Risale-iNur

4 Mutfak ve 4 Süzgeç ifadeleri, Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur eserlerinde kullandığı terimlere atıfta bulunur. 4 Mutfak, gıdaların mekanik ve kimyevi olarak hazmedildiği yerleri ifade eder ve bunlar: 1. Ağız: Besin maddelerinin dişlerle parçalandığı yer. 2. Mide: Parçalanmış gıdaların mide asitleri ve enzimlerle işlendiği yer. 3. Duodenum (Oniki Parmak Bağırsağı): Karaciğerin safra salgısı ve pankreasın sindirim enzimlerinin devreye girdiği yer. 4. İnce Bağırsak: Karbonhidrat, protein ve yağların en küçük yapı birimlerine kadar parçalanıp emildiği yer. 4 Süzgeç ise, besin maddelerinin ayrıştırıldığı ve süzüldüğü yerleri ifade eder ve bunlar: 1. Safra Kesesi: Yağların parçalanmasına yardımcı olur. 2. Karaciğer: Kanı filtreler ve besinleri vücut için gerekli bileşiklere çevirir. 3. Böbrekler: Su dengesini düzenler ve atık maddeleri çıkarır. 4. Akciğerler: Solunum sistemi yoluyla vücuda giren molekülleri kan dolaşımına yükler ve karbondioksit ile yer değiştirir.

Teneffüs Vakti İlim ve Kültür Derneği, Risale-i Nur sohbetleri ve çalışmaları ile zamanımızın dolu dolu geçtiği bir dernektir. Derneğin yaptığı işler arasında: - İman ve Kur'an hizmetini siyaset ve maddi menfaatten uzak, sadece Allah rızası için yürütmek; - Kur'an-ı Kerim'in hakikatlarını insanlara ulaştırmak ve bu hakikatlerin nefsinde tecrübesini sağlamak; - İnternet ve sosyal medyayı kullanarak her kesimden insana ulaşmak ve onların manevi hastalıklarına şifa olacak bilgileri paylaşmak.

"Felek melek yıldızlar gökler güneş kamer zemin unsurlar nebat ağaçlar beşer mest" ifadesi, Risale-i Nur eserlerinde geçen ve her şeyin Allah'ı hamd ile tesbih ettiği anlamını taşıyan bir cümledir. Bu cümlede geçen bazı terimlerin anlamları: - Felek: Gökyüzü. - Melek: Melekler. - Mest: Kendinden geçmiş, sarhoş olmuş.

Hizmet Düsturları, Risale-i Nur külliyatında yer alan ve iman hizmetini yürütmede uyulması gereken prensipleri anlatır. Bu düsturlar, hizmetin temelini oluşturan şu konuları içerir: 1. Sadakat: Üstada, nurlara ve hizmete sarsılmaz bir bağlılıkla bağlanmak. 2. Sebat ve Metanet: Hizmet yolunda karşılaşılan sıkıntılarda yılmamak ve hizmete devam etmek. 3. İhlas: Hizmeti sadece Allah rızası için yapmak, garazsız ve ivazsız çalışmak. 4. Fedakarlık: Maddi ve manevi her şeyden feragat ederek hizmete devam etmek. 5. Muhabbet ve Şefkat: Hizmet hareketlerine bu duyguları hakim kılmak. 6. Hamiyet-i Diniye: İslam'ın maruz kaldığı tehlikelere karşı dinine sahip çıkmak. Bu düsturlar, ayrıca Risale-i Nur'un çeşitli yerlerinde serpiştirilmiş olarak da bulunur.

Nur Penceresinde genellikle şu konular işlenir: 1. Risale-i Nur ve İman Esasları: Risale-i Nur'un, iman esaslarını asrın fehmine uygun olarak izah etmesi ve bu bağlamda Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî'nin eserlerinden yararlanılması. 2. Mehdi ve Deccal Bahsi: Mehdi ve Deccal ile ilgili rivayetlerin değerlendirilmesi ve İmam Ali'nin görüşlerine atıf yapılması. 3. Dua ve Münacatlar: Mecmuat'ül Ahzab'da yer alan bazı münacatların ve duaların cifir hesabıyla yapılan tespitlerinin ele alınması. 4. İslam Ahlakı ve Güzellikler: Muhammed Mustafa (s.a.v) üzerinden İslam ahlakının ve güzel davranışların işlenmesi.

13. Lema'daki 13 işaret, Risale-i Nur'da geçen "Hikmetü’l-istiaze" risalesinde yer almaktadır. Bu işaretler, şeytandan Allah'a sığınma konusunu ele alır ve şu şekilde sıralanabilir: 1. Şeytanların kâinattaki yaratılış sürecine müdahalelerinin olmaması. 2. Allah'ın rahmet ve inayetiyle ehl-i hakka taraf olması. 3. Hak ve hakikatin cazibedar güzelliklerinin insanları doğru yola iletmesi. 4. Dalâletin çirkinliğinin insanları dinden uzaklaştırması. 5. Ehl-i imanın her zaman şeytanların şerrinden Allah'a sığınması gerekliliği. 6. Şeytanın, hassas ve safi-kalb insanlara hayalî küfür düşüncelerini gerçekmiş gibi göstermesi. 7. Şeytanın, tasavvur edilen dalaleti, dalaletin kendisi olarak göstermesi. 8. Şeytanın, mukaddes varlıklar hakkında çirkin hatıraları hayaline getirmesi. 9. Şeytanın, imkân-ı zâtîyi, imkân-ı aklî şeklinde gösterip imandaki yakînine aykırı bir şüphe vermesi. 10. Rahmete mazhar olmanın yolu ve düsturu. 11. Azamet-i imaniyenin, dar kalpli ve kısa akıllı insanları aldatması. 12. Cehennemin, amellerin cezası, cennetin ise Allah'ın lütfu olması. 13. Kur’an’ın, şeytanların vesveselerinden Allah'a sığınma çağrısı yapması.

13. Lema, Risale-i Nur eserlerinden biri olup, 1933-1934 yıllarında Barla'da yazılmıştır. Bu risalenin yazılış amacı, şeytana karşı Allah'a sığınmanın önemine vurgu yapmak ve şeytanın kainattaki çirkinliklerin yaratılış hikmetini sorgulamaktır.

"Dokuzuncu Söz'ün Şerhi", Bediüzzaman Said Nursî'nin Risale-i Nur eserlerinden biridir ve namazın beş vakit olarak hikmetini ve önemini anlatır. Şerhte şu konular ele alınır: 1. Namazın Manası: Namazın genel anlamı ve ibadetin insan üzerindeki etkileri. 2. İnsanın Konumu: İnsanın hem maddi hem de manevi olarak kâinatın bir özeti olduğu ve namazın bütün ibadetleri içerdiği. 3. Zaman Kavramı: Yirmi dört saatlik günün, aslında bütün zamanların bir özeti olduğu ve namazın, kâinatın yaratılışından haşrin son safhasına kadar olan zaman dilimlerini kapsadığı.

"Gündelik siyaset aklı sarhoş, nutku geveze, ruhu da sersem eder" ifadesi, Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur eserlerinde siyasetle ilgilenmenin insan üzerindeki olumsuz etkilerini anlatmak için kullandığı bir cümledir. Bu cümlede: - Akıl sarhoşu olmak, siyasetin insanı yanlış yollara sevk etmesi ve aklını dağıtması anlamına gelir. - Nutkun geveze olması, siyasetin insanı gereksiz ve anlamsız şeylerle meşgul ederek gerçek vazifelerini unutturması ve boş konuşmalar yapmasına neden olması demektir. - Ruhun sersem olması ise siyasetin, insanın manevi değerlerini zayıflatarak onu dinsizliğe yaklaştırması ve ruh huzurunu bozması sonucunu doğurur.

Risale-i Nur'u her gün okumak şart değildir, ancak mümkün olan her gün okumak faydalıdır. Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur'u muntazam bir şekilde her gün okuyarak sağlam bir iman kazanılacağını belirtmiştir.

"Hükema-yı dâlle" ve "Berahime" ifadeleri, Risale-i Nur'da geçen ve hak yoldan sapmış felsefecileri ve batıl ve sapkın dinlerin liderlerini ifade eden terimlerdir. - "Hükema-yı dâlle", genel olarak yanlış yolda olan filozoflar anlamında kullanılır ve İslam'a muhalif felsefi ekolleri kapsar. - "Berahime" ise Hint ve Mecusî dinlerinin ruhanî reisleri olarak tanımlanır.

İkinci Şuâ, Risale-i Nur eserleri içerisinde, Allah'ın birliğini ve "Ehad" ismini açıklamak amacıyla yazılmıştır.

Nur talebesi olmak için yapılması gerekenler: 1. Risale-i Nur'u neşretmeyi en büyük vazife bilmek: Sözler'i (Risale-i Nur) kendi malı gibi sahip çıkıp, en mühim vazife olarak neşrini ve hizmetini görmek. 2. Yazarak neşretmek: Mümkünse Kur'an harfleriyle bizzat yazarak Risale-i Nur'u yaymak. 3. Beş vakit namazı kılmak ve tesbihatı yapmak: Bu, talebeliğin zaruri şartlarındandır. 4. Büyük günahlardan kaçınmak: İslam'ın yasakladığı davranışlardan uzak durmak. 5. Sadakat ve sebat göstermek: Kalben sadık olup, bu sadakati ömür boyu sürdürmek. Ayrıca, Risale-i Nur'a talebe olmanın özel bir zikir ve vird programı yoktur, ancak şahsi olarak okunup yapılması nur üstüne nur ekler.

"Doksan elmas sütunu on altının sahibi kesesine koyamaz" ifadesi, şeriatın yüzde doksanının (zaruriyat ve müsellemat-ı diniye) birer elmas sütun gibi sağlam ve değişmez olduğunu, ancak yüzde onluk içtihadî ve ihtilaflı meselelerin bu sağlam sütunlar gibi korunamayacağını ifade eder. Bu, Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur eserlerinde yer alan bir metafordur.

Kopgit uygulaması, Kuran-ı Kerim'in bir tefsiri olan Risale-i Nur eserlerini okumak ve incelemek için kullanılır. Uygulamanın diğer özellikleri şunlardır: - Görevler ve seviyeler: Kullanıcılar görevleri tamamlayarak seviye atlayabilir. - Soru sorma: Takılınan yerlerde ekip üyelerine soru sorulabilir. - Günlük raporlar: İlerleme, günlük raporlar girilerek takip edilebilir. Kopgit, ücretsiz, reklamsız ve kâr amacı gütmeden hazırlanmış bir uygulamadır.

Hüsrev ismi, farklı bağlamlarda farklı kişilere atıfta bulunabilir: 1. I. Hüsrev (531-579), Sasani İmparatorluğu'nun hükümdarıydı. 2. Ahmet Hüsrev Altınbaşak (1899-1977), Risâle-i Nur'un kâtiplerinden biriydi. 3. Hacı Abdullah Hüsrev (1904), Çayeli'nde bir bakkal dükkanı açtı ve daha sonra bu dükkanı kahvaltı salonuna dönüştürdü.

Lem'alar, Bediüzzaman Said Nursi tarafından yazılan ve Risale-i Nur külliyatını oluşturan önemli eserlerden biridir. Konusu genel olarak şu başlıkları içerir: 1. İnsanın Nefsiyle Mücadelesi: İlk Lem'a, İslam peygamberi Yunus'un kıssasını anlatarak, dünya ve ahiret hayatı için insanın nefsiyle karşı karşıya kaldığı mücadeleyi anlatır. 2. Sabır ve Musibetler: İkinci Lem'a, Hz. Eyyub'un duasını tefsir ederek, musibet ve hastalıklara karşı sabrın önemini ve asıl musibetin imansızlık olduğunu vurgular. 3. İman ve Kardeşlik: Çeşitli konularda iman prensiplerini, aile hayatının huzur esaslarını ve günahtan kurtuluş yollarını ele alır. 4. Tabiat ve Yaratılış: Yirmi Üçüncü Lem'a, her şeyin Allah tarafından yaratıldığını ve batıl inançların yanlışlığını ispatlamaya çalışır. Ayrıca, eserde iktisat, şefkat, sünnetin önemi gibi çeşitli konular da işlenmektedir.

"Şualar" kelimesi, Said Nursi'nin Risale-i Nur adlı külliyatında bulunan kitaplarından birinin adıdır. Bu kitapta, kainattan yaratıcısını soran bir seyyahın gözlemleri, yine o kişinin gözüyle anlatılmaktadır.

Yirmi Dokuzuncu Mektup, Risale-i Nur'un bir bölümü olup, çeşitli konuları içermektedir: 1. Dokuzuncu Kısım: Bu kısımda, sünnet-i peygamberî dairesinde bütün on iki büyük tarîkatın hülâsası olan mehdiyetin telvihleri anlatılmaktadır. 2. Birinci Kısım: Bu kısım, içtihad risalesi olup, dokuz nükte içermektedir. 3. Genel Konular: Mektupta ayrıca, ölümün bir terhis ve paydostan ibaret olduğu, hayatın vazifesinden bir değişim olduğu ve bâki hayata bir davet olduğu gibi konular da ele alınmaktadır.

"Zülfikar" kitabı iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Said Nursi'nin eseri: "Zülfikar", Said Nursi'nin Risale-i Nur adlı külliyatında yer alan ve Kur'an'ın mucizelerini ele alan bir eserdir. 2. Roman: "Zülfikar" aynı zamanda Özgür Aydemir'in yazdığı ve insanın yurdunu terk etmek zorunda kalmasının keskin sızısını anlatan bir romanın adıdır.