Ruh

Ruhların neden beraber olduğuna dair farklı inançlar ve görüşler bulunmaktadır. İslam inancına göre, ruhlar aleminden dünyaya gelen insanlar, ölüm ile öbür tarafa doğarlar ve orada buluşup görüşürler. Ruh bağlantısı olarak adlandırılan bir diğer görüşe göre ise, iki kişi arasındaki enerjik bir bağ sayesinde ruhlar birbirine bağlanır.

Şehitlerin ruhları, ailelerine görünmezler.

Death’s Door oyunu, bir reaperın (ruh toplayıcı) bürokratik bir organizasyon adına çalışırken yaşadığı olayları anlatır. Oyunun hikayesi şu şekilde özetlenebilir: 1. Görevin Ters Gitmesi: Reaper, son işinde atanan ruhu çalarken yakalanır. 2. Ruhun Peşinde: Ruhunu kaybeden reaper, onu geri almak için gizemli bir diyara doğru bir yolculuğa çıkar. 3. Dünyanın Çürümesi: Yolculuk sırasında, ruhların toplanmayıp çürümeye terk edilmesi nedeniyle dünyanın nasıl yozlaştığını keşfeder. 4. Lord of Doors ile Yüzleşme: Reaper, bu yozlaşmanın arkasında, Ölüm ile anlaşma yaparak ölümsüzlüğü elde etmeye çalışan Lord of Doors’un olduğunu öğrenir. 5. Nihai Savaş: Reaper, Lord of Doors’u yenerek onu ve Reaping Commission’ı yok eder, böylece dünyayı yeniden Ölüm’ün döngüsüne açar.

Evet, ölüler yaşayanların yaptıklarını görebilirler. İslam inancına göre, ölen kişinin ruhu bedenini terk ettikten sonra yakınlarını ve onların dünyadaki amellerini bilir, onlarla iletişim kurabilir ve onlar için dua edebilir.

Hortkuluk, büyücülük dünyasında bir kişinin ruhunu bir nesne veya canlıya hapsederek ölümsüz olmayı sağlamak amacıyla kullanılan karanlık bir büyü nesnesidir. Hortkuluk'un işlevleri: - Ruhun Parçalanması: Hortkuluk yaratmak için, büyücünün kendi ruhuna zarar vererek bir cinayet işlemesi gerekir. - Bağlantı: Nesne yok edilmedikçe, içindeki ruh parçası büyücüyü yaşama bağlar. - Tehlike: Hortkuluklar, son derece dayanıklı olup, yok edilmeleri için Basilisk zehiri ve Şeytan Ateşi gibi güçlü büyüler gerektirir.

Ölülerin yanımızdan ayrılmamasının nedeni, bazı dinlerde ruhların ölümsüz olduğuna ve öldükten sonra da yaşamaya devam ettiğine inanılmasıdır. Ancak, bilimsel ve modern görüşlere göre, ölüm yaşamın tam tersi olup, ölüler göremez, duyamaz ve düşünemezler. Dolayısıyla, ruhların yanımızdan ayrılmaması gibi bir durum söz konusu değildir.

Ölen bir kişinin rüyada çorba içmesi, genellikle ruhun rahatlaması ve ölüm sonrası huzuru simgeler. Diğer bir yoruma göre ise bu rüya, rüya sahibinin ömrünün kısalacağına ve yakında biteceğine işaret edebilir.

Hayvanların öldükten sonra sahiplerini görüp göremeyeceği konusu, kesin bir bilimsel cevabı olmayan ve inançlara göre değişen bir konudur. İslam inancına göre hayvanlar da ruha sahiptir ve öldükten sonra bir ahiret hayatına geçerler. Ancak, diğer dinlerde ve spiritüel görüşlerde hayvanların ruhlarının farklı boyutlarda var olmaya devam ettiği ve sahipleriyle yeniden bir araya gelebileceği veya farklı şekillerde iletişim kurabileceği kabul edilir.

"Askerlik ruh işidir" ifadesi, askerliğin sadece bir rütbe ve elbise meselesi değil, aynı zamanda bir ruh ve inanç meselesi olduğunu ifade eder. Bu söz, Hüseyin Nihal Atsız'ın "Ruh Adam" kitabında yer almaktadır.

Ruh-u can ve can-ı ruh kavramları farklı anlamlara sahiptir: 1. Ruh: Canlıların bedeninden bağımsız, yaşam veren ve genellikle ölümsüz kabul edilen varlıktır. 2. Can: İnsan ve hayvanlarda yaşamayı var eden, ölünce yok olan nesnedir. Bu bağlamda, ruh ve can kavramları aynı şeyi ifade etmez, ancak bazı kültür, din ve felsefelerde bu terimler birbirinin yerine kullanılabilir.

Willy'nin 21 gram ifadesi, iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Bilimsel Deney: Doktor Duncan MacDougall, 1907 yılında ruhun bir kütlesi olması gerektiğini düşünerek, ölmek üzere olan hastaların ölüm öncesi, ölüm anı ve hemen sonrasındaki ağırlıklarını ölçerek ruhun 21 gram kaybettiğini iddia etmiştir. Bu deney, bilim camiasında kabul görmemiştir. 2. Film: "21 Gram" (2003), Alejandro González Iñárritu'nun yönettiği bir dram filmidir.

İslam inancına göre ölüler, bazı durumlarda canlılara görünebilir. - Mümin ruhlar, berzah âleminde birbirleriyle ve yakınlarıyla görüşebilirler. - Ölülerin, hayattakilerden haber aldıkları ve kabirlerinin başına giden kimseleri gördükleri de rivayetlerde yer almaktadır.

Reenkarne kelimesi, ruhun ölümden sonra başka bir bedende yeniden doğması inancını ifade eder. Reenkarnasyon ise bu inancın genel adıdır ve bazı toplumlarda ya da dinlerde ruh göçü olarak adlandırılır.

Ölen kişinin sevdiklerini özleyebileceği düşünülmektedir. Bu konuda bazı hadislerde, mümin ruhların berzah âleminde birbirleriyle görüştükleri ve dünyadaki hatıralarını birbirlerine anlattıkları belirtilmektedir.

Descartes'ın "Ruhun İhtirasları" adlı eseri, insanın duygusal dünyasını ve bu duyguların bedenle olan etkileşimini ele alır. Descartes'a göre, ruh altı temel tutkudan oluşur: hayranlık, aşk ya da sevgi, nefret ya da kin, arzu, neşe ya da sevinç, keder ya da hüzün. Descartes, erdemin, ihtirasların bozukluklarına karşı genel bir çare olduğunu ve ruhun ihtiraslarını terbiye etmenin mümkün olduğunu savunur.

Platon'a göre erdem, ruhun düzeni olarak tanımlanır. Platon'a göre dört ana erdem ise şunlardır: 1. Bilgelik. 2. Cesaret veya yiğitlik. 3. Ölçülülük. 4. Adalet.

Ruhların dönüşü ifadesi, iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Nietzsche'nin "Böyle Buyurdu Zerdüşt" Kitabı: Bu kitapta ruh, üç dönüşümden geçer: deve, aslan ve çocuk. - Deve: Ruhun dayanıklılığını simgeler ve çöküşünü temsil eder. - Aslan: Yeni değerler yaratmak için kendine özgürlük yaratmayı ifade eder. - Çocuk: Masumiyeti, unutmayı, yeni bir başlangıcı ve oyunu simgeler; ruh artık kendi istencini ister ve kendi değer yargılarını yaratır. 2. Reenkarnasyon İnancı: Bazı spiritüel ve mistik öğretilerde, ruhun ölümden sonra başka bir bedene geçtiği ve bu süreçte tekamül ettiği inancı yer alır.

Misal âleminde çekilen görüntüler, âlem-i misâl olarak adlandırılan ve ruhlar ile cisimler arasında bir köprü olan âlemde saklanır.

Reel çift alev ifadesi, spiritüel ve mistik bağlamlarda kullanılan "ikiz alev" kavramını ifade ediyor olabilir. İkiz alev, bir ruhun iki ayrı bedende var olduğu ve bu iki ruhun birbirlerini tamamladıkları anlamına gelir.

Şair ruhlu insan, şiir yazma yeteneğine sahip olan ve duygularını derin anlamlar yükleyerek ifade eden kimse olarak tanımlanır.

Ölümün en güzel tanımı, ahiret âlemine gitmiş sevdiklerimize kavuşma vesilesi olarak görülebilir. Ayrıca, ölüm biyolojik bedenle yaşamın sona erip ruh bedenle devam etmesi olarak da tanımlanabilir.