Şair

Salah Birsel'in edebi kişiliği şu özelliklerle tanımlanabilir: 1. Akım ve Tarz: İkinci Yeni ve Garip akımlarını kendine göre yorumlamış, ancak kendi tarzını oluşturmuştur. 2. Üslup: Yalın ve hoş dilli bir üslubu vardır; halk ağzına yakın bir dil kullanır. 3. Konu Seçimi: Deneme konuları genellikle İstanbul'da eski yaşam ve sanat çevreleri hakkındadır. 4. Eleştirel Yaklaşım: Toplumsal ve bireysel olay ya da durumları eleştirel bir yaklaşımla ele almış, idareciden esnafa kadar geniş bir alandaki aksaklıkları ironik bir dille eleştirmiştir. 5. Ödüller: "Şiir ve Cinayet" kitabıyla TDK Deneme Ödülü, "Yaşlılık Günlüğü" ile Sedat Simavi Edebiyat Ödülü gibi önemli ödüller kazanmıştır.

Sevgililer Günü, İngiliz şair Geoffrey Chaucer tarafından romantikleştirilmiştir.

Yahya Kemal Beyatlı, Servet-i Fünun edebi akımının etkisinde yazmaya başlamış, ancak daha sonra kendine özgü bir üslup geliştirerek neoklasik akıma yönelmiştir. Hayatı: - 2 Aralık 1884 tarihinde Üsküp'te doğdu. - İlköğrenimini Üsküp'te, lise öğrenimini ise İstanbul'da Vefa Lisesi'nde tamamladı. - Üniversite yıllarında Fransız edebiyatından ve şairlerinden etkilendi, Paris'te Albert Sorel'den tarih dersleri aldı. - 1912 yılında İstanbul'a döndükten sonra eğitim camiasında hizmet verdi ve çeşitli dergilerde makaleler yayımladı. - Milli Mücadele döneminde ulusun bağımsızlığından yana bir çizgide ilerledi. - 1918 yılında şiirlerini ilk defa "Yeni Mecmua" dergisinde yayımladı. - Siyasi ve idari görevler üstlenerek, milletvekilliği ve bürokratlık yaptı. - 1 Kasım 1958 tarihinde İstanbul'da vefat etti.

Ali Nihad Tarlan, Servet-i Fünûn akımından etkilenmiş bir şairdir.

Nurettin Durman, şair, yazar ve yayıncı olarak çalışmaktadır. Geçimini berberlik yaparak sürdürmüştür.

Charles Bukowski, şiirlerinde ve yazılarında sayısız kadını sevdiğini ifade etmiştir. Bu kadınlar arasında öne çıkanlar şunlardır: Jane Cooney Baker: Bukowski'nin ilk büyük aşkı ve ilham perisi. Francis Smith: Bukowski'nin kızı Marina'nın annesi ve yaşayan kız arkadaşı. Linda King: 1970'lerin başında Bukowski ile beş yıl boyunca fırtınalı bir ilişki yaşayan şair ve heykeltıraş. Joanna Bull: Rock davulcusu Levon Helm'in eski kız arkadaşı. Amber O'Neil: Bukowski'nin 1970'lerde düzenli olarak görüştüğü bir kadın. Ayrıca, Bukowski'nin eserlerinde genellikle kadınları cinsiyetçi, kaba ve aşağılayıcı bir şekilde tasvir ettiği de belirtilmektedir.

Mahmut Derviş, toplumcu gerçekçi anlayışa mensup bir şairdir.

Attila İlhan, şiir yazmaya lise yıllarında başlamıştır.

Aşık Veysel ve Aşık Ve farklı kişilerdir: 1. Aşık Veysel Şatıroğlu: 25 Ekim 1894'te Sivas'ın Şarkışla ilçesinde doğmuş, Türk halk ozanı ve şairidir. - Hayatı: Çiçek hastalığı nedeniyle iki gözünü kaybetmiştir. - Eserleri: "Uzun İnce Bir Yoldayım", "Dostlar Beni Hatırlasın", "Kara Toprak" gibi birçok eser bırakmıştır. - Ölümü: 21 Mart 1973'te Sivas'ta vefat etmiştir. 2. Aşık Ve hakkında ise herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Cahit Zarifoğlu'nu en çok etkileyen şairlerden biri, Necip Fazıl Kısakürek'tir.

Nazım Hikmet, toplumcu gerçekçi şiir akımının öncüsü olarak kabul edilir. Hayatı: - 15 Ocak 1902'de Selanik'te doğdu. - İlköğrenimini Göztepe Taşmektep ve Galatasaray Lisesi'nde tamamladı. - 1918 yılında Bahriye Mektebi'ni bitirdi. - 1921'de Moskova'ya gitti ve "Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi"nde eğitim aldı. - İlk şiirlerini hece vezniyle yazdı, daha sonra serbest ölçüye geçti. - Milli Mücadele'ye katılmak için 1920'de Anadolu'ya geçti. - 1938'de hapse girdi ve bu durum şiirlerinin gelişimini etkiledi. - 3 Haziran 1963'te Moskova'da vefat etti.

Bâkî'nin edebi kişiliği şu özelliklerle öne çıkar: 1. Yetenek ve Eğitim: Bâkî, alim bir şair olup, medrese eğitimini tamamlamış ve ilminin desteğiyle mesleğinin en yüksek mertebelerine ulaşmıştır. 2. Nazım Tekniği ve Dil Kullanımı: Divan şiirinin inceliklerini ve nazım tekniğini iyi bilen Bâkî, Türkçe'yi kullanmada usta bir şairdir. 3. Şiir Anlayışı: Bâkî, az fakat şiir anlayışına verdiği önemi gösteren, mükemmel şiirler yazmıştır. 4. Etkilendikleri: Ahmet Paşa, Mesîhî, Necâti, Zâtî ve Hayâli gibi şairlerden etkilenmiş, ancak onların etkilerini kendi üslubuyla harmanlayarak yeni bir hayal alemi yaratmıştır. 5. Ünü: Bâkî'nin şöhreti, İran ve Hindistan'a kadar yayılmış, şiirleri Acem örnekleriyle eşit bir mükemmelliğe ulaşmıştır.

Ümit Yaşar Oğuzcan, hiçbir edebi akıma mensup olmayan bir şairdir.

Ahmet Kutsi Tecer (1901-1967), Türk şair, oyun yazarı ve edebiyat öğretmenidir. Biyografisi: - Doğum: 4 Eylül 1901, Kudüs. - Eğitim: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunu. - Kariyer: Çeşitli illerde edebiyat öğretmenliği ve müdürlük yapmış, iki dönem milletvekilliği yapmıştır. - Önemli Eserleri: "Şiirler", "Tüm Şiirleri" (ölümünden sonra yayımlanmıştır), "Köşebaşı", "Koçyiğit Köroğlu", "Yazılan Bozulmadan", "Bir Pazar Günü", "Satılık Ev". - Edebi Kişiliği: Memleket şiiri kavramını işlemiş, türkü, destan ve efsanelerden yararlanmıştır. - Ölüm: 23 Temmuz 1967, İstanbul.

Meksikalı şair Octavio Paz, gerçeküstücülük ve varoluşçuluk akımlarına mensuptur.

Şehriyar mahlasını kullanan şairin asıl adı Seyyid Muhammed Hüseyin Behcet Tebrizi'dir ve İran Azerisi kökenlidir.

Şöminede şiir okuyan iki farklı şair bulunmaktadır: 1. Erkan Kayserili: "Şömine" adlı şiirinde, yıldızının edepsizce şöminede parladığını ve kapının çarpılışıyla yüreklerin döküldüğünü anlatmaktadır. 2. Nevin Kalafatoğlu: "Şiirli Şömine" adlı şiirinde, şöminenin yanında sıcak şarap içip, alevlerin gölgesinde uyumayı ve şöminenin çıkardığı çıtırdayan kütüklerin sesini hayal etmektedir.

Rümûzî, Tekke edebiyatı döneminde yaşamış bir şairdir.

Hafız-ı Şirazi, İran edebiyatının en önemli şairlerinden biri olarak kabul edilir ve birçok açıdan önemlidir: 1. Şiirlerinin Kalitesi: Gazel türünde yazdığı şiirler, Fars edebiyatında türünün en gelişmiş örnekleri olarak görülür. 2. Etkisi: Hem Doğu hem de Batı edebiyatını etkilemiştir. 3. Tarihi Kaynak Değeri: Divanında, dönemin hükümdar ve vezirleri hakkında verdiği bilgiler, tarihi araştırmalar için önemli bir kaynak teşkil eder. 4. Popülerliği: Divanı, İran dışında Ortadoğu, Hindistan, Türkiye ve bazı Avrupa ülkelerinde de tanınmış ve en çok okunan Farsça metinlerden biri olmuştur.

Karacaoğlan ifadesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Edebiyat Terimi: Çukurova ve Güney Toroslarda halkın, "türkü söylemek" yerine kullandığı bir sözdür. 2. İsim: 17. yüzyılda yaşamış, Türk halk edebiyatının önemli şairlerinden birinin adıdır.