Koşuk, hece vezni ve yarım kafiye ile söylenir. Sözlü Edebiyat: Her ikisi de sözlü edebiyat ürünleridir. Söyleyeni belli değildir, anonimdir. Kafiye Şeması: Her iki türde de kafiye şeması aaab, cccb, dddb... şeklindedir. Dil: Her iki tür de halkın anlayabileceği sadelikte bir dil kullanır.

    Edip cansever hangi akıma mensuptur?

    Edip Cansever, İkinci Yeni şiir akımına mensuptur.

    Nesimi'nin bende sığar iki cihan ben bu cihana sığmazam sözü kime ait?

    "Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam" sözü, Divan şairi Seyyid Nesimi'ye aittir.

    Sümbülzâde Vehbi hangi akıma mensuptur?

    Sümbülzâde Vehbi, herhangi bir edebî akıma mensup değildir. 18. yüzyıl divan şairlerinden olan Vehbi, klasik divan şiirini temsil eder. Vehbi'nin şiirlerinde Bakî, Nâbî, Sabit ve Nedîm'in mazmunlarını tekrarladığı ve daha çok şekle, dışa ve klasik estetiğe önem verdiği belirtilir.

    Nilgün Marmara neden intihar etti şiir?

    Nilgün Marmara'nın intiharının kesin nedeni bilinmemektedir. Manik-depresif bozukluk geçirdiği ve bu durumun intihar kararını etkilediği düşünülmektedir. Ayrıca, eşi Kağan Önal'ın ihmali ve Nilgün Marmara'nın öldürüldüğüne dair iddialar da bulunmaktadır. Marmara, şiirlerinde varoluşçuluk, yabancılaşma, umutsuzluk ve intihar gibi temaları işlemiştir. İntiharının ardından Ece Ayhan, "Meçhul Öğrenci Anıtı" başlıklı şiirinde ona seslenmiştir.

    Duyulmamış duygusal sözler nelerdir?

    İşte duyulmamış duygusal sözlerden bazıları: "Bilinmedik bir hüzün var içimde, bir gariplik." "Artık tüm şarkılar hüzün makamında, sensiz bu yüreğimde." "Alıp başımı gidesim var da, aklımdakileri sığdıracak valiz bulamıyorum." "Bir damla hüzündür kalbimden gözlerime yansıyan." "Susmak bazen gecedir." Duygusal sözler içeren bazı siteler şunlardır: hediyesepeti.com; onedio.com; listelist.com.

    Çiçeklerin dili neden var?

    Çiçeklerin dili, kültürlerarası bir iletişim biçimi olarak, duyguların ve düşüncelerin sembolik ifadesidir. Çiçeklerin dilinin var olmasının bazı nedenleri: Osmanlı ve Türk kültüründe kullanım. Sosyal ve kültürel anlamlar. Gizli iletişim. Şiirsel ifade.

    Türk edebiyatında ilk şiir nedir?

    Türk edebiyatında bilinen ilk şiir, Çin yıllıklarında yer alan ve 329 tarihini taşıyan örnektir. İslamiyet’in kabulünden önceki Türk edebiyatının asıl zengin ve değerli bölümü ise yazılı edebiyat olmayıp sonradan yazıya geçirilmiş sözlü edebiyat ürünleridir. Sözlü olarak Asya’da başlayan Türk şiirine "yır" adı ile önce Orhun yazıtlarında, daha sonra da Divanü Lügati’t-Türk’te rastlanılmıştır. Ayrıca, Çuçu adlı bir Türk şairinin adının da anıldığı Divanü Lügati’t-Türk’teki şiirler, aşk, doğa, kahramanlık ve ahlaki öğütler gibi dünya şiirinin en eski ve yaygın konularını kapsar.

    Şiir dinlemek insana ne kazandırır?

    Şiir dinlemek, birçok fayda sağlar: Haz ve keyif: Şiir dinlemek, haz almanın etkili bir yoludur. Dil becerileri: Şiirlerin ritmi, melodisi ve duygusal tonu, ses tonunu ve vurguları geliştirir. Hayal gücü: Şiirler, hayal gücünü zenginleştirir. Kelime bilgisi: Kelimelerin gücünü ve ifade yeteneklerini hatırlatır. Kültürel bilgi: Tarihi, doğayı, inançları ve gelenekleri öğrenmede ve aktarmada önemli bir rol oynar. Duygusal gelişim: Duygusal anlatımlar, tonlama becerilerini geliştirir. Ayrıca, şiir dinlemek, stres azaltıcı ve rahatlatıcı bir etkiye de sahip olabilir.

    Kafiye nedir ve örnekleri?

    Kafiye, şiirde mısra sonlarında bulunan sözcüklerin son heceleri arasındaki ses benzerliğidir. Kafiye türleri: Yarım kafiye: Tek ses benzerliğine dayanır. Tam kafiye: İki ses benzerliğine dayanır. Zengin kafiye: Üç veya daha fazla ses benzerliğine dayanır. Tunç kafiye: Ses benzerliği üçten fazla olduğunda kullanılır. Cinaslı kafiye: Anlamları ayrı, yazılış ve okunuşları aynı olan kelime ve kelime gruplarının tekrarıyla oluşur. Kafiye örnekleri: Düz kafiye: "Gül büyütenlere mahsus hevesle / Renk renk dertlerimi gözümde besle / Yalnız, annem gibi o ılık sesle / İçimde dövünüp ağlama gurbet". Sarmal kafiye: "Balkonlara, yalılara dalar düşünürüm / O günler uzaklaşan yelkenlerin peşi sıra / Akan bulutlar gibi geçmiş: ne iz, ne hatıra!". Çapraz kafiye: "Ne doğan güne hükmüm geçer, / Ne halden anlayan bulunur; / Ah aklımdan ölümüm geçer; / Sonra bu kuş, bahçe, nur".