• Buradasın

    MentalSağlık

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Serotonin eksikliği belirtileri nelerdir?

    Serotonin eksikliği belirtileri şunlardır: 1. Kendini sürekli sinirli hissetmek ve ani duygu durum değişiklikleri. 2. Karamsar düşüncelerden kurtulamamak, depresyon belirtileri. 3. Sürekli çikolata ve hamur işi yeme ihtiyacı hissetmek. 4. Uykuya dalmakta güçlük çekmek ve geceleri sık sık uyanmak. 5. Fazla kaygılı ruh hali ve anksiyete problemleri. 6. İştahta belirgin değişimler, aşırı yeme veya iştahsızlık. 7. Kişisel bakıma ayıracak enerjiyi bulamamak ve öz güvenin azalması. 8. Konsantrasyon düşüklüğü ve odaklanma zorluğu. 9. Baş ağrılarının artması. Bu belirtiler yaşanıyorsa, bir uzmana danışmak önemlidir.

    Yalnızlık neden çok tehlikeli?

    Yalnızlık, çeşitli nedenlerle tehlikeli olabilir: 1. Psikolojik Hastalıklar: Yalnızlık, depresyon, anksiyete bozuklukları ve madde bağımlılıkları gibi psikolojik hastalıkların kapısını aralayabilir. 2. Uyku Bozuklukları: Yalnızlık hissi, uyku düzenini bozarak uyku bozukluklarına yol açabilir. 3. Fiziksel Sağlık Sorunları: Bağışıklık sistemini zayıflatarak kalp hastalıkları, Alzheimer gibi fiziksel sağlık sorunlarını artırabilir. 4. Sosyal İzolasyon: Yalnızlık, bireyin sosyal çevresinden soyutlanmasına ve bu durumun kronik strese neden olmasına yol açabilir. 5. Özgüven ve Özsaygı Düşüşü: Yalnızlık, bireyin kendine olan güvenini ve özsaygısını azaltabilir. Bu nedenlerle, yalnızlık hissiyle başa çıkmak ve gerektiğinde psikolojik destek almak önemlidir.

    Şema terapisi hangi kişilik bozukluklarına iyi gelir?

    Şema terapisi, özellikle aşağıdaki kişilik bozukluklarının tedavisinde etkili olarak kullanılmaktadır: Borderline kişilik bozukluğu; Narsistik kişilik bozukluğu; Çekingen kişilik bozukluğu; Obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu. Bu terapi yöntemi, çocukluk ve ergenlik döneminde şekillenen olumsuz şemaların etkisiyle ortaya çıkan diğer kronik psikolojik sorunların çözümünde de yardımcı olabilir. Şema terapisine başlamadan önce, bir uzmana danışmak önemlidir.

    Obsesyon için hangi doktora gidilir?

    Obsesyon (takıntı) için uzman psikiyatr veya psikolog bölümüne gidilir. Teşhis ve tedavi süreci, bu alandaki sağlık profesyonelleri tarafından yürütülecektir.

    Vivere psikolojide hangi terapiler var?

    Vivere Psikoloji'de sunulan terapiler şunlardır: 1. Bireysel Terapi: Bireylerin duygusal sorunlarını çözmelerine ve yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olur. 2. Aile Danışmanlığı: Aile içindeki iletişim sorunlarını ve çatışmaları ele alır. 3. Çift Terapisi: İlişkilerde yaşanan sorunları çözmek ve iletişimi güçlendirmek için kullanılır. 4. Çocuk ve Ergen Terapisi: Çocukların ve gençlerin duygusal ve davranışsal sorunlarını ele alır. 5. Grup Terapisi: Benzer sorunlarla mücadele eden bireylerin bir araya gelerek deneyimlerini paylaştıkları bir terapi yöntemidir. 6. Sanat Terapisi: Sanat yoluyla duyguları ifade etmeyi sağlar. 7. Psikodinamik Terapi: Bilinçdışı süreçleri ve geçmiş deneyimleri ele alır.

    Gad hastalığı nedir?

    Genelleştirilmiş Anksiyete Bozukluğu (GAD), sürekli endişe ve kaygı haliyle karakterize edilen bir mental sağlık durumudur. Bu bozukluk, günlük yaşamı olumsuz etkiler ve aşağıdaki belirtilerle kendini gösterir: Fiziksel belirtiler: huzursuzluk, kalp çarpıntısı, nefes darlığı, kas gerginliği, baş ağrıları. Duygusal belirtiler: kontrol edilemeyen endişe, yorgunluk, uyku sorunları, depresyon. GAD'nin nedenleri genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonunu içerir. Teşhis için bir doktora veya mental sağlık uzmanına başvurmak gereklidir.

    Online terapide hangi hastalıklar tedavi edilir?

    Online terapi ile tedavi edilebilen bazı hastalıklar şunlardır: Depresyon; Kaygı bozuklukları; Yeme bozuklukları; Uyku problemleri; Obsesif kompulsif bozukluk; Kayıp ve yas süreci; Cinsel sorunlar; İlişki problemleri; Sosyal fobi; Sınav stresi. Ancak, şizofreni ve ağır travma gibi durumlarda online terapi yerine yüz yüze terapi tercih edilmelidir. Online terapinin uygunluğu ve tedavi süreci, danışanın durumu ve terapistin değerlendirmesine göre belirlenir.

    Obsesyon ve kompulsiyon farkı nedir?

    Obsesyon ve kompulsiyon arasındaki fark şu şekildedir: - Obsesyon, kişinin isteği dışında gelen, zihninden uzaklaştıramadığı, belirgin bir kaygıya neden olan, tekrarlayan ve kişiye rahatsızlık veren düşüncelerdir. - Kompulsiyon ise, bu düşünceleri zihinden uzaklaştırmak ve neden olduğu kaygıyı azaltmak için yapılan yineleyici davranışlar veya zihinsel eylemlerdir.

    Obsesyon belirtileri nelerdir?

    Obsesyon belirtileri, obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) bir parçası olarak ortaya çıkan, kişinin zihninden uzaklaştıramadığı ve istem dışı gelen düşüncelerdir. İşte bazı yaygın obsesyon belirtileri: 1. Mikrop kapma korkusu: Sürekli temizlik yapma ve hijyen kaygısı. 2. Simetri ve düzen takıntısı: Eşyaların belirli bir düzende olması için aşırı çaba harcama. 3. Kötü bir şey olacağına dair düşünceler: Kontrol edilemez bir şekilde sürekli olarak bir şeylerin ters gideceğine dair endişe duyma. 4. Dini veya ahlaki açıdan kabul edilemez düşünceler: Kişinin kendisine ait olmadığını bildiği uygunsuz veya utanç verici düşüncelere kapılma. 5. Kendine veya başkalarına zarar verme korkusu: Kendine veya çevresine zarar verme düşüncelerinden korkma. Bu belirtiler, kişinin günlük yaşamını, iş hayatını ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Eğer bu tür belirtiler yaşıyorsanız, bir uzmana danışmanız önemlidir.

    Yetişkinlerde hangi davranışlar normal değildir?

    Yetişkinlerde normal olmayan davranışlar, toplumun genel norm ve değerlerine uymayan veya işlevselliği olumsuz etkileyen davranışlardır. İşte bazı örnekler: Aşırı anksiyete ve endişe: Günlük yaşamı olumsuz etkileyen aşırı kaygı durumları. İnkar ve gerçeklikten kopma: Gerçekleri kabul edememe, kendi hayal dünyasında yaşama. Duygusal dengesizlik: Ani ruh hali değişiklikleri, örneğin bir anda aşırı neşeden derin bir üzüntüye geçiş. Düşünce bozuklukları: Gerçek dışı düşünceler veya saplantılı düşünceler. Davranışsal sorunlar: Kontrolsüz öfke patlamaları, saldırganlık, intihar düşünceleri veya kendine zarar verme davranışları. Bağımlılıklar: Alkol, uyuşturucu veya diğer maddelere bağımlılık, aşırı alışveriş yapma, internet bağımlılığı gibi. Yeme bozuklukları: Anoreksiya, bulimiya gibi bozukluklar, sağlıksız yeme alışkanlıkları ve beden imajı ile ilgili sorunlar. Bu tür davranışlar, kişinin yaşam kalitesini etkileyebilir ve profesyonel yardım gerektirebilir.

    EMDR kaç seans yapılır?

    EMDR terapisi süresi, danışanın yaşadığı travmaların yoğunluğuna ve türüne göre değişir. Ancak, fobi, anksiyete bozukluğu gibi rahatsızlıkların tedavisinde 6-12 seans gerekebilir. EMDR terapisinin etkili olabilmesi için en az 3 seans önerilmektedir.

    Melankoli hastalığı neden olur?

    Melankoli hastalığı, yani melankolik depresyon, çeşitli biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu sonucu ortaya çıkar. Başlıca nedenleri: - Genetik faktörler: Ailede depresyon öyküsü olan kişilerde risk artışı gözlemlenir. - Beyin kimyası: Serotonin, norepinefrin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği melankoliye katkıda bulunabilir. - Çevresel faktörler: Stresli yaşam olayları, travmalar veya kayıplar melankoli geliştirme riskini artırabilir. - Psikolojik faktörler: Düşük özsaygı, mükemmeliyetçilik, olumsuz düşünce yapıları ve asosyallik gibi durumlar melankoliyi tetikleyebilir. Melankoli teşhisi ve tedavisi için bir uzmana başvurmak önemlidir.

    Melankolinin belirtileri nelerdir?

    Melankolinin belirtileri genellikle derin üzüntü, umutsuzluk ve karamsarlık duygusuyla kendini gösterir. İşte diğer yaygın belirtiler: Enerji kaybı: Kişi kendini sürekli yorgun ve bitkin hisseder. İştah ve uyku düzeninde değişiklikler: İştah kaybı veya aşırı yeme, uyku bozuklukları (uykusuzluk veya aşırı uyuma). Kendine güvensizlik ve değersizlik hissi: Kişi kendisini yetersiz ve başarısız görür. Fiziksel ağrılar: Baş ağrısı, kas ağrıları gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir. Konsantrasyon zorluğu: Karar vermekte zorlanma ve zihinsel bulanıklık yaşanabilir. Melankoli belirtileri uzun süre devam ederse, bir uzmandan yardım almak önemlidir.

    Bir insanın psikolojik olarak iyi olup olmadığı nasıl anlaşılır?

    Bir insanın psikolojik olarak iyi olup olmadığını anlamak için şu belirtilere dikkat edilebilir: 1. Öz Kabul: Kişinin kendini olumlu değerlendirmesi, benliğini bilmesi ve kabul etmesi. 2. Başkalarıyla Olumlu İlişkiler: Çevresine karşı empati yapabilmesi, samimi ve sıcak ilişkiler kurabilmesi. 3. Özerklik: Kendi kararlarını alabilme, sosyal baskılara boyun eğmeme ve kendi beklentilerine göre hareket etme. 4. Çevresel Hakimiyet: Çevresini belirleyebilme, kendisine faydalı sosyal çevreler seçebilme. 5. Yaşam Amacı: Sürekli amaçlar belirleme ve bu amaçlara ulaştıkça kendini daha iyi hissetme. 6. Kişisel Gelişim: Yeni deneyimlere ve öğrenmelere açık olma, entelektüel anlamda kendini geliştirme. Ayrıca, sürekli üzüntü, endişe, motivasyon kaybı, uyku düzeninde bozulma gibi belirtiler de psikolojik iyi oluşun olmadığını gösterebilir. Bu durumda bir psikolog veya psikiyatristle görüşmek faydalı olabilir.

    Quasimodonun hastalığı nedir?

    Quasimodo'nun hastalığı, Victor Hugo'nun "Notre Dame'ın Kamburu" eserindeki karaktere atıfta bulunarak, Quasimodo sendromu olarak adlandırılmaktadır. Quasimodo sendromunun belirtileri şunlardır: - Kişinin kendi bedeninde gerçekte var olmayan kusurlar bulması ve bundan yoğun rahatsızlık duyması; - Aynada kendini aşırı inceleyip eleştirmesi ve sürekli kusur araması; - Hayali kusurlarının nasıl göründüğünü sorup, kendisini çirkin kabul etmesi; - Plastik cerrahlar ve dermatologların kapısını sık sık çalıp, küçüklü büyüklü müdahaleler yaptırma isteği. Bu sendrom, genetik yatkınlığın yanı sıra toplumsal normlar ve sosyal medyanın dayattığı güzellik algılarının etkisiyle de ortaya çıkabilmektedir.

    Psikolog ilk görüşmede ne sorar?

    Psikolog, ilk görüşmede genellikle aşağıdaki konuları içeren sorular sorar: 1. Tanışma Soruları: "Bana biraz kendinizden bahseder misiniz?" gibi sorularla danışanın kendini rahat hissetmesini sağlamak amaçlanır. 2. Sorunları Anlamaya Yönelik Sorular: "Hangi konuda zorluk yaşıyorsunuz?" ve "Bu durum hayatınızı nasıl etkiliyor?" gibi sorularla sorunların kökeni ve etkisi anlamaya çalışılır. 3. Geçmişe Yönelik Sorular: "Geçmişte benzer bir durumla karşılaştınız mı?" ve "Aileniz ve çocukluğunuz hakkında ne söyleyebilirsiniz?" gibi sorularla danışanın geçmiş deneyimleri değerlendirilir. 4. Duygusal Durum ve Zihinsel Sağlık Soruları: "Son zamanlarda nasıl hissediyorsunuz?" ve "Kaygı, stres veya depresyon belirtileri yaşıyor musunuz?" gibi sorularla danışanın ruhsal durumu ve psikolojik belirtileri değerlendirilir. 5. Günlük Hayat ve Alışkanlıklar: "Günlük rutinleriniz neler?" ve "Sosyal ilişkileriniz ve iş hayatınız nasıl?" gibi sorularla danışanın yaşam tarzı ve günlük alışkanlıkları anlaşılır. 6. Terapiden Beklentiler: "Bu terapi sürecinden beklentileriniz neler?" ve "Hangi alanlarda değişiklik olmasını istiyorsunuz?" gibi sorularla terapinin hedefleri belirlenir.

    Bebe Rexha'nın hastalığı nedir?

    Bebe Rexha'nın hastalığı bipolar bozukluktur.

    Umudumu kaybettim ne yapmalıyım?

    Umudunuzu kaybettiğinizde yapabileceğiniz bazı şeyler şunlardır: 1. Kendinize güvenin: Kendi gücünüzün farkında olun ve kendinize inanmanın başarının anahtarı olduğunu unutmayın. 2. Hatalarınızdan ders çıkarın: Yapılan hatalardan ders almak, süreci değerlendirmenize ve ilerlemenize yardımcı olabilir. 3. Pozitif çevre oluşturun: Negatif insanlardan uzak durup, samimi ve güler yüzlü insanlarla çevrenizi donatın. 4. Düzenli egzersiz yapın: Egzersiz, mutluluk hormonu endorfin seviyesini artırarak ruh halinizi iyileştirebilir. 5. Hobi edinin: İlgi alanlarınızla uğraşmak, yaratıcı düşünmenizi sağlar ve umudunuzu korumanıza yardımcı olur. 6. Profesyonel yardım alın: Gerekirse bir terapist veya danışmandan destek almak, umutsuzluk duygusuyla başa çıkmanıza yardımcı olabilir.

    Delik fobisi neden olur?

    Delik fobisi (tripofobi) nedenleri tam olarak anlaşılmamış olsa da, bazı olası nedenler şunlardır: 1. Evrimsel Tepki: Bazı teoriler, tripofobinin evrimsel bir tepki olduğunu öne sürer. 2. Önceki Deneyimler: Geçmişteki olumsuz deneyimler veya travmatik olaylar, tripofobi ile ilişkilendirilebilir. 3. Duyusal İşleme Farklılıkları: Sinir sistemindeki farklılıklar veya duyusal işleme bozuklukları, kişinin bu desenlere karşı aşırı tepki vermesine neden olabilir. 4. Toplumsal Etkiler: Medya ve internet gibi kaynaklar, tripofobi semptomlarını tetikleyebilecek delikli desenlere sık sık maruz kalma riskini artırabilir. Tripofobi belirtileri şiddetli ise, bir terapiste danışmak önemlidir.

    Gelecek kaygısı neden olur?

    Gelecek kaygısı, bireylerin gelecekteki belirsizlikler ve potansiyel olumsuz durumlar hakkında endişe duymalarıdır. Bu kaygının başlıca nedenleri şunlardır: 1. Belirsizlik: Gelecek hakkında kesin bilgilere sahip olamamak, kişinin kendini güvende hissetmesini zorlaştırır. 2. Ekonomik koşullar: İşsizlik, maddi zorluklar ve finansal güvensizlik gibi ekonomik baskılar kaygıyı artırabilir. 3. Toplumsal beklentiler: Aile, arkadaşlar ve çevre tarafından belirlenen başarı kriterleri, bireyin kendisini sürekli bir yarış içinde hissetmesine yol açabilir. 4. Geçmiş deneyimler: Geçmişte yaşanan olumsuz deneyimler ve travmalar, geleceğe dair kaygıların artmasına neden olabilir. 5. Değişim hızı: Modern dünyadaki hızlı değişimler, bireylerin bu değişimlere ayak uydurmakta zorlanmasına ve kaygı yaşamasına yol açabilir. 6. Mükemmeliyetçilik: Kendi üzerlerine aşırı baskı kuran veya mükemmel sonuçlar bekleyen kişiler, gelecekte başarısızlık korkusuyla kaygı yaşayabilirler. Bu nedenler, her yaştan ve her sosyoekonomik gruptan bireylerde gelecek kaygısına yol açabilir.