Kur'an

Nüzul kelimesi Vikipedi'de iki farklı anlamda kullanılmaktadır: 1. İslami literatürde: Nüzul, Kur'an ayetlerinin veya surelerinin indiriliş sebeplerini açıklayan İslami bilim dalına verilen isimdir. 2. Genel anlamda: Nüzul, yukarıdan aşağıya inme, inme, inmek anlamına gelir.

"Ey kavmim, sizden bir ecir istemiyorum" sözü, Hûd Suresi'nin 51. ayetinde geçmektedir.

Havva annemizin üç çocuğu olduğu belirtilmektedir: Hz. Habil, Hz. Kabil ve Hz. Şit.

İnterneti olmayan biri Kur'an'ı takip etmek için internetsiz Kuran uygulamaları kullanabilir. İşte bazı seçenekler: 1. İnternetsiz Kuran-ı Kerim APK: Android cihazlar için indirilebilen bu uygulama, Arapça, Latin harfli ve meal olarak Kur'an-ı Kerim'i okuma ve dinleme imkanı sunar. 2. Tamindir'in İnternetsiz Kuran-ı Kerim Uygulaması: Bu uygulama da benzer özellikler sunar ve surelere hızlı erişim, ezber menüsü gibi ek fonksiyonlar içerir. Ayrıca, bilgisayar veya cep telefonundaki Kur'an metinlerine abdestsiz olarak dokunulabilir ve bu şekilde okunabilir.

Kehf Suresi 17. ayette üç sorunun sorulma nedeni, Mekke'li müşriklerin Hz. Muhammed'i (s.a) imtihan etmek istemeleridir.

Gaf ve gıf durakları, Kur'an-ı Kerim'de bulunan durak işaretlerinden ikisidir. Gaf durağı, genel olarak geçmenin daha iyi olduğu, ancak durmanın da caiz olduğu bir duraktır. Gıf durağı ise durmanın tavsiye edildiği, durmanın geçmekten daha evlâ olduğu bir duraktır.

Zariyat suresinde çiftlerden bahsedilmesinin nedeni, yaratılıştaki ikiliğe ve çeşitliliğe dikkat çekmektir. Bu surede geçen "her şeyden çift çift yarattık" ifadesi, Allah'ın tek yaratıcı olduğunu ve O'nun dışındaki her şeyin çiftlerden oluştuğunu vurgular.

Zalımlar kelimesi, başkalarına karşı zalimce davranan, haksızlık yapan ve adaletsizlik sergileyen kişileri ifade eder. Kur'an'da zalim kelimesi, Allah'a karşı yalan uyduranlar, âyetleri inkâr edenler, ilâhî kitaplara inanmayanlar gibi çeşitli bağlamlarda kullanılmıştır. Ayrıca, "zulum" kelimesi, bir şeyin gereğini yerine getirmemek, haddi aşmak anlamında da kullanılır ve adâletin zıddı olarak kabul edilir.

Hz. Zülkarneyn'in güneşin batmadığı yere gitmesi, karadelik olarak yorumlanmaktadır.

Fâtır Suresi, 13. ayet şu anlama gelir: "Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar; güneş ve ayı emri altına almıştır. Her biri belirlenmiş bir süreye kadar akıp gider. İşte (bütün bunları yapan) Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur. O'nu bırakıp da kendilerine taptıklarınız ise, bir çekirdek kabuğuna bile sahip değillerdir".

"Sone 117" iki farklı bağlamda ele alınabilir: 1. William Shakespeare'in Sonesi: Bu sone, şairin genç bir adama olan sevgisini ve yaptığı hataları ele alır. 2. Kuran'da En'âm Suresi 117. Ayet: Bu ayet, çoğunluğun görüşlerine körü körüne uymanın her zaman doğru olmadığını, çünkü onların da bazen yanlış inançlara sahip olabileceğini vurgular.

Maide Suresi 10. ayet, inkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanların cehennemlik olduğunu ifade etmektedir.

Kurra olmak için yapılması gerekenler şunlardır: 1. Kıraat Eğitimi: Takrîb seviyesinde kıraat tahsil etmek ve bundan icazet almak gereklidir. 2. Kıdem Şartı: İcazet tarihi itibariyle, o devrin aynı seviyedeki kurrâsının hepsinden daha kıdemli olmak gerekir. 3. İstanbul'da İkamet: Osmanlı döneminde olduğu gibi, günümüzde de İstanbul'da ikamet etmek önemlidir. 4. Aktif Görev: Kıraat ilminin eğitim-öğretimiyle aktif şekilde meşgul olmak şarttır. 5. Pratik ve Tekrar: Kur’an’ı doğru bir şekilde okuyabilmek için düzenli olarak pratik yapmak ve tekrar etmek gereklidir. Ayrıca, Kurra olabilmek için Arapça bilmek ve tecvid kurallarını öğrenmek de önemlidir.

Rey ile tefsirin sistemleşmesi, İslam tefsir tarihinde hicri II. yüzyıldan itibaren gelişmeye başlamıştır. Rey tefsiri, müfessirlerin Arapça dili ve edebiyatı hakkındaki bilgileri ile ayetlerin anlamını içtihat yoluyla yorumlamalarını içerir. Önemli gelişmeler arasında şunlar yer alır: - Taberî'nin Câmiü'l-Beyan adlı tefsiri, rey tefsirinin sistemleşmesine katkı sağlamıştır. - Tabiin döneminde rey ve içtihadın kullanımı daha da genişlemiş, dil bilimi ve anlam bilimi çalışmaları yoğunlaşmıştır. - Modern dönemde, sosyal ve siyasal dinamiklerin etkisiyle rey tefsiri, Kur'an'ı değişen sosyal hayata ve şartlara göre yorumlama faaliyeti olarak devam etmiştir.

Halil Altuntaş'ın "Kur'an-ı Kerim Meali" ilk olarak 2011 yılında yayınlanmıştır.

"Yorgun Maymunlar Günü - Sebt / Şabat" kitabı, Hasan Mustafa Arslan ve Ramazan Demir tarafından yazılmış olup, Kur'an'ın önceki kitaplar ile ilişkilendirilmesini ve önceki kitapların tahrif edilmiş kısımlarının ortaya çıkarılmasını konu almaktadır. Kitapta ayrıca şu konular da ele alınmaktadır: - Yahudilerin sebt uygulamaları ile Allah'ın fıtrata yerleştirmediği kuralları dinin bir hükmü saymaları ve bu kuralların lanete yol açması. - Müslümanların da Yahudilerin sebt uygulamalarına benzer bir yaklaşım sergilemeleri ve bu durumun eleştirilmesi.

Kur'an'ın günlükleri olarak adlandırılan olaylar, 610 yılından başlayarak 632 yılına kadar süren bir dönemde yazılmıştır.

Hakiki sulhun kaynağı iki ana temelde yatmaktadır: 1. Kur'an-ı Kerim: Sulh'u teşvik eden birçok ayet, doğrudan veya dolaylı olarak bu konuda rehberlik eder. 2. Hz. Peygamber'in hadisleri: Kur'an'daki ayetleri beyan eden ve konunun uygulama şeklini gösteren dini kaynaklardır.

"Kazık diyarı" ifadesi, Kuran'da geçen "kazıklar" anlamına gelen "evtâd" kelimesiyle ilgili ayetlerde geçmektedir. Bu ayetler şu konuları anlatmaktadır: 1. Sad Suresi, 12. ayet: Nuh kavmi, Ad ve kazıklar sahibi Firavun'un peygamberlerini yalanlaması. 2. Nebe' Suresi, 7. ayet: Dağların birer kazık olarak tasvir edilmesi. 3. Fecr Suresi, 10. ayet: Kazıklar (ehramlar) sahibi Firavun'a atıfta bulunulması.

Cehennem Meleği'nin (Zebani) sonu, Kuran'da geçen bir hadiseye göre şu şekilde tasvir edilmektedir: Cehenneme giren inkârcılar, cehennem bekçilerine (Zebanilere) yalvarırlar ve onlardan azabın hafifletilmesini isterler. Ayrıca, Zebani olarak adlandırılan cehennem meleklerinin başında Malik isimli bir meleğin bulunduğu ve cehennemdekilerin ondan ölüm talep ettikleri, ancak bu taleplerinin kabul edilmediği belirtilmektedir.