Ayet

Kalem Suresi, 51. ayet şu şekildedir: > "O inkâr edenler Zikr'i (Kur'an'ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi. Hâla da (kin ve hasetlerinden:) 'Hiç şüphe yok o bir delidir' derler". Bu ayet, müşriklerin Hz. Peygamber'e olan düşmanlık ve kıskançlıklarını ifade eder.

"Hikr 216" ifadesi iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Bakara Suresi 216. Ayet: Bu ayet, savaşın Müslümanlar için farz kılındığını ve bazen hoşa gitmese de hayırlı olabileceğini anlatır. Ayetin tam meali şu şekildedir: > "Size zor geldiği hâlde savaş üzerinize farz kılındı. Hakkınızda hayırlı olduğu hâlde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz. Sizin için kötü olduğu hâlde bir şeyden hoşlanmış da olabilirsiniz. Yalnız Allah bilir, siz ise bilemezsiniz". 2. Türk Ceza Kanunu Madde 216: Bu madde, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçlarını düzenler. Maddede belirtilen suçlar şunlardır: Halkın bir kesimini sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip olması nedeniyle kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek. Halkın bir kesimini sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılamak.

Rad Suresi, 28. ayet şu şekilde mealendirilmiştir: > "İman edenler ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur".

“Her can ölümü tadacaktır” sözü, Kur’an-ı Kerim’de Ankebût Suresi’nin 57. ayetinde geçmektedir.

Hûd Suresi 3. ayet, genel olarak Allah'a tevbe etme ve af dileme konusunu anlatır. Ayetin meali şu şekildedir: > "Artık Rabbinizden hatalarınızın örtülmesini isteyin, sonra O’na tevbe edin ki sizi belirli bir vakte kadar huzur içinde güzel bir şekilde yaşatsın ve faziletli bir hayat sürenlere bol bol lutf u ihsânda bulunsun. Eğer yüz çevirirseniz, şüphesiz ki ben, sizin büyük bir günün azâbına uğramanızdan korkarım". Bu ayet, aynı zamanda peygamberlerin insanları doğru yola çağırma ve gelmesi kesin olan ahiret azabı uyarılarını da içerir.

"Ala 6" ifadesi, Kuran'da geçen bir ayet numarasını ifade eder. Ala suresi, 6. ayet şu şekildedir: > "Sana okutacağız ve asla unutmayacaksın".

Müddessir Suresi 11. ayet, Velîd b. Mugîre adlı müşrikin durumunu anlatarak ondan bahsetmektedir. Ayetin meali şu şekildedir: > "Beni, yarattığım kişiyle baş başa bırak; kendisine geniş bir servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, nimetleri yaydıkça yaydığım o kişiyi!". Bu ayet, nimetlere karşı şükretmek yerine Allah'a ve peygambere karşı nankörlük eden ve İslâm'ı boğmak isteyenlere öncülük eden bir kişinin cezalandırılacağını ifade eder.

"Senukriüke fela tensa" ifadesi, Ala Suresi'nin 6. ayetinde yer alır ve anlamı "Sana okutacağız ve sen unutmayacaksın" şeklindedir.

Ayetli tabloların duvara asılması konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. İslam'a göre, ayetlerin duvarlara asılması genellikle bidat olarak değerlendirilmektedir. Ancak, bazı dini hediyelik eşya satan sitelerde ayetli tabloların duvara asılabileceği belirtilmektedir.

"Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın" ifadesi, Bakara Suresi 195. ayette geçen bir uyarıdır ve iki ana anlama gelebilir: 1. İnfak ve cihadı terk etmemek: Bu, Allah yolunda harcamada bulunmak, ülkenin savunması için gerekli olan maddi fedakârlıklarda bulunmak demektir. 2. Genel anlamda kendini tehlikeye atmamak: Bu, sağlığa zarar veren alışkanlıklar, haram kazanç, zulüm ve adaletsizlik gibi durumları da kapsar.

Hıkr-201 ifadesi, Bakara Suresi'nin 201. ayetini ifade ediyor olabilir. Bu ayet, iki dünya saadeti için dua konusunu anlatır. Ayetin meali şu şekildedir: > "Bazı insanlar da: 'Rabbimiz bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru' derler. İşte yaptıkları iyiliklerin ahirette karşılığını alacak olanlar bunlardır".

“Ondan geldik, Ona döneceğiz” sözü, Bakara Suresi'nin 156. ayetinde geçen “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” cümlesinden alınmıştır.

"Kader, kendi çabamıza bağlıdır" sözü, İsra Suresi'nin 13. ayetine aittir: > "Biz her insanın kaderini, kendi çabasına bağlı kıldık".

Cin Suresi, 11. ayet şu şekildedir: > "Bize gelince, içimizde dürüst ve erdemli kimseler de var, bunun çok aşağısında kalan azgınlar da. Tıpkı insanlar gibi biz de farklı inançlara sahip çeşitli gruplara ayrılmış vaziyetteyiz". Bu ayet, cinlerin de insanlar gibi aralarında iyi ve kötü olanların bulunduğunu ve çeşitli inançlara sahip olduklarını ifade eder.

Bakara Suresi, 217. ayet şu konuları anlatır: 1. Haram Ayda Savaş: Ayette, haram aylarda (receb, zilkade, zilhicce ve muharrem) savaşmanın büyük bir günah olduğu belirtilir. 2. Allah'ın Yolundan Alıkoyma: İnsanları Allah'ın yolundan menetmek, O'nu inkâr etmek ve Mescid-i Haram'a engel olmak, Allah katında daha büyük bir günah olarak değerlendirilir. 3. Fitne ve Öldürme: Fitne (karışıklık) çıkarmanın, adam öldürmekten daha ağır bir suç olduğu vurgulanır. 4. Dinden Dönme ve Amellerin Boşa Gitmesi: Dinden dönen ve kâfir olarak ölen bir kişinin dünyada ve ahirette yaptığı amellerin boşa gideceği ifade edilir.

"Ol der ve olur" ifadesi, Kur'an-ı Kerim'de geçen bir ayeti ifade eder ve Yasin Suresi'nin 82. ayetinde yer alır. Bu ayet, Allah'ın iradesinin sınırsızlığını ve bir şeyin olmasını dilediğinde sadece "ol" demesi durumunda o şeyin gerçekleşeceğini anlatır.

Mâide Suresi 5/8. ayet şu anlama gelir: > "Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletten saptırmasın. Adil davranın, o takvaya en yakın olandır. Allah'a karşı takva sahibi olun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır".

Neml Suresi 62. ayet şu mesajı vermektedir: Allah mı daha hayırlı yoksa O'na koştukları ortaklar mı? Ayetin devamında şu sorular sorulmaktadır: - Gökleri ve yeri yaratan, gökten su indirip güzel bahçeler ve bağlar yetiştiren kim? - Yeryüzünü yerleşmeye elverişli kılan, vadilerinden nehirler akıtan, sarsılmaz dağlar yaratan ve iki deniz arasına engel koyan kim? - Darda kalan kişiye yardım eden, onun sıkıntısını gideren ve yeryüzünün yöneticileri yapan kim? Bu sorular, Allah'ın varlığını, birliğini ve sonsuz kudretini vurgulamakta ve müşriklerin ahiret hakkındaki inançlarını eleştirmektedir.

"Bekleyin, şüphesiz biz de bekliyoruz" ifadesi, Kur'an-ı Kerim'de En'âm Suresi'nin 158. ayetinde geçmektedir. Bu ayet, iman etmek için meleklerin gelmesini veya Allah'ın bazı ayetlerinin ortaya çıkmasını bekleyenlere bir cevap olarak verilmiştir. Ayetin anlamı şu şekildedir: "Onlar (iman etmek için) ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini ya da Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi gözlüyorlar? Rabbinin ayetlerinden bazısı geldiği gün, daha önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış olan bir kimseye (o günkü) imanı fayda vermez. De ki: 'Siz bekleyin. Şüphesiz biz de bekliyoruz.'".

Efesliler 1:10 ayeti, Tanrı'nın yerdeki ve gökteki her şeyi Mesih'te birleştirme tasarısını ifade eder. Bu ayet şu şekilde çevrilebilir: > "Zaman dolunca gerçekleştireceği bu tasarıya göre, yerdeki ve gökteki her şeyi Mesih'te birleştirecek".