Osmanlıİmparatorluğu

1481 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları şu şekildeydi: Balkanlar: Sırbistan, Mora Despotluğu ve Bosna fethedilmişti. Anadolu: Karamanoğulları Beyliği ilhak edilmişti. Karadeniz: Kırım Hanlığı ve Kefe Osmanlı hakimiyetine girmişti; Ceneviz egemenliği sona ermişti. Ege Denizi: Girit hariç tüm adalar fethedilmişti. İtalya: Napoli Krallığı'nın elindeki Otranto kısa bir süre işgal edilmişti. Osmanlı İmparatorluğu, bu dönemde Kuzey Afrika'ya ve Orta Doğu'ya yayılmıştı; ayrıca Doğu Avrupa'nın önemli kısımlarını kontrol ediyordu.

Abdülmecit Han'ın tahttan indirilme nedeni bulunmamaktadır. Ancak, Abdülmecit Han'ın hükümdarlığı sırasında bazı önemli olaylar yaşanmıştır: Kuleli Vakası: 1859 yılında, Abdülmecit'i devirmek amacıyla Fedailer Cemiyeti adında bir grup tarafından darbe girişimi düzenlenmiştir. Bu girişim, bir ihbar sonucu dağıtılmıştır. Mali Durum: Savaş giderlerini karşılamak için alınan dış borçlar ve padişahın sorumsuz harcamaları, mali durumu kötüleştirmiştir. Islahat Fermanı: 1856'da ilan edilen Islahat Fermanı, azınlıklara geniş ayrıcalıklar tanımış ve bu durum, özellikle Müslüman halk arasında tepkiye yol açmıştır.

İlk üniversitenin kurulma nedenleri arasında yükseköğretim ihtiyacının karşılanması ve bilimsel araştırmaların yapılması yer alır. Bologna Üniversitesi, 1088 yılında İtalya'da hukuk eğitimi vermek amacıyla kurulmuştur. İslam dünyasında ise ilk önemli yükseköğrenim kurumu, 1067 yılında Bağdat'ta kurulan Nizamiye Medresesi'dir. Türkiye'de ise ilk üniversite, 1933 yılında İstanbul Üniversitesi olarak kurulmuştur.

Fatih Sultan Mehmet, Rumeli Hisarı'nı İstanbul'un fethi öncesinde, Karadeniz'den gelebilecek saldırıları engellemek ve Boğaziçi'nin kontrolünü sağlamak amacıyla inşa ettirmiştir. Hisar, İstanbul Boğazı'nın en dar noktasına, Anadolu Hisarı'nın tam karşısına yapılmıştır.

Jön Türkler, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde, II. Abdülhamid yönetimine muhalif olan genç ve aydın kuşağa verilen isimdir. Bu terim, ilk kez 1828 yılında Charles McFarlane tarafından kullanılmıştır. Jön Türkler terimi, Fransızca "Genç Türkler" anlamına gelen "Jeunes Turcs" ifadesinden gelmektedir.

Zenta Muharebesi'nde Osmanlı ordusunun kaybı konusunda farklı kaynaklar farklı bilgiler vermektedir: Osmanlı kaynaklarına göre. Avusturya kaynaklarına göre. Fransız elçinin tahmini. Ruzzini'nin tahmini. Ayrıca, 10.000 askerin de boğularak öldüğü belirtilmektedir. Sonuç olarak, Zenta Muharebesi'nde toplam 40.000 ila 45.000 arasında Osmanlı askerinin öldüğü söylenebilir.

Kandiye, Girit Adası ile birlikte, 1669 yılında Osmanlı Devleti tarafından fethedilmiştir. 1645 yılında başlayan fetih süreci, 24 yıl sürmüş ve Kandiye Kalesi'nin kuşatılması ile devam etmiştir.

Deli İbrahim'in hikayesi kısmen gerçektir. Sultan İbrahim, 1640 yılında tahta çıkmış ve 8 yıl boyunca hüküm sürmüştür. Ancak, bazı olaylar ve iddialar efsaneleşmiş veya batılı kaynaklarda yer aldığı için kesinlik taşımamaktadır. Örneğin, 280 cariyenin boğdurulması olayı yerli kaynaklarda geçmemektedir. Dr. Çağatay Uluçay'ın araştırmalarına göre, Sultan İbrahim psikonevroz hastalığına sahip olabilir. Sonuç olarak, Deli İbrahim'in hikayesi gerçek olaylara dayanmakla birlikte, bazı unsurlar efsaneleşmiş veya farklı yorumlanmıştır.

Tımarlı sipahiler ve eyalet askerleri arasındaki temel farklar şunlardır: Tımarlı Sipahiler: Tanım: Tımarlı sipahiler, Osmanlı ordusunun büyük kısmını oluşturan, dirlik sahiplerinin beslemek zorunda olduğu atlı askerlerdir. Özellikler: Maaş almazlar, belirli hanelerden para toplarlar ve klasik silahlar kullanırlar. Önemi: 16. yüzyılın sonlarından itibaren önemini kaybetmişlerdir. Eyalet Askerleri: Tanım: Tımarlı sipahilerin yanı sıra, eyalet askerleri arasında azablar, sekbanlar, icareliler, lağımcılar ve müsellemler gibi farklı askeri birimler bulunur. Özellikler: Yeniçerilere göre daha üst düzey sayılır ve daha fazla gelir elde ederler. Özetle, tımarlı sipahiler, eyalet askerlerinin bir parçasıdır ve bu iki terim bazen birbirinin yerine kullanılabilir.

Nizamı Alem davası, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş ve genişleme döneminde devletin temel taşlarından birini oluşturmuştur. Nizamı Alem, aynı zamanda kâinattaki her şeyin Allah tarafından belli bir uyum ve ölçüyle yaratılması anlamına da gelir. Osmanlı'da, devletin bekası için kardeş katliamını meşru kılan yasa da Nizam-ı Alem olarak adlandırılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu'nda birçok savaş gemisi bulunmaktaydı. Ancak, I. Dünya Savaşı sırasında aktif olan Osmanlı zırhlı savaş gemilerinin sayısı oldukça sınırlıydı. Bazı önemli Osmanlı savaş gemileri şunlardır: Sultan I. Osman Zırhlısı: İlk sipariş eden ülke olan Brezilya'nın parasını ödeyememesi nedeniyle Britanya'da kızakta kalmış ve ardından Osmanlı'ya devredilmiştir. Barbaros Hayreddin ve Turgut Reis: Alman Brandenburg sınıfı zırhlı savaş gemileriydi ve Trablusgarp Savaşı'nda nadiren aktif olmuşlardır. Yavuz Zırhlısı: I. Dünya Savaşı'na katıldıktan sonra aktif bir rol oynamış, ancak 1918'de Çanakkale Boğazı'nda ağır hasar almıştır. Planlanan üç Reşadiye sınıfı zırhlı savaş gemisinden sadece biri yapılabilmiş ve o da Birleşik Krallık tarafından el konulmuştur. Toplam sayı hakkında kesin bir bilgi vermek zor olsa da, Osmanlı İmparatorluğu'nun donanması çeşitli türlerde birçok savaş gemisi içeriyordu.

Osmanlı Devleti, üç adet denizaltı edinmiştir. Bu denizaltılar: 1. Abdülhamid. 2. Abdülmecid. 3. Müstecip Onbaşı (I. Dünya Savaşı sırasında donanmaya katılmıştır).

1826 yılı, II. Mahmud döneminde gerçekleşmiştir. II. Mahmud, 28 Temmuz 1808'den 1 Temmuz 1839'a kadar Osmanlı tahtında kalmıştır.

Türkçülük Cemiyeti, diğer adıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti, 1889 yılında Mektebi Tıbbiye-i Şahane öğrencileri tarafından "İttihat-i Osmani" adıyla gizli bir teşkilat olarak kurulmuştur. Türkçülük Cemiyeti'nin bazı özellikleri: İdeoloji: Cemiyet içinde Türk milliyetçiliği çerçevesinde düşünenlerin sayısı fazladır. Amaç: Çokuluslu imparatorluğun zor durumundan kurtarılması ve devletin bir bütün olarak varlığını sürdürebilmesini sağlamak. Yükseliş: II. Meşrutiyet döneminde, özellikle Balkan Savaşları'ndan sonra İttihat ve Terakki yönetiminin Türkçülük fikrine sıcak bakmasıyla Türkçülük yükselişe geçmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu'ndaki 32 eyalet şunlardır: 1. Anadolu Eyaleti. 2. Diyarbekir Eyaleti. 3. Rumeli Eyaleti. 4. Bosna Eyaleti. 5. Budin Eyaleti. 6. Kıbrıs Eyaleti. 7. Tunus Eyaleti. 8. Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti. 9. Mısır Eyaleti. 10. Trablusşam Eyaleti. 11. Halep Eyaleti. 12. Bağdat Eyaleti. 13. Basra Eyaleti. 14. Musul Eyaleti. 15. Şam Eyaleti. 16. Erzurum Eyaleti. 17. Kars Eyaleti. 18. Van Eyaleti. 19. Çıldır Eyaleti. 20. Kefe Eyaleti. 21. Silistre Eyaleti. 22. Sofya Eyaleti. 23. Girit Eyaleti. 24. Hersek Eyaleti. 25. Mora Eyaleti. 26. Tuna Eyaleti. 27. Özi Eyaleti. 28. Dobrogée Eyaleti. 29. Metochia Eyaleti. 30. Samos Eyaleti. 31. Syrfie Eyaleti. 32. Bithynia Eyaleti. Bu liste, 1527-1799 yılları arasındaki Osmanlı eyaletlerini içermektedir.

Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra İngilizler tarafından işgal edilen bazı iller şunlardır: Musul. Urfa. Antep. Maraş. Samsun. İzmit, Eskişehir, Afyon ve Merzifon.

Zeamet, II. Mahmut döneminde tımar sistemiyle birlikte kaldırılmıştır. Bu kararın bazı nedenleri: Dirlik sisteminin bozulması. Askeri ve idari düzenlemeler. Mali düzenlemeler.

Elaziz ismi, Osmanlı döneminde, 1862 yılında, Sultan Abdülaziz'in tahta çıkışının beşinci yılı anısına, şehrin yönetimine tayin edilen Vali İsmail Paşa'nın önerisiyle "Mamurat al-aziz" adının kısaltılması sonucu ortaya çıkmıştır. 1937 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ziyaretiyle, şehre "azığı bol il" anlamında "Elazık" ismi uygun görülmüş, bu isim TBMM kararı ile "Elazığ" olarak onaylanmıştır.

Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın (Bordo Bereliler) Türk bayrağı kullanmaya başlama tarihi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Türk bayrağının tarihçesi hakkında bazı bilgiler mevcuttur. Türk bayrağı, bugünkü haline en yakın şekliyle ilk defa 18. yüzyılda III. Selim döneminde kullanılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla birlikte, 29 Mayıs 1936'da Türk bayrağı şekil olarak TBMM tarafından belirlenmiş ve 25 Ocak 1985'te Bakanlar Kurulu tarafından bayrağın ölçülerine yönelik yeni bir ekleme yapılmıştır.

Azatlı Baruthanesi, Osmanlı Padişahı III. Selim'in modernleşme hareketinin bir parçası olarak, Baruthane Nazırı Mehmet Şerif Efendi'nin önerisiyle 1794 yılında yapımına başlanmıştır. Bazı önemli olaylar: 1804 yılında, Şamlar Köyü'nün kuzeyinde bir derbent yaptırılarak buraya su kanalı açılmıştır. 1835'te kapatılan Selanik Baruthanesi'ndeki teçhizat buraya nakledilmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'na kadar faaliyet göstermiştir. Günümüzdeki durumu: Kanal İstanbul projesinden olumsuz etkilenecek yapılardan biridir. Sadece bazı bölümleri ayakta kalan tarihi bir alan olarak korunmaktadır.